GÜNDEM - 03 Ağustos 2025 Pazar 11:00

"Evlerimiz yalnızca dört duvar değil, hayatlarımızın merkezidir"

A
A
A
"Evlerimiz yalnızca dört duvar değil, hayatlarımızın merkezidir"

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre Bursa’daki yapı stokunun yüzde 55’inden fazlasının 2000 yılı öncesine ait olduğunu ifade eden Gayrimenkul Uzmanı Özkan Aydemir, "Bu çarpıcı oran, yalnızca yapıların yaşını değil, aynı zamanda artan deprem riskini, düşen hayat konforunu ve ekonomik kayıpları gözler önüne seriyor" diye konuştu.


Deprem kuşağında yer alan Bursa’da, eski yapıların büyük kısmının günümüz deprem yönetmeliklerine uygun inşa edilmediğini belirten Elfi Gayrimenkul Yönetim Kurulu Başkanı Özkan Aydemir, "Bu sebeple kentsel dönüşüm, sadece estetik ya da modernleşme amacıyla değil, can ve mal güvenliği açısından da kaçınılmaz bir ihtiyaç haline gelmiştir. Bugün Bursa’da kentsel dönüşüm, bireysel değil, toplumsal bir sorumluluk olarak ele alınmalıdır. Bu sürecin başarıya ulaşması için kamunun yönlendirici rolü kadar, yatırımcıların öncü adımları ve vatandaşlarımızın desteği de büyük önem taşımaktadır. Vatandaşlarımızı bu süreçte doğru bilgilendirmek, hak endişelerini gidermek ve geleceğe güvenle bakmalarını sağlamak en temel önceliğimizdir" şeklinde konuştu.


Depreme dayanıklı, sağlam ve güvenli binalarda yaşanması için herkesin üzerine düşen görevler olduğunu belirten Aydemir, "Vatandaşların da içinde olduğu çalışmayla modern mimari ile konforlu yaşam alanlarına kavuşulacak, mülk değeri artacak, ekonomik bir kazanç elde edilecek. Ayrıca, yeni yapılarda uygulanan enerji verimliliği sistemleri ile uzun vadeli tasarruf sağlanacak, aileler için sosyal donatı alanlarıyla desteklenen nitelikli çevreler oluşturulacaktır. Tüm bunların yanı sıra devletimiz, kentsel dönüşüm sürecine dahil olan vatandaşlara kira yardımı, taşınma desteği ve yerinde dönüşüm imkânları sunarak bu değişimi kolaylaştırmaktadır" dedi.


Bursa’da kentsel dönüşüm yalnızca bir zorunluluk değil, aynı zamanda yatırımcılar için önemli bir fırsat olduğunu da dile getiren Aydemir, "2000 yılı öncesi yapı oranının yüksekliği, kent genelinde binlerce yapının yenilenmeye hazır olduğu anlamına gelmektedir. Günümüzde konut üretiminin yavaşlaması ve arzın daralmasıyla birlikte, kaliteli projelere olan talep artmıştır. Bu durum, özellikle markalı konut, karma kullanımlı projeler, ticari alanlar ve sosyal yaşam merkezleri gibi çok yönlü yatırımları daha cazip hale getirmektedir. Kentsel dönüşüm, yalnızca yeni binalar üretmek değil; yaşam kalitesini artırmak, şehri yeniden inşa etmek, ekonomiye ivme kazandırmak anlamına da gelmektedir. Bu düşüncede, Bursa’da atılacak her doğru adım, hem bireysel hem de toplumsal kazanç sağlayacaktır" şeklinde ifade etti.


Kentsel dönüşüm, binaları değil, hayatları dönüştürme fırsatı sunduğunun altını çizen Aydemir, "Bu sürecin sürdürülebilir, adil ve başarılı olabilmesi için şeffaf iletişim, karşılıklı güven ve ortak akıl esastır. Vatandaşlarımız için güvenli bir gelecek, yatırımcılar için kazançlı bir fırsat, Bursa için ise daha dirençli, modern ve yaşanabilir bir kent vizyonu bu dönüşümle mümkün olacaktır. Unutmayalım, evlerimiz yalnızca dört duvar değil, hayatlarımızın merkezidir" dedi.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul İstanbul Ticaret Odası ve İstanbul Ticaret Üniversitesi İhracat Akademisi Projesi için bir araya geldi Ticaret Bakanlığı öncülüğünde hayata geçirilen İhracat Akademisi projesi kapsamında İstanbul Ticaret Odası (İTO) ve İstanbul Ticaret Üniversitesi işbirliğiyle "yeni nesil ihracat uzmanı" yetiştirilecek. Proje kapsamında İstanbul Ticaret Üniversitesi Sürekli Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi’nde (SEM) ihracata yönelik eğitim programları gerçekleştirilecek. İstanbul Ticaret Üniversitesi Ahi Çelebi Kampüsü’nde düzenlenen eğitim işbirliği protokolü imza törenine Ticaret Bakan Yardımcısı Özgür Volkan Ağar, İTO Başkanı Şekib Avdagiç, İstanbul Ticaret Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Dr. İsrafil Kuralay ve İstanbul Ticaret Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necip Şimşek katıldı. Eğitimlerle dış ticaret alanında yetişmiş iş gücünün niteliğini artırılması ve bu amaçla üniversitelerin ve iş dünyasının birikimlerinden yararlanılması hedefleniyor. Kursiyerlere Ticaret Bakanlığı ve İstanbul Ticaret Üniversitesi onaylı sertifika verilecek. İhracat Akademisi ile Ticaret Bakanlığının yöneticileri, akademisyen hocaları, ihracatçı ailesinin temsilcileri ve ticaret uzmanlarının aktif olarak sunum yapıp, ders verecekleri interaktif tecrübe, teoriyi ve pratiği birleştiren bir program hazırlandı. Eğitimler Ticaret Bakanlığı orta ve üst düzey yöneticileri ile uzmanlar, profesyonel eğitmenler, akademisyenler ve iş dünyası, STK ve şirket üst düzey yöneticileri tarafından İstanbul Ticaret Üniversitesi’nin Eminönü’ndeki Ahî Çelebi Kampüsü’nde verilecek. İhracat Akademisi, Ticaret Bakanlığı ve Yükseköğretim Kurulu arasında imzalanan İş Birliği Protokolü çerçevesinde, dış ticaret alanında yetişmiş insan kaynağının niteliğini geliştirmek ve bu eğitim faaliyetlerinde üniversitelerin birikimlerinden istifade etmek amacıyla hayata geçirildi. Eğitim sonunda başarılı olan kursiyerlere Ticaret Bakanlığı ve İstanbul Ticaret Üniversitesi onaylı sertifika verilecek. İhracat Akademisi bünyesinde verilecek programlar; üniversite öğrencileri, yeni mezunlar, ihracata başlamak isteyen firma çalışanları, ihracatla iştigal eden profesyoneller, dış ticaret uzmanlığı alanında kariyer planlaması yapan veya kendini geliştirmek isteyen katılımcılara yönelik tasarlandı. "Türkiye’nin ihracatçıları yetişecek" İstanbul Ticaret Odası Başkanı Şekib Avdagiç, "İstanbul tüccarının odası ile üniversitesi, Türkiye ticaretinin kalbinin attığı Eminönü’nde, Türkiye’nin ihracatçılarını yetiştirmeye başlıyor. Akademi’nin misyon ve vizyonu bizim hedeflerimizle örtüşüyor. Bu yüzden daha ilk duyduğumuz andan itibaren bu projeyi sahiplendik, hayata geçirmek için gönüllü olduk. Zira az önce verdiğim Ticaret Müzesi örneğinin de olduğu gibi ihracatı artıracak her girişimin biz yanında ve destekçisiyiz. Bu bizim tarihî zorunluluğumuz ve görevimizdir. Türkiye’yi küresel ihracatta öne çıkarmak, rekabetçi yapmak ancak böylesi bir stratejiyle mümkün olacaktır" dedi. "Eğitim programından birinde ihracat uzmanlığını öğretirken, diğerinde Turquality uzmanı yetiştirilecek" İhracat akademisinin çok kapsamlı bir program olduğunu belirten Avdagiç, "İhracat Akademisinin çok değerli bulduğum bir yönü, iki ana eğitim programından birinde ihracat uzmanlığını öğretirken, diğerinde Turquality uzmanı yetiştirmeyi hedeflemesidir. Bunun anlamı şudur ki, Türk ürünlerinin uluslararası piyasada pazar bulması ancak markalaşmasıyla mümkündür. Bu gerçek, daha yolun başında ihracatçı adayının zerrelerine zerk ediliyor. İhracat Akademisi’ni kapsamlı bir ilan ile gençlerimize ve isteklilere duyuracağız. Katılımın en üst seviyede olmasını temin edeceğiz. Ne evde ne işte olanların, mutlaka ihracatta olmaları için çaba göstereceğiz. Bu yüzden esas hedef kitlemiz, gençlerimizdir. Aynı zamanda üniversite öğrencileri ve yeni mezunlardır, ihracata başlamak isteyen firma çalışanlarıdır, dış ticaret ve ihracat profesyonelleridir ve kariyerini dış ticaret alanında geliştirmek isteyen kişilerdir. Bunun anlamı şudur, ruhunda ve içinde girişimcilik olan herkese kapımızı açık olacak" ifadelerini kullandı. "Türkiye’nin küresel ticaret kapasitesini yeniden şekillendireceğiz" Ticaret Bakan Yardımcısı Özgür Volkan Ağar da "Kuruluşundan yaklaşık bir yıl sonra İhracat Akademisini yalnızca bir eğitim kurumu değil Türkiye’nin küresel ticaret kapasitesini yeniden şekillendiren bir insan kaynağı yatırımına dönüştüğünü mutlulukla görüyoruz. Sadece akademi dünyasıyla değil teoriyi pratikle birleştirme hedefiyle ticaret ekosisteminin öncü paydaşlarıyla işbirliğimizi daha da derinleştirmeye büyük önem veriyoruz. Bugün imzalayacağımız 12’inci protokolümüz ile bu çalışmalarımızı daha da ileriye taşıyacağız" dedi. İstanbul Ticaret Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Kuralay ise böylesine önemli bir projenin bir parçası olmaktan büyük bir mutluluk duyduklarını ifade etti. Kuralay, bu projenin kendileri için önemine değinerek, "Proje, isminde ’ticaret’ olan üç tane farklı görev icra eden kurumun beraberliğiyle yapılıyor. Ticaret Bakanlığı devleti, İstanbul Ticaret Odası iş dünyasını, İstanbul Ticaret Üniversitesi de akademiyi temsil ediyor. Bu üçlünün, üç isminin bir araya gelmesinden daha farklı sinerjiler, daha farklı büyük birliktelikler ortaya çıkacağına inanıyorum. Böyle bir projenin parçası olmak gerçekten bizi çok mutlu etti" diye konuştu. İstanbul Ticaret Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Şimşek de üniversite, İTO ve Ticaret Bakanlığı arasında imzalanacak bu protokolün üniversitenin bilgi üretmenin ötesinde bu bilgiyi toplumun ve iş dünyasının hizmetine sunma sorumluluğunun güçlü bir ifadesi olduğunu vurguladı. Açılış konuşmalarının ardından söz konusu protokol, İTO Başkanı Şekib Avdagiç, Ticaret Bakanlığı İhracat Genel Müdürü Mehmet Ali Kılıçkaya, İstanbul Ticaret Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necip Şimşek ve Orta Anadolu İhracatçı Birlikleri Genel Sekreteri Musa Demir tarafından imzalandı.