GENEL - 08 Ocak 2012 Pazar 13:48

"AÇIK ÖĞRETİMDEKİ ÖĞRENCİ SAYISI DÜŞÜRÜLMELİ"

A
A
A
"AÇIK ÖĞRETİMDEKİ ÖĞRENCİ SAYISI DÜŞÜRÜLMELİ"

Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) Yürütme Kurulu Üyesi Durmuş Günay, açık öğretimdeki öğrenci sayısının düşürülmesi gerektiğini söyledi.
Eğitim-Bir Sen Uludağ Üniversitesi Temsilciliği YÖK Yürütme Kurulu Üyesi Prof. Dr. Durmuş Günay’ın katılımı ile ’Geleceğin Üniversitesi ve Yükseköğretimin Temelleri’ konulu bir konferans düzenlendi. Uludağ Üniversitesi yerleşkesindeki Prof. Dr. Mete Cengiz Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen konferansta konuşan Eğitim Bir-Sen Üniversite Temsilcisi İlyas Kaya, Milli Eğitim Bakanlığı’nın yapılanmasında çeşitli değişimler yaşandığını ve bu değişimleri en yetkili kaynaktan öğrenmek adına böyle bir konferans
gerçekleştirdiklerini söyledi.
Kamu çalışanlarının ekonomik, sosyal ve özlük haklarını korumak ve geliştirmek için çaba sarf ettiklerini dile getiren Eğitim Bir-Sen Bursa Şube Başkanı Numan Şeker ise, sendika olarak Türkiye’de yapılan bütün antidemokratik uygulamalara karşı da tavır aldıklarını kaydetti. Şeker, "Birileri öğretmenin küpeli olarak derse girmesi için hukuk mücadelesi verirken, biz eğitim çalışanlarının problemlerini çözme mücadelesi verdik" dedi.
Yükseköğretimin dünü, bugünü ve geleceği hakkında bilgiler veren YÖK Yürütme Kurulu Üyesi Prof. Dr. Durmuş Günay da, yükseköğretime dair sayısal bilgileri paylaştı. Toplumun ihtiyaç duyduğu kişileri üniversitelerin yetiştirdiğini dile getiren Prof. Dr. Günay, "Üniversiteler madem toplumun insanlarını oluşturuyor, sistematik bir temel üzerine kurulması lazım" şeklinde konuştu.
Yükseköğretim brüt okullaşma oranlarını aktaran Prof. Dr. Günay, açıköğretimdeki öğrenci sayısının düşürülmesi ve yüz yüze eğitimin artması gerektiğinin altını çizdi. Yükseköğretim sistemlerinde sorunların kanun çıkarılarak çözülmesi yerine topyekun bir zihniyet değişiminin yapılması gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Günay, üniversite eğitim sisteminin geniş ve sağlam bir mutabakatın üzerine oturtturulması gerektiğini söyledi. Günay, şu anki sisteminin de çok kötü olmadığını, iyi olduğu noktaların var
olduğunu kaydetti.
Günay, Türkiye üniversitelerinde araştırma noktalarının olmadığını ve bunun büyük bir eksiklik olduğunu vurguladı. Türk yükseköğretiminin aşması gereken önündeki en önemli zorluğun sayısal büyümesine paralel olarak yeterli sayıda ve uluslararası ölçütleri karşılayan nitelikli öğretim üyelerinin yetiştirilmesi olduğunu belirten Prof. Dr. Günay, üniversitelerin en önemli sorunun üniversite ile toplum arasındaki bağların yeterince kurulmamış olduğunu belirterek, "Üniversite-endüstri iş birliği yıllardır
Türkiye’nin gündemindedir. Ancak beklenen düzeyde aktif ve sürdürülebilir bir iş birliği gerçekleştirilememiştir. Üniversite ve endüstrinin arasındaki işbirliği, endüstrinin inovatif yapısı ve ekonominin rekabet gücü için hayati önemi haizdir" diye konuştu.
2025 yılı hedeflerinin önemli bir kısmı olan kontenjan artışları ve üniversite sayısındaki artışların yılı itibariyle aşıldığını kaydeden Günay, yüzde 65 olarak hedeflenen okullaşma oranının ve 3 milyon 380 bin öğrenci sayısının 2011 yılı itibariyle 3 milyon 817 bin 86 öğrenci, okullaşma oranının ise yüzde 72 olarak gerçekleştiğini iletti.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay Yağmurlu havalarda ıslanmak istemeyen depremzede Meriç’in sesini duyan sağlıkçı Havva’dan afetzede aileye sıcak yuva Hatay’da depremin ilk günlerinde enkaz altındaki vatandaşları yaşatmak amacıyla görev alan sağlıkçı Havva Aydanur Ertuğrul, yağmurlu havada bir daha ıslanmak istemeyen 9 yaşındaki Meriç Altunay ve ailesini sıcak yuvasına kavuşturmayı başardı. Kahramanmaraş merkezli depremlerde Hatay yerle bir olmuş, 25 bine yakın insan vefat etmişti. Afetin ilk saatlerinden itibaren Türkiye’nin dört bir yanından kurtarma ekipleri ve sağlık çalışanları bölgeye yardıma koşmuştu. Antalya İl Sağlık Müdürlüğü’nde görevli 38 yaşındaki Acil Tıp Teknisyeni Havva Aydanur Ertuğrul, asrın felaketinin ilk saatlerinden itibaren bölgedeki afetzede vatandaşları hayata tutundurmak için mücadele etti. Sağlık personeli Ertuğrul, depremin yaralarını sarmak için kurucusu olduğu Ülkem Kitap Okuyor Derneği aracılığıyla afet bölgesine 21 çadır okul açtı ve 7 bin 700’den fazla öğrenciye 100 binden fazla kitap ulaştırdı. ATT Ertuğrul, depreme Antakya ilçesi Karaali Mahallesi’nde yakalanan 9 yaşındaki Meriç Altunay ve ailesinin isteği üzerine afetzede aileye yuva yapabilmek için çalışma başlattı. Dernek aracılığıyla Altunay ailesine ev yaptırmayı başaran Ertuğrul, 2 odası ve 1 salonu olan evi Altunay ailesine teslim etti. "Yeterli maddi destek sağladığında yıl sonuna kadar 12 ev yapmayı istiyoruz" Ülkem Okuyor Derneği olarak 2’nci evi teslim ettiklerini ifade eden Ertuğrul, "Depremin 37’nci gününde çadır okul açmıştık. Bugün ev yaptığımız öğrencimiz de o çadır okula gelen ilk öğrencilerimizden biriydi. Talent ve Meriç okulu açtığımızda koşa koşa gelmişti. Bu enkazlar bir gün kalkıp Hatay normale dönecek dememize neden oldular. Biz 2 aydır ev yapıyoruz. Öğrencilerimiz ve depremzede çocuklarımızın yaşam koşullarını düzeltmeye dert edindik. Çadırda ve barakada yaşayan öğrencilerimize ev yaparak hak ettikleri yaşamları sürmelerini istiyoruz. Bu depremden en çok çocuklar etkilendi. 15 aydır baktıklarında enkaz görüyorlar. Çadırda yaşıyorlar. Deprem üzerine oyunlar kuruyorlar. O yüzden buradaki çocukların daha iyi yaşam koşullarından yaşamaları için emek veriyoruz. ‘Ülkem Okuyor Derneği’ olarak ev yapmaya devam edeceğiz. Haftaya 4 ve 5’inci evlerimizin temelini atacağız. Durmadan yorulmadan Hatay’daki son çocuğun yüzünü güldürene kadar güldürmeye devam edeceğiz. Yeterli maddi destek sağladığında yılsonuna kadar 12 ev yapmayı istiyoruz” dedi. "Yeni evim için çok heyecanlıyım ve çok mutluyum" Yeni evlerine kavuşan anne Esmeray Altunay, "Depremde evimiz yıkıldı. Çok kötü bir durumdaydık. Havva abla çocuklara mont ve ayakkabı getirmişti. Okula çağırdı. Oğlum Meriç’in doğum günüydü. O esnada Havva ablayı tanıdım. Eşimle beraber çadırdan suları dışarı atmaya çalışıyorduk. Ellerimiz, ayaklarımız ve çocuklar berbat bir haldeydi. Çocuklar sırılsıklamdı. Çocukların ayaklarında ne ayakkabı ne de çorap vardı. Yeni evim için çok heyecanlıyım. Çok mutluyum" ifadelerini kullandı.