EĞİTİM - 09 Aralık 2018 Pazar 11:37

(Özel haber) - Bitkisel hayattan sınava

A
A
A
(Özel haber) - Bitkisel hayattan sınava

Sakarya’nın Pamukova ilçesinde geçirdiği kazada ağır yaralanan ve aylarca bitkisel hayatta kalan 18 yaşındaki Beyzanur Altun, azmi ve dualarla tekrar hayata döndü.

Sakarya’nın Pamukova ilçesinde geçirdiği kazada ağır yaralanan ve aylarca bitkisel hayatta kalan 18 yaşındaki Beyzanur Altun, azmi ve dualarla tekrar hayata döndü. Altun, hedefindeki mimarlık mesleği için açık lise sınavlarına evinde girdi.


13 Mayıs 2017 tarihinde Sakarya istikametine giden Songül Altun’un (42) kullandığı 16 ZF 666 plakalı otomobile, D-650 kara yolu üzerinde bulunan trafik ışıklarında durduğu esnada, aynı istikamete giden Mehmet Ali Akar (67) idaresindeki 26 BZ 735 plakalı otomobil arkadan çarptı. Can pazarının yaşandı o kazada Sogül Altun, otomobilde bulunan çocukları Beyzanur Altun (17), Emir Taha Altun (11), Serhat Altun (13) ve Zafer Altun (44) ile arkadan çarpan otomobil sürücüsü Mehmet Ali Akar (67) ve otomobilde bulunan Kaan Kudret Akar yaralandı. Kazada ağır yaralanan Beyzanur Altun aylarca yoğun bakım ünitesinde bitkisel hayatta kaldı. Geçen zaman içerisinde doktorlar artık genç kızdan ümitlerini keserek ailesine çocuklarını eve götürmelerini söyledi. Bunun üzerine baba Zafer Altun canından çok sevdiği kızını evine götürerek tedavisine evde devam etti. Beyzanur’un odasını bir hastane odasına çeviren ailesi hiç ümitlerini kaybetmedi.


Yapılan tedavinin ardından ailesinin büyük desteği ve duasıyla Beyzanur Altun 7 ay sonra bitkisel hayattan çıkararak normal hayata döndü. Tedavisine devam edilen genç kız aldığı desteklerle yavaş yavaş yürümeye başladı. En büyük hayali ise okuyup mimar olmaktı. Ancak kazadan sonra 1 yıl okulunu dondurmak zorunda kalan Beyzanur, hayaline açık lise sınavlarıyla ulaşmayı hedefliyor. Ggereken başvuruları yaparak sınava evinde girdi.


Kaza sonrası görme problemi sebebiyle okuma ve yazmada zorlanan Altun’na görevliler yardım etti. Soruları bir görevli okudu, Beyzanur doğru şıkkı söyledi. Diğer görevli de söylenen şıkkı cevap anahtarına işaretledi. Beyzanur’un mutluluğu görülmeye değerdi.


Kaza sonrası hayata tekrar geri dönen Beyzanur Altun, "Böyle bir imkanı bana sağladıkları için Milli Eğitim Bakanlığına çok teşekkür ediyorum. Çünkü bu imkanı bana tanımasalardı sınava girme şansım olamazdı. Evde sınava girdiğim için çok mutluyum. Okumayı çok seviyorum. Ben okuyup mimar olmak istiyorum. Çocukları çok seviyorum, ana okulu öğretmeni olabilirim. İki meslek arasında kararsızım" diye konuştu.


Baba Zafer Altun ise, "Milli Eğitim Bakanlığı, İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ve Halk Eğitim Merkezi’ne böyle bir imkan sunarak çocuğumuzun okumasına vesile oldukları için çok teşekkür ediyorum. Çocuğumuz okumayı seviyor, yalnız şu anda okula gidecek pozisyonda ve sağlıkta değil. Devletimiz böyle bir imkanı tanıdığı için binlerce teşekkür etmek istiyorum. Devletimiz eğitime ne kadar önem veriyor. Evimize kadar gelip imtihan yaptılar" diye konuştu.


İlçe Milli Eğitim Müdürü Fatih Bilican, "Kaza sonucu yaralanan kızımıza Allah şifalar diliyorum. İnşallah en kısa sürede eski sağlığına kavuşur ve okula devam eder. Türkiye genelinde olduğu gibi ilçemizde Cumartesi ve Pazar günleri Açık Lise ve ortaokul sınavları yapılıyor. İnegöl’de okulla gidemeyen öğrencilerimizin başvuruları neticesinde evlerinde yapıyoruz. Devletimiz her zaman üzerine düşeni yapıyor ve yapmaya devam edecek" diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Konya Nakipoğlu Mahallesi’ndeki evlerin restorasyonu tamamlanıyor Konya’nın merkez Karatay ilçesinin geçmişini yansıtan ve ilçenin çeşitli noktalarında bulunan 100 yılı aşkın tarihe sahip yapılar, Karatay Belediyesi’nin çalışmalarıyla bir bir yeniden ayağa kaldırılıyor. Söz konusu yapıların korunup geleceğe taşınması amacıyla Nakipoğlu Mahallesi’nde devam eden restore çalışmalarını yerinde inceleyen Karatay Belediye Başkanı Hasan Kılca; “Tarihimizi korumaya ve yaşatmaya devam ediyoruz” dedi. Konya’ya özgü mimari özellikleri yansıtan; kerpiç, ahşap ve taş kullanılarak inşa edilen tarihi yapılar, Karatay Belediyesi’nin yürüttüğü restorasyon çalışmalarıyla eski günlerine yeniden döndürülüyor. Bu çerçevede Nakipoğlu Mahallesi’nde 125 yıllık geçmişe sahip iki tarihi ev, Karatay Belediyesi ekipleri tarafından restore ediliyor. Söz konusu yapıların restorasyon çalışmalarında artık sona gelinirken; Karatay Belediye Başkanı Hasan Kılca, çalışmaları yerinde inceledi. “Konya’mızın tarihi değerlerine sahip çıkıyoruz” Konya ve Karatay’ın yüzlerce yıllık geçmişini yansıtan tarihi evleri gelecek kuşaklara aktarmak için yürüttükleri restorasyon çalışmalarının başarılı bir şekilde sürdüğünü söyleyen Başkan Kılca, “Konya’mızın tarihi mimari özelliklerini taşıyan ve zaman içinde tahribata uğrayan evlerimizi tek tek tespit ederek önce korumaya alıyoruz. Konya’mızın tarihi değerlerine sahip çıkıyoruz. Şu anda tarihi bir Konya evindeyiz. Bu tür evlerimizi kamulaştırarak, restore ediyoruz. Nakipoğlu Mahallemizde tarihi bir evimizin restoresini tamamlamak üzereyiz. Burada eski yüklüklerimiz, aynalıklarımız ve sahanlıklarımız var. Ahşaptan ve hepsi el emeği ürünler. Bunları gelecek nesillerimize taşımış oluyoruz. Eski evlerimizde kerpiç ve ahşap malzemeler ve hasır tavanlardan oluşan bu yapıyı gelecek kuşaklara aktarmamız önemli. Bu tür yapılara sahip çıkacağız. Evde detaylar çok etkileyici. 125 yıl öncesine ait bir aynalığımız var ve bunu koruma kurulunun da görüşünü alarak eski haline uygun restore ediyoruz. Karatay Belediyesi olarak bu tür projelerimize sahip çıkarak Konya’mızın ve Karatay’ımızın kadim geçmişini yüzyıllar ötesine aktarmaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu.
Diyarbakır Uzmanlar, yaz ayalarının gelmesiyle göz sağlığını tehdit eden güneş gözlüğüne dikkat çekti Diyarbakır’da uzmanlar, yaz ayalarının gelmesiyle gözlük tercihi ve kullanımında dikkat edilmediğinde göz sağlığını tehdit eden sağlık sorunlarına dikkat çekti. Güneş gözlüğü, genellikle havaların ısınmasıyla birlikte yaz aylarında ağırlıklı olarak kullanımı tercih ediliyor. Uzmanlar ise, güneş gözlüğünün her mevsim göz sağlığı için önemli olduğuna dikkat çekerken, gözlük tercihinde standartlara uyulmadığı taktirde göz sağlığında ciddi sağlık sorunları ile karşılaşacağını vurguluyor. Diyarbakır’da Memorial Hastanesi’nde Op. Dr. Belgin Ekmekçiler, güneş gözlüklerinin çoğunlukla aksesuar amaçlı düşünüldüğünü ve bunun tam tam tersi bir şey olduğunu söyledi. Güneş gözlüklerini koruyucu bir tedavi olarak uyguladıklarını belirten Dr. Ekmekçiler, çünkü güneş ışınlarında göze zarar ultraviyole dedikleri gözle görülmeyen ışıkların olduğunu kaydetti. Bu ışıkların gözün birçok yapısına hasar verdiğinin altını çizen Dr. Ekmekçiler, şöyle konuştu: "Ciltten başlayıp retinaya kadar. Örneğin cildimizde kırışıklıkları artırıyor, et büyümesi yaparak görmemizi etkiliyor. Yine lensimiz dediğimiz gözümüzün merceğinde proteinleri de denature ederek katarak oluşmasını hızlandırıyor. Ve en önemlisi de gözümüzün arkasındaki fotoğraf filmi dediğimiz retinada sarı nokta oluşmasına sebep olarak da geri dönüşümü olmayan ciddi görme kayıplarına sebep oluyor. Biz de bu sebepten dolayı hastalarımızı ışıklardan korumak için güneş gözlükleri öneriyoruz." Güneş gözlüklerinin birçok yerde aksesuar olarak alınabildiğine dikkat çeken Dr. Ekmekçiler, “Ama güneş gözlüğünün asıl özelliği ultraviyole blokajının olması gerekiyor. Bu blokaj olmadan sadece renkli olmasında hiçbir anlamı olmuyor. Hatta siyah camlar göz bebeğimizi büyüterek gözümüze ultraviyole ışınlarının daha çok girmesine sebep olarak hasarı daha da katlayarak artırabiliyor. Bu sebepten güneş gözlüğü alacağımızda bunun aksesuardan çok koruyucu bir tedavi olduğunu bilmemiz gerekiyor. Ve aldığımızın camları hangi özellikte olduğunu, daha iyi bilmemizi gerektiriyor dedi. "Bizim açımızdan çerçeve önemli değil, camın üstünde olan ultraviyole blokajları" “Bizim açımızdan çerçeve önemli değil, camın üstünde olan ultraviyole blokajları” diyen Dr. Ekmekçiler, “Bunu da ancak nasıl anlayabiliriz? Gözle anlayabileceğimiz bir özellik değil. Ancak aldığımız gözlüklerin garanti belgelerinde ultraviyole yüzde 100 koruma şeklinde yazar. Ya da güneş gözlüklerinin CE belgesi dediğimiz denetlenmiş, kurumlar tarafından verilen özellikleri vardır. Bunun mutlaka olması gerektiğini kontrol etmemiz gerekiyor ki gözümüzü bu yüksek doz ultraviyoleden koruyabilelim” şeklinde konuştu. 21. Bölge Güneydoğu Optisyenler Gözlükçüler Odası Yönetim Kurulu Başkanı Abdurrahim Erdoğan ise, güneş gözlüğü mevsimsel olarak kullanılabilecek bir gözlük olmadığını, ultraviyole denilen olayın her ne kadar yaz aylarında özelikle bölge itibariyle güneş ışınlarının dik geldiği dönemlerde daha çok gözde ve ciltte hasara sebebiyet verse de, yılın geri kalan periyodlarında da ultraviyole yoğunluğu olduğu dönemler olduğunu söyledi. Güneş ışınların en dik geldiği baharın sonları ve yaz aylarının başlangıcına denk gelen mevsimde ultraviyole özellikli güneş gözlüğü takılması göz ve görme sağlığı adına ciddi bir önem arz ettiğini kaydeden Erdoğan, “Tüketicilerimizin dikkat etmesi gereken en önemli hususlardan biri her koyu renkli gözlük korucuyu bir güneş gözlüğü değildir. Bunu kesinlikle bilmemiz lazım. Hatta güneş gözlüğü camları ultraviyoleden değil de, boyadan elde edildiği takdirde daha koyu bir hal alır. Bu koyu cam rengi gözbebeğinin olağandan daha çok büyümesi, dolayısı ile ultraviyole dediğimiz sarı nokta görme alanlarına daha çok gelmesi, daha çok zarar vermesine sebebiyet verir. Bir güneş gözlüğü muhakkak suretle Sağlık Bakanlığının denetimi altında olan optisyenlik müesseselerinden temin edilmesi gerekir. Çünkü rutin olarak bakanlık ve sağlık müdürlüğü denetimi altında. Buna bağlı olarak ultraviyoleden elde edilen Avrupa standartlarına uyumlu güneş gözlükleri satışı mevcut” ifadelerine yer verdi. Müşterilerden Çağrı Eren, yaz aylarında genelde Diyarbakır çok sıcak olduğu için maalesef takmak zorunda olduklarını söyleyerek, “Gözlerimizi de güneş ışınlarından korumamız gerekiyor. O yüzden gözlüğümü tamire getirmiştim ve yenisini de almayı düşünüyorum” dedi.