ÇEVRE - 04 Mayıs 2024 Cumartesi 14:41

Başkan Gürhan Akdoğan: "Bursa ovası da, sanayisi de sahipsiz değildir"

A
A
A
Başkan Gürhan Akdoğan: "Bursa ovası da, sanayisi de sahipsiz değildir"

Atatürkçü Düşünce Derneği Bursa Şube Başkanı Gürhan Akdoğan, 1977 yılında yapılan tarımsal arazilerin ve özellikle Bursa ovasının korunması hakkındaki protokolle 20 bin hektar alandan geriye, 9 bin hektarın kaldığını söyledi.


ADD Bursa Şubesi, Bursa’da sanayileşme ve kentleşme çerçevesinde çevresel etkileri hiçe sayan, doğayı tahrip ederek kent ve toplum çıkarları yerine, bireysel çıkarları hedefleyen gündemdeki bazı projeler hakkın basın mensuplarıyla bir araya geldi. Nilüfer Karaman Dernekler Yerleşkesinde konuşan ADD Bursa Şube Başkanı Gürhan Akdoğan, "Yıllarca anlattık, olmadı. Her şeyi rant gören anlayışla vahşice çarpık kentleşme ve çarpık sanayileşme ile mücadele ettik. ’Bursa ovasını yok ediyorsunuz’, ’Sürdürülebilir kalkınma ilkesi doğrultusunda doğayı çevreyi koruyarak sanayileşmeyi, kentleşmeyi birlikte planlayalım’ dedik yine olmadı. Onlarca sanayileşme ve kentleşme sempozyumları düzenledik, raporlar hazırladık, kent yağmasına, ova talanına karşı davalar açtık ama bir türlü dinlemediler. 1977 yılında yapılan tarımsal arazilerin ve özellikle Bursa ovasının korunması hakkındaki protokolde korunacak ova koruma alanı 20 bin hektar olarak belirlenmiş olmasına rağmen ova korunamamış, meydana gelen sanayileşme ve yerleşim sebebiyle ova koruma alanı 11 bin 245 hektara kadar küçülmüştür. Bu duruma rağmen yapılan araştırmalar (2011 yılında belirlenen ova koruma alanı 9 bin 163 hektar) Bursa ovasının kan kaybetmeye devam ettiğini, günümüzde 9 bin hektarın da çok altına düştüğünü göstermektedir. Bursa ovasının elimizde 9 bin hektarı kalırken onu da sulayamıyoruz. Bursa 2020 yılı çevre düzeni planın da bugüne kadar yaklaşık 300 adet plan değişikliği yapılmıştır. Bu değişiklikleri yapan kurumlar sırasıyla Bayındırlık ve İskan Bakanlığı, Çevre Bakanlığı, Bursa İl Özel İdaresi ve Bursa Büyükşehir Belediyesi ile ilçe Belediyeleri ve meclisleridir" dedi.


"Tarım arazileri her geçen gün küçülmektedir"


Dünyada yaşayan insanların nüfusu 2000 yılında 6 milyar iken, şimdi 7,8 milyara ulaştığını belirten Akdoğan, "19. yüzyıl başlarında 1,5 milyar olan dünya nüfusunun, 2050 yılında 10 milyara çıkacağı tahmin edilmektedir. 1950 yılında 21 milyon olan nüfusumuz, 2023 yılında 4 kat artarak 85 milyona ulaşmıştır. Yaşadığımız uygarlık, doğal kaynakların yanlış kullanımı ve doğal yaşam alalarına verilen zarar sebebiyle tehlikeye girmiş durumdadır. Kapasitenin üzerinde kullanımının sonucunda dünya, aşın bir baskıyla karşı karşıyadır. Endüstri devriminden günümüze dek geçen süre içerisinde dünya nüfusu sekiz katına çıkmıştır. Son 100 yıl içinde, endüstriyel üretim 100 kat artmıştır. İnsan etkinliklerinin ve nüfusun bu inanılmaz artışı çevre üzerinde önemli ölçüde olumsuz etkiler oluşturmuştur. Bursa’da ise tarım arazisi 2016 yılında 417 bin 420 hektarla toplam arazinin yüzde 38,34’ünü oluştururken, 2022 yılında 369 bin 727,80 hektara düşerek yüzde 33,36’ ya gerilemiştir. Yani son 16 yılda 47 bin 692,20 hektar tarım arazisi, tarım dışına çıkarılmıştır. Tarım dışına çıkarılan bu arazilerin büyük bir kısmı da yerleşim yerlerine ve sanayi alanına dönüşmüştür. Bursa toplam tarım alanının yüzde 79’luk kısmı sulamaya uygun olmasına rağmen, yüzde 42’lik kısmı sulanabilmektedir. Sulamaya uygun alanın ise yüzde 53’ü sulanmaktadır. Tüm Türkiye’de olduğu gibi Bursa’da da hala tarımsal sulama suyunun yüzde 68’i açık sulama sistemleri ile, sadece yüzde 32’si kapalı basınçlı sistemlerle sulanacak arazilere ulaştırılmaktadır" dedi.


Türkiye’de olduğu gibi Bursa’da da plansız ve ağırlıklı dışa bağımlı bir sanayileşme söz konusu olduğunu belirten Akdoğan, "Bugün Bursa’da, faaliyette ve alt yapı çalışmaları devam eden, 17 adet Organize Sanayi bölgesi (OSB), 3 adet Özel Endüstri Bölgesi (ÖEB), 8 adet Sanayi Bölgeleri (SB), 24 adet Küçük Sanayi Sitesi (KSS) toplam 52 adettir. Yaklaşık olarak toplam 5 bin 200 hektarlık bir alan kullanan Organize Sanayi Bölgelerinde, 153 bin civarında kişi istihdam edilmektedir. Bursa’da yeterince sanayi bölgesi oluşmuştur. Dağınık ve plansız sanayileşme, tarım arazilerinin yok edilmesi ve gecekondulaşma gibi kentsel sorunları da beraberinde getirmiştir. Artık, mevcut kapasite kullanımları da değerlendirildiğinde, yeni sanayi bölgelerinin açılmasına izin verilmemelidir. Sanayi Bölgeleri, Sanayi Siteleri dışında endüstriyel tesislerin kurulmasına ve çalışmasına izin verilmemelidir. Organize sanayi bölgelerinin büyük bir bölümünde, sonradan OSB olmasından kaynaklı olarak, alt ve üst yapı sorunları hala sürmektedir. Parsel bazında yüzde 30 boş kapasitesi olan Organize Sanayi Bölgelerinin, yüzde 62’sinde Arıtma tesisi yoktur. yüzde 85 inde itfaiye teşkilatı, yüzde 92’sinde Sağlık Merkezi, yüzde 70’inde PTT ve Okul gibi tesisler bulunmamaktadır. Sınırları içerisinde, sanayi bölge ve sitelerini yoğun şekilde barındıran Kestel, Nilüfer ve Osmangazi ilçelerinin durumu ise vahimdir. Bu ilçeler adeta SOS vermektedir" diye konuştu.



Başkan Gürhan Akdoğan: "Bursa ovası da, sanayisi de sahipsiz değildir"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana Trendyol Süper Lig: Adana Demirspor: 1 - Antalyaspor: 1 (İlk yarı) Trendyol Süper Lig’in 24. haftasında Adana Demirspor, Antalyaspor’u konuk ediyor. Müsabakanın ilk yarısı 1-1 eşitlikle tamamlandı. Maçtan dakikalar (İlk yarı) 7. dakikada sol kanatta top ile buluşan Güray Vural, orta şut karışımı şutunda meşin yuvarlak üstten auta çıktı. 16. dakikada paslaşarak kullanılan serbest vuruşta topu Alioui’nin ceza sahasına ortasında yaşanan karambolde Ozan Demirbağ’ın kafa vuruşunda meşin yuvarlak kaleci Piric’te kaldı. 26. dakikada sol taraftan ceza sahasına giren Tayfun’un defansın müdahalesiyle yerde kalmasının ardından VAR incelemesiyle hakem Kadir Sağlam penaltı noktasını gösterdi. 28. dakikada beyaz noktanın başına geçen Nabil Alioui, topu ağlara yolladı. 1-0 45. dakikada Sander van de Streek’in ara pasında defansın müdahalesine rağmen topla buluşan Sam Larsson kaleci Deniz’i de geçerek meşin yuvarlağa filelere gönderdi. 1-1 Hakemler: Kadir Sağlam, Samet Çiçek, Mehmet Kapluhan Adana Demirspor: Deniz Dönmezer, Arda Okan Kurtulan, Burhan Ersoy, Tolga Kalender, Abdulsamet Burak, İzzet Çelik, Antonio Simao Muanza, Ali Yavuz Kol, Tayfun Aydoğan, Nabil Alioui, Ozan Demirbağ Yedekler: Murat Eser, Vedat Karakuş, Yusuf Barası, Abat Aymbetov, Aksel Aktaş, Salih Kavrazlı, Yücel Gürol, Osman Kaynak, Ahmet Yılmaz Teknik Direktör: Mustafa Alper Avcı Antalyaspor: Kenan Piric, Bünyamin Balcı, Veysel Sarı, Bahadır Öztürk, Güray Vural, Jakub Kaluzinski, Erdal Rakip, Sander van de Streek, Ramzi Safuri, Sam Larsson, Brain Jose Samudio Segovia Yedekler: Abdullah Yiğiter, Thalisson Kelven da Silva, Soner Dikmen, Adolfo Julian Gaich, Moussa Djenepo, Oleksandr Petrusenko, Andros Townsend, Mert Yılmaz, Abdurrahim Dursun Teknik Direktör: Emre Belözoğlu Goller: Nabil Alioui (dk. 28 pen.) (Adana Demirspor), Sam Larsson (dk. 45) (Antalyaspor) Kırmızı kart: Emre Belözoğlu (İlk yarı bitiminde) (Antalyaspor) Sarı kartlar: Bünyamin Balcı, Erdal Rakip, Güray Vural, Sander van de Streek (Antalyaspor)
Erzurum Bilim Erzurum Türkiye’nin ‘En Başarılı Bilim Merkezi Ödülü’nü aldı Erzurum Büyükşehir Belediyesi’nin en önemli teknoloji yatırımı olan Bilim Erzurum, Türkiye’nin ‘En Başarılı Bilim Merkezi Ödülü’nü aldı. Kocaeli’nde düzenlenen 4. Türkiye Bilim ve Teknoloji Merkezleri Zirvesi-TÜBİTEM 2025 kapsamında, bilim ve toplum etkinlikleri kategorisinde "En Başarılı Bilim Merkezi" ödülü Erzurum Büyükşehir Belediyesi’nin vizyon projesi ‘Bilim Erzurum’a verildi. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır ve TÜBİTAK Başkanı Orhan Aydın’ın da katıldığı programda Bakan Kacır tarafından takdim edilen ödülü, Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen’in adına Erzurum Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Zafer Aynalı aldı. Başkan Mehmet Sekmen, konuyla ilgili yaptığı değerlendirmede şunları kaydetti: "Ülkemizin ‘En Başarılı Bilim Merkezi’ ödülünü almak bizler için gurur verici En önemli vizyon projelerimizden biri olan Bilim Erzurum; geleceğimizi şekillendirecek olan büyük bir teknoloji yatırımıdır. Türkiye’nin dört bir yanındaki bilim ve teknoloji merkezlerini bir araya getiren Türkiye Bilim ve Teknoloji Merkezleri Zirvesi’nin (TÜBİTEM 2025) tüm jüri üyelerine teşekkür ediyorum. Bilim Erzurum ile bilimi daha geniş kitlelere ulaştırarak yeni projelerle bilimsel keşiflere ilham olmayı amaçlıyoruz. Yakın zamanda Erzurum’da düzenlenecek olan ‘Kış Bilim Festivali’ ile Türkiye’nin birçok kentindeki bilim tutkunlarını bir araya getireceğiz. Bu vesileyle bizlere bu ödülü layık gören jüri üyeleri ile Sanayi ve Teknoloji Bakanımız Sayın Mehmet Fatih Kacır ve TÜBİTAK Başkanımız Sayın Orhan Aydın’a şükranlarımı sunuyorum."
Kütahya Kütahya’da merhum Sadık Ceylan’ın ailesine anlamlı ziyaret Eğitim-Bir-Sen Kütahya Şubesi, sendikanın kurucu başkanı merhum Sadık Ceylan’ın ailesini ziyaret etti. Ziyarete, önceki dönem şube başkanı Kamil Uçan ve sendika temsilcileri katıldı. Kurucu Genel Başkan Mehmet Akif İnan’ın öncülüğünde, zorluklarla dolu süreçlerde sendikanın bayrağını Kütahya’da dalgalandıran merhum Sadık Ceylan’ın kıymetli eşi Münire Ceylan ve çocukları Cahit, Cihat ve Elif Ceylan ile bir araya gelindi. Ziyaret kapsamında, Eğitim-Bir-Sen Genel Merkezi tarafından hazırlanan "Yaşayanların Dilinden İz Bırakanlar" kitabı ile Eğitim-Bir-Sen Kütahya Şubesi’nin 25 yıllık mücadelesini anlatan Şube Tarihi kitabı aileye takdim edildi. Eğitim-Bir-Sen’in bugün Türkiye’nin en büyük sivil toplum kuruluşlarından biri haline geldiği vurgulanan ziyarette, sendikanın eğitim çalışanlarının haklarını savunma, anti-demokratik uygulamalara karşı durma ve toplumsal dayanışma konusundaki katkıları hatırlatıldı. Sendikanın Filistin ve Doğu Türkistan başta olmak üzere mazlum coğrafyalardaki davalara sahip çıktığı, doğal afetler ve kriz dönemlerinde milletin yanında olduğu vurgulandı. Eğitim-Bir-Sen temsilcileri, başta merhum Sadık Ceylan olmak üzere sendikanın kuruluşunda emeği geçen tüm vefat eden isimlere rahmet dileyerek, Berat Kandili vesilesiyle tüm üyelerin ve İslam âleminin kandilini tebrik etti.
Muğla Muğla’daki Şaban Ataş cinayetinde sanıklar hakim karşısına çıktı Muğla’nın Seydikemer ilçesinde kaybolduktan 56 gün sonra cansız bedeni bulunan Şaban Ataş cinayetiyle ilgili dava, Fethiye 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başladı. Cinayetle suçlanan Şaban Ataş’ın eski eşi ve arkadaşı mahkemede olayın detaylarını anlattı. Cinayete ilişkin hazırlanan iddianamede, tutuklu sanıklar öldürülen Şaban Ataş’ın (52) eski eşi Emine Karabulut (44), oğlu Mert Ataş (23) ve Burhanettin Öztürk (46) ile adli kontrol şartıyla serbest bırakılan Emine Karabulut’un annesi Durkadın Karabulut (85) hakkında ’Tasarlayarak kasten öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep edildi. Davanın ilk duruşmasına tutuklu sanıklar Burhanettin Öztürk ve Mert Ataş, SEGBİS aracılığıyla katılırken, tutuklu sanık Emine Karabulut, adli kontrol şartı ile serbest kalan Durkadın Karabulut, Şaban Ataş’ın oğlu Mehmet Ataş, Fethiye 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde hazır bulundu. Cinayetin detayları mahkemede anlatıldı Emine Karabulut, mahkemede verdiği ifadede 2010 yılında boşandığı Şaban Ataş ile aynı evde yaşamaya devam ettiğini ve Burhanettin Öztürk ile 2006 yılından bu yana ilişkisinin olduğunu söyledi. En küçük oğlunun Burhanettin Öztürk’ten olduğunu belirten Karabulut, "Olay günü ben, annem Durkadın, Mert vardı. Burhanettin 8 gibi geldi. Şaban’la bir yere gideceklerdi. Şaban’ı uyandır dedi. Evimiz dubleks, aşağıda mutfak üstte yatak odaları var. Kahvaltıya oturduk. Kahvaltıda annem, Burhanettin, Şaban vardı. Wifi konusunda tartışma yaşandı. Ben kablo aramaya gittim. O arada Burhanettin’in sesini duydum. Aşağı indiğimde Şaban’a bir şey vurulmuş. Diz üstünde duruyordu. Kan yoktu. Burhan, yukarıda yatan oğlum Mert’i çağırmamı istedi. Mert’i çağırmaya gittim uyanmadı. Yeniden aşağı indiğimde Burhanettin Şaban’ın boynuna ip dolamış sıkıyordu. Burhanettin’i ittirdim, ne yapıyorsun dedim. O da beni ittirdi. Tekrar yukarı çıkıp Mert’i çağırdım. Aşağıya indik. Mert, Burhanettin’in üstüne yürüdü. Onu da ittirdi. Burhanettin, Şaban’ın ceplerini boşaltmamı istedi. Sigara, telefon, para, anahtarları aldım. Cesedi halı örtüsüne sardık. Ben, Mert ve Burhanettin depoya indirdik. Mert taşımak istemedi ona baskı uyguladı" ifadelerini kullandı. Şaban’ın telefonu aracılığı ile onun hesabından kendisine 36 bin TL gönderdiğini de itiraf eden Karabulut, cesedi atma konusunda ise, "Seki’ye eşya götürecektik. Cesedi Mert, ben ve Burhanettin koyduk. Daha sonra Mert ve annem araca binmek istemedi. Baskı uygulayarak araca bindirdi. Seki’ye giderken Burhanettin’in belirlediği yere cesedi bıraktık. Üstünü örtmedi. Seki’ye gittik. Diğer eşyaları bıraktık. Gece 04.30’da cesedin yanına gittik ve Burhanettin çapa ile cesedin üzerini örttü" dedi. Karabulut daha sonra 2 oğlu ile birlikte giderek kayıp ihbarında bulunduklarını söyleyip, korktukları için ise olayı polise anlatamadıklarını belirtti. "Korktuğum için sessiz kaldım" Sanık Mert Ataş ise ifadesinde, cinayetin işlendiği gün aşağı indiğinde, "Babamın elleri arkadan bağlıydı, boğazında ip vardı. Hareketsizdi. Evden çıkarılırken yardım etmek zorunda kaldım. Emniyete gidip her şeyi anlatmak istedim ama Burhanettin’ten annem ve kardeşlerime zarar gelir diye korktum" dedi. "Korkudan müdahale edemedim" Sanıklardan Durkadın Karabulut ise, "Ben cinayeti gördüm. Burhanettin önce Şaban’a sopayla vurdu, sonra cebinden çıkardığı iple boğarak öldürdü. Bağırsaydım beni de öldürürdü diye korktum, bir şey yapamadım" şeklinde konuştu. Burhanettin Öztürk suçlamaları reddetti Sanık Burhanettin Öztürk ise cinayetle bir ilgisi olmadığını savunarak, "Emine ile 2006 yılından beri ilişkimiz var. Olay günü onlar kahvaltı yaparken evde 2 bardak çay içtim. Sonra ben evden ayrıldım" dedi. Emine ile olan ilişkileri hakkında detaylar da anlatan Öztürk, "Bana en küçük oğlan H.A’nın benden olduğunu söylüyordu. Ben DNA falan yaptırmadım. O yüzden sürekli yardımcı oluyordum. Sürekli gelip gidiyordum" ifadelerini kullandı. Seki’ye gidilmesi konusunda da bilgiler veren Öztürk, "Seki’ye eşya götürülecekti, Seki’ye eşya taşıdık. Yolda bir kez market için durduk başka durmadık. Ceset görmedim. Cinayet ile hiçbir alakam yok. Bana iftira atılıyor" dedi. Mahkeme, Emine Karabulut, Mert Ataş, Burhanettin Öztürk’ün tutukluluk hallerinin, Durkadın Karabulut’un adli kontrol şartının devamına karar vererek duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.