MAGAZİN - 13 Kasım 2021 Cumartesi 09:47

Selahattin Taşdöğen: “Türkiye’de sabah erken kalkan oyuncu oluyor”

A
A
A
Selahattin Taşdöğen: “Türkiye’de sabah erken kalkan oyuncu oluyor”

Ünlü oyuncu Selahattin Taşdöğen, sinemalarda filmin en heyecanlı yerinde çatır çutur mısır yiyenlerle, sırf güzellikleri için rol verilen yeteneksiz mankenlere ateş püskürdü.

Ünlü oyuncu Selahattin Taşdöğen, sinemalarda filmin en heyecanlı yerinde çatır çutur mısır yiyenlerle, sırf güzellikleri için rol verilen yeteneksiz mankenlere ateş püskürdü. Üç-dört bölümden sonra yayından kalkan saçma sapan dizilerden dert yanan Taşdöğen, maalesef bazı yapımcıların dolandırıcı olduğunu, kendisinin son 12 yılda 1,5 milyon lira alacağı biriktiğini söyledi.


Seminer için geldiği Bursa’da İHA mikrofonlarına konuşan tecrübeli aktör Selahattin Taşdöğen, Türkiye’de sabah erken kalkanın oyuncu olduğundan dert yandı. Usta oyuncu, sektörün sıkıntılarından bahsederek, “Bizim sektörde sıkıntı hep vardır ve hep olmuştur. Sıkıntılar setlerden ve şartlardan başlıyor, anlatmakla bitmiyor. Bir de önüne gelen herkes oyuncu Türkiye’de. Sabah erken kalkan bir bakıyorsun oyuncu olmuş. Türkiye’de bu kadar oyuncu vardı da biz mi bilmiyorduk? Nitelikli, niteliksiz, bir bakıyorsunuz, iki aylık, üç aylık eğitimlerle oyuncu olmuş. Bir semt var Mecidiyeköy’de; her apartmanın altında bir tane kast firması, bir de küçük bir oda... Orada eğitim veriliyor. Kardeşim, eğitim veren kim? Uzmanlık alanı mıdır? Ders verebilecek yetenekte midir? Bunu denetleyen bir firma var mıdır, yok mudur? Hiçbir şeyimiz düzgün değil ki, oyunculuğumuz düzgün olsun. Denetlenecek bir sürü şey varken, gelip kimse sormuyor. Senin sigortan var mı, güvencen var mı diyen yok” şeklinde sitem etti.


“Bir sürü saçma sapan dizi var”


Dizileri de eleştiren Selahattin Taşdöğen, “Bir sürü saçma sapan diziler var. 3 bölüm, 4 bölüm oynayıp, ondan sonra yayından kalkıyor. Bizim örf ve adetlerimize uymayan bir sürü saçma dizi... Açıkçası ben bir oyuncu olarak bazen oynamaktan çekiniyorum. Filmler yapıyoruz, ipe sapa gelmez roller oynuyoruz. İş o kadar ucuzlamış ve ayaklar altına alınmış ki, bir bakıyorsun hiç tanımadığın, bilmediğin bir adam, 20-22 yaşlarında, bir dizide olayın kahramanı, yani başrolü, yakışıklı bir oğlan veya güzel bir kız. Aldığı eğitim sıfır, oyunculuk sıfır. Tek vasfı, sadece yüzünün güzel ve gözlerinin de yeşil olması. Kardeşim onun gözü yeşil değil mavi olsa ne yazar, siyah olsa ne yazar? Eğer o gözde duygu yoksa, oyunculuk adına bir şey yoksa ve bana aktaramıyorsa, ne yapayım ben onun gözünün rengini? Çünkü oyuncu değil o; birinin tanıdığı ve dürtüğüyle gelmiş oraya. Birinin tanıdığı olmuş, başrolü kapmış, ama götüremiyor. Götüremez, çünkü temeli yok. Temeli olmayan bir bina ise ilk sarsıntıda yıkılır. Onun için bu yakışıklı erkek, güzel kız sistemine bir son verip, oyunculuğa bakalım” dedi.


Sinemada mısır yiyenlere ateş püskürdü


Sinemalarda mısır satılmasına ve yenilmesine karşı olduğunu ifade eden Selahattin Taşdöğen, sözlerini şöyle sürdürdü:


“Küfürler espri konusu olmuş, seyircide gülüyor buna. Seyretmenin bile bir adabı vardır bir tiyatroda, bir sinemada. Elinde koskocaman mısır. Burada bilet alırken sana bir kova da mısır veriyor. Oturup orada mısır yiyip film izliyorsun. Böyle bir saçmalık olabilir mi? Ben bu kadar ciddiyetsiz bir iş yaptığımızı zannetmiyorum. Sen orada, pür dikkat benim yaptığım şeyi, sağa sola fındık fıstık atarak, mısır atarak izleyemezsin. Böyle bir saygısızlık içerisinde bulunamazsın. Ben tam konsantre olmuşum, filmi ya da oyunu izliyorum, yanımdakinin çatırtusundan, çuturtusundan filmi izleyemiyorum. Sonra ışık yandığı zaman sinemanın pisliğini görüyorum. Niye hep mısır satıyorsunuz? Bilet mi satacaksınız, mısır mı satacaksınız, bir karar verin. Bu konu denetim altına alınsa iyi olur.”


Dolandırıcı yapımcılara tepkili


Bazı yapımcıların oyuncuları dolandırdıklarını iddia eden emektar aktör, “12 yıl dilimi içerisinde bir buçuk milyon liralık bir alacağım var. Ben hiçbir yapım firmasının ortağı değilim. Ben alacağım paraya bakarım. Onu da alabilirsek tabii. Çok ciddi çalışan, çok güzel birtakım yapım şirketleri var da, bununla beraber bir de umursamayan ve öncelikle kendi işinin bir an evvel olmasını isteyen yapımcılar da var. İşte dizi yayınlanacak, yayınlandıktan kaç ay sonra bu para yatacak. Yatar mı, yatmaz mı? Ondan sonra o yapım şirketindeki adamı biz bulur muyuz, bulamaz mıyız? Şu ânda benim piyasada yaklaşık 12 yıl dilimi içerisinde bir buçuk milyon lira değerinde bir alacağım var. Bu iyi bir rakam benim için. Oynamışım, film vizyona girmiş çıkmış, televizyona girmiş çıkmış, ama yapımcı kaçmış. Böyle adamlar da var. Sen benimle aynı masada oturuyorsun, yemek yiyorsun, çay içiyorsun. Sonra aynı projede görev alıyoruz, televizyon kanalına veriyorsun, oynuyor. Ondan sonra sen benim hakkım olan parayı alıp kaçıyorsun. Bu yapımcı değil ki, bu dolandırıcı! Bunu şimdi şirket ve televizyon kanalı bilmiyor mu? Biliyor. Ama bu adama tekrar bir proje veriliyor. Oysa kanallar şöyle yapsa; meselâ para veriyorsun ya, demeli ki yapımcıya, sen teknik elemanın oyuncuların paralarını ödedin mi? Atıyorum, dördüncü bölümün parasını ödedin mi? Tabii ödedim! Göreyim o zaman makbuzları! Yani biz film şirketiyle muhatap olamıyoruz. Çünkü o diyor ki, ben seni tanımam kardeşim! Ben yapım firması ile anlaştım. Siz orayla anlaştınız; beni bağlamıyor, ben sadece oynatırım. Tamam güzel de, en azından bizi garanti altına alabilmek için bunu yapabilirsin” diye konuştu.


“Emeğimi sömürtmem”


Telif Kanununun bir an evvel çıkarılmasını isteyen Selahattin Taşdöğen, “Yetkililere diyorum ki, şu Telif Yasasını çıkartın. Benim ve benim gibi olanların hakkını koruyun, ben yıllarca oyunculuk yapıyorum, ama bir kere para alıyorum. O film ise bin kere televizyonlarda oynuyor. Ama ben hiçbir hak talep edemiyorum. Benim hakkım gasp ediliyor. Ben emeğimi sömürtmem! Lütfen şu Telif Yasasını çıkartın. Bu kanunu çıkartın ki, kendimizi de, çocuklarımızı da güvence altına alalım. Türkiye’de artık bu kanayan yaraya lütfen pansuman olun’’ diyerek sözlerini tamamladı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aydın Büyükşehir, mahallelinin ’bank’ talebini geri çevirmedi Aydın’ın Yenipazar ilçesine bağlı Karacaören Mahallesi’nde, Aydın Büyükşehir Belediyesi tarafından cami cemaati ve öğrencilerin kullanımına yönelik banklar yerleştirildi. Aydın’ın Yenipazar ilçesine bağlı Karacaören Mahallesi’nde, mahalledeki kamu alanlarında kullanılmak üzere talep edilen banklar hizmete sunuldu. Aydın Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan çalışma kapsamında, cami çevresi ve okul alanlarına banklar yerleştirildi. Mahalle Muhtarı Mustafa Kıroğlan, geçtiğimiz haftalarda düzenlenen muhtarlar toplantısında mahalledeki kamu alanlarında bank ihtiyacı bulunduğunu Aydın Büyükşehir Belediyesi yetkililerine ilettiklerini belirtti. Yapılan değerlendirme sonrasında talebin kısa sürede karşılandığını ifade etti. Yerleştirilen bankların, cami cemaatinin namaz öncesi ve sonrasında, öğrencilerin ise teneffüslerde dinlenebilmeleri amacıyla kullanılacağı bildiren Muhtar Kıroğlan; "Geçtiğimiz haftalarda yapılan muhtarlar toplantısında Aydın Büyükşehir Belediyesi’ne mahallede bulunan kamu alanlarında kullanılmak üzere bank ihtiyacı talebimizi dile getirmiştik. Kısa süre içerisinde talebimizi ilgili geri dönüş sağlandı. Artık cami cemaatimiz namaz öncesi ve sonrasında, öğrencilerimiz de ders aralarındaki teneffüslerde rahatça zaman geçirebilecek. Kısa süre içerisinde talebimizin değerlendirilmesini ve ihtiyacımızın karşılanması için çalışma yapılmasını sağlayan başta Aydın Büyükşehir Belediye Başkanımız Özlem Çerçioğlu olmak üzere tüm belediye çalışanlarımıza çok teşekkür ediyoruz" dedi.
İstanbul Yedikule Hisarı’ndaki Hazine Kulesi restore ediliyor İstanbul’un sembol yapılarından Yedikule Hisarı’ndaki Hazine Kulesi’nde restorasyon çalışmaları başlatıldı. İstanbul’un önemli tarihî yapılarından Yedikule Hisarı’nda sürdürülen restorasyon çalışmalarında yeni bir aşamaya geçildi. Fatih Belediyesi’nce yürütülen çalışmalar kapsamında, Osmanlı döneminde devlet hazinesinin ve ganimetlerin muhafaza edildiği Hazine Kulesi’nde kapsamlı restorasyon süreci başlatıldı. Fatih Belediye Başkanı M. Ergün Turan, çalışmalara ilişkin yaptığı açıklamada, Yedikule Hisarı’nın yalnızca İstanbul’un değil, dünyanın en eski açık hava müzelerinden biri olduğuna dikkat çekti. Osmanlı hazinesinin korunduğu kule yeniden ayağa kalkıyor Hazine Kulesi’nin tarihi işlevine vurgu yapan Başkan Turan, şu değerlendirmelerde bulundu: "Ülkemizin ve dünyanın en eski açık hava müzelerinden biri olan, İstanbul’un sembol yapılarından Yedikule Hisarı’nda başlattığımız restorasyon çalışmalarımıza büyük bir titizlikle devam ediyoruz. Osmanlı Devleti zamanında devlet ganimetlerinin muhafaza edildiği Hazine Kulesi’nde de restorasyon sürecini başlatmış bulunuyoruz." Bilim Kurulu ile yerinde inceleme ve istişare Restorasyon sürecinin bilimsel esaslara göre yürütüldüğünü belirten Turan, alanında uzman Bilim Kurulu üyeleriyle birlikte Hazine Kulesi’nde yerinde incelemelerde bulunduklarını ifade ederek. "Alanında uzman Bilim Kurulu üyelerimizle birlikte kulede detaylı incelemeler yaptık. Restorasyon sürecini, yapının özgün kimliğini ve tarihî dokusunu koruyacak şekilde istişare ederek sürdürüyoruz" dedi. "Bilimi ve ortak aklı esas alıyoruz" Tarihi mirasın korunmasında bilimsel yaklaşımın önemine işaret eden Başkan Turan, restorasyon çalışmalarının temel ilkesini şu sözlerle özetledi: "İstanbul’un değerlerini bilimi ve ortak aklı merkeze alarak korumaya devam edeceğiz. Hazine Kulesi gibi tarihî önemi yüksek yapıları, gelecek nesillere doğru ve güçlü bir miras olarak aktarmak en büyük sorumluluğumuz." Restorasyon çalışmalarının tamamlanmasının ardından Hazine Kulesi’nin, Yedikule Hisarı’nın bütüncül koruma ve ziyaret sürecine katkı sunacak şekilde yeniden işlevlendirilmesi planlanıyor.
Edirne Bulgaristan levası tabelalardan kalktı Yeni yıla kısa bir süre kala yaşanan gelişmeler Edirne’de de etkisini göstermeye başladı. Bulgaristan ile yoğun sınır ticaretinin yaşandığı kentte, döviz bürolarındaki fiyat bilgilendirme tabelalarından Bulgar levası kuru kaldırıldı. Her ne kadar tabelalarda yer almasa da, döviz bürolarının leva bozdurma işlemlerini sürdürdüğü öğrenildi. Edinilen bilgilere göre, leva bozdurmak isteyen vatandaşlar için alım fiyatlarının 20 ile 24 TL arasında değiştiği ifade ediliyor. Bulgaristan euroya geçiyor Bulgaristan, 1 Ocak 2026 itibarıyla euroya geçerek Euro Bölgesi’nin 21’inci üyesi olacak. Bu adımla birlikte, 1881 yılından bu yana kullanılan ulusal para birimi leva, yaklaşık 145 yıl sonra tedavülden kalkacak. Böylece Bulgaristan tarihinde ikinci kez resmi para birimi değişmiş olacak. 1997 yılından bu yana para kurulu sistemi uygulayan Bulgaristan’da leva, önce Alman markına, ardından euroya sabitlenmişti. Euroya geçişle birlikte uygulanacak sabit kur 1 euro = 1,95583 Bulgar levası olarak belirlendi. Bu oran, Alman markının euroya dönüşmesiyle birlikte 1999 yılından bu yana fiilen uygulanıyordu. TCMB’den resmi düzenleme Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 2 Ocak 2026’dan itibaren alım satıma konu olan dövizler listesinden Bulgar levasını çıkardı. Söz konusu karar, 20 Aralık tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Resmi Gazete’de yayımlanan düzenleme, Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karar ile Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 2008-32/34 sayılı tebliğine ilişkin TCMB genelgesinde yapılan değişiklikleri kapsıyor. Alınan kararla birlikte, TCMB nezdinde Bulgar levası üzerinden gerçekleştirilen alım-satım işlemleri 2026 yılının başından itibaren sona erecek. Bulgaristan’ın euroya geçmesiyle birlikte söz konusu işlemler bundan sonra euro üzerinden yapılacak.