GENEL - 22 Mayıs 2019 Çarşamba 14:00

Dikkat...Bu zabıta her şeyi kaydediyor

A
A
A
Dikkat...Bu zabıta her şeyi kaydediyor

Bursa’nın İnegöl ilçesinde ilçe belediye zabıta ekiplerinde yaka kameralı denetim sistemi başladı.

Bursa’nın İnegöl ilçesinde ilçe belediye zabıta ekiplerinde yaka kameralı denetim sistemi başladı. Bu kapsamda ses ve görüntü kaydı yapan yaka kameraları dağıtılan zabıta memurları, bundan sonra denetimleri kayıt altına alacak.


İnegöl Belediyesi zabıtaları, artık şeffaf denetim için görüntü ve ses kaydı yapan yaka kameraları ile denetim yapacak. İnegöl Belediyesi Zabıta Müdürlüğü tarafından başlatılan yaka kameralı denetim sistemi kapsamında zabıta memurlarına ses ve görüntü kaydı yapan yaka kameraları dağıtıldı. Zabıta ekipleri, bundan böyle yaka kameraları aracılığıyla yaptıkları rutin denetimleri ve operasyonları kayıt altına alacak. Zabıta ile vatandaş arasındaki iletişimin daha sağlıklı hale geleceği düşünülen uygulama sayesinde, denetim ve uygulamalar sırasında zabıta memurları ile vatandaşlar arasında yaşanan sorunların, iddiaların ve şikâyetlerin engellenmesi, etkin bir denetleme ortamı oluşturulması amaçlanıyor. Bugün itibariyle ilgili personellere dağıtılan yaka kameraları; ses, fotoğraf ve geniş açı HD görüntü kaydı yapabilme özelliğine sahip.


Bir yenilik daha


Zabıtada yaka kamerası döneminin başladığına ilişkin Belediye Başkanı Alper Taban, bugün Belediye binası önünde bir basın açıklaması yaptı. Zabıta Müdürü ve personelin de yer aldığı açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Bugün kurumumuza yeni bir yeniliği dahil etmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Tabi bunlar günün gerekliliği ve ihtiyacı doğrultusunda hayata geçiyor. Konu nedir hemen bu da açıklayalım; Zabıta Müdürlüğümüzün faaliyetleri ve yürüttüğü çalışmalar esnasında vatandaşlarla iletişim kurarak birebir denetimlerimizi yapıyoruz. Bununla beraber kontrollerimizi yapıyoruz. Tabi arada geçen diyaloglar, iletişimler ve kurulan kontaklar esnasında yapılan işin doğru ve kaliteli bir şekilde nitelikli bir şekilde gelişebilmesi için de bugün kamera projesini hayata geçiriyoruz. “Nedir bu kamera uygulaması? Özellikle zabıta arkadaşlarımızın yaka kameralarını takarak sahadaki kontrolleri sağlamak istedik. Bu ne işe yarayacak? Bu yaka kameralarıyla birlikte arkadaşlarımız sahada yine rutinde yaptığı faaliyetlere devam edecek. Ancak bu ilk başta işimize verdiğimiz önemi ortaya koymak, göstermek adına attığımız bir adımdır. İşin ciddiyetini, işin ne kadar çok dikkatli ve ciddiyet içerisinde yapılması gerektiğini göstermek adına atılan bir adımdır. Bunları şunun için söylüyorum; bizler yapılan kanunların uygulayıcılarıyız. Dolayısıyla bu kanunları uygularken ciddiyetle, önemle uygulamak icap eder. Tabi bu esnada kurulacak diyaloglar, yaşanabilecek olumsuzlukları ve olumlu görüntüleri de alıp doğru şekillerde kullanmak anlamında bugün bu yaka kameralarının kullanımına başlamış olacağız.”


Her şey kayıt altında olacak


6 farklı bölgede bulunan zabıta ekiplerine kameralarının teslim edildiğini kaydeden Alper Taban, "Bunlar çok basit ve pratik ekipmanlar. Yakalarına taktıklarında yapılan bütün konuşmaları, diyalogları gün boyunca kaydedebilecek gücü var ve orda bulunan her olumlu ve olumsuz gelişmeyi kayıt altına alacak. Bunlarda bir gün yaşanabilecek bir sorunda tekrar dönüp burada kayıtlar üzerinden neler olduğunu görme imkanına sahip olacağız. Vatandaşımıza, esnafımıza, işletmecimize daha doğru ve kaliteli hizmet sunabilmek için bu uygulamayı hayata geçirmiş oluyoruz. İnşallah ben bunun faydalı sonuçları olacağını düşünüyorum. Faydalı olabilecek olan her türlü görseli de en azından kamuoyunda farkındalık oluşturmak için kullanabiliriz. Kötü örnekler varsa bunları da kamera kayıtlarına geçirmiş olacağız. Ben bu vesileyle yeniliklere açık olduğumuzu, her türlü teknolojik gelişmeyi takip ettiğimizi ifade etmek istiyorum. Bunlar bizim yeri gelecek kurumumuza maliyet anlamında fayda sağlayacak teknolojik gelişmeler olur, yeri gelir yaptığımız işi daha kolay ve kaliteli yapmamızı gerektirir. Biz ne gibi teknolojik yenilikler varsa bunları kendi bünyemize katmaya devam edeceğiz. Yapılan hizmetin hayırlı olmasını diliyorum.”diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla Muğla’dan yapılan her 100 dolarlık ihracatın 72 doları su ürünlerinden Türkiye, 2024 yılının Ocak-Nisan döneminde 82 milyar 873 milyon dolar ihracat yaparken, Ege Bölgesi, Türkiye ihracatına 14 milyar 284 milyon dolarlık katkı sağladı. Ege Bölgesi’nin 2024 yılının ilk dört aylık döneminde ihracatı 2023 yılının aynı zaman diliminde yüzde 3 artış gösterdi. Egeli ihracatçılar, Türkiye ihracatının yüzde 17,23’ünü gerçekleştirdi. Su ürünleri sektörünün ihracatından yüzde 70’ten fazla pay aldığı Muğla, 2024 yılında ihracat artışını sürdürmeyi başardı. 2023 yılının Ocak-Nisan döneminde 368 milyon dolar ihracat yapan Muğla, 2024 yılının dört aylık döneminde ihracatını yüzde 13’lük gelişimle 415 milyon dolar şeklinde kayda aldı. Muğla, 2024 yılının Ocak - Nisan döneminde Ege Bölgesi illeri arasında ihracatını en çok artıran ikinci il olmayı başardı. Rusya bir, Yunanistan iki, ABD üçüncü sırada Muğla’dan yapılan her 100 dolarlık ihracatın 72 dolarına imza atan su ürünleri sektörü, 261 milyon dolar döviz getirisine imza attı. Madencilik sektörü 40,4 milyon dolarlık ihracat yaparken, yaş meyve sebze sektörü 16 milyon dolarlık ihracat performansı ortaya koydu. Rusya Federasyonu 51,6 milyon dolarlık ihracatla Muğla’nın ihracat yaptığı ülkeler listesinde zirvedeki yerini korurken, Muğla’dan Yunanistan’a 42,8 milyon dolarlık ihracat yapıldı ve Yunanistan zirve ortağı oldu. ABD bu iki ülkeyi 32 milyon dolarlık ihracatla izledi.
Ankara Öz İplik-İş Sendikası Genel Başkanı Ay: “İşçi hakları ve sürdürülebilirliği gündemine almayan firmalar risk altında” Tüm Dokuma, İplik, Trikotaj, Hazır Giyim, Konfeksiyon ve Deri İşçileri Sendikası (Öz İplik-İş) Genel Başkanı Rafi Ay, işçi hakları ve sürdürülebilirliği gündemine almayan firmaların risk altında olduğunu belirterek, “Ülkemizin kalkınması, sektörümüzün ayakta kalabilmesi için ihtiyaç duyan firmalara destek olmaya hazırız” dedi. Öz İplik-İş Sendikası Genel Başkanı Rafi Ay, Kurumsal Sürdürülebilirlik Durum Tespiti Direktifi’nin 24 Nisan’da Avrupa Parlamentosu tarafından kabul edilmesiyle beraber onaylanan direktifi ve sürdürülebilirlik konusunu değerlendirdi. Ay, Avrupa Birliği’nde faaliyet gösteren şirketlerle beraber Türkiye başta olmak üzere dünyanın birçok yerinde faaliyet gösteren şirketler için direktif uygulamalarının önemli olduğunu vurguladı. Sektördeki küresel manzaranın değiştiğine vurgu yapan Ay, “Ülkemizde sektörü ayakta tutmak için dönüşmek zorundayız. Bundan başka yol yok. Kurumsal sürdürülebilirlik direktifi, işçi haklarını ve sendikaların rolünü güçlendirerek sürdürülebilir bir iş dünyasının oluşturulmasına katkı sağlayacaktır. Çalışan hakları kapsamında, sendikal örgütlenme ve toplu pazarlık haklarının tanınması ve desteklenmesi hususu önem arz etmektedir” açıklamasında bulundu. “Sektörümüzün ayakta kalabilmesi için ihtiyaç duyan firmalara destek olmaya hazırız” Ay, doğrudan ve dolaylı iş ilişkileri de dahil olmak üzere şirketlerin kendi operasyonlarında, yan kuruluşlarında ve tedarik zincirlerinde geçerli olacak direktifin, Türkiye’de üretim yapan tekstil, hazır giyim ve deri sektöründe faaliyet gösteren birçok firmayı yakından ilgilendireceğini vurguladı. Ay, “Buradan sektörde örgütlü olduğumuz veya olmadığımız firmalara sesleniyoruz. Süreci yakından takip ediyoruz. Konuyla alakalı yeterli kapasite ve bilgi birikimine sahibiz. Bünyemizde kurduğumuz sürdürülebilirlik birimimiz mevcut. İşçimizin refahı, ülkemizin kalkınması, sektörümüzün ayakta kalabilmesi için ihtiyaç duyan firmalara destek olmaya hazırız” şeklinde konuştu. “Sektörde hiçbir şey eskisi gibi olmayacak” Söz konusu direktiften çıkan sonuca da dikkati çeken Ay, “Tekstil, hazır giyim ve deri sektöründe küresel görünüm değişmiştir. Bildiğiniz gibi AB, karbon ve işçi haklarına yönelik ihlalleri ticaretin asli unsuru haline getirmiştir. Şimdi de görüyoruz ki imzalanan direktifle AB, firmaların üretim ve tedarik süreçlerinde çevresel ve sosyal haklara etkilerini önemsemeleri ve özen göstermeleri konusundaki hassasiyeti sağlamayı hedeflemektedir. Bu gelişmeler, ülkemize her yıl 20 milyar dolardan fazla net ihracat geliri sağlayan, doğrudan ve dolaylı 2 milyona yakın hanenin geçimini sağlayan, bir sektörde hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını göstermektedir” değerlendirmesinde bulundu. Öte yandan, Avrupa Konseyi tarafından onaylanan bir diğer önemli direktif ise Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetle Mücadeleye ilişkin direktif olarak öne çıktı. Öz İplik İş Sendikası Uluslararası İlişkiler Sekreteri Fulya Pınar Özcan ise yeni kurallar, toplumsal cinsiyete dayalı şiddeti önlemeyi ve başta kadınlar ve aile içi şiddet mağdurları olmak üzere mağdurları korumayı amaçlayan direktifi değerlendirdi. Direktifin sendikaların ya da sosyal ortakların güvenli iş yerlerine yönelik tedbirler alması için herhangi bir atıfta bulunmadığını söyleyen Özcan, “Direktif, işverenlere de kadın işçileri iş yerinde korumaları için gerekli bir yükümlülük getirmiyor. Uluslararası çalışma örgütünün iş yerlerinde şiddet ve tacizin önlenmesi sözleşmesinden (ILO C190) direktifte açıkça bahsedilmiyor. Ancak elbette eksik ve eleştirdiğimiz kısımlar olmasına rağmen direktif; Avrupa Birliği’ne üye devletlerin kadına yönelik şiddeti sona erdirmeye yönelik yasal yükümlülüklerini ve politikalarını yerine getirmeleri için atılmış önemli bir adımdır. Üye devletler, kadınların ve kız çocuklarının hayatlarını kurtarmak için bu kapsamlı kurallar dizisini uygulamaya koymalıdır” açıklamasında bulundu. Avrupa Parlamentosunun onayladığı direktiflerin iş dünyasının geleceği için önem arz ettiğinin altını çizen Öz İplik İş Sendikası Genel Başkanı Rafi Ay, Öz İplik İş olarak Kurumsal Sürdürülebilirlik Durum Tespiti Direktifi başta olmak üzere emek gücünü koruyan her türlü uygulamanın destekçisi ve takipçisi olacaklarını belirtti.