EKONOMİ - 14 Temmuz 2025 Pazartesi 14:53

Kişiselleştirilmiş abonman kartı geliyor

A
A
A
Kişiselleştirilmiş abonman kartı geliyor

Bursa’da iptal edilen abonman kartların yerine, kişiselleştirilmiş abonman kartları geliyor. Bir kişi maliyetinin ulaşımda 64,5 lira olduğunu belirten Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, "Bursa’da yetmiş bir farklı ulaşım kartı vardı. Yaptığımız çalışmalarla bu kartları 4 veya 5 indirdik" dedi.


Bursa’nın altyapı ve üstyapı sorunlarını gidermek için yoğun bir mesai sarf ettiklerini belirten Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, şu anda belediyenin 24 saat çalışma prensibini devam ettirdiğini söyledi. Başkan Bozbey, "Elbette ki bizler büyükşehir belediyesi olarak yapmış olduğumuz işlerin doğumdan ölüme her belediyemizin hizmet ettiğinin farkındayız. Bu hizmetlerimizi yaparken de birilerinin gözüne sokmak değil, fayda sağlayıcı hizmetleri insanın mutlu olmasını sağlayacak olan hizmetleri önceliyoruz. Biz işin şov kısmında değiliz. Yeter ki insanlarımız farkına varsınlar. Büyükşehir ve diğer belediyeler olarak vatandaşın parasını kullanıyoruz. Para 3,3 milyon Bursalınındır. Bu bütçeyi kullanırken gelen bütçenin daha yeni doğmuş çocuğun hakkı olduğunu düşünerek kullanmak değerlendirmek zorundayız. Geçen yıl 2025 yılı için 36,5 milyar lira bütçe belirlemiştik. Ancak geldiğimiz noktada 6 ayın sonunda 13 milyar lira toplam gelirimiz oldu. Geri kalan aylarla birlikte 27 milyar lira gelirimiz olacağını tahmin ediyoruz. Yani yaklaşık bütçemizden 10 milyar lira daha düşük bir gelire sahip olmuş olacağız. Bunun herkes tarafından bilinmesi lazım. Sebebi belli. Ekonomideki durgunluk. Ekonominin getirdiği sonuçlar. Bunları düşünmeksizin biz geleceği planlayamayız" dedi.


"Bursa’da suyu 22-23 liradan vatandaşlarımıza ulaştırıyoruz"


BUSKİ’de 1 metreküp suyun maliyeti 72 lira olmasına rağmen biz, 22-23 liradan vatandaşlara ulaştırdıklarını belirten Başkan Bozbey, "Cumhurbaşkanlığı genelgesinde, maliyetinin altında alamazsınız diyor. BUSKİ, büyükşehir belediyesine para aktaran bir kurumdu. Ancak, şimdi büyükşehir belediyesinden para istiyor. Bunu kamuoyunun bilmesi gerekiyor. Nedeni belli, BUSKİ’nin durumu gerçekten vahim. Yıllardır yapılan yanlışlıkların sonucu olarak bizim karşımıza geldi. Biz düzeltip kurumu sürdürülebilir hale getireceğiz. Bunu oluşturamazsak, diğer kurumları da hizmet edemeyecek duruma gelir. 20 yıldır gelen hareketin sonuçları bunlar. Sokakta bize zam edebiyatı yapılmasın. Benim kimseyle derdim yok. Benim sorunum bu kentte bu belediyenin sürdürülebilir anlayışla nitelikli ve güvenilir hizmet üreterek vatandaşları mutlu etmesi, gülümsetmesidir. Hep duyuyoruz. ‘Başkanım neden BUSKİ batırdılar’ diyorsun. Arkadaşlar gerçek bu değil mi? Gelsin herkes bir katkı sunmaya çalışsın" dedi.


BURULAŞ’ın maalesef 2018 yılından itibaren belediyeden para almaya başladığını belirten Bozbey, "2019 yılı sonrası kurumu belediyeye mahkum ettiler. Önce yüzde 2 meclisten destek kararı alıyorlar, yüzde 6’ya çıkarıyorlar. Yetmiyor yüzde 12’ye çıkarıyorlar. Demek ki, bir yönetim zafiyeti bir yönetim hatası bir işletme hatası ya da orada bilemediğimiz başka senaryolar var. Maalesef BURULAŞ’ın 300 milyon lira civarında her ay belediyeye mahkum olmasını sağlamışlar. Diğer taraftan baktığımızda son 1,5 yılda Osmangazi Köprüsü’ne yüzde 431, Çanakkale Köprüsü’ne yüzde 385, 15 Temmuz ve FSM köprülerine yüzde 569 fiyat artışı olmasına rağmen bizim fiyat artışımızın anormal olduğunu, halka yalan söyleyerek yüzde 300 gibi bir rakam olduğunu ifade ediyorlar" şeklinde konuştu.


"Kişiselleştirilmiş abonman kartlarını hizmete sunacağız"


Bursa’da bir yolcunun maliyeti 64,5 lira olduğunu ifade eden Başkan Bozbey, "Ancak tüm bu artışlara rağmen bizim yaptığımız artış yüzde 30 seviyelerindedir. Ayrıca, derim ki geçmiş dönemde yapılması gereken ancak ötelenen tren ağır bakımlarına sizlerin, Bursalıların can güvenliğini öncelik olarak gördüğümüz için hızlıca bu bakımlara başladı. Artık abonman yerine kişiselleştirilmiş Bursa Bukart sistemine geçiyoruz. Bu yeni sistemle birlikte kullanıcılarımıza çeşitli avantajlar sunacak özellikle de raylı sistemin kullanımını teşvik etmiş olacağız. Bursa’mızda belki biliyorsunuzdur, bilmiyorsunuzdur ama. 71 farklı ulaşım kartı vardı. Bunların sadeleşmesi gerekiyor. Bizde bunu 4-5 karta indirdik. Kişiselleştirilmiş tam abonman kartı 100 binişlik, 2 bin 900 lira olacak. Kişiselleştirilmiş öğrenci abonman kartı 100 biniş hakkı ile 790 lira olacak. Ayrıca uzun atlarla ilgili de çalışmalarımız devam ediyor. Ücretsiz raylı sistem kullanımı, ilave geçiş hakları ve çeşitli indirim avantajlarını da içeren bu yeni sistemle ilgili detayları da yakın süre içerisinde hemşehrilerimize de paylaşacağız ve kullanımına sunacağız" dedi.



Kişiselleştirilmiş abonman kartı geliyor

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Elazığ Fırat Üniversitesi, 14 göstergede ilk sıralarda yer aldı Fırat Üniversitesi, YÖK’ün değerlendirme raporunda 14 göstergede ilk sıralarda yer aldı. Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından Türkiye genelindeki 201 üniversitenin 67 farklı gösterge üzerinden analiz edildiği "Üniversite İzleme ve Değerlendirme Genel Raporu-2025" yayımlandı. Türk yükseköğretim sisteminin mevcut durumunu kapsamlı biçimde ortaya koyan rapor, üniversitelerin eğitimden araştırmaya, uluslararasılaşmadan sürdürülebilirliğe kadar birçok alandaki performansını gözler önüne serdi. Bu kapsamda Fırat Üniversitesi, "Üniversite İzleme ve Değerlendirme Genel Raporu-2025"te 14 farklı göstergede Türkiye genelinde ilk sıralarda yer alarak dikkat çekici bir başarıya imza attı. Fırat Üniversitesi; BİDEB destekleri toplam sayısında Türkiye 4’üncüsü, Değişim programları kapsamında en fazla öğretim elemanı gönderen üniversiteler arasında 5’inci, İklim Eylemi kategorisinde en başarılı üniversiteler arasında 5’inci, İstihdam edilen doktoralı araştırmacı sayısında 6’ncı, Araştırma-Geliştirme, Teknoloji ve Yenilik projeleri toplam sayısında 7’nci sırada yer aldı. Ayrıca üniversite; TEKNOFEST, TÜBİTAK, TÜBA gibi kurumlarca düzenlenen yarışmalarda alınan ödül sayısında 9’uncu, Değişim programları kapsamında en fazla öğretim elemanı kabul eden üniversiteler arasında 13’üncü, Yeşil Üniversite Sıralaması’nda 14’üncü, Sürdürülebilir Şehirler ve Topluluklar ile Yoksulluğa Son kategorilerinde 15’inci, Faydalanılan TÜBİTAK proje bütçesinde 16’ncı, Topluluklara kayıtlı öğrenci sayısında 17’nci, Faydalanılan TÜBİTAK bursu sayısı ile değişim programları kapsamında en fazla öğrenci gönderen üniversiteler arasında 18’inci sırada yer alma başarısı gösterdi. Konuyla ilgili açıklama yapan Fırat Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fahrettin Göktaş, "Yükseköğretim Kurulumuz tarafından yayımlanan raporda üniversitemizin 14 farklı göstergede Türkiye genelinde üst sıralarda yer alması, bizler için büyük bir gurur kaynağıdır. Bu başarı; akademik ve idari personelimizin özverili çalışmaları, öğrencilerimizin dinamizmi ve üniversitemizin bilim odaklı, kaliteyi esas alan vizyonunun somut bir göstergesidir. Özellikle araştırma projeleri, TÜBİTAK destekleri, uluslararası değişim programları ile sürdürülebilirlik ve iklim eylemi alanlarında ortaya konulan güçlü performans, Fırat Üniversitesi’nin ülkemizin saygın yükseköğretim kurumları arasındaki yerini her geçen gün daha da sağlamlaştırdığını göstermektedir. Bu vesileyle, üniversitemizin bu başarısında emeği geçen tüm akademik ve idari personelimize, öğrencilerimize ve paydaşlarımıza teşekkür ediyor; Fırat Üniversitesi’nin bilimsel üretimi, topluma katkısı ve uluslararası görünürlüğü artarak yoluna devam edeceğine yürekten inanıyorum" dedi.
İstanbul Altında yılsonu hareketliliği: Küresel belirsizlikler ve jeopolitik riskler fiyatları yükseltiyor Altın piyasası, 2025’in son haftalarına yaklaşılırken küresel belirsizlikler ve jeopolitik risklerin etkisiyle yükseliş trendini sürdürüyor. Uzmanlar, fiyat artışının yalnızca dönemsel dalgalanma olarak değerlendirilmemesi gerektiğini belirterek, yatırımcıların güvenli liman arayışının altını öne çıkardığını vurguluyor. Küresel ekonomide güvenin yeniden tanımlandığı, siyasi risklerin finansal kararları etkilediği bu dönemde; para politikalarındaki belirsizlikler, jeopolitik tansiyon ve artan küresel borçluluk yatırımcıları somut ve evrensel değeri olan varlıklara yönlendiriyor. Altın, bu süreçte yalnızca bir yatırım aracı değil, aynı zamanda küresel sistemdeki kırılganlıklara karşı güçlü bir denge unsuru olarak öne çıkıyor. DEMAŞ A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Cumhur Kitiş, yılsonuna yaklaşılırken altın piyasasında yaşanan hareketliliğin yalnızca fiyat artışı olarak okunmaması gerektiğine dikkat çekiyor. DEMAŞ bünyesinde yapılan değerlendirmeler de, altının bu süreçte yalnızca bir yatırım aracı değil, aynı zamanda küresel sistemdeki kırılganlıklara karşı güçlü bir denge unsuru olarak öne çıktığını gösteriyor. Altın, 2025’in son haftalarına yaklaşılırken küresel piyasalardaki belirsizliklerin ve jeopolitik risklerin etkisiyle yükseliş trendini korumaya devam ediyor. ABD Merkez Bankası (FED) başta olmak üzere büyük merkez bankalarının faiz indirimlerine ilişkin net bir takvim açıklayamaması, yatırımcıları yeniden güvenli limanlara yönlendirirken; altın bu süreçte öne çıkan en güçlü varlık olmayı sürdürüyor. Uluslararası finans kuruluşlarının son değerlendirmelerinde; küresel büyümenin yavaşlaması, yüksek kamu borçluluğu ve artan jeopolitik tansiyonun 2026’ya sarkan bir belirsizlik dönemi oluşturduğuna dikkat çekiliyor. Özellikle Orta Doğu’daki çatışma riski, Rusya-Ukrayna hattındaki kırılgan denge ve Asya-Pasifik’te ABD-Çin rekabetinin yeniden sertleşmesi, altının yalnızca bir yatırım aracı değil, aynı zamanda sistemik risklere karşı bir koruma enstrümanı olarak görülmesine sebep oluyor. Merkez bankalarının altın rezervlerini artırma eğilimi de bu tabloyu destekliyor. Küresel ölçekte rezerv çeşitlendirme politikalarının hız kazanması, doların mutlak güvenli liman olma konumunun sorgulanmasına yol açarken; altın, para sistemleri açısından yeniden stratejik bir varlık olarak konumlanıyor. Bu durum, ons altın fiyatlarının geri çekilmelerde dahi güçlü kalmasını sağlıyor. Türkiye cephesinde altın: TL bazlı fiyatlamada yapısal yükseliş Türkiye’de ise altın fiyatları yalnızca küresel ons hareketlerinden değil, aynı zamanda ülkenin makroekonomik dinamiklerinden de doğrudan etkileniyor. Yüksek enflasyonla mücadele süreci, sıkı para politikası adımları ve iç talepteki dengelenme çabalarına rağmen; Türk Lirası’nın reel değerine ilişkin soru işaretleri altının TL bazında güçlü seyrini destekliyor. Cari denge, rezerv yönetimi ve finansman ihtiyacı gibi başlıklar, yılsonuna yaklaşırken piyasaların yakından takip ettiği temel göstergeler arasında yer alıyor. Bu çerçevede altın, Türkiye’de hem tasarruf aracı hem de değer koruma refleksinin en somut karşılığı olmaya devam ediyor. Fiziki altına olan talep, düğün sezonu etkisi zayıflamış olsa dahi yatırım gayesiyle alımlarla canlılığını koruyor. "Altın, tartışmasız şekilde ön plana çıkıyor" DEMAŞ A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Cumhur Kitiş, konuya ilişkin değerlendirmesinde, "Altın fiyatlarındaki yükseliş yalnızca dönemsel bir dalgalanma değil; küresel sistemin yeniden şekillendiği bir sürecin yansımasıdır. Hem dünyada hem de Türkiye’de yatırımcılar artık kısa vadeli kazançtan ziyade, uzun vadeli güven arayışına yöneliyor. Bu tabloda altın, tartışmasız şekilde ön plana çıkıyor. Gümüş, yalnızca altının alternatifi olarak değil; sanayi ve yatırım talebinin kesişim noktasında yer alan stratejik bir varlık olarak öne çıkıyor. Özellikle yenilenebilir enerji yatırımları, elektrikli araç üretimi, savunma sanayi ve yüksek teknoloji alanlarında gümüş kullanımının artması, bu metalin küresel ölçekte yapısal bir talep artışı yaşamasına neden oluyor. Uluslararası piyasalarda gümüş fiyatları yıl boyunca zaman zaman sert dalgalanmalar gösterse de, bu oynaklık uzun vadeli potansiyelin zayıfladığı anlamına gelmiyor. Aksine, küresel büyümenin sınırlı seyrettiği ancak teknolojik dönüşümün hız kazandığı mevcut konjonktürde, gümüşün orta ve uzun vadede dengeli ve yukarı yönlü bir fiyat arayışı içinde olması bekleniyor. Türkiye özelinde ise döviz kuru etkisiyle birlikte gümüş, TL bazında erişilebilirliği yüksek, altını tamamlayıcı ve portföy çeşitlendirmesinde önemli bir rol üstlenen yatırım aracı olarak öne çıkıyor" dedi. Altın ve gümüş 2025’i güçlü bir zeminle kapatıyor Altın’ın güvenli liman özelliğiyle ön plana çıktığını belirten Kitiş, "Küresel ekonomik belirsizlikler, jeopolitik riskler, merkez bankalarının temkinli duruşu ve Türkiye’nin kendine özgü ekonomik dinamikleri birlikte değerlendirildiğinde; altın ve gümüşün yılsonuna doğru güçlü seyrini koruması sürpriz olarak görülmüyor. Altın, güvenli liman özelliğiyle öne çıkarken; gümüş, hem sanayi talebi hem de yatırım potansiyeliyle bu tabloyu tamamlıyor. 2025 yılı, kıymetli metaller açısından yalnızca fiyatların değil, stratejik farkındalığın da yükseldiği bir dönem olarak kayıtlara geçerken; yatırımcılar için altın ve gümüş, belirsizlik çağında denge ve güvenin en somut karşılığı olmaya devam ediyor" diye konuştu.
Manisa Yunusemre’de kırsal kalkınma ve kooperatifçilik masaya yatırıldı Yunusemre Belediyesi ile Yunusemre Kent Konseyi tarafından düzenlenen ’Kırsal Kalkınma ve Kooperatifçilik Çalıştayı’nda, kırsal alanların güçlendirilmesi, yerel üretimin desteklenmesi ve kooperatifçiliğin sürdürülebilirliği ele alındı. Kırsal kalkınmanın güçlendirilmesi ve kooperatifçilik anlayışının sürdürülebilir bir zeminde ele alınması amacıyla Yunusemre Belediyesi ile Yunusemre Kent Konseyi iş birliğinde ’Kırsal Kalkınma ve Kooperatifçilik Çalıştayı’ düzenlendi. Yunusemre Belediyesi Muradiye Sosyal Tesisleri’nde gerçekleştirilen çalıştaya; Yunusemre Belediye Başkanı Semih Balaban, Belediye Başkan Yardımcısı Mehmet Mesut Doğan, Manisa Büyükşehir Belediyesi Kırsal Hizmetler Daire Başkanı Yılmaz Usta, CHP Yunusemre İlçe Başkanı Yalçın Arcak, MAYEB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Cengiz Balkan, Yunusemre Kent Konseyi Başkanı Bektaş Kılınç, belediye meclis üyeleri, konuşmacılar ve çok sayıda üretici katıldı. Mustafa Pala’nın sunumlarını yaptığı çalıştayda belgesel gösterimi gerçekleştirilirken, "Yeniden Sürdürülebilir Kooperatifçilik" başlıklı panelle program devam etti. Çalıştayda; kırsal alanlarda sürdürülebilir kalkınmanın sağlanması, yerel üretimin desteklenmesi ve kooperatifçiliğin güçlendirilmesine yönelik görüş ve öneriler paylaşıldı. Zeyrek ve Durbay anıldı Çalıştayda konuşan Yunusemre Belediye Başkanı Semih Balaban, kırsal kalkınmayı temel alan bir bakış açısına sahip olduklarını vurguladı. Balaban, göreve geldikten sonra Yuntdağı bölgesindeki 37 köyün kırsal mahalle statüsüne dönüştürüldüğünü hatırlatarak, kooperatif çalışmalarının önünün açıldığını ve belediye imkanları doğrultusunda desteklerin süreceğini ifade etti. Konuşmasında hayatını kaybeden Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek ile Şehzadeler Belediye Başkanı Gülşah Durbay’ı da anan Balaban, "Ferdi Başkanımızı altı ay önce, Gülşah Başkanımızı ise kısa bir süre önce kaybettik. Acıları hala yüreğimizde. Her ikisini de saygı ve sevgiyle anıyoruz" dedi. Çalıştay, katılımcıların değerlendirmeleri ve karşılıklı görüş alışverişinin ardından sona erdi.