EĞİTİM - 24 Kasım 2025 Pazartesi 11:15

Diş hekimliği fakültesinde beyaz önlük heyecanı

A
A
A
Diş hekimliği fakültesinde beyaz önlük heyecanı

Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) Diş Hekimliği Fakültesi, klasikleşen Beyaz Önlük Törenini yoğun bir katılımla gerçekleştirdi.


Diş Hekimleri Günü Kutlaması ve fakülteye yeni başlayan öğrencilerin mesleğe ilk adımlarını simgeleyen beyaz önlük giyme törenine BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İrfan Kırıştıoğlu, Fakülte Dekanları, BUÜ Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Halil Sağlam, akademisyenler, iş insanları, veliler ve öğrenciler katıldı.


Törenin açılışında konuşunda Rektör Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, Diş Hekimleri Günü ve Beyaz Önlük Töreni’ni bir arada kutlamaktan duyduğu mutluluğu dile getirerek fakültenin çok iyi bir başlangıç yaptığını aktardı. BUÜ’nün en genç fakültesi olan Diş Hekimliğinden beklentisinin yüksek olduğunu belirten Rektör Yılmaz, hocaların yapacağı yayın ve projelerle üniversitenin akademik ortalamasına ciddi katkılar sağlayacağını dile getirdi. Fakültenin kurulmasında emeği geçen Kurucu Dekan Prof. Dr. Halil Sağlam ve başlangıç kadrosunun şekillenmesinde büyük payı olan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İrfan Kırıştıoğlu’na da teşekkür eden Yılmaz; "Burada bir kişiyi anmadan geçemeyeceğim. O da tüm ekonomik dalgalanmalara rağmen, söz verdiği nitelikte ve sürede binayı tamamlayıp bizlere teslim eden İbrahim Gülmez Beyefendidir. Üniversite ve fakülte olarak kendisine minnettarız" dedi. Son olarak velilere seslenen Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, öğrencileri donanımlı ve memleket sevgisiyle dolu bireyler olarak ülkeye kazandırma gayreti içinde olduklarını vurguladı.


Dekan Prof. Dr. A. Alper Pampu ise fakültenin 2019’daki kuruluş sürecini ve kurucu dekan Prof. Dr. Halil Sağlam’ın liderliğini anarak, 2020-2021 döneminde ilk kez öğrenci kabul etmeye başladıklarını hatırlattı. Klinik eğitimler için Bursa Ağız ve Diş Sağlığı Hastanesi ile imzalanan afiliasyon protokolünün önemine değinen Prof. Dr. Alper Pampu, Bursa’nın önemli iş insanlarından İbrahim Gülmez’in bağışlarıyla inşa edilen yeni fakülte binasının tamamlandığını ve kısa süre içinde tam donanımlı iç teçhizatla hizmete açılacağını müjdeledi. Fakültede uygulanan entegre eğitim modelinin temel bilimlerden uygulamalı laboratuvarlara ve robot hastalarla yapılan çalışmalara dayanan modern ve güçlü bir sistem olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Alper Pampu, öğrencileri dürüst, etik değerlere bağlı ve mesleki olarak yetkin diş hekimleri olarak yetiştirmeye devam edeceklerini ifade etti.


Program kapsamında bağışçılar ve törenin gerçekleşmesine katkıda bulunanlara teşekkür belgeleri ile plaketleri takdim edildi. Öğr. Üyesi Doç. Dr. Ezgi Doğanay Yıldız’ın, "Beyaz Önlüğün Anlamı" başlıklı konuşmasının ardından önlük giyen 63 öğrenci, Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Yusuf Nuri Kaba’nın rehberliğinde "Beyaz Önlük Andı"nı okuyarak mesleğe ilk adımlarını attı.


Etkinlikte Uludağ Diş Hekimleri Müzik Topluluğu da mini bir konser verdi.



Diş hekimliği fakültesinde beyaz önlük heyecanı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul L’oréal Türkiye genç bilim kadınlarını ödüllendirmeye devam ediyor Tekno-güzellik şirketi L’Oréal Türkiye’nin UNESCO Türkiye Milli Komisyonu iş birliğiyle yürüttüğü "Bilim Kadınları İçin" programı 23 yıldır devam ediyor. Program, bugüne kadar Türkiye’den 128 bilim kadınını destekledi. Bu yıl Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü’nden Doç. Dr. Banu İyisan, Üçlü Negatif Meme Kanseri için tamamen doğal biyomalzemelerle akıllı ve hedefli nanoilaç teknolojileri geliştirmeyi amaçlayan projesiyle ödüllendirildi. Türkiye’nin önde gelen kurumsal sosyal sorumluluk programlarından biri olan "Bilim Kadınları İçin" programında, bu yıl ödül alan bilim kadınları L’Oréal Türkiye’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen tören ile duyuruldu. Bu kapsamda Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü öğretim üyesi Doç. Dr. Banu İyisan, tamamen doğal biyomalzemeler kullanarak Üçlü Negatif Meme Kanseri (ÜNMK) tedavisinde hedefli ve akıllı nanoilaç sistemleri geliştirmeyi amaçlayan projesiyle öne çıkıyor. Kadınlarda en sık görülen kanser türü olan meme kanserinin agresif alt türlerinden Üçlü Negatif Meme Kanseri’ne yönelik bu çalışma, mevcut tedavilerin sınırlılıklarını aşmayı hedefleyen önemli bir yaklaşım sunuyor. Eğitim ve araştırma yolculuğu: Almanya’dan Türkiye’ye uzanan bilim kariyeri Programın uluslararası ayağı olan L’Oréal-UNESCO For Women in Science, 140’dan fazla ülkede 4 bin 700’den fazla bilim kadınını desteklemiş ve bu isimlerden 7’si daha sonra Nobel Ödülü’ne layık görülmüştü. Türkiye, bu programın en aktif yürütüldüğü ve en çok destek veren ilk beş ülkeden biri olarak öne çıkıyor. İstanbul Teknik Üniversitesi Kimya Mühendisliği bölümünde lisans ve yüksek lisansını tamamlayan Doç. Dr. Banu İyisan 2012 yılında doktora eğitimi için Almanya’ya taşındı. Leibniz Polimer Enstitüsü’nde biyomedikal nanomalzemeler, kontrollü ilaç salım sistemleri, sentetik biyoloji ve biyosensör uygulamaları üzerine çalıştı; 2016’da Dresden Teknik Üniversitesi’nden doktora derecesini aldı. Doktora sürecinde International Helmholtz Research School for Nanoelectronic Networks (IHRS NANONET) programında nanoteknoloji ve malzeme bilimi üzerine eğitim alan araştırmacı, 2017-2020 yılları arasında Max Planck Polimer Araştırma Enstitüsü’nde yürütülen bir AB projesinde, meme kanseri teşhisi için nanofotonik sistemler geliştirmeye yönelik doktora sonrası çalışmalar yaptı. 2023 yılında Max Planck Partner Grup Lideri seçilerek, MPIP ile uluslararası iş birliğini güçlendirdi. Üçlü negatif meme kanserine yönelik yenilikçi tedavi yaklaşımı Yürüttüğü akıllı hibrit nanoilaç teknolojisi projesiyle, meme kanserinin en agresif alt türlerinden biri olan Üçlü Negatif Meme Kanseri’nin hedefli tedavilere yanıt vermemesi ve mevcut kemoterapi ilaçlarının ciddi yan etkilere yol açması nedeniyle ortaya çıkan ihtiyaca çözüm sunmayı amaçlayan İyisan, proje kapsamında tamamen doğal biyomalzemeler kullanarak Üçlü Negatif Meme Kanseri hücrelerini seçici biçimde hedefleyebilen ve pH gibi çevresel uyarılara duyarlı çalışan akıllı hibrit nanoilaç taşıyıcılarının tasarlanmasını hedefliyor. Bu yaklaşım, tedavi etkinliğinin artırılmasına ve yan etkilerin önemli ölçüde azaltılmasına katkı sağlamayı amaçlarken, sürdürülebilir teknolojilerle geliştirilen sistemin gelecekte farklı agresif kanser türlerinde de uygulanabilir olması hedefleniyor. 2020 yılından bu yana Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü’nde görev yapan Doç. Dr. Banu İyisan aldığı fonlarla Biyofonksiyonel Nanomalzeme Tasarım Laboratuvarı’nı kurarak araştırmalarını burada sürdürmeye devam ediyor.