SAĞLIK - 21 Kasım 2019 Perşembe 16:24

Sinsi öksürük hayatınıza mal olmasın

A
A
A
Sinsi öksürük hayatınıza mal olmasın

Milyonlarca kişinin hayatını kabusa çeviren KOAH’ın tedavisinde en kritik unsur sigaranın bırakılması olduğunu ifade eden Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç.

Milyonlarca kişinin hayatını kabusa çeviren KOAH’ın tedavisinde en kritik unsur sigaranın bırakılması olduğunu ifade eden Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Halide Kaya, sigaranın yanı sıra beslenme tarzının da KOAH’ın ortaya çıkmasında etkili olduğu uyarısında bulundu.


Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı (KOAH), dünya genelinde milyonlarca kişinin sağlığını olumsuz yönde etkiliyor. Bu konuda farkındalık oluşturmak için Dünya KOAH Günü kapsamında Osmangazi Belediyesi Hüdavendigar Sosyal Gelişim Merkezi’nde VM Medical Park Bursa Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Halide Kaya tarafından bir seminer verildi. Yaptığı açıklamada KOAH ile ilgili farkındalığın artırılması gerektiğinin altını çizen Doç. Dr. Kaya, “KOAH, Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre dünya genelinde en sık ölüme sebep olan 4. hastalıktır. 2020’de de 3. hastalık olması bekleniyor. Türkiye’de ise en sık ölüme sebep olan 3. hastalıktır. Aktif ya da pasif sigara içiciliği, annenin sigara içmesi, mesleki sebepler, hava kirliliği, sosyoekonomik faktörler, yüksek tuzlu diyet, antioksidan eksikliği, doymamış yağ asidi eksikliği ve enfeksiyonlar çevresel risk faktörleridir. Genetik ve etnik faktörler, aile öyküsü, yaş, düşük doğum ağırlığı da diğer risk faktörleri arasındadır. En ciddi belirti ve bulguları ise sinsi başlayan ve giderek şiddetini artıran nefes darlığı, müzmin öksürük ve balgam çıkarmadır” diye konuştu.


KOAH teşhisinin solunum testi ve akciğer grafisi ile konulabildiğini de belirten Doç. Dr. Halide Kaya, tedavi programında öne çıkan noktaları da şu sözlerle anlattı:


“KOAH’ın tedavisinde sigaranın bırakılması, kritik önemdedir. Çünkü sigara dumanında 4 binden fazla kimyasal vardır. Çevresel ve mesleki sebepli maruz kalma durumu da kontrol altına alınmalı. Hasta eğitilmeli. Stabil KOAH tedavisiyle birlikte akut atakların da tedavisi mümkündür. İlaç dışı tedavi noktasında da egzersiz, dengeli beslenme ve stresten uzak durma da önem arz etmektedir. Ayrıca akciğer rehabilitasyonu da önemlidir. Fizyoterapide solunum egzersizleri, kontrollü solunum teknikleri, balgamın mobilizasyonu, öksürme tekniği ve egzersiz eğitimi uygulanır.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Tatvan’da öğrencilere “hayvan sevgisi” aşılanıyor BİTLİS (İHA) – Bitlis’in Tatvan ilçesinde gönüllü veteriner hekimler, okul okul gezerek öğrencilere hayvan sevgisini aşılıyor. Tatvan ilçesinin Selahaddin Eyyübi Ortaokulunda öğrencilerle bir araya gelen Gönüllü Veteriner ve Teknikerler Derneği ve Tatvan Belediyesi Hayvan Kısırlaştırma ve Rehabilitasyon Merkezi veteriner hekimleri, hayvanlar hakkında bilgilendirmelerde bulundu. Hayvan sevgisini aşılamak amacıyla gönüllü veteriner hekimler tarafından yürütülen bu projede, ‘ağaç yaşken eğilir’ deyimiyle ilkokul ve ortaokul öğrencilerine eğitimler veriliyor. Mayıs ayının ilk günlerinden itibaren çalışmalara başladıklarını söyleyen Gönüllü Veteriner ve Teknikerler Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Rehber Altıntaş, “İlk ve ortaokullarda hayvan sevgisinin çocuklar için önemini, bunun üzerindeki kıymeti konusunda eğitim vermekteyiz. Tatvan Belediyesiyle birlikte yaptığımız bu işbirliği devam edecektir. Genellikle 7-11 yaş aralığındaki ilkokul ve ortaokul öğrencilerine bu eğitimleri vermekteyiz. Çocukların kalbinin temizliği, güzelliği, içinde olan sevginin, içinde olan hayvan sevgisinin sokaklarda hayvanlarla birlikte özgürce oynamaları, özgürce yaşamaları için elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz” dedi. Toplumda köpekler hakkında büyük bir ön yargının olduğunu ve bu ön yargının yapılan eğitim sonrası kırıldığını söyleyen 7’nci sınıf öğrencisi Ayşe Akın da, “Bugün okuluma hayvanlar hakkında bilgi sahibi olan abiler geldi. Bizlere hayvanlar hakkında bilgiler verdi. Hayvanlara nasıl yanaşacağımız konusunda, hayvanların davranışları konusunda ve hayvanların yedikleri yiyecekler hakkında bilgi verildi” dedi.
Van Sofraların vazgeçilmesi otlu peynire tat veren bitkilere büyük ilgi Van’da dağların yüksek kesimlerinde ve yaylarda büyük meşakkatle toplanan ve tescilli ürün olan otlu peynirin içine katılan şifalı otlara vatandaşlar yoğun ilgi gösteriyor. Van’da ekonomik getirisi olan ve binlerce aileye ek gelir sağlayan şifalı otlar, kent merkezindeki seyyar satıcılar ve manavlar tarafından halka ulaştırılıyor. İlkbaharın gelmesi ile birlikte dağların yüksek kesimlerinde ve yaylalarda toplanan otlar, peynir başta olmak üzere birçok yemekte de kullanılıyor. Yaklaşık bir aylık ömrü olan otları bir an evvel vatandaşlara ulaştırmak için yoğun mesai harcayan toplayıcılar, bin bir zorlukla otların toplandığını söylediler. Yıllardır çarşı merkezinde şifalı otları toplayıcılardan alıp halka ulaştırdığını ifade eden Kerem Timur isimli esnaf, “Van’ın yaylalarından gelen otları genellikle peynirde kullanıyoruz. Bunun yanında kurutup keledoş yemeğinde de kullanıyoruz. Heliz, sirmo, çiriş, mende, kengir, keçikulağı var. Bunlar dağın en yüksek tepelerine çıkıp öyle toplanılıyor. Bir kişi akşama kadar ancak 5-6 kilo toplayabilir” dedi. Fiyatların otun çeşidine göre değiştiğini aktaran Timur, “Helizin kilosu 35 ile 50 TL arasında değişiyor. Sirmo 120 ila 150 TL, çiriş 25 TL, mende ise 50 TL’den başlayıp 85 TL’ye kadar çıkabiliyor. Bunların dağlarda bir ay ile 40 gün arasında ömrü var. Toplandıktan sonra ise 3 gün içerisinde kullanılması gerekiyor. Eğer dolaba atılmazsa veya kullanılmazsa üç günden sonra çürür. Şu anda işler iyi. Ömrü kısa olduğu için vatandaşlar yüklenip hemen alıyor” ifadelerini kullandı. Furkan Gilgin isimli esnaf ise yılın sadece bir ayı şifalı otları sattığını belirterek, “Bunlar köylüler tarafından dağdan toplanıp bize getiriliyor. Biz de bunları vatandaşlara sunuyoruz. Bunlar peynir ve yemeklerde kullanılıyor. Salamurasını da tutan var. Bu otlar kalbe, tansiyona, şekere birebirdir. Van’ın peynirini meşhur eden bu otlardır” diye konuştu. Vatandaşlar ise dağdan toplanan otları beğenerek aldıklarını ifade ederek peynire tadını verenin bu otlar olduğunu söyledi.