GENEL - 15 Kasım 2019 Cuma 11:16

Yaren Leylek ile Adem Amca’nın belgeseli Prag’da finale kaldı

A
A
A
Yaren Leylek ile Adem Amca’nın belgeseli Prag’da finale kaldı

Balıkçı Adem Amca ile Yaren Leylek’in hikayesinin konu edildiği film Çek Cumhuriyeti’nin başkenti ve en büyük şehri olan Prag’da düzenlenen yarışmada finale kalan 3 eserden birisi oldu.

Balıkçı Adem Amca ile Yaren Leylek’in hikayesinin konu edildiği film Çek Cumhuriyeti’nin başkenti ve en büyük şehri olan Prag’da düzenlenen yarışmada finale kalan 3 eserden birisi oldu.


Türkiye’nin ilk ve tek Avrupa Leylek Köyü Eskikaraağaç’ta La fontain masallarını aratmayan Adem Amca ve Yaren Leylek hikayesi bu yıl filme alınmış ve leylek köyünde yapılan gala ile büyük beğeni toplamıştı. Yaren Filmi ilk katıldığı


’’Prague Film Awards’’ etkinliğinde yüzlerce film arasında finale kalan 3 eserden biri olma başarısını yakaladı.


Doğa Fotoğrafçısı Alper Tüydeş’in ortaya çıkardığı 8 yıllık dostluğun kahramanları olan Balıkçı Adem Yılmaz ve Yaren ismini verdiği leyleği, leyleklerin köye gelmesi ile birlikte muhteşem görüntülere sahne olmuştu. Eskikaraağaç Leylek Köyünde balıkçılıkla geçimini sağlayan Adem Amca her sabah göle açılırken Yaren Leylek’te onunla birlikte balığa çıkıyor ve birlikte balık tutmuştu.


4 yıl boyunca yerli ve ulusal basında büyük ses getiren hikâye, bu yıl Karacabey Belediyesi katkılarıyla belgeselci Burak Doğansoysal tarafından filme alındı. Çekimlerinin tamamının köyde gerçekleştiği ve yalnızca köy sakinlerinin oynadığı filmde hikayenin 1 yıllık yaşanılanları çok özel görüntülerle beyaz perdeye taşındı.


Eylül ayında gerçekleştirilen gala da hikaye gibi yoğun ilgi görmüştü. Köye kurulan açık hava sineması ile nostaljik bir ortamda gerçekleştirilen galaya farklı şehirlerden yüzlerce doğasever, ve Bursa protokolü yoğun ilgi göstermişti.


Karacabey Belediye Başkanı Ali Özkan filmin finale kalmasının Türkiye, Bursa ve Karacabey’in tanıtımı için önemine vurgu yaparak, "’Bu tarz turizm bölgelerinde genelde efsaneler yoğun ilgi görürken bizim gerçek ve her yıl yaşanan bir hikayemiz olan Adem Amca ve Yaren Leylek, şehrimizi apayrı bir noktaya taşıdı. Bizler bu hikaye ile yakından ilgileniyorken sevgili Burak Bey’in ve Yapımcı Akın Esgin’in katkılarıyla bu film işi ortaya çıktı. Bizlerde cani gönülden destekleyerek filmin tamamlanmısını sabırsızlıkla beklemiştik. Ve seyirci ile birlikte çok beğendik. Umuyorum ulusalarası arenada leylek köyümüzde çekilen bu film büyük ses getirecek’’ dedi.


Burak Doğansoysal ise yaptığı açıklamada, ‘’Teknik ekiple birlikte hikayeyi 4 mevsim filme aldık. Ben başarılı bir iş çıkardığımıza inanıyorum. Filmimiz galanın ardından yurtdışı festivallerinde koşuyor. Umuyorum güzel haberle dönecek ve ülkemiz adına gurur duyacağımız başarılara imza atacağız" diye konuştu.


Yaren Leylek katıldığı ilk festival olan Prag Film Ödülleri’nde finale kalan 3 eserden biri olmayı başardı. Çek Cumhuriyeti tarafından her yıl gerçekleştirilen organizasyonda bu yıl ünlü senarist Scott Simpson ile dünyaca ünlü yönetmen Victoria Yakubov’un da yer aldığı jüri filmleri seçiyor.


Yüzlerce film arasından ilk 3’e kalmaya hak kazanan Yaren Filmi’nin ödül alıp almayacağı ise 16-17 Ocak tarihinde Kino Atlas’ta gerçekleştirilecek finalde belli olacak

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Öz İplik-İş Sendikası Genel Başkanı Ay: “İşçi hakları ve sürdürülebilirliği gündemine almayan firmalar risk altında” Tüm Dokuma, İplik, Trikotaj, Hazır Giyim, Konfeksiyon ve Deri İşçileri Sendikası (Öz İplik-İş) Genel Başkanı Rafi Ay, işçi hakları ve sürdürülebilirliği gündemine almayan firmaların risk altında olduğunu belirterek, “Ülkemizin kalkınması, sektörümüzün ayakta kalabilmesi için ihtiyaç duyan firmalara destek olmaya hazırız” dedi. Öz İplik-İş Sendikası Genel Başkanı Rafi Ay, Kurumsal Sürdürülebilirlik Durum Tespiti Direktifi’nin 24 Nisan’da Avrupa Parlamentosu tarafından kabul edilmesiyle beraber onaylanan direktifi ve sürdürülebilirlik konusunu değerlendirdi. Ay, Avrupa Birliği’nde faaliyet gösteren şirketlerle beraber Türkiye başta olmak üzere dünyanın birçok yerinde faaliyet gösteren şirketler için direktif uygulamalarının önemli olduğunu vurguladı. Sektördeki küresel manzaranın değiştiğine vurgu yapan Ay, “Ülkemizde sektörü ayakta tutmak için dönüşmek zorundayız. Bundan başka yol yok. Kurumsal sürdürülebilirlik direktifi, işçi haklarını ve sendikaların rolünü güçlendirerek sürdürülebilir bir iş dünyasının oluşturulmasına katkı sağlayacaktır. Çalışan hakları kapsamında, sendikal örgütlenme ve toplu pazarlık haklarının tanınması ve desteklenmesi hususu önem arz etmektedir” açıklamasında bulundu. “Sektörümüzün ayakta kalabilmesi için ihtiyaç duyan firmalara destek olmaya hazırız” Ay, doğrudan ve dolaylı iş ilişkileri de dahil olmak üzere şirketlerin kendi operasyonlarında, yan kuruluşlarında ve tedarik zincirlerinde geçerli olacak direktifin, Türkiye’de üretim yapan tekstil, hazır giyim ve deri sektöründe faaliyet gösteren birçok firmayı yakından ilgilendireceğini vurguladı. Ay, “Buradan sektörde örgütlü olduğumuz veya olmadığımız firmalara sesleniyoruz. Süreci yakından takip ediyoruz. Konuyla alakalı yeterli kapasite ve bilgi birikimine sahibiz. Bünyemizde kurduğumuz sürdürülebilirlik birimimiz mevcut. İşçimizin refahı, ülkemizin kalkınması, sektörümüzün ayakta kalabilmesi için ihtiyaç duyan firmalara destek olmaya hazırız” şeklinde konuştu. “Sektörde hiçbir şey eskisi gibi olmayacak” Söz konusu direktiften çıkan sonuca da dikkati çeken Ay, “Tekstil, hazır giyim ve deri sektöründe küresel görünüm değişmiştir. Bildiğiniz gibi AB, karbon ve işçi haklarına yönelik ihlalleri ticaretin asli unsuru haline getirmiştir. Şimdi de görüyoruz ki imzalanan direktifle AB, firmaların üretim ve tedarik süreçlerinde çevresel ve sosyal haklara etkilerini önemsemeleri ve özen göstermeleri konusundaki hassasiyeti sağlamayı hedeflemektedir. Bu gelişmeler, ülkemize her yıl 20 milyar dolardan fazla net ihracat geliri sağlayan, doğrudan ve dolaylı 2 milyona yakın hanenin geçimini sağlayan, bir sektörde hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını göstermektedir” değerlendirmesinde bulundu. Öte yandan, Avrupa Konseyi tarafından onaylanan bir diğer önemli direktif ise Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetle Mücadeleye ilişkin direktif olarak öne çıktı. Öz İplik İş Sendikası Uluslararası İlişkiler Sekreteri Fulya Pınar Özcan ise yeni kurallar, toplumsal cinsiyete dayalı şiddeti önlemeyi ve başta kadınlar ve aile içi şiddet mağdurları olmak üzere mağdurları korumayı amaçlayan direktifi değerlendirdi. Direktifin sendikaların ya da sosyal ortakların güvenli iş yerlerine yönelik tedbirler alması için herhangi bir atıfta bulunmadığını söyleyen Özcan, “Direktif, işverenlere de kadın işçileri iş yerinde korumaları için gerekli bir yükümlülük getirmiyor. Uluslararası çalışma örgütünün iş yerlerinde şiddet ve tacizin önlenmesi sözleşmesinden (ILO C190) direktifte açıkça bahsedilmiyor. Ancak elbette eksik ve eleştirdiğimiz kısımlar olmasına rağmen direktif; Avrupa Birliği’ne üye devletlerin kadına yönelik şiddeti sona erdirmeye yönelik yasal yükümlülüklerini ve politikalarını yerine getirmeleri için atılmış önemli bir adımdır. Üye devletler, kadınların ve kız çocuklarının hayatlarını kurtarmak için bu kapsamlı kurallar dizisini uygulamaya koymalıdır” açıklamasında bulundu. Avrupa Parlamentosunun onayladığı direktiflerin iş dünyasının geleceği için önem arz ettiğinin altını çizen Öz İplik İş Sendikası Genel Başkanı Rafi Ay, Öz İplik İş olarak Kurumsal Sürdürülebilirlik Durum Tespiti Direktifi başta olmak üzere emek gücünü koruyan her türlü uygulamanın destekçisi ve takipçisi olacaklarını belirtti.
Zonguldak Aroması ve tadı ile Osmanlı Çileği tarlada alıcı buluyor Zonguldak’ın Ereğli ilçesinde kendine has aroması ve tadı ile ilgi gören Osmanlı Çileği, tarladan hasat edilmeden satılıyor. Kilosu 400 liraya satılan çileğin yaygınlaştırılması çalışmaları devam ediyor. Karadeniz Ereğli’de kestane toprağında yerli kara çilekle etkileşime girerek özgün bir çeşit olarak üretilen Osmanlı Çileği’nin yaygınlaştırılması çalışmaları sürüyor. Her yıl Mayıs ayında hasat edilen çilek, rengi ve aromasıyla tarlada alıcı buluyor. Osmanlı Çileğini Yaygınlaştırma ve Üreticiyi Koruma Derneği Başkanı Şaban Çetinkaya, kilosu 400 liradan satılan çileğin yurt dışından da yoğun talep olduğunu anlattı. Üçköyde kurum ve kuruluşların destekleriyle beş dönüm araziye kurulan Osmanlı Çileği Fide Üretim Merkezi’yle birlikte üründe artış yaşandığını aktaran Çetinkaya bu yıl 4 ton çilek hasat etmeyi hedeflediklerini aktardı. Çetinkaya, “Mayıs ayının ilk haftasındayız daha önceki dönemlerde bu kadar olgunlaşmamıştı. Yaptığımız çalışmalar artık kendini göstermeye başladı. Bölgemizde üretim geçtiğimiz yıllara nazaran en az ikiye katlandı. Çevredeki üretim sayısı hızla artıyor. Burada yapılan çalışmalar, halkın bilgilendirilmesi, Osmanlı çileğinin yeniden anlaşılmış olması bunda büyük etken. Dolayısıyla Osmanlı çileği için insanlar yeniden üretime başladılar. Ereğli Kaymakamlığımız, Osmanlı çileği ile ilgili çilek üreticileri kursları açmaya başladı. Bu da son derece önemli bir adım. Osmanlı Çileği’nin gelişimini sağlayabilmek için bu yıl kararlar aldık. Aldığımız karar da ürünün belli bir miktarını az da olsa ilçe halkına tattırmak için manav, pazarlara küçük ambalajlarla indirmeyi düşünüyoruz. Ereğli’de yaşayan insanlar daha fazla Osmanlı çileğine yabancı kalmasın, bu lezzete kavuşsun” ifadelerine yer verdi.
İstanbul İGA: "Uçuş trafiği ve operasyon sorunsuz bir şekilde devam etmektedir" İstanbul Havalimanı işletmecisi İGA, Fedex Havayolları’na ait ve ön iniş takımları açılmayan kargo uçağının hava trafik kontrol kulesinin yönlendirmesiyle başarılı şekilde indiği ve sonrasında ARFF ekiplerinin uçağa anında müdahalesiyle hiç bir can kaybı yaşanmadan kazanın kontrol altına alındığı bildirildi. Uçağın güvenli bir alana taşınması ve pistin uçuş trafiğine açılmasına yönelik çalışmaları sürdüğünün belirtildiği açıklamada, yedek pistler dahil olmak üzere tüm diğer pistlerde uçuş trafiğinin ve operasyonun sorunsuz bir şekilde devam ettiği ifade edildi. İstanbul Havalimanı işletmecisi İGA, Fedex Havayolları’na ait kargo uçağının gövde üzerine inişinin ardından bir açıklama yayınladı. Sosyal medya üzerinden yapılan açıklamada, "8 Mayıs 2024 Çarşamba günü saat 08.17’de FedEx firmasına ait, CDG - Paris Charles de Gaulle Havalimanı’ndan gelen FX6238 sefer sayılı Boeing 767 tipi kargo uçağı teknik bir nedenden dolayı ön iniş takımları açılmadan İGA İstanbul Havalimanı’na, hava trafik kontrol kulesinin yönlendirmesi ile başarılı bir iniş yapmıştır. Gövde üzeri kontrollü iniş öncesi, pistte hazır bekleyen İGA İstanbul Havalimanı Kurtarma ve Yangınla Mücadele ekibinin (ARFF), uçağa anında müdahalesiyle hiç bir can kaybı yaşanmadan kaza kontrol altına alınmıştır. Olay sonrası sadece 16R pisti geçici süreliğine hava trafiğine kapatılmıştır. İGA İstanbul Havalimanı Kurtarma ve Yangınla Mücadele ekibinin (ARFF), uçağın güvenli bir alana taşınması ve pistin uçuş trafiğine açılmasına yönelik çalışmaları sürmektedir. Yedek pistler dahil olmak üzere tüm diğer pistlerde uçuş trafiği ve operasyon sorunsuz bir şekilde devam etmektedir" ifadelerine yer verildi.