ASAYİŞ - 12 Aralık 2025 Cuma 10:10

Hukuk öğrencisinin inanılmaz vurgunu "TOKİ" başvurusu adı altında 1 milyon dolandırdı

A
A
A

Bursa’da 20 yaşındaki hukuk öğrencisi E.A., sahte TOKİ sitesiyle vatandaşları dolandırıp mağdurlarla dalga geçerek "Uykum geldi, gidin polise şikâyet edin" derken; bir yandan da arkadaşına "Onlar ev sahibi olmak için başvuru yapıyor, ben onların parasıyla ev sahibi oluyorum" şeklinde konuşunca devreye giren siber polis, genç kızı 10 günlük takip sonrası operasyonla kıskıvrak yakaladı. Olayla ilgili 53 kişi resmi müracaatta bulundu.

Bursa’da hukuk fakültesi ikinci sınıf öğrencisi olan E.A., internet üzerinden sahte bir TOKİ başvuru sitesi oluşturdu. Ev sahibi olacağını düşünen çok sayıda vatandaş, başvurularının geçersiz olduğunu anlayınca sitede verilen numarayı aradı. E.A., mağdurları bu kez de "Başvurunuz askıya alındı, açıklama yapmadığınız için yeniden ödeme gerekiyor" diyerek ikinci kez dolandırdı. Dolandırıldığını fark eden vatandaşlar tekrar aradığında ise genç kadının, "Gidin polise şikâyet edin, benim uykum geldi, uyku saatim" diyerek telefonu kapattığı belirlendi.

Hukuk öğrencisinin inanılmaz vurgunu

Şikâyetler üzerine Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimatıyla harekete geçen Bursa İl Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, şüphelinin Telegram üzerinden oluşturduğu link aracılığıyla mağdurlara ulaştığını tespit etti. Yaklaşık 10 gün süren teknik ve fiziki takibin ardından düzenlenen operasyonla E.A. gözaltına alındı. Şüphelinin, bir arkadaşıyla yaptığı konuşmada "Onlar ev almak için başvuru yapıyor, biz onların parasıyla ev sahibi olacağız" dediği ortaya çıktı. Emniyetteki işlemler sonrası adliyeye sevk edilen E.A., çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. E.A.’nın bağlantılı olduğu kişilerin de soruşturulduğu öğrenildi.

Hukuk öğrencisinin inanılmaz vurgunu

Olayla ilgili şu ana kadar 53 kişinin resmi müracaatta bulunduğu bildirilirken, bugüne kadar başvurmayan mağdurların da siber polisine başvurması istendi.

Hukuk öğrencisinin inanılmaz vurgunu

Ahmet Burak Öztürk

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzurum ETÜ’lü gençler ve özel gereksinimli çocuklar renkli etkinliklerle bir araya geldi Erzurum Teknik Üniversitesi (ETÜ) Engelsiz Öğrenci Birimi ile ETÜ Çocuk Kulübü ve ETÜ Vizyoner Gençlik Kulübü iş birliğinde, 3-10 Aralık Engelliler Haftası kapsamında Erzurum Görme Engelliler İlkokulu ve Ortaokulunda farkındalık programı düzenlendi. Özel gereksinimli bireylere yönelik farkındalığı artırmak ve dayanışma kültürünü güçlendirmek amacıyla düzenlenen programa ETÜ Rektörü Prof. Dr. Bülent Çakmak, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ceren Sultan Elmalı, ETÜ Engelsiz Öğrenci Birimi Koordinatörü Dr. Öğr. Üyesi Ceren Davutoğlu, ETÜ Çocuk Kulübü Danışmanı Dr. Öğr. Üyesi Ayşe Yıldız, ETÜ Vizyoner Gençlik Kulübü Danışmanı Dr. Öğr. Üyesi Ramazan Yıldız ve çok sayıda üniversite öğrencisi katıldı. Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) ve Erzurum Kızılay Şubesi’nin destekleriyle gerçekleştirilen etkinlik kapsamında üniversiteli gençler ve çocuklar birlikte kurabiye ve çeşitli atıştırmalıklar hazırladıkları uygulamalı mutfak etkinliği, spor faaliyetleri, şarkı ve şiir performansları gibi çeşitli aktiviteler gerçekleştirerek hem eğlendi hem üretti. Programda konuşan Rektör Bülent Çakmak, ETÜ’nün özel gereksinimli bireylerin eğitim, sosyal yaşam ve kültürel faaliyetlerde daha görünür olması adına yürüttüğü çalışmalara ara vermeden devam ettiğini belirterek: "Bugün burada çocuklarımızla bir araya gelmekten büyük mutluluk duyuyoruz. Onların gözlerindeki heyecan ve neşe bizlere de güç veriyor. Bu tür etkinlikler hem toplumsal farkındalığın artmasına hem de çocuklarımızla kurulan bağların güçlenmesine katkı sağlıyor. ETÜ olarak özel gereksinimli bireylerin hayatın her alanında daha etkin olmasını istiyoruz. Bu nedenle bu buluşmaları yalnızca bir günle sınırlı tutmadan sürdürülebilir hâle getirmek için çalışıyoruz. Bir sonraki etkinliğimizde çocuklarımızı kampüsümüzde misafir etmeyi, onlara üniversite ortamını tanıtmayı ve farklı atölye çalışmalarıyla yeniden bir araya gelmeyi arzu ediyoruz" diye konuştu. Etkinlik boyunca çocuklarla yakından ilgilenen Engelsiz Öğrenci Birimi Koordinatörü Dr. Öğr. Üyesi Ceren Davutoğlu ise özel gereksinimli çocuklarla bir arada bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek, "Bugün burada çocuklarımızla birlikte olmak, onların enerjisi ve mutluluğuna ortak olmak bizler için çok değerli. Bu tür etkinlikler, öğrencilerimizin toplumsal sorumluluk bilincini artırırken, özel gereksinimli çocukların da kendilerini daha güçlü ve değerli hissetmelerini sağlıyor. Biz birlikte güçlüyüz ve birbirimizden güç almalıyız" ifadelerini kullandı.
Zonguldak Mevlana’nın 752. Vuslat yıl dönümünde Türk Kültüründe Şehadet ve Vuslat ele alındı Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesinde (BEUN), Hz. Mevlana’nın 752. Vuslat yıl dönümü dolayısıyla düzenlenen "Türk Kültüründe Şehadet ve Vuslat" başlıklı konferansla Türk kültüründe şehadet anlayışı ve vuslat düşüncesi farklı yönleriyle ele alındı. Sezai Karakoç Kültür Merkezinde gerçekleştirilen programa; BEUN Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer ve eşi Seran Özölçer, Genel Sekreter Prof. Dr. Zehra Safi Öz, senato üyeleri, akademik ve idari personel, Zonguldak Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü Gençlik Hizmetleri Müdürü Erhan Yavaş ile öğrenciler katıldı. "Mevlana’nın Sözleri Asırlardır Gönüllerimize Yol Gösteriyor" Program, aziz şehitlerin anısına yapılan saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Ardından BEUN Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer açılış konuşmasını yapmak üzere kürsüye geldi. Rektör Özölçer konuşmasında, iki üniversite öğrencisinin vefat ettiğini hatırlatarak üzüntülerini şu sözlerle dile getirdi: "Değerli öğrencimiz Arif Aykanat ile dün akşam ani bir şekilde aramızdan ayrılan kıymetli öğrencimiz İrem Gül Karakuş’un vefatı bizleri derinden üzmüştür. Huzurlarınızda iki evladımızı rahmetle anıyorum. Rabbim mekânlarını cennet eylesin; ailelerine, yakınlarına ve Üniversitemiz camiasına sabrıcemil ihsan eylesin." Konuşmasının devamında Hz. Mevlana’nın hikmet yüklü sözlerinden örnekler veren Rektör Özölçer, Mevlana’nın sevgi, hoşgörü ve teslimiyet merkezli tasavvuf anlayışının asırlardır yol gösterici olduğuna dikkat çekti: "Allah’a ulaşacak birçok yol var; ben aşkı seçtim." diyen Hz. Mevlana’nın aşk ateşi, aradan yedi buçuk asır geçmesine rağmen hâlâ gönüllerimizi ısıtıyor. Dünya telaşıyla çoraklaşan gönüller, Mesnevî’den süzülen hikmet damlalarıyla diriliyor. Onun ‘Bizim dergâhımız umutsuzluk dergâhı değildir’ sözü, umudun ve irfanın en güçlü ifadesidir." Rektör Özölçer; Mevlana’nın imtihan, sabır ve tevekkül anlayışını anlatan sözlerine de dikkat çekerek konuşmasının sonunda, konferansa katkı sunan Dr. Sait Başer’e, programa katılan tüm misafirlere ve öğrencilere teşekkür etti. Açılış konuşmasının ardından konferansın konuşmacısı yazar Dr. Sait Başer kürsüye çıktı. Türk kültürü üzerine derinlikli bir perspektif sunan Başer, Mevlana’dan Dede Korkut’a uzanan köklü geleneğin bugün dahi yol göstericiliğini sürdürdüğünü ifade etti. Başer; "Tanrı kelimesinin çoğulu olmaz, kültürümüz buna müsaade etmez. Kültür; bir milletin yüzyıllar boyunca yoğurduğu tecrübenin adıdır. Türk kültürü köleliği tanımaz; adalet duygusuyla var olmuş bir medeniyetin ürünüdür." sözleriyle kültür kavramının Türk-İslam düşüncesindeki yerine vurgu yaptı. Adaletin yalnızca hukuk değil, hayatın tamamını kuşatan bir denge ölçüsü olduğunu belirten Başer, Türkçenin köklü yapısının bu kavramla doğrudan ilişkili olduğunu ifade etti. Başer, konuşmasının sonunda Hz. Mevlana’nın özlü sözlerinden örnekler vererek vuslatının 752. yıl dönümü münasebetiyle Mevlana’yı rahmetle anıp sözlerini sonlandırdı. Program, Dr. Sait Başer’e teşekkür belgesinin takdim edilmesi ve toplu hatıra fotoğrafı çekimiyle sona erdi.