ÇEVRE - 23 Kasım 2021 Salı 13:27

Üniversitenin gönüllüleri kampüsteki atıkları topladı

A
A
A
Üniversitenin gönüllüleri kampüsteki atıkları topladı

Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ), Sürdürülebilir Kampüs Hareketi ile Türkiye’ye örnek olacak çalışmalara imza atıyor.

Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ), Sürdürülebilir Kampüs Hareketi ile Türkiye’ye örnek olacak çalışmalara imza atıyor. Rektör Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz tarafından desteklenen proje kapsamında üniversite yöneticileri, akademisyen ve öğrenciler, gün boyu kampüste atık topladı.


Avrupa Atık Azaltma Haftası çerçevesinde çeşitli faaliyetler yürüten BUÜ Sürdürülebilirlik Ofisi, Görükle Kampüsü içerisinde atık topladı. BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, Sürdürülebilir Kampüs Projesi koordinatörü Prof. Dr. Güray Salihoğlu, akademisyenler, idari personel ve öğrencilerden oluşan ekipler ile kampüs içerisindeki atıklar toplandı. 6 farklı gruba ayrılan gönüllüler, yaklaşık 2 saat boyunca kampüs içerisinde belirlenen noktaları temizledi. Çalışma sonunda Mediko önündeki merkezde bir araya gelen gönüllüler, topladıkları atıkları buraya bıraktı.


Kılavuz, Sürdürülebilir Kampüs Projesi kapsamında başlattıkları çalışmaların gösterilen ilgi sayesinde her geçen gün büyümeye devam ettiğini aktardı. Yakın gelecekte bu alanda çalışması için bir araştırma merkezi kuracaklarını açıklayan Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, “Bu konuda çalışmalar yürütecek, proje üretecek bir araştırma merkezi kurmayı hedefliyoruz. İnşallah ileriki süreçte bir koordinatörlük de kuracağız. Üniversiteler bir şehrin ortak aklını temsil ediyor. Bu ortak akılla yeni fikirler üretiyorlar, yeni buluşlar yapıyorlar ve ürettikleri fikirleri toplumun hizmetine sunuyorlar. Bu anlamda da toplumları bilgilendiriyor ve aydınlatıyorlar. Bütün dünyada karbon salınımının artık telafi edilemez boyutlara geldiği çok iyi anlaşıldı. Ancak insanları kafaları karışık. Bir taraftan modern dünya olarak insanların hizmetine güzel şeyler, iyi şeyler sunulmak isteniyor. Fakat öte taraftan da asırlar sonra torunlarımıza emanet bırakacağımız çevreyi kirletmiş oluyoruz. Bu işi dengede götürmemiz gerekiyor” diye konuştu.


Rektör Kılavuz, üniversite olarak başlatılan çalışmaların kısa sürede önemli bir destek gördüğünü ve Sürdürülebilir Kampüs Projesi sayesinde, Bursa Uludağ Üniversitesi’nin çok daha verimli, temiz ve kalite standartlarına uyan bir hâle getirildiğini de sözlerine ekledi.


Sürdürülebilir Kampüs Projesi koordinatörü Prof. Dr. Güray Salihoğlu ise, “Maalesef kampüsümüzün bu güzel doğası atıklarle kirleniyor. Bugün gönüllülerimizle birlikte atıkları toplamaya çalışacağız. Belki hepsini toplayamayacağız. Ancak en azından bu konuya dikkat çekeceğiz. Kendimize ‘Neden bu kadar atık oluşturuyoruz?’ sorusunu sormalıyız. Bu atıklarla tabiatı neden kirletiyoruz? Bu sorulara hep birlikte cevap bulmaya çalışmalıyız. Aramıza katılan bütün dostlarımıza teşekkür ediyoruz” açıklamasında bulundu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kars Karslı vatandaştan duyarlı davranış Ermeni-Türk harbinde Kars’ta 1920 yılında şehit düşen Yüzbaşı Faik Bey’in mezarına duyarlı vatandaş tarafından önce bayrak dikildi, ardında da mezarın bulunduğu bölge temizlendi. Tarihi Benli Ahmet İstasyonu’nda dört tarafı duvarla çevrili olan Yüzbaşı Faik Bey’in mezarının anıt mezar haline getirilmesini isteyen vatandaşlar, mezarlıkta 5 ayrı mezarın bulunduğuna dikkat çekerek mezarın olduğu bölgenin koruma altına alınması gerektiğini veya buraya anıt mezar yapılmasını istedi. Kars’ın en işlek caddelerinden birisi olan Faikbey Caddesi’ne ismi verilen Yüzbaşı Faik Bey’in mezarının tarihi istasyonda bulunduğunu ifade eden vatandaşlar, "Kars ve civarının Ermenilerden geri alınması için yapılan harekat esnasında 12. Tümen, 36. Alay 1’inci tabur komutanı yüzbaşı Faik bey 14 Ekim 1920 tarihinde Ermeni-Türk harbinde, Berne (Koyunyurdu) Köyü’nün doğusundaki tepede birliğin başında olduğu sırada çarpışmalarda şehit düştü. Ben de her sene geliyorum. Otlarını temizliyoruz, bayrağını taktık. Her yıl bu ayalarda gelip buranın bakım ve onarımı yapıyorum" dedi. Duyarlı vatandaş daha sonra Yüzbaşı Faik Bey’in bulunduğu mezarın etrafını temizledi, mezarın üzerinde bulunan ağaç parçalarını ve istenmeyen otlarını topladı, mezarlığın içerisindeki bayrağı değiştirdi. Şehitlere dua eden vatandaş daha sonra bölgeden ayrıldı.
Antalya Eşinden para istedi, ’param yok’ cevabını alınca hayatı değişti, kendi işinin patronu oldu Kocası harçlık vermeyince kendi dükkanını açan kadın, 36 yıldır mesleğini icra ediyor. Antalya’nın Serik ilçesinde yaşayan Fahriye Altınkaynak, 36 yıldır hayali olan olan terzilik mesleğini sürdürüyor. Altınkaynak, terziliğe hobi olarak başladı. Eşinden bir ihtiyacı için bir miktar para istediğinde “Param yok” cevabını alan Altınkaynak, kendi iş yerini açtı. Evindeki el makinesi ve kumaşlarla birlikte dikiş, giyim üzerine açtığı küçük bir dükkanla geçimini sağlamaya başlayan Fahriye Altınkaynak (62), “Herkes bana, "Başaramazsın, yapamazsın, tek başına bir bayansın” dedi. Ben de yapabilirim dedim” dedi. Terzilik mesleğiyle çocuklarını okuttu İş yeri açtığı zaman müşteri gelmesi için konfeksiyonlara broşür ve kartvizit dağıttığını anlatan Fahriye Altınkaynak, mesleğinin çocukluk hayali olduğunu aktardı. Eşinin işine karşı gösterdiği tüm direnişlere rağmen, 36 yıllık zaman zarfında 3 çocuğunun üniversite öğrenimini tamamladığını açıklayan Altınkaynak, meslekte nasıl başarıya ulaştığını şu sözlerle ifade etti: "Mesleğim, çocukluk hayalim. Bu işe önce evde başladım. Fakat evde olmuyordu, eve gelen çocuklarıyla geliyordu, çalışma imkanım olmuyordu. Sonra çok acil bir para ihtiyacım oldu. Eşimden para istedim, ’Param yok’ dedi. Eşimin bana öyle demesi çok üzdü. Oturup düşündüm ve bir iş yeri açmaya karar verdim. Hemen araştırmaya başladım ve dikiş, giyim üzerine bir dükkan kiraladım ama hiçbir şeyim yoktu, sadece küçük bir el makinem vardı. Herkes bana, ’Başaramazsın, yapamazsın, tek başına bir bayansın’ dedi. Ben de ’Neden, ben de yapabilirim’ dedim. Evimdeki makinemi iş yerime getirdim. Broşürler, kartvizitler bastırdım. Bütün konfeksiyonları dolaşarak dağıttım. ’Yapılacak tadilat işlerinize talibim’ dedim. Evdeki kumaşlarımı getirdim, dükkanıma yerleştirdim, badana yaptım. Eşim şiddetle karşı çıktı, ’Yapamazsın, uğraşamazsın, otur evde yemeğini yap’ dedi. Ama ben kararlıydım. Çok ağır bir kelime kullandı. Eğer hayat müşterekse ve ben çalışmıyorsam, almakla mükelleftir kendisi. Almıyorsa, ben de bir şeyler yapma ihtiyacı hissettim. Kimseye muhtaç olmak istemedim. O kadar zor ki birilerine muhtaç olmak. Azmettim ve yavaş yavaş müşterilerim gelmeye başladı. Sonra eşimden ayrıldım." Kadınların hayatta her zaman üretken olması gerektiğini anlatan Altınkaynak, “Elimden geldiği kadar helalinden olsun diye gece gündüz, gece yarılarına kadar çalıştım. 3 çocuğum ve 8 torunum var. Oğullarım ve kızım üniversiteyi bitirdi ve hepsinin mesleği var. Torunlarımla mutluyum ve en güzeli bir işim var. Bir kadın, üretken ve karınca gibi olmalı. İlla ki, iş yeri açması gerekmiyor. Evde, tarlada, fabrika başka bir iş yerinde çalışsın ama üretsin. Kadınlar, kimseye muhtaç olmamalı, dimdik ayakta kalmalı” diye konuştu.