ASAYİŞ - 29 Temmuz 2025 Salı 11:17

Bursa’daki kundakçı FETÖ’cü: "Köydeki ortamın karışmasını istedim"

A
A
A
Bursa’daki kundakçı FETÖ’cü: "Köydeki ortamın karışmasını istedim"

Bursa’nın Harmancık ilçesindeki yangını çıkardığı iddiasıyla sevk edildiği mahkemece "Kundaklama" suçundan tutuklanan 30 yaşındaki FETÖ’cü Ufuk Aytekin, sorgusunda, bir anlık ruh haliyle yolun kenarında bulunan ormanlık alanı yakmak istediğini belirterek, "Aynı zamanda köydeki ortamın karışmasını, köy sakinleri arasında kargaşa çıkmasını, anlamsız bir karışıklık olmasını istedim Cahillik yaptım, beraatimi isterim" dedi.

Orhaneli ile Harmancık arasında çıkan orman yangını sırasında vatandaşlar tarafından ormanda şüpheli görülen ve sürücüsü olduğu 03 HK 184 plakalı kamyonetin kasasında benzin bidonu bulunan Ufuk Aytekin (30), şikayet üzerine Kışmanlar köyünde yangın çıkardığı iddiasıyla Harmancık İlçe Emniyet Müdürlüğü ekiplerince gözaltına alınmış, "Kundaklama" suçundan tutuklanmıştı.

Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosunca sorgulanan Aytekin, verdiği ifadede, 1995 yılında Bursa’da doğduğunu belirterek, 2013 -2015 yılları arasında İzmir Hava Astsubay Meslek Yüksek Okulunda öğrenim görerek mezun olduğunu anlattı.

2017 yılı başında Balıkesir 9’uncu Ana Jet Üssü’nde göreve başladığını dile getiren Aytekin, 2019 yılı Nisan ayında FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olma suçundan gözaltına alındığını ve tedbiren görevden uzaklaştırıldığını söyledi.

2019 yılında davanın sonuçlandığını vurgulayan Aytekin, ifadesinde şunları kaydetti:

"2021 yılında meslekten kesin olarak ihraç edildim. Şu anda herhangi bir terör örgütü ile herhangi bir bağlantım, irtibatım ve iltisakım yoktur. Benim psikolojik sorunlarım vardır. Son bir aya kadar iki senedir psikiyatrik ilaçlar aldım. Ailemle aram kötüdür. 03 HK 184 plaka sayılı araç bana aittir. Bu aracı yaklaşık iki hafta önce satın aldım. Bu aracı benden başkası kullanmaz. 27 Temmuz günü saat 21.30 sıralarında daha önce çalışmış olduğum Harmancık-Bursa kara yolundaki bir benzinlikten 2 adet 5 litre şişelerde bulunan suları aldım. Bu su şişelerini boşattıktan sonra pompacıya verdim 500 liralık 10 litre benzin aldım. Kesim motorlarında kullanılmak üzere bu benzini satın aldım. Benim amacım orada çalışan görevlilere yardım etmekti."

Benzin aldıktan sonra Çakmak Mahallesi’ne yangın söndürme çalışmalarına yardım etmek için gittiğini anlatan Aytekin, "Burada yardıma ihtiyaç olmayacağını anladığımda, Harmancık merkezden dönüş yoluna girdim. Kışmanlar köy yoluna girdiğimde bir anlık ruh haliyle yolun kenarında bulunan ormanlık alanı yakmak istedim. Aynı zamanda köydeki ortamın karışmasını, köy sakinleri arasında kargaşa çıkmasını, anlamsız bir karışıklık olmasını istedim" dedi.

Aytekin, aracından indiğini aktararak, ifadesini şöyle sürdürdü:

"Saat hatırladığım kadarı ile 22.30 sıralarıydı. Yol kenarından ormanlık alan içine 10 metre ilerledim. Bu ağaçlar hatırladığım kadarıyla çam ağaçlarıydı. Arabadan aldığım bir adet 5 litrelik bidondaki benzini ağaçların dibine döktüm. Diğer bidon arabada kaldı. Daha sonra çakmağı çaktım. Bu esnada bir anda ortalık alev aldı, ne olduğunu anlayamadım. Sol el bileğimde ve sol ayak bileğimde yanıklar meydana geldi. Bu esnada sağ cebimde bulunan telefon alevler arasına düştü. Ben de korkarak olay yerinden kaçtım. Bir anlık ruh haliyle ve gafletle bu olayı gerçekleştirdim. Olaydan sonra eve gittim. Ben tek başıma yaşarım. Benim terör örgütü ile bağlantım yoktur. Bu eylemi yaparken herhangi bir terör örgütünden talimat almadım. Bu eylemden ötürü çok pişmanım. Tamamen kendi başıma aldığım karar ile bu eylemi gerçekleştirdim. Bursa’nın diğer yerlerinde meydana gelen yangınlarda bu yangınları birilerinin yapıp yapmadığını bilmiyorum. Birileri yapmış ise de ben bunları tanımıyorum. Kimseyle irtibatım yoktur. Üzerime atılı suçlamayı kabul ediyorum."

Savcılık tarafından tutuklama istemiyle 1. Sulh Ceza Hakimliğine sevk edilen Aytekin, buradaki ifadesinde ise orman yangını sürerken sadece yol kenarında tankerin olduğu kısmi bir yeri yaktığını anlatarak, "Cahillik olarak bunu yaptım, ortalık çok karışıktı, kafam da karışıktı, tutuksuz yargılanmak üzere salıverilmemi talep ederim" dedi.

Zafer Akpınar

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir Başkan Albayrak: "EBB kendi uhdesinde olan tarife belirleme yetkisini dahi alt belediyelere devrederek sorumluluktan kaçmaktadır" AK Parti Eskişehir İl Başkanı Gürhan Albayrak AK Parti Daraltılmış İl Danışma Meclisi Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, "Eskişehir Büyükşehir Belediyesi kendi uhdesinde olan tarife belirleme yetkisini dahi alt belediyelere devrederek sorumluluktan kaçmaktadır" dedi. AK Parti il binasında ’yerel yönetimler’ gündemli toplantı düzenlendi. AK Parti Eskişehir İl Başkanı Gürhan Albayrak, toplantı sonrasında CHP’den istifa edip AK Parti’ye geçen Odunpazarı Belediye Meclisi Üyesi Berke Akyel’e rozetini taktı. Ayrıca Gürhan Albayrak, toplantıda gerçekleştirdiği konuşmada, kentte son günlerde yaşanan su kesintilerine de değindi. "EBB kendi uhdesinde olan tarife belirleme yetkisini dahi alt belediyelere devrederek sorumluluktan kaçmaktadır" Başkan Albayrak, AK Parti Daraltılmış İl Danışma Meclisi Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, güneme dair açıklamalarda bulundu. Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’nin (EBB) çalışmalarını eleştiren Başkan Albayrak, "AK Parti belediyeciliği; reklam değil hakikat, makam değil insan belediyeciliğidir. Bizim anlayışımızda israfı önlemek ve şeffaflık temel esastır. Ancak, bugün Eskişehir’de hem yönetim zafiyeti hem de vatandaşa yüklenen haksız maliyetlerle karşı karşıyayız. Bakınız, Evsel Katı Atık Bedelleri konusunda tam bir karmaşa ve sorumluluktan kaçma hali yaşanıyor. Kanun açık: Katı atık bertaraf tesislerini kurmak ve bu sistemi bir bütün olarak yönetmek Büyükşehir Belediyesi’nin görevidir. Ancak, Eskişehir Büyükşehir Belediyesi kendi uhdesinde olan tarife belirleme yetkisini dahi alt belediyelere devrederek sorumluluktan kaçmaktadır. Odunpazarı ve Tepebaşı Belediyelerinden gelen; personel, araç ve şişirilmiş giderlerle dolu raporları meclisten aynen geçirerek vatandaşımıza yüksek faturalar çıkarılmasına göz yummuşlardır. Buradan soruyorum, Eskişehir Büyükşehir Belediyesi, katı atık tesisinden 2023 ve 2024 yıllarında elde ettiği toplam 110 bin MW’ın üzerindeki elektrik gelirini neden maliyetlerden mahsup etmiyor. Kayıt dışı işletmelerin maliyetini, neden esnafımızın ve vatandaşımızın omuzlarına yüklüyorsunuz. Belediyecilik, vatandaşı ’gelir kapısı’ olarak görmek değil, tam aksine vatandaşın derdine derman olmaktır. Bizler AK kadrolar olarak, bu bedellerin gerçekçi maliyetlerle minimuma indirilmesini hemşehrilerimizin adına özellikle istiyoruz. Buradan Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’ni yetkisini kullanmaya davet ediyoruz. Geçtiğimiz gün, Tepebaşı ilçemizde yaşanan su krizi, mevcut altyapının ve bu köhne yönetim anlayışının iflas ettiğinin resmidir. Eskişehir artık, CHP’li ’eski’ zihniyetten kurtulmayı, modern ve çözüm odaklı bir vizyonla yönetilmeyi hak ediyor. Halkımızı mağdur eden her krizin, her haksız bedelin hesabını sormak bizim boynumuzun borcudur. Peki, ESKİ’de yaşanan bu krizler neden bitmiyor. Çünkü Eskişehir’in altyapısı, hâlâ rahmetli Selami Vardar döneminden kalma, miadını çoktan doldurmuş borularla ve yarım asırlık yorgun sistemlerle can çekişiyor. Şehrin altyapısı çürürken üstüne makyaj yapıp ’çağdaş kent’ masalları anlatanlar, bugün acı gerçekle yüzleşiyor. 19 Aralık’tan beri Eskişehirli vatandaşlarımızı bir damla suya muhtaç eden bu liyakatsizlik, sadece bir arıza değil, bir yönetim iflasıdır. ESKİ Genel Müdürü su hesabı yapıp, belediye meclisinde üstten bakan bir tavırla konuşacağına işini yap. 2025 yılında Eskişehir’in yarısı, sizin iş bilmezliğinizden dolayı saatlerce susuz bırakılarak mağdur edilmiştir. Yapay zeka çağında şu konuştuklarımız akıl alır gibi değil. Artık bu şehir S.O.S veriyor. Bugün sözde planlı bir tamiri bile günlerce onaramayan, halkına bir damla suyu veremeyen bu zihniyetle; Allah korusun yarın bir deprem yaşasak halimiz nice olur" dedi.