SPOR - 11 Eylül 2019 Çarşamba 14:47

Yalçın Koşukavak: "Şampiyonluğa oynayan takım topa sahip olmalı"

A
A
A
Yalçın Koşukavak: "Şampiyonluğa oynayan takım topa sahip olmalı"

Skor ve kişiler üzerinden yorum yapmanın çok sığ olduğunu belirten Bursaspor Teknik Direktörü Yalçın Koşukavak, "Maç kaybedebilirsiniz, hata yapabilirsiniz, gol atabilirsiniz.

Skor ve kişiler üzerinden yorum yapmanın çok sığ olduğunu belirten Bursaspor Teknik Direktörü Yalçın Koşukavak, "Maç kaybedebilirsiniz, hata yapabilirsiniz, gol atabilirsiniz. Bunlarla ilgilenmiyorum. Oyuncunun pozisyonu doğru mu onunla ilgileniyorum. Şampiyonluğa oynayan takımında topa sahip olması gerekiyor" dedi.


TFF 1. Lig’in 4. haftasında Osmanlıspor’u ağırlayacak olan Bursaspor, hazırlıklarına devam ediyor. Özlüce Tesisleri’nde koordinasyon hareketleriyle başlayan antrenman, çabukluk çalışmalarıyla devam etti. Ardından yarı sahada çift kale maç yapan Bursaspor, son bölümde taktik çalıştı. Antrenman öncesi basın mensuplarının sorularını cevaplayan Bursaspor Teknik Direktörü Yalçın Koşukavak, Fenerbahçe ile oynanan hazırlık maçının kazanma alışkanlığı, takım kurgulaması ve özgüven açısından güzel geçtiğini söyledi.



"Oyunun kontrolünü ele geçirmeniz gerekiyor"


TFF 1. Lig’in henüz tam manasıyla kendini ifade edemediğini belirten Koşukavak, "Şampiyonluğa oynayacak bir takım, topla daha fazla oynama mecburiyeti var. Skor bizdeyken alana yerleştik, savunma yaptık, birileri çok hoşnut oldu. Ama şampiyonluğa oynayacak bir takımsa, topla oynama mecburiyeti var. Eğer ki sizin bir hedefiniz varsa takımınızı bir üst lige çıkarmak istiyorsanız oyunun kontrolünü ele geçirmeniz gerekiyor. Top rakipteyken oyunu sürekli kontrol edemezsiniz. Şampiyonluğa oynayacak takım topa sahip olur. Oynamamız için de o duygu kontrolünü sağlayacak deneyimli oyunculara ihtiyaç var. Genç oyuncuları da kullanacağız. Öyle bir durum oldu ki; hoca gençleri mi oynatacak deneyimlileri mi? Siz o zaman karar verin, şampiyonluğa mı oynayacağız, yetiştirmeye mi çalışacağız, yoksa ikisini birden mi yapalım? İkisini birden yapma taraftarıyım” diye konuştu.



"Skor ve kişiler üzerinden yorum yapmak çok sığ"


Fenerbahçe ile oynanan hazırlık maçında sarı-lacivertli ekibe uyguladıkları ön alan baskısına dikkat çeken tecrübeli teknik direktör, bunun zamanla takıma yerleşeceğini belirtti. Koşukavak, "Çağlar, iki stoperin arasına çıktı oynadı. Bunlar zaman zaman yapılması gereken şeyler. Oyun felsefemden vazgeçmeyeceğimi söyledim. Bu demek değildir ki sürekli birinci bölgeden paslı oynayacağım. Her maçın hikayesi başka. Amaç kazanmak ve sürekli kazanan olmak. Her maçın hikayesi başka olduğundan, sürekli kazanan olmak için orada da kurgulayacağımız küçük detaylar var. Hangi rakibe nasıl oynamak lazım? Fenerbahçe’ye karşı topun uzun süre bizde kalması lazım, topu onlara verirsek, sürekli onlar oynar ve oyunun içinde olurlar. Her rakibe böyle oynanmaz ama genel oyun şablonu buna yakın. O konuda ısrarcıyım. Maç kaybedebilirsiniz, öyle şeylere takılmıyorum ben hata yapanlarla ilgilenmiyorum, gol atanlarla ilgilenmiyorum. Ben pozisyon ile ilgileniyorum. Oyuncu doğru pozisyonda mı, takım top rakipteyken doğru alanlarda mı, top bizdeyken hareketlilik ve topa sahip olma alanında mı, bunlar doğru olan. Skor üzerinden, kişiler üzerinden yorum yapmak çok sığ bence. Takımın geneline bakmak lazım" açıklamasını yaptı.



"Ali Akman’ı kurda kuşa yem etmem"


Bursaspor’un yeni transferlerinden Yevhen Seleznov’un biraz kilo fazlasının olduğunu ifade eden Koşukavak, deneyimli oyuncunun çok istekli çalıştığını ve futbolu özlediğini kaydederek, hazırlama adına yoğun uğraş verdiklerini kaydetti. Koşukavak, U18 Milli Takım formasıyla Litvanya ağlarına 3 gol bırakan 17 yaşındaki Ali Akman için de, "İnsanlara da taşıyamayacağı yükü vermek istemiyorum şimdi Ali Akman 3 tane gol atıyor iyi ama orası 16 kategorisi. Burada stoper, 35 yaşında. Ali Akman’ı kurda kuşa yem etmem" yorumunu yaptı.



"İnşallah daha iyi bir milli takım olacak"


A Milli Takım’ı da değerlendiren Koşukavak, yeni bir yapılanmanın olduğunun altını çizerek, "Aslında Türk futbolunun her tarafında yapılanmaya ihtiyaç var. Bence biraz daha sabırlı olmalıyız. Şenol hoca tecrübeli, oynama yönünde felsefeye sahip bir antrenör. İnşallah daha iyi bir milli takım olacak. Uluslararası standartlarda futbol oynamamız gerekiyor. Ama Türkiye’de çalışıyoruz. Bu yapılanmayı zorlaştıran birçok etken var. Çok hızlı hareket eden dinamikler var, sürekli skor üzerinden yorumlar var, aslında kimse ne istediğini de bilmiyor çok acayip bir durum. Ya basını tatmin etmeye çalışıyorsunuz, ya taraftarı, ya da bireysel oyuncuları. Böyle olunca da vakit kaybediyorsunuz. Kısa, günlük işlerle uzun vadeli planlar yapamazsınız. Ülke futbolu adına bunları kabul etmemiz gerekiyor. Milli Takım yapılanıyor. Sabırlı olmamız gerekiyor" değerlendirmesini yaptı.



"Oyuncuları kazanmak kolay değil"


Modern futbolun gereği olarak, iddialı bir takım oluşturmak için bazı kriterlerin bulunduğunu belirten Koşukavak, "Ben Bursaspor camiasına ve genele hizmet ediyorum, kişilere değil. Teknik direktörlük egoları tatmin etme yeri değil, hizmet etme yeri. Bu konuda basındaki arkadaşlardan da rica ediyorum, bazı oyuncularla alakalı oyuncularla yapmış olduğunuz haberler onları başka bir atmosfere sokuyor, ben uğraşıyorum, dikkatli olmak lazım. Oyuncu kazanmak kolay değil, zor bir şey. TFF 1. Lig’de Çaykur Rizespor’un Süper Lig’den düşen kadrosuyla şampiyon olduğunu ancak ilk 10 haftada orta sıralardaydı. Bu ligi bir kere oyuncular anlamında kabullenmek gerekiyor. Bizim takımın da öyle bir kadrosu var. Bizim transfer yaptığımız oyuncular da ilk defa bu ligde oynayacak. Aşağıdan gelen oyuncular var, ilk defa bu ligde oynayacaklar. Sedat Dursun 3. Lig’de oynamış sadece ve orta saha. Ben onu stoper oynattım, sağ olsun cansiperane mücadele etti. Sol bek kökenli Rüştü Hanlı, Adana Demirspor’a gitti, oynamadı. Geçen sene küme düşen Elazığ’a gitti, oynamadı. Şimdi ondan da bir şey yaptık, sol stoper yaptık. Ama bu lig öyle değil. 8. haftadan sonra çok şey değişir. Akhisarspor maçını kazandık ama bizi aldatmaması gerekiyor. Akhisarspor bundan 4 hafta sonra böyle olmayacak emin olun. Çünkü o oyuncular atletik açıdan hazır değil. Şu anda iddialı kurulan kadrolar var, 7-8 takım var şampiyonluk için kadroları kurulan, şu anda 8’inci de olsalar bizi bu aldatmamalı. Bunlar ligin gidişatında atletik ve taktiksel olarak bu oyuncular gelecek, lig zorlaşacak, kolay maç kazanamayacağız" ifadelerini kullandı.



"Burak Kapacak’a attığı golü 2 aydır anlatıyorum"


Transfer yasağının kaldırılmasına ilişkin ise ’Keşke transfer 2 ay önce açılsaydı’ diyen Koşuavak, genç oyuncuların pozisyon almasından çok memnun olmadığını ancak öğreneceklerini dile getirdi. Koşukavak, "Pozisyon almak kolay bir şey değil. Burak Kapacak’a Fenerbahçe maçında attığı golü 2 aydır anlatıyorum. Savunma arkasına koş diyorum, o ayağına istiyor. Golü attıktan sonra taç çizgisine geldi, ’Hocam golü sana yazıyorum’ dedi. Genç oyuncuları ne çok yok etmemiz gerekiyor ne de var etmemiz gerekiyor, biraz denge işi. Genç oyuncuyu korumak kıymetli. Bu çocuklar çıktı özverili bir şekilde oynadı" diye konuştu.



"Osmanlıspor topa sahip olan bir takım"


Son olarak Osmanlıspor’u değerlendiren Koşukavak, "Osmanlıspor çok iyi alana yayılan, topa sahip olan, oyunu oynamaya çalışan bir takım. Bizim takımın bazı problemleri var onları aşmak istiyoruz. Bazı problemlerimiz var bunları hem oyun anlamında hem oyuncu anlamında aşmamız lazım ki sahada çok olgun bir takım oluşturabilelim. Bütün derdim bu. Kişilere hizmet etmiyorum, camiaya hizmet ediyorum" şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aydın Bu camide 433 yıldır ezan sesi hiç susmadı Aydın’ın Kuyucak ilçesinde bulunan ve kitabelerden yola çıkarak 1591 yılında yapıldığının tahmin edilen Şatır Ali Ağa Camii’nde 433 yıldır ezan sesi hiç dinmedi. Aydın’ın tarihine ışık tutan önemli yapılar arasında yer alan, sadece bir ibadethane olmanın ötesinde bölgenin tarihi ve kültürel kimliğinin bir parçası haline gelen Şatır Ali Ağa Camii, hem mimari zarafetiyle hem de kültürel önemiyle dikkat çeken bir ibadethaneler arasında yer alıyor. Yıllar içinde birçok olaya tanıklık etmiş ve bölge halkının sosyal hayatında önemli bir rol oynayan Şatır Ali Ağa Cami, aynı zamanda bölge halkının bir araya gelip ibadet ettiği, birbirleriyle kaynaştığı ve kültürel etkinlikler düzenlediği bir merkez olma özelliğini taşıyor. Geçmişten günümüze uzanan zengin bir geçmişe sahip olan Şatır Ali Ağa Camii bölgenin tarihi ve kültürel dokusunu yansıtıyor. Mimari açıdan incelendiğinde, Şatır Ali Ağa Camii geleneksel Osmanlı mimarisinin izlerini taşırken, kare planlı bir yapıya sahip olan cami dış cephesindeki sadelik ve zarafet dikkat çekiyor. Minaresi ise bölgenin karakteristik mimari özelliklerini yansıtıyor. İç mekanı geniş bir ibadet alanına sahip olan camii basit ancak etkileyici süslemelerle bezenirken, caminin mihrap ve minberi, o dönemin ustalarının işçiliğini yansıtan örnekler arasında yer alıyor. Bugün hala ayakta olan Şatır Ali Ağa Camii, geçmişin izlerini taşıyan ve gelecek nesillere aktarılan önemli bir miras olma özelliğini taşıyor. 2018 yılında başlatılan ve 2 yıl süren restorasyon çalışmalarının ardından restore edilen tarihi ibadethane, ziyaretçilere hem estetik bir deneyim sunarken hem de Aydın’ın tarihine ve kültürüne dair önemli ipuçları veriyor. Çalışmaların ardından cami yepyeni bir görünüme kavuşan caminin son hali görenleri kendine hayran bırakıyor. "Tarihi camilerde ibadet etmek insana huzur veriyor" Aydın İl Müftüsü Hasan Güneş Şatır Ali Ağa Camii hakkında yaptığı değerlendirmede tarihi camilerde ibadet etmenin insana huzur verdiğini ifade ederek, "Camiler bir ülkenin İslam beldesi, yaşayan insanların da Müslüman olduğunun nişaneleridir. Camiler aynı zamanda Kur’an-ı Kerim’de Allah’ın yer yüzündeki nişaneleri olarak da zikredilmektedir. Dolayısıyla ecdadımız Peygamber Efendimiz’in uygulamış olduğu Medine-i Münevvere’ye gittiğinde ilk olarak cami inşa etmesi sebebiyle yerleştikleri yerlere ilk olarak cami inşa ediyorlar. Kuyucak’ta da bunun önemli örneği olan Şatır Ali Ağa Camii’nde görmekteyiz. Bu caminin 433 yıldır ibadete açık olduğu biliniyor. Hem ecdadımızın hem de bugüne kadar orada yaşayan kardeşlerimizin namazlarını kesintiye uğratmaksızın namazlarını burada deruhte ettiklerini gösteriyor, hem de ecdadımızın cami mimarisinin o dönemlerde nasıl olduğunu bize gösteriyor. Aynı zamanda İslam sanatının güzel bir örneğini caminin içerisinde görüyoruz. Bu tür tarihi camilerde ibadet etmek insana huzur veriyor. Ecdadımız da bu camilerde ibadet ederek bunu bize göstermişler. Biz de onlardan almış olduğumuz bu güzel mirası bu güne kadar getirdik, bundan sonra da nesillerimiz boyunca kıyamete kadar bu camilerimiz varlığını devam ettireceklerdir. Vakıflar Genel Müdürlüğü de bu bilinçle tarihi camilerin tekrar hayata kazandırılması, eski özelliklerini gün yüzüne çıkarmak için elinden gelen gayreti göstermektedir. Bununla birlikte Aydınımızın her ilçesinde buna benzer camimizin varlığını görüyoruz. Bize düşen iki husus var. Bunlardan birincisi bu camilerde bugüne kadar olduğu gibi bugünden sonra da ibadetlerimizi yerine getirmek ikincisi de ecdadımızın bizlere bırakmış olduğu bu güzel eserlere sahip çıkmaktır" ifadelerini kullandı.
Ankara Doç. Dr. Solay: “Kırım Kongo Kanamalı Ateşi’nin kan ve vücut sıvıları yoluyla bulaştığını biliyoruz” Etlik Şehir Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği’nde görev yapan Doç. Dr. Aslı Haykır Solay, kene ısırması sonucu bulaş olan Kırım Kongo Kanamalı Ateşi’nin kan ve vücut sıvıları yoluyla bir başka insana bulaşabileceğini dile getirdi. Uzmanlar, genellikle Mayıs ve Eylül ayları arasında ortaya çıkan ve Kırım Kongo Kanamalı Ateşi Hastalığı’nı (KKKA) insanları bulaştırabilen kenelerin, iklim değişikliği sonucu kene ısırması nedeniyle acil servise başvuran hasta sayısında artış olduğuna dikkati çekiyor. Özellikle Çorum, Yozgat, Tokat, Sivas, Giresun, Gümüşhane, Erzincan ve Erzurum hattında kene vakalarının yoğun şekilde görüldüğünü aktaran uzmanlar, dış ortamda çalışan vatandaşları ve piknikçileri keneye karşı önlem alma konusunda uyarıyor. Etlik Şehir Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği’nde görev yapan Doç. Dr. Aslı Haykır Solay, İHA muhabirine yaptığı açıklamada, kenenin insan vücudundaki her yere tutunabileceğine vurgu yaparak, “Kene salyasında anestezik bir madde vardır ve bunu hissetmeyiz. Bu nedenle piknik, hayvan bakımı gibi riskli bölgelere giderken mutlaka uzun kıyafetlerin giyilmesi gerekir. Açık renkte ve vücudu örten kıyafetler giyilmeli. Mümkünse çizme değilse çorabın içerisine girecek şekilde ayakkabı giyilmeli. Riskli bölgelerde kesinlikle çıplak ayakla dolaşılmamalı. Orada bulunulan süre içerisinde koruyucu kıyafetler bulunacak ve zaman zaman da vücut kene var mı yok mu diye kontrol edilecek” diye konuştu. Riskli bölgelerden uzaklaştıktan sonra vücudun kontrol edilmesi gerektiğini belirten Solay, “Kene tespit ettiysek eğer ve vücudumuza tutunmamışsa kapalı bir kutuya koyup bertarafı sağlanmalı. Vücudumuzda kene görürsek kesinlikle elle çıkarmıyoruz. Başından tutularak çıkarılması lazım çünkü elle tutulduğu zaman kenenin parçalanma ihtimali var ve virüsü dışarı çıkarma ihtimali var” açıklamasında bulundu. Kene ısırması sonucu KKKA virüsünün ateş, baş ağrısı, bulantı, kusma, ishal, yaygın kas ağrıları ve kanama gibi belirtiler gösterdiğini söyleyen Solay, “Belirtilerin hepsinin birden olmasına gerek yok. Riskli teması olan ya da hasta bir kişiyle temas öyküsü olan bireyde bu belirtilerden herhangi birinin olması halinde mutlaka doktora başvurmalıdır. Kene tutması sonrası bu belirtileri ortalama 1 ila 3 günde bekleriz. Hastadan hastaya bulaştığında ise 5 ila 6 gündür ama bu süre 14 güne kadar uzayabilir. O yüzden bu hastaları 14 gün boyunca takip etmemiz lazım” dedi. Kene ısırması sonrası virüsün kan ve vücut sıvılarına temas yoluyla bulaştığına dikkati çeken Solay, şu uyarılarda bulundu: “Solunum yoluyla bulaş net olarak kanıtlanmamıştır ama kan ve vücut sıvıları yoluyla bulaştığını biliyoruz. Bu nedenle hasta kişilerin çıktılarına temas etmemek lazım. Bu şekilde bulaşan vakalar var. Hastalık geçildikten sonra virüs idrar yoluyla atılım 6 hafta devam etmekte bu nedenle hastaların kıyafetleri dezenfekte edilmeli, düzgün temizlenmeli. Girdiği tuvalet ayrı olmalı ve çamaşır suyuyla yıkanmalı.”
Antalya Yaralının yardımına koştular kaçan otomobilin altında kalmaktan saniyelerle kurtuldular Antalya’nın Manavgat ilçesinde kırmızı ışık ihlali yapan ve motosiklete çarpan otomobil sürücüsü, olay yerinden kaçarken, yaralı motosiklet sürücüsünün yardımına koşan vatandaşlar kaçan otomobilin altında kalmaktan son anda kurtuldu. Olay yerine gelen trafik ekipleri kaçan otomobil ve sürücüsünü bulabilmek için adeta dedektif gibi çalıştı. Polisler otomobili 2 sokak ileride terk edilmiş olarak buldu. Çevredeki güvenlik kameralarından belirlenen araç sürücüsü de karakola teslim oldu. Kaza, Aşağı Pazarcı Mahallesi Zübeyde Hanım Caddesinde meydana geldi. Alınan bilgiye göre, Doğu Garajı istikametinden İbrahim Sözen Caddesi istikametine seyir halindeki Mehmet Kemal Kılıç’ın kullandığı tescilsiz ve plakasız motosiklet, kırmızı ışık ihlali yaparak Zübeyde Hanım Caddesine çıkan Hüseyin Sarıkaya’nın kullandığı 07 LME 45 plakalı Tofaş marka otomobille çarpıştı. Çarpmanın şiddetiyle 25-30 metre sürüklenen motosiklet sürücüsü yaralanırken otomobil sürücüsü aracını yaralıya yardıma koşanların üzerine sürerek olay yerinden kaçtı. Yaralı motosiklet sürücüsü 112 sağlık ekiplerinin olay yerindeki müdahalesinin ardından ambulansla hastaneye kaldırıldı. Tescili ve plakası olmayan motosiklet bağlanarak yediemin otoparkına çekilirken, motosiklet sürücüsüne yetersiz ehliyetten 6 bin 439 TL para cezası uygulandı. Trafik polisleri dedektiflere taş çıkarttı Olay yerine gelen Manavgat Emniyet Müdürlüğü Trafik Denetleme Büro Amirliği ekibi kaçan otomobili olay yerinde düşen plakasından ve patlayan lastiğinin izinden yola çıkarak 2 sokak ileride ara sokakta park halinde buldu. Çevrede güvenlik kamerası inceleyen trafik polisleri, araç sürücüsünü belirledikten sonra telefonla arayarak Cumhuriyet Polis Merkezine gelmesini sağladılar.
Erzurum Doğa severler için saklı bir güzellik; İspir Yedigöller Ovit Dağı’nın güney yamaçlarında bulunan İspir Yedigöller, küçüklü büyüklü tepelerin arasına dizilmiş 11 turkuaz renkli volkanik gölü ile Türkiye’de mutlaka görülmesi gereken eşsiz yerlerden birisi olarak ifade ediliyor. Erzurum Valiliği tarafından yapılan paylaşımda; yükseklikleri yaklaşık 4 bin metreyi bulan Kaçkar Dağları’nın güneyinde yer alan İspir Yedi Göller’in, iklim şartları ve doğal güzellikleriyle doğa turizmi için oldukça elverişli olduğu dile getirildi. İspir Yedigöller ile ilgili yapılan paylaşımda şu ifadelere yer verildi, “İspir’e 39, Erzurum’a ise 115 km uzaklıktadır. Genellikle göl bölgesine Moryayla üzerinden kuzeybatıya giden yol takip edilerek ulaşılmaktadır. Yedigöller’de kamp yapmak için en uygun zaman haziran ile ağustos ayları arasıdır. Volkanik yapıdaki Yedigöller’de; keklik, vaşak, çengel boynuzlu dağ keçisi, yaban ördeği, kırmızı benekli alabalık, porsuk, boz ayı, kara kartal, atmaca, dağ kargası, dağ engereği gibi ender bulunan hayvan türleri yaşamaktadır. Doğal bir kamp alanı olan göl bölgesinde tesis bulunmadığından kampçıların ihtiyaçlarını merkezi yerlerden karşılaması gerekmektedir. Lütfen alandan ayrılırken çevrenizdeki çöpleri toplayarak doğayı temiz bırakmaya özen gösterelim. Keyifli kamplar.” Erzurumlu doğasever Bülent Erkan yedi göllerin yaz sezonu açmaya hazırlandığını belirterek, “30 göller parkurunun sadece bir kısmı çifte göller ve yedi göller. 30 göller parkurunun diğerleri Yedigöl Köyü’nün Livasor vadisinde yer almaktadır. Aksu Vadisini oluşturan ana koldur. 30 göller parkurunun tamamını yapmak isteyenler Yedigöl Köyünün eski Salkin Yaylasında kamp atmak zorundadır. Diğer türlü sâdece yedi göller ve çifte gölleri yapabilir. Birlikte İspir’in doğasını Kaçkar Dağları’nın güneyini keşfedelim.” dedi.