GÜNDEM - 16 Haziran 2025 Pazartesi 16:07

Doğancı Tüneli, Temmuz ayında açılıyor

A
A
A
Doğancı Tüneli, Temmuz ayında açılıyor

BURSA (İHA) – Bursa’nın önemli projelerinden biri olan Doğancı Tüneli, Temmuz ayında hizmete açılıyor. Orhaneli ilçesini Bursa’ya bağlayan 2 bin 344 metrelik tünel, ulaşımı 15 dakikadan 3 dakikaya indirmesinin yanı sıra, trafik güvenliğini de üst düzeye çıkarmış olacak.


Bursa’nın dağ ilçelerinin merakla belediği Doğancı Tüneli’nde geri sayım başladı. Temmuz ayında hizmete girecek olan tüneldeki çalışmalar yüzde 99 oranında bitti. Toprak kaymaları, çökmeler ve ikmal ihaleleri gibi sebeplerden dolayı uzun süredir inşaatı devam eden Doğancı Tüneli’nde sona gelindiğini ifade eden AK Parti Bursa İl Başkanı Davut Gürkan, "Bu tünelimiz sadece yolu kısaltmakla kalmayacak. Özellikle dağ bölgesine gelen hatlardaki trafik güvenliği de önemli ölçüde sağlamış olacak. Çok şükür bugün artık yüzde 99 seviyesine geldik. Temmuz ayı içerisinde de açılışını planlıyoruz. Tünelin asfaltlama çalışmaları bitmiş durumda. Fiziki olarak yapılması gerekenler de bitmiş durumda. Son kat asfaltları kaldı ve ardından havalandırma sistemi ve elektrik sistemiyle beraber süreçleri de bitirmek üzereyiz. Yaklaşık bu tünelimiz 2 bin 344 metre uzunluğunda. Aslında tünelimiz bin 980 metreyle başlamıştı. Ama buradaki jeolojik olaylardan sonra ister istemez, bazı kayma olayları ve güçlendirmeyle ilgili hususlardan dolayı ilave inşaatlar yapmaya ihtiyaç duyuldu" dedi.


"Barajın da güvenliğini sağlamış olacağız"


Başkan Davut Gürkan konuşmasını şöyle sürdürdü;


"Barajın tam üstünden geçen bir trafik hattımız vardı. Bu tünelle beraber biz baraj yolunu kullanmaktan imtina etmiş olacağız. Artık baraj yolu kullanılmamış olacak. Belki güvenlikli olan büyük ağır vasıtalar var. Tünellere girme yasağı olanlar. Onlar belki orayı kullanmak zorunda kalacak. Ama normal trafiğimiz artık tünelden geçeceği için baraj hattı üzerinden kullanmayacak. Aynı zamanda barajında da güvenliğini ihdas etmiş olacağız. Çok şükür. Bu tünelin bitmesiyle beraber dağ bölgesinin ekonomisiyle birlikte hem de bu yöreye geliş gidişleri de çok daha kolay, çok daha güvenli ve çok daha emniyetli bir şekilde sağlanmış olacak."


İnceleme gezisinde yer alan AK Parti Bursa milletvekilleri Osman Mesten, Refik Özen ve Mustafa Yavuz da, "Yol, medeniyettir, düşüncesiyle hareket edildiğinde sadece burada dağ bölgesine dair planlanan kamu hizmetlerinin yanında bu tünelle birlikte özel sektöründe dağ yöresinde ciddi anlamda katkı koyacağını ve yöremizin bu anlamda çok daha güzelleşeceğini düşünüyoruz. Dağ bölgemiz, Bursa ve Türkiye açısından bir cazibe merkezi haline gelecek. Uludağ’ın arka yüzünde çok güzel bir alandır. Tarımsal ve kırsal turizm açısından, önemli bir bölgemizdir. İnşallah yöreye büyük bir katkıda bulunacak. Türkiye’nin en zor ikinci tünellerinden bir tanesini bitirmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Yamaç tüneli açmak gerçekten zor. Ama biz bunu başardık, başarıyoruz. O çerçevede de emeği geçenlere ben yürekten teşekkür ediyorum. Daha yapacak çok işimiz var. O çerçevede gerek hızlı tren olsun, gerek Emek Şehir Hastanesi olsun, Bursa’nın bu anlamdaki bu mega projelerini de yine takip edip inşallah en kısa sürede tamamlamış olacağız" şeklinde konuştular.


Orhaneli Belediye Başkanı Ali Osman Tayır, "Bu yapı Orhaneli, Büyükorhan ve Harmancık için hem zaman anlamında, hem vakit anlamında ciddi anlamda bir tasarruf sağlayacak. Başta Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere milletvekillerimiz, il başkanımız ve emeği geçen herkesten Allah razı olsun. Hayırlı olsun inşallah" diye konuştu.


Tüneldeki yapılan incelemelerin ardından AK Parti Bursa milletvekilleri Mustafa Yavuz, Osman Mestan, Refik Özen, AK Parti Bursa İl Başkanı Davut Gürkan, ilçe belediye başkanları Bursa-Keles arası Çaybaşı köyü geçişinde yapılan çevre yolunda da incelemelerde bulundu. Çaybaşı mahallesinin geçişini rahatlatacak olan yolda birkaç düzenlemenin yapılacağını ifade eden AK Parti Bursa İl Başkanı Davut Gürkan, "Burası da yakın bir zaman içerisinde faaliyete geçti. Keles yolu üzerinde trafiği güvenlik açısından sıkıntıya sokan bir bölgedeyiz. Yaklaşık 41,7 kilometrelik Keles yolu inşaatının asfaltlamalarının şu ana kadar 15,3 kilometresini kara yollarımız asfaltlamış durumda. Burada da, Çaybaşı Köyü’nün içerisinden geçen yolun tahliye edilerek neredeyse bir çevre yolu yapılmış oldu. Bu çevre yolu 1,3 kilometrelik bir alanı kapsıyor. Hem trafik güvenliğini hem can güvenliği sağlama açısından önemliydi. Yıllardan beri bunlarla alakalı talepler geliyordu. Çok şükür milletvekillerimizle beraber belediye başkanlarımızın, ilçe başkanlarımızın talebini Ulaştırma Bakanlığı programlarına dahil etti ve nihayeti gerçekleşmiş oldu. Şu anki sistemde güvenliği sağlamak adına köyün girişine ve çıkışına sinyalizasyon sistemi kurularak burada güvenliğin sağlanması isteniyor. Çünkü köyün doğu ve batı bölgesi tarafına baktığımız zaman tarım aletlerinin geçişi ve hayvanların geçişiyle alakalı da emniyeti sağlama ihtiyacı vardı. Bunun üzerinde de karayollarımız çalışıyor" dedi.



Doğancı Tüneli, Temmuz ayında açılıyor

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Ankara’da 26 katlı binada çıkan yangında 3 tutuklama Ankara’nın Çankaya ilçesinde 26 katlı bir binada çıkan yangınla ilgili yürütülen soruşturma kapsamında 2 müteahhit ve şantiye şefi tutuklandı. Ankara’nın Çankaya ilçesi Alacaatlı Mahallesi’nde bir sitedeki 26 katlı binanın 4. katında 13 Temmuz’da saat 22.00 sularında binanın şaft kısmındaki elektrik tesisatında kullanılan malzemenin standarda uygun olmaması nedeniyle yangın çıktı. Alevler kısa sürede diğer katlara sıçradı. İhbar üzerine bölgeye çok sayıda itfaiye, polis, sağlık, UMKE ve AFAD ekibi sevk edildi. Bölgeye gelen ekipler, bina sakinlerini tahliye etti. Yangın, itfaiye ekiplerinin yaklaşık 4 saat süren çalışması sonucunda kontrol altına alındı. Olayla ilgili Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, 3 cumhuriyet savcısı görevlendirdi. Yangın soğutma işlemlerinin ardından makine mühendisi, elektrik mühendisi ve itfaiye heyetinden oluşan bilirkişilerle yapılan ilk incelemede, yangının çıkış nedeninin elektrik tesisatı kaynaklı olduğu değerlendirildi. Müteahhitler hakkında yakalama kararı çıkartıldı. Uşak’ta yakalanarak gözaltına alınan müteahhit sorgulanmak üzere Ankara’ya getirtildi. 2 müteahhit ile şantiye şefi tutuklandı Bilirkişi raporu doğrultusunda çıkan yangında kusurlu oldukları değerlendirilen aralarında yapı müteahhitleri, yapı denetim şefi, şantiye yetkilisi, kooperatif yetkilisinin de bulunduğu 9 şüpheli hakkında gözaltı kararı verilirken, 6 şüpheli yakalandı. Emniyetteki işlemlerin ardından adliyeye sevk edilen müteahhitler B.Ş., K.D. ile şantiye şefi İ.K. tutuklandı. 3 kişi hakkında adli kontrol kararı verilirken, 3 kişiyi yakalamaya yönelik çalışmalar devam ediyor.
Aydın Endemik bitki çekirdekleri, nörodejeneratif hastalıklar ve uyku bozukluğu sorunu çözülecek Aydın Adnan Menderes Üniversitesi (ADÜ) Teknokent bünyesinde faaliyetlerini sürdüren ve biyoteknolojik alanda spesifik çalışmaları ile bilinen Karya Farma HBX Ar-Ge, yeni bir çalışması ile gündeme geldi. Türkiye’nin endemik bitki çeşitliliğinden esinlenerek, bitkilerin çekirdekleri ve özlerinden elde edilen doğal aktif bileşenler sayesinde geliştirilen buluşlarına bir yenisini daha ekleyen Karya Farma HBX Ar-Ge, dikenli incir çekirdeği, deve dikeni çekirdeği ve kapari çekirdeğinden HBX-HPA1442 (2020/16279) numarası ile Nörodejeneratif Hastalıklara Karşı Bitkisel Zırh adını verdiği yeni bir ürün geliştirdiğini açıkladı. Endemik bitkilerin yalnızca meyveleri değil, çekirdekleri de müthiş bir biyolojik potansiyele sahip olduğunu belirten HBX Ar-Ge Kurucusu Hakan Başlık, "Endemik bitkiler bakımından Ege adeta dünyanın merkezi gibi. Biz bilinmeyenleri görünür kılmak istiyoruz. Geliştirdiğimiz iki patentli ürünle hem beyin sağlığını hem de bireyin günlük yaşamdaki bağışıklık ve stres direncini doğal yollarla güçlendirmeyi hedefledik. Bu, Türkiye’nin doğasından doğan bilimsel bir yolculuktur" dedi. Özellikle Alzheimer, Parkinson, MS, Huntington ve ALS gibi ilerleyici sinir sistemi hastalıklarında tamamlayıcı tedaviye destek olabilecek yapıda olan bu formülün, aynı zamanda yaşlanmaya bağlı kognitif gerilemeyi de yavaşlatma potansiyeline sahip olduğunu belirten Başlık, ürünün uyku bozukluğuna da giderdiğini kaydetti. "Maskeler sadece koruma değil kişisel sağlık konforunu da arttıracak özellikler taşıyacak" Covid 19 pandemi süreci ile birlikte maskelerin sadece mikrobiyal koruma değil, kişisel sağlık konforunu artıran özellikler taşıması gerektiğinin anlaşıldığını ve bu noktadan hareketle HBX-Ar-Ge olarak çalışma yaptıklarını ifade eden Başlık, "Tasarladığımız maske, antibakteriyel ve antiviral etkiyi doğal yollarla sağlarken, İçeriğindeki bitkisel bazlı nutrasötik katmanlar sayesinde antistres özellik gösteriyor. Uyku problemi çeken bireyler için gece kullanımına uygun olarak hazırlandı. Bu formülasyonda da endemik bitki çekirdeklerinden elde edilen özlerin psikolojik rahatlatıcı etkisinden yararlanıldı. Geliştirdiğimiz iki patentli ürünle hem beyin sağlığını hem de bireyin günlük yaşamdaki bağışıklık ve stres direncini doğal yollarla güçlendirmeyi hedefledik" dedi. Karya Farma HBX Ar-Ge ekibinden Kimyager Aslı Aktaş ise "HBX-HPA1442, endemik çekirdek özlerinden elde ettiğimiz biyoaktif maddelerle sinir hücrelerini koruma altına alırken, HBX-HGCM236 ise kullanıcıya sadece mikrobiyal değil, ruhsal ve fizyolojik rahatlık sağlayan bir kalkan sunuyor. Uyku problemi yaşayan bireyler için özellikle tasarladığımız antistres maskemiz, aromaterapi etkisiyle gevşeme sağlayan mikro bileşenler içeriyor. Bitkilerle tedavi bilimin geleceğidir. Biz bu geleceği bugünden kurmaya çalışıyoruz" ifadelerini kullandı. Bugüne kadar 18 ayrı patente imza atan Karya Farma HBX Ar-Ge’nin yeni çalışmasının özellikle Ege’deki endemik bitkilerin değerini arttıracağı kaydedildi.
Ankara Jandarmadan 10 ilde 5 ayrı organize suç örgütüne yönelik operasyon: 74 gözaltı İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, 10 ilde 5 ayrı organize suç örgütüne yönelik jandarma tarafından düzenlenen operasyonlarda; 74 şüphelinin yakalandığını belirterek şüphelilerden 38’inin tutuklandığını, 18’i hakkında adli kontrol kararı verildiğini, diğerlerinin ise işlemlerine devam edildiğini açıkladı. İçişleri Bakanı Yerlikaya sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, 10 ilde 5 ayrı organize suç örgütüne yönelik jandarma tarafından düzenlenen operasyonlarda; 74 şüphelinin yakalandığını bildirdi. Bakan Yerlikaya şüphelilerden 38’inin tutuklandığını, 18’i hakkında adli kontrol kararı verildiğini, diğerlerinin ise işlemlerine devam edildiğini belirterek, "Şüphelilerin; Gaziantep’te; yüksek kazanç sağlayacakları vaadiyle banka ve kripto dolandırıcılığı yaptıkları, Adana’da; tekne sahiplerini dolandırdıkları, Antalya’da; tefecilik yaparak vatandaşlarımızı mağdur ettikleri, Kahramanmaraş ve Hatay’da; uyuşturucu ve uyarıcı madde ticaretini organize şekilde yürüttükleri tespit edildi" ifadesini kullandı. Yerlikaya operasyonla ilgili şu bilgileri verdi: "Adana, Antalya, Gaziantep, Hatay ve Kahramanmaraş merkezli Mersin, Aydın, Düzce, Sinop ve İstanbul’da düzenlenen operasyonlarda yakalanan şüphelilerin; suç işlemek amacıyla örgüt kurmak ve üye olmak, nitelikli dolandırıcılık, bilişim sistemlerini kullanarak nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik, görevi kötüye kullanma, uyuşturucu madde imal ve ticareti, kişisel verileri hukuka aykırı olarak yayma ve kullanma, suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama, tefecilik, yağma ve tehdit suçlarından savcılıklarımızca haklarında soruşturma başlatıldı. Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) verileri sonucu şüphelilere ait; 5 adet mesken, 15 adet arsa, 6 adet dükkan, 32 adet araç ile yaklaşık 106 Milyon TL değerindeki 45 banka ve 35 kripto hesabına el konuldu. Valilerimizi, operasyonu koordine eden Cumhuriyet Başsavcılıklarımızı, JGK İstihbarat ve Asayiş Başkanlıklarımızı, KOM, Siber Suçlarla Mücadele ve Narkotik Suçlarla Mücadele Daire Başkanlıklarımızı, İl Jandarma Komutanlarımızı, kahraman jandarmamızı ve MASAK çalışanlarımızı tebrik ediyorum. Hiçbir suç ve suçlunun cezasız kalmaması için organize suç örgütlerine yönelik yürüttüğümüz mücadelemiz ve operasyonlarımız kararlılıkla devam ediyor."
Bayburt Fotoğrafçılığa adanmış bir ömür: Babasından devraldığı fotoğrafçılık mesleğini Bayburt’ta yarım asırdan fazladır aşkla sürdürüyor Bayburt’ta ilk fotoğraf stüdyosunu kuran Ahmet Yavuz’un oğlu Sadık Yavuz (75), babasından devraldığı fotoğrafçılık mesleğini yarım asrı aşkın süredir ilk günkü aşkla sürdürüyor. Yavuz, fotoğrafçılığın yanı sıra gazetecilik ve Gazeteciler Cemiyeti Başkanlığı görevlerinde de bulundu. Babası Ahmet Yavuz’un 1948 yılında askerlik görevi sırasında öğrendiği fotoğrafçılık mesleği, aile mesleği oldu. Yavuz ailesi, 3 kuşaktır fotoğrafçılık mesleğini kentte özenle sürdürüyor. Ahmet Yavuz, Zonguldak’ta başladığı fotoğrafçılık serüvenini 1967 yılında Bayburt’a taşıyarak kentin ilk fotoğraf stüdyosunu kurdu. Henüz ilkokul çağlarındayken babasının yanında çıraklığa başlayan Sadık Yavuz, mesleğin inceliklerini öğrendi. Yıllar geçtikçe fotoğrafçılığa tam anlamıyla adım atan Yavuz, babasından edindiği bilgi ve tecrübeyi yarım asırdan fazla bir süredir yaşatıyor. Fotoğrafçılık yaptığı sırada gazetecilik teklifleri alan Yavuz, çeşitli gazetelerde çalıştı. Son olarak İhlas Haber Ajansı (İHA) bünyesinde muhabirlik yapan Yavuz, bu iki mesleği severek bir arada yürüttüğünü ifade etti. 2005 yılında İHA’dan ayrılan Yavuz, gazetecilik mesleğinin meslek hayatında ayrı bir yeri olduğunu ifade etti. Karanlık odadan dijital çağa Yavuz, fotoğrafçılık mesleğinin teknolojiyle birlikte geçirdiği değişime yıllar içerisinde şahitlik etti. Karanlık oda, dönemin flaşı olarak bilinen sarı ışık gibi zahmetli süreçlerden dijital çağa geçişi bizzat deneyimleyen Yavuz, dijitalleşme sürecinden de bahsetti. Mesleğe başladığı ilk yıllardan itibaren teknolojik gelişmelere ayak uydurduğunu aktaran Yavuz, "Fotoğrafçılık o dönemlerde teknolojiye göre dizayn oluyordu. O yıllardaki sokak fotoğrafçılarını iyi tanırım, sokak fotoğrafçıları vardı. Biz stüdyo fotoğrafçısıydık. Körüklü makinelerimiz vardı. Değişen teknolojiye ayak uydurmaya çalıştık. Gelişmelerimizi teknolojiye göre ayarlıyorduk. Bu mesleği babamla 2015 yıllarına kadar birlikte yürüttük. Babam çok iyi bir fotoğrafçıydı, fotoğraftan çok iyi anlayan, fotoğrafçılık altyapısı olan biriydi. Biz babamdan o dönemlerde çok faydalandık, fotoğrafçılığı ondan öğrendik. Fotoğraf nasıl çekilir, fotoğraflar nasıl hazırlanır, banyolar nasıl yapılır hepsini öğrendik. Sarı ışık dönemlerini, körüklü makine dönemlerini gördük. Babam da bize severek öğretiyordu. Zaman ilerledikçe teknoloji de ilerledi, dijitale geçtik. Benim yaşım ilerledi ama mecbur biz de dijitale ayak uydurmaya başladık, dijital olarak çekim yapıyoruz, fotoğraflarımızı o şekilde çekiyoruz" ifadelerini kullandı. "Fotoğrafçılık ve gazetecilik mesleklerini bir arada yürüttüm" Babasının da o yıllarda tirajı yüksek bir gazetede foto muhabiri olduğunu söyleyen Yavuz, babasından farklı olarak muhabirlik yaptığını, gazetecilik mesleğine de bir merakla adım attığını vurguladı. İhlas Haber Ajansı bünyesinde uzun yıllar muhabirlik yapan Yavuz, iki farklı mesleği bir arada yürüttüğünü ifade ederek, "Fotoğrafçılık mesleği benim baba mesleğim. Babam bu mesleğe askerde başladı, daha sonra Zonguldak’ta sürdürdü. 1956-1957 yıllarında Bayburt’a geldi, stüdyo açarak fotoğrafçılığa başladı. Tabii biz de bu dönemlerde çocukluk çağlarımızda, ilkokul birinci sınıfa başladığım yıl babama çırak oldum. Dükkana sürekli gidip gelip yardım ediyordum. Daha sonra fotoğrafçılığın inceliklerini belli bir yaştan sonra kavradıktan sonra mesleği tam yapmaya başladım. Hem fotoğrafçılık hem de gazetecilik mesleğini sürdürmeye başladım, gazeteciliğe 1964 yılında başladım. O dönemlerde iki mesleği bir arada yürüttüm. Kaşeli muhabir olarak çalışıyordum ama mesleği severek yapıyordum" şeklinde konuştu. Bayburt Gazeteciler Cemiyeti’nde 15 yıl başkanlık yaptı Bayburt’a ilk matbaayı getiren ve kentin ilk duayen gazetecisi olan Osman Okutmuş’un girişimleriyle 1993 yılında kurulan Bayburt Gazeteciler Cemiyeti’nde de 15 yıl boyunca başkanlık yapan Yavuz, Okutmuş ailesinden de mesleğe dair birçok şey öğrendiğini dile getirdi. Yavuz, fotoğrafçılık mesleğinde yarım asrı aşkın süreyi geride bırakırken, ömrünü adadığı fotoğrafçılık mesleğini yıllarca severek yaptığını, "Fotoğrafçılık güzel bir sanat, sevilen bir meslek. Severek yaparsanız çok güzel bir meslektir, ben de mesleğimi çok seviyorum" sözleriyle dile getirdi. İlerleyen yaşına rağmen mesleğini aşkla sürdüren Yavuz, sabahın erken saatlerinde fotoğraf stüdyosuna gelerek, çekimler yapıyor.