GENEL - 28 Şubat 2021 Pazar 12:41

Meşhur kebapçıdan böyle çalmışlar

A
A
A
Meşhur kebapçıdan böyle çalmışlar

Bursa Kebabı denince ilk akla gelen İskender Kebap’ın sahibi Yavuz İskenderoğlu, firmasında çalışanların kasadan parayı ceplerine indirme anları güvenlik kamerasına yansıdı.

Bursa Kebabı denince ilk akla gelen İskender Kebap’ın sahibi Yavuz İskenderoğlu, firmasında çalışanların kasadan parayı ceplerine indirme anları güvenlik kamerasına yansıdı.


Bursa Kebabı denince ilk akla gelen İskender Kebap’ın sahibi Yavuz İskenderoğlu, firmasında çalışan 12 kişilik grubun kendi aralarında oluşturdukları organizasyonla şirketi milyonlarca lira zarara uğrattıkları gerekçesiyle savcılığa suç duyurusunda bulundu. İddia edilen nitelikli dolandırıcılık olayı ile ilgili başlatılan soruşturma sonrası çok sayıda çalışan gözaltına alındı. Olayla ilgili inceleme yapan bilirkişinin raporunda firma içerisinde çalışan şef garsonlar, komiler, kasa görevlileri, ocak görevlileri ve muhasebe görevlilerinin içerisinde bulunduğu 12 kişilik oluşumun açılan adisyonları iptal gösterip, birden fazla masaya tek adisyon açıp, ocaktan çıkan binlerce kebaba adisyon dahi açmadan satış yaparak son 5 yılda firmayı 6 milyon lira zarara uğrattıkları belirlendi.


Çalışanların firmada kullanılan bilgisayara ek program kurup masalara adisyon açılmış gibi gösterdikleri elde ettikleri kazancı kasaya göndermeyip gün sonunda aralarında pay ettikleri belirlendi. Raporda bazı garsonların peşin aldıkları ödemeleri de kasaya getirmek yerine ceplerine atarken güvenlik kameraları tarafından görüntülendiklerinden bahsedildi. Bazı çalışanların kısa süreli aralıklarla Paris ve Roma gibi yerlerde birer haftalık tatil yaptıkları geceliği 5 bin liraya varan otellerde konaklama yaptıkları tespit edildi. Şirket içerisinde organize çalıştığı iddia edilen oluşumun Whatsapp yazışmalarını da çözen bilişim polisleri şahısların İskender Konsey ismiyle kurdukları grupta para paylaşımı yüzünden yaptıkları tartışmalarını ortaya çıkardı.


"İşçi değil evlat olarak gördüm, hiç bir işçimin hakkı bende kalmadı"


15 yaşında ustalık peştamalını takarak fiilen ve resmen işinin başına geçen ve o günden beri İskender markasını Türkiye ve dünyaya tanıtmayı hayat mücadelesi haline getiren Yavuz İskenderoğlu, kendisinde büyük bir hayâl kırıklığına sebep olan olay sonrası eşi ile birlikte Bodrum’a gitti. Bir süredir Bodrum’da kalan Yavuz İskenderoğlu, yanında büyüyen kimisini evlendirip asker ettiği, personelinin yaptığı yolsuzluk olayını yıllar sonra anlatırken gözyaşlarına boğuldu.


İş hayatının her döneminde çalışanlarını işçi değil evlat olarak gördüğünü belirten Yavuz İskenderoğlu, "Onlar ya da değil, her kimse geriye dönük düşündüğümde, 15 yaşında ustabaşı olduğum dönemden bu günkü 71 yaşıma geldiğim döneme kadar hiç bir işçinin bende hakkı hukuku kalmamıştır" dedi. Olayın ucuz bir hırsızlık olmadığını bilişim suçu da işlenerek organize olarak yapılan nitelikli bir dolandırıcılık olduğunu ifade eden İskenderoğlu, komiden şef garsona, ocakçısına kadar kendi aralarındaki yazışmalar ortaya çıkmış, günlük 10 bin liralara varan rakamları kendi aralarında paylaşmışlar, bunlar kamera kayıtlarıyla da ispatlı. Adli süreç devam ediyor. Umarım en ağır cezayı alırlar" dedi.


Olayla ilgili sorularla muhatap olmak istemediği için Bodrum’a geldiğini ifade eden Bursalı işadamı, Bursayı çok özlediğini belirtirken gözyaşlarına boğuldu. İskenderoğlu, "Ben Bursa markasıyım, Bursa’da doğup büyüdüm, Bursa’da ölmek istiyorum. Buralar bana yetmiyor" diye konuştu.


5 yılda 17 bin hesap, 80 bin tabak kebap iptali yapmışlar


Bursa’nın ünlü markası İskender Kebap’ı derinden sarsan dolandırıcılık olayı 4. kuşak olan Yavuz İskenderoğlu’nun oğulları Oğuzhan ve İskender Kayhan İskenderoğlu’nun yönetimi devralmasıyla ortaya çıktı.


Pandemi döneminde hesap kitap işlerine ağırlık veren iki kardeş, kasa raporlarını ve adisyonları incelediklerinde yapılan yolsuzluğun farkına varıp gerekli mercilere şikâyette bulundu. Babalarının verdiği öğütleri dinleyip muhasebenin verdiği raporlarla değil hesabı kitabı kendileri yapmak için kolları sıvadıklarını ve olayın içine girdikleri ilk günde adisyon iptallerinin dikkatlerini çektiğini ve bu yönde araştırma başlattıklarını belirten Oğuzhan İskenderoğlu, başta konduramadıklarını ancak daha sonra ocaktan çıkan kebap sayısıyla adisyonlardaki kebap sayısını karşılaştırınca acı gerçeklerle karşılaştıklarını söyledi. Oğuzhan İskenderoğlu,"Aşağı yukarı kazandığımız kadarını da çaldırıyormuşuz. Bilirkişinin geriye dönük 5 yılda yaptığı incelemede yaklaşık 6 milyon liralık zarara uğramışlıktan bahsediliyor. 5 yılda 17 bin hesap yani 80 bin tabak kebap iptal olmuş. Ancak hiç yazılmayan adisyona düşmeden alınan paralarda var. Aynı masaya açılan tek adisyonla 3-4 kez yemek yenmiş ama tek adisyonun parası kasaya gelmiş. Bunları itiraf edenler var Whatsapp’ta İskender Konsey isminde grup oluşturmuşlar burada günlük elde ettikleri kazançları ve nasıl paylaşacaklarını yazmışlar. Bunların hepsi ortaya çıktı.12 yıldır devam eden bir yolsuzluk çetesi bu. Bizim tahminimiz 6 milyonun çok daha üzerinde bir rakam" diye konuştu.


Hayâlet masalara servis


Toplantı masasında oturduğu sırada salonda hesap alan bir garsonun adisyon yerine elindeki kağıda yazdığı fiyat pusulasıyla para aldığını fark edip aslında olayların fitilini ateşleyen İskender Kayhan İskerderoğlu ise, 12 kişilik çetenin şirketin kasa işletim sistemine ek olarak korsan program kurup illegal yolla toplanan parayı gün sonunda kendi aralarında pay ettiklerini söyledi. Kayhan İskenderoğlu, "Hayâlet masa denilen bir sistem kurmuşlar, hiç bir şekilde fiş biriminden çıkmıyor. Mevcut sistemin dışında kurulan sistemle siparişler alınıyor, siparişler masada sanki müşteri varmış gibi gözüküyor, ancak müşteri kalktığında iptale alındığında ne bizim kasamızın gerçek ekranına düşüyor, ne de muhasebenin ara sistemine düşüyor. Tamamen masa ortadan kayboluyor. Kasanın içerisinden müdahale edip sistemi iptal yetkilerini tüm garsonların yapabileceği hale getirip güvenlik seviyeleri ile oynadıkları bir sistem haline dönüştürmüşler diye konuştu.


F.A., İ.Y., M.K., E.Ç., E.Ç., G.G., İ.Y., K.K., M.E.Ç., M.K., O.K., Ö.G. isimli 12 kişinin halen tutuksuz olarak yargılandığı nitelikli dolandırıcılık olayı ile ilgili ilk duruşmanın 3 Mart tarihinde Bursa Adliyesi’nde yapılacağı belirtildi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir Eskişehir Türk Ocağı 2024 Milli Kültür Bilgi yarışmasının final etapları düzenlendi Eskişehir Türk Ocağı’nın düzenlediği Milli Kültür Bilgi yarışmasında, liselerde Eskişehir Atatürk Lisesi, ortaokullarda ise Şehit Teğmen Subutay Alkan Ortaokulu şampiyon oldu. Eskişehir Türk Ocağı ile Millî Eğitim Müdürlüğünün iş birliğiyle yapılan Millî Kültür Bilgi yarışması final turları düzenlendi. Ortaokullar Arası 17’inci, Liseler Arası 2’inci kez yapılan yarışmaya, Millî Eğitim Müdürü Sinan Aydın, Millî Eğitim Müdür Yardımcısı Muhammet Büyük, finale kalan okulların idareci, öğretmen ve öğrencilerinin katılımıyla Hacı Süleyman Çakır Kız Anadolu Lisesi salonunda gerçekleşti. Yarışma sonunda Liselerde, Eskişehir Atatürk Lisesi 1. olurken, Cevat Ülger Uluslararası İmam-Hatip Lisesi 2., Eskişehir Eti Sosyal Bilimler Lisesi 3. ve Eskişehir Anadolu Lisesi 4. oldu. Ortaokullarda ise Şehit Teğmen Subutay Alkan Ortaokulu 1. olurken, Vehbi Koç Ortaokulu 2., Dr. Halil Akkurt Ortaokulu 3. ve Ali Fuat Cebesoy Ortaokulu 4. oldu. Yarışmaların ardından ödül töreni gerçekleştirilirken, Türk Ocağı Başkanı Nedim Ünal, çocukların yetişmesinde emeği geçenlere teşekkür ettikten sonra milli kültürün önemine değindi. Milli Eğitim Müdürü Sinan Aydın, "Bu tür yarışmaların çocuklarımızın milli kimlikleri için önemli olduğunu, ister Türk Ocağında ister okulların kendi bünyesinde, ister sınıf düzeyinde olsun bu tür yarışmaların devam etmesi gerekir” dedi. Yarışmacı öğrencilere madalya, başarı belgesi, kitap ve para ödülü verilirken, okul müdürlüklerine ise plaket ve teşekkür beratı takdim edildi.
İstanbul "Hatırla" sergisi Esenler’de kapılarını açtı Esenler Belediyesi, milli şair Mehmet Akif Ersoy’un “Safahat” adlı eserindeki kelimeler kullanılarak dilimizin zenginliklerini tipografi sanatı ile ortaya koyan “Hatırla" sergisinin açılışına ev sahipliği yaptı. Esenler Belediyesi, milli şair Mehmet Akif Ersoy’un şiirlerini bir araya getirdiği Safahat’ı tipografi sanatıyla buluşturan “Hatırla” adlı serginin açılış programına ev sahipliği yaptı. Dr. Kadir Topbaş Kültür Sanat Merkezi’nde gerçekleşen serginin açılış töreni, ESEV Genel Sanat Yönetmeni Abdülbaki Kömür, eserleri sergilenen Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi öğretim görevlisi Yasin Avcı ve çok sayıda sanatseverin katılımıyla gerçekleşti. Türk edebiyatında en çok baskısı yapılan eserlerin başında gelen Safahat’taki kelimeler seçilerek Türkçemizin zenginliklerini tipografi sanatıyla ortaya koyan 17 eser, 26 Mayıs’a kadar ziyaret edilebilecek. "Kelimelerin bir ruhu var" Serginin açılış töreninde konuşan ESEV Genel Sanat Yönetmeni Abdülbaki Kömür, kültürümüzde dilin çok önemli olduğunu söyleyerek, “Kelimelerin de bir ruhu vardır. Yaşanmışlığın sonucu ortaya çıkan terimlerdir. Anlam taşıyan sözcüklerdir. Ancak geçmişte kullanılan kelimeler hayatın her anını kuşatan kavramlardı. Eğer hayatı, hiçliği, uzayı ve aklımıza gelebilecek her şeyi yaratan Allah ise kelimeleri de Allah’tan bağımsız düşünemeyiz. Geçmişte bu toplumda yaşayan insanlar kavramları Rableriyle irtibatlı kullanmışlardır. Bu kavramları, bu hayat biçimlerini gençlere de anlatmamız lazım. Onların anladığı dille konuşmalıyız. Onların anladığı dil ise sanat, edebiyat, spor. Bunların arasına koyup da vermeliyiz. Bu hususta teşebbüste bulunan Yasin beyi ve sanatçılarımızı tebrik ediyorum” dedi. "Derin anlamlar taşıyor" Eserleri sergilenen Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi öğretim görevlisi Yasin Avcı ise, “Bazı kelimeler günlük kullanımından daha derin anlamlar taşıyor. Eser kelimesi üzerinden bir tanımlama yapmak istiyorum. Eser kelimesinin manası, aslında bir emek sonrası ortaya çıkan üründür. Daha derin manası ayak izi demektir. Yani bir emek sonrası ortaya çıkmasından ziyade eser, dokunduğumuz her şeydir. Dokunduğumuz her şey olduğu için bu nedenle çok dikkat etmemiz gerekiyor. Çünkü dokunduğumuz her şeyde bizden bir iz kalıyor. Bugün ben de bir ayak izini kaydetmek için böyle bir çalışma içerisine girdim. İstiklal şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un ‘Safahat’ adlı eserinde bulunan 17 kelimeyi tipografi sanatıyla ifade etmeye çalıştım. Serginin açılışına katılan herkese çok teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.