SAĞLIK - 26 Ekim 2020 Pazartesi 10:01

İleri yaş bel fıtığı korkulu rüya değildir

A
A
A
İleri yaş bel fıtığı korkulu rüya değildir

Beyin ve Omurilik Cerrahisi Uzmanı Op.

Beyin ve Omurilik Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Orhan Demiralp, ileri yaş bel fıtığı korkulu rüya olmadığını söyledi.


Türkiye’de altmış yıl önce başlanılan bel fıtığı ameliyatlarına bugün dünyadakilere paralel başarı ile uygulanmakta olduğunu ifade eden Doruk Sağlık Grubu Beyin ve Omurilik Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Orhan Demiralp, “Bel fıtığının en önemli belirtisi bel ve bacak ağrısıdır. Başlangıçta belde yerleşik olan ağrı daha sonra bacağa yayılır. Genellikle tek taraflıdır. Taraf değiştirebilir veya iki taraflı olabilir. Bazen hastalar yalnızca bacak ağrısı ile gelir. Öksürme, hapşırma, uzun süreli oturma, otomobil kullanma, öne doğru eğilmenin bel fıtığını tetikler. Skolyoz adı verilen belin bir tarafa doğru eğilmesinin de sık rastlanan bir belirtidir. Yaşlılarda bel fıtığı genç ve orta yaşa göre yaşa göre biraz daha farklılık göstermektedir. İleri yaş grubunda omurga yılların yorgunluğu ile anatomik yapısı olarak değişime uğramakta ve fonksiyonlarda buna paralel olarak farklılaşmaktadır. Bu değişimlere bağlı hasta şikâyetleri göz önüne alındığında ameliyat edilebilir ileri yaş hastalarında bel fıtığı ameliyatı kararı dikkatle alındığında, diğer yaş grubu bel fıtığı ameliyatlarından elde edilen iyileşme oranlarıyla aynıdır” şeklinde konuştu.


Cerrah tarafından ne yapılacağının bilinmesinin önemli olduğunu vurgulayan Demiralp, “Tüm ayrıntılar hastalar ile paylaşılmalıdır. Sağlık, varlık, mutluluk, başarı ve huzur, bunların hepsi de aynı kurala bağlı. Doğru şeyleri zamanda yaptığınızda arzu ettiğiniz sonuçları mutlaka elde edersiniz. Bunun için ileri yaşta olmanın önemi yoktur” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Çorum Sungurlu’da KKKA eğitim semineri düzenlendi Çorum’un Sungurlu ilçesinde, baharın gelmesi ve havaların ısınması ile ortaya çıkan ve Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) Hastalığına sebep olan kene ısırmalarına karşı vatandaşlar uyarıldı. Sungurlu Devlet Hastanesi’nde görevli Uzm. Dr. Mustafa Akıncı tarafından Kırım Kongo Kanamalı Ateşinden Korunma Yolları temalı eğitim düzenlendi, seminer sonrasında hasta ve hasta yakınlarına farkındalık oluşturmak amacıyla danışma biriminde stant açıldı. Konuya ilişkin olarak hastane başhekimliğinden yapılan açıklamada, “Kırım Kongo Kanamalı Ateşinden korunmak için tarla, bağ, bahçe, orman ve piknik alanları gibi kene yönünden riskli alanlara gidilirken, kenelerin vücuda girmesini engellemek maksadıyla mümkün olduğu kadar vücudu örten giysiler giyilmeli, pantolon paçaları çorapların içerisine sokulmalı ve ayrıca kenelerin elbise üzerinde rahat görülebilmesi için açık renkli kıyafetler tercih edilmelidir" denildi. Kene yönünden riskli alanlardan dönüldüğünde kişi kendisinin ve çocuklarının vücudunda (kulak arkası, koltuk altları, kasıklar ve diz arkası) kene olup olmadığını kontrol etmesi istenilen açıklamada, "Yapılan kontrollerde kene tutunmuş ise hiç vakit kaybetmeden çıplak el ile dokunmamak şartıyla vücuda tutunduğu en yakın yerden tutarak uygun bir malzeme ile (bez, naylon poşet, eldiven gibi) çıkarmalıdır. Kişi keneyi kendisi çıkaramadığı durumlarda en yakın sağlık kuruluşuna başvurmalıdır. Kene ne kadar erken çıkarılırsa hastalığın bulaşma riskinin de o kadar azalacağı unutulmamalıdır. Hastalık hayvanlarda belirti göstermeden seyrettiğinden hastalığın sık olarak görüldüğü bölgelerde bulunan hayvanlar sağlıklı görünse bile hastalığı bulaştırabilirler. Bu sebeple hayvanların kanlarına, vücut sıvılarına veya dokularına çıplak el ile temas edilmemelidir. Hastalığa yakalanan kişilerin kan, vücut sıvıları ve çıkartıları ile hastalık bulaşabildiğinden, hasta ile temas eden kişiler gerekli korunma önlemlerini (eldiven, önlük, maske vb.) almalıdır " ifadeleri kullanıldı. Kene tutunan kişiler kendilerini 10 gün süreyle halsizlik, iştahsızlık, ateş, kas ağrısı, baş ağrısı, bulantı, kusma veya ishal gibi belirtiler yönünden izlemeli ve bu belirtilerden bir veya bir kaçının ortaya çıkması halinde derhal en yakın sağlık kuruluşuna müracaat etmeleri konusunda da ikaz edilen açıklamada, "Hastalığa sebep olan mikrobun taşıyıcısı, saklayıcısı ve bulaştırıcısı olan keneler uçmayan, zıplamayan, yerden yürüyerek vücuda tırmanan eklem bacaklı hayvanlardır. Vücuda tutunan veya hayvanların üzerinde bulunan keneler kesinlikle çıplak el ile öldürülmemeli ve patlatılmamalıdır. Keneler üzerine sigara basmak, kolonya, gaz yağı gibi maddeler dökmek kenenin kasılmasına sebep olarak vücut içeriğini kan emdiği kişiye aktarmasına sebep olacağı için yapılmamalıdır" bilgileri verildi.