GÜNDEM - 18 Nisan 2024 Perşembe 14:23

Sunay Akın Eczacılık Kültürü Müzesi’ni Başkan Özdemir’e anlattı

A
A
A
Sunay Akın Eczacılık Kültürü Müzesi’ni Başkan Özdemir’e anlattı

Nilüfer’de açılacak Eczacılık Kültürü Müzesi’nin küratörlüğünü üstlenen şair, yazar ve tiyatro oyuncusu Sunay Akın, Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir’i ziyaret ederek çalışmalar hakkında görüştü. Sunay Akın, Nilüfer Belediyesi Dr. Ceyhun İrgil Sağlık Müzesi ile aynı binada yer alacak olan Eczacılık Kültürü Müzesi’nin kente değer katacağını söyledi.


Şair, yazar ve tiyatro oyuncusu Sunay Akın, Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir ile eşi Nuray Özdemir’i Halk Evi’nde ziyaret etti. Başkan Şadi Özdemir’e hayırlı olsun dileklerini ileten Akın, yeni görevinde de başarılar diledi. Nilüfer’in, Türkiye’nin parlayan yıldızlarından biri olduğunu söyleyen Sunay Akın, insana değer katan çalışmaların süreceğine inandığını söyledi.


Şair, yazar, gazeteci ve tiyatro oyuncusu kimliğinin yanı sıra müzecilik alanında yaptığı çalışmalarla da bilinen Sunay Akın, yakın zamanda açılan Nilüfer Belediyesi Dr. Ceyhun İrgil Sağlık Müzesi’nin Türkiye’de örnek olduğunu belirtti. Sağlık müzesi ile aynı mekânda açılacak olan Eczacılık Kültürü Müzesi’nin küratörlüğünü üstlendiğini hatırlatan Sunay Akın, Türkiye’nin en büyük koleksiyonlarına sahip Sinem Us’a ait eşi benzeri olmayan eserlerin burada sergileneceğini ifade etti. Akın, yapılacak çalışmalarla birlikte her iki müzenin de yaşayan bir müze olacağına inandığını da sözlerine ekledi.


Sunay Akın’a, Eczacılık Kültürü Müzesi ile ilgili çalışmalarının değerli olduğunu söyleyen Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir de, Nilüfer’de gerçekleştirecekleri projelerle hizmet çıtasını daha da yukarı taşıyacaklarını vurguladı. Sunay Akın, şiirlerini ilgiyle okuyup, dinlediğini söyleyen Başkan Şadi Özdemir’e ziyaret sırasında Oyuncak Müzesi adlı şiiri yazıp armağan ederek sürpriz de yaptı.



Sunay Akın Eczacılık Kültürü Müzesi’ni Başkan Özdemir’e anlattı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla Gelinler, ‘Gelincik’ tarlasına akın etti Muğla’da İlkbahar aylarının gelmesi ile Merkez ilçe Menteşe’nin Karaçayır ve Bademlik bölgesinde bulunan tarlalar Gelinciklerin açması ile kırmızıya boyandı. Nisan-Mayıs aylarında Menteşe Ova mevkiindeki boş ve ekili tarlalarda çıkan Gelincik çiçekleri, fotoğraf tutkunları, üniversite öğrencileri ve gelin-damatların en uğrak alanları oldu. Günün her saati kırmızı halıya benzeyen Gelincik tarlalarında fotoğraf çektiren, öz çekim yapan çok sayıda vatandaş ziyaret ederken, gelin ve damatlar da anılarına ekleyebilecekleri eşsiz ‘Gelincik Tarlası’ hatırası fotoğraf ve video çekimi yaptırıyor. Fotoğrafçı Saniye Musacalı, “Çiftlerimiz bize hep güzel yerleri soruyorlar. Nerelere gidebiliriz, nerede daha iyi çekimler yapabiliriz diye. Bizim aklımıza gelen en güzel ve en doğal yerlerden birisi de burası. Gelincikler bu mevsimde çok güzel oluyor. Biz buraya geldiğimizde çok güzel kareler yakalıyoruz. Fotoğrafçı Süleyman Dural, “Dış çekim videolarımızda çiftlerimizin en çok tercih ettiği mekanlar arasında yer alıyor böyle bahçeler. Görüntü konusunda bize çok yardımcı oluyor. Yani doğal plato burası” dedi. Damat Kemal Uçar, “Bugün nişan günümüz. Muğla’da güzel bir Gelincik bahçesinde güzel anılarımız olsun diye güzel bir doğada güzel bir gün seçtik. Muğla’nın her bir köşesi bir plato havası, doğal. Her köşesi cennet gibi Muğla’nın bu güzelliklerini değerlendiriyoruz” dedi. Gelin Gonca Şen, “Muğla’mızın doğal içeriklerini değerlendirmek, bu özel günümüzü böyle taçlandırmak bizim için çok güzel. Gelincik tarlasında iç içe olmak bizim ilk tercihimizdi. Teşekkür ederiz” dedi. Antik çağlarda gelincik, uykuyu ve ölümü temsil eden bir simge olarak kabul edilirken, çeşitli uygarlıklar tarafından ağrı kesici özellikleri için kullanılırdı. Eski Yunan, Roma ve Mısır kültürlerinde, gelincikler ölülerin dünyasına olan bağlantıyı ve ölümden sonraki yaşamı temsil ettiği inancı hakim olurken, genellikle gençlik, aşk ve ölümlülüğün geçici doğasını sembolize ettiği, bazı kültürlerde gelincik, başarı ve şansı ifade ediyor. Tarlalarda kolayca yetişen ve hızla çoğalan bu çiçeğin, bereket ve bolluğun bir sembolü olarak görülmesinin nedeni de budur.
Çanakkale ’Seddülbahir Kalesi Müze Yapısı’ dünyanın en prestijli mimarlık ödüllerinden Architizer A+ Awards’da finalde Çanakkale Savaşları’nın yaşandığı Tarihi Gelibolu Yarımadası’nda bir asır sonra restorasyon çalışmalarıyla ayağa kaldırılan, Çanakkale Boğazı’nı geçmek isteyen itilaf devletlerinin 3 Kasım 1914’te ilk bombaladığı yer olan ve ilk şehitlerin verildiği Seddülbahir Kalesi, dünyanın en prestijli mimarlık ödüllerinden Architizer A+ Awards’da finale kaldı. Seddülbahir Kalesi Müze Yapısı için oylama 10 Mayıs’a kadar sürecek. Seddülbahir Kalesi, Uluslararası Domus Restorasyon ve Koruma Ödülleri’nde farklı ülkelerden 176 başvuru arasından Kısa Liste Ödülü’ne layık görülmüştü. IV. Mehmet’in annesi Hatice Turhan Sultan tarafından yaptırılan Seddülbahir Kalesi, 17. yüzyıl kalesidir. Tarihin en kanlı savaşları arasında yer alan ve Mehmetçiğin kahramanlığı sayesinde ’Çanakkale Geçilmez’ destanının yazıldığı Çanakkale Savaşları’nda, Gelibolu Yarımadası’ndaki Seddülbahir Kalesi, boğazın güvenliğinde çok önemli rol oynadı. 108 yıl önce yedi düvele karşı Mehmetçik ile beraber karşı koyan kale, isabet eden top atışlarıyla gazi oldu. Çanakkale Boğazı’nı geçmek isteyen itilaf devletlerinin gemilerinden atılan top mermileri ile büyük hasar alan Tarihi Gelibolu Yarımadası’ndaki Seddülbahir Kalesi, aradan geçen bir asırlık zaman diliminde doğa şartları nedeniyle zarar gördü. Harap haldeki kaleyi ayağa kaldırıp, açık hava müzesi haline getirmek için Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı’nca 2015 yılında başlatılan restorasyon ve çevre düzenlemesi çalışmaları tamamlandı. 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi’nin 108’inci yıl dönümünde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından ziyarete açıldı. Seddülbahir Kalesi Müzesinde, ziyaretçiler kalenin 17. yüzyıldan bugüne kadarki tarihi hakkında bilgilendiriliyor. Ziyaretçiler, Çanakkale Savaşları’nın ilk şehitlerinin yer aldığı kabristanı ziyaret edip, 1915 Çanakkale Savaşları’nın bu kalede yaşanan kısımlarını, o dönemin savaş malzemelerini, belgelerini inceleyebiliyor. Seddülbahir Kalesi’nin restorasyon ve kazı çalışmaları sırasında çıkan Osmanlı asker künyeleri, Fransız cep saati, Osmanlı el bombası, Krupp topu namlu temizleme harbisi, Fransız ve Senegal asker palaları, Osmanlı mavzer süngüleri, Osmanlı süngü kını, Osmanlı palaska barutluğu, Osmanlı, Fransız ve Avustralya Asker Üniforması kol düğmeleri, mermiler ve Fransız mühimmat sandığı ile savaşın izleri yaşatılıyor. Seddülbahir Kalesi Müze Yapısı dünyanın en prestijli mimarlık ödüllerinden Architizer A+ Awards’da finale kaldı Çanakkale Savaşları’nın yaşandığı Tarihi Gelibolu Yarımadası’nda bir asır sonra restorasyon çalışmalarıyla ayağa kaldırılan, Çanakkale Boğazı’nı geçmek isteyen itilaf devletlerinin 3 Kasım 1914’te ilk bombaladığı yer olan ve ilk şehitlerin verildiği Seddülbahir Kalesi, dünyanın en prestijli mimarlık ödüllerinden Architizer A+ Awards’da finale kaldı. New York merkezli Architizer A+ ödüllerinin Tipoloji kategorileri içerisinde “Kültürel Yapılar” başlığı altında yer alan müze ödüllerinde genel tasarım açısından en iyi bağımsız müze yapılarına verilen ödülde 5 aday arasına kalarak finalist olan “Seddülbahir Kalesi Müze Yapısı” için oylama 10 Mayıs’a kadar sürecek. Seddülbahir Kalesi Kısa Liste Ödülü’nü aldı 25 yıl süren araştırma, belgeleme, projelendirme ve uygulama çalışmalarının son sekiz yılında proje yürütücülüğünü üstlenen Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığının ilk master projesi olarak Cumhuriyetin 100. yılında tamamlanarak ziyarete açılan Seddülbahir Kalesi’ne İtalya’dan önemli bir ödül geldi. Ferraro Üniversitesi Mimarlık Fakültesi tarafından 2010 yılından itibaren mimarlık alanında bilim camiası tarafından belirlenen koruma ilkelerini bilinçli olarak yorumlayan ve uygulayan, çağdaş ifade biçimlerinden yararlanan önemli projelerin değerlendirildiği Uluslararası Domus Restorasyon ve Koruma Ödülleri’nde farklı ülkelerden 176 başvuru arasından Kısa Liste Ödülü’ne layık görülen Seddülbahir Kalesi Projesi adına törene Proje Bilimsel Danışma Kurulu Üyeleri Prof. Dr. Lucienne Şenocak ve Dr. Öğretim Üyesi Gülsün Tanyeli ile birlikte ÇATAB Restorasyon ve Yapım Uygulamaları Koordinatörü Mustafa Kafkas Dereli katıldı. İstanbul Teknik Üniversitesi ve Koç Üniversitesi’nden öğretim görevlilerinin yanı sıra farklı disiplinlerden yüzlerce bilim insanı ve uzmanın katkıları ile sonlandırılan proje ile Seddülbahir Kalesi, Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı tarafından ülkenin taşınmaz kültür varlığı envanterine yeniden dahil edildi. Seddülbahir Kalesi Çanakkale’nin Eceabat ilçesine bağlı Seddülbahir köyünde yer alan, 1. derece arkeolojik-askeri-harp tarihi-kentsel sit alanında bulunan Seddülbahir Kalesi, Gelibolu Yarımadası’nın en güney ucunda bulunmaktadır. Kale, Tarihi Alan içinde yer almakta olup Boğaz’a girişte Ertuğrul (Cape Helles) ve Morto Koyları arasında kalan burun üzerindedir. Seddül-bahr yani ’denizin seddi’ anlamına gelen yaklaşık 22 bin metrekarelik alanda konumlanmış kalenin Venedik saldırılarına karşı 17’nci yüzyılda, Osmanlı tarihinde banisi (yaptıranı) kadın olan ilk askeri yapı olma özelliği taşıması bakımından önemli olup, Hatice Turhan Sultan (IV. Mehmet’in annesi) tarafından 17’nci yüzyılda inşasına başlanmıştır. Kale, topoğrafik durumu nedeniyle asimetrik düzensiz bir plan özelliğine sahiptir. Kalenin dört köşesinde birer, kuzey batı köşesinde de bir olmak üzere 5 burcu vardır. Bu burçlar birbirlerine sur duvarlarıyla bağlanmıştır. Kalede güney doğudan kuzey batıya 3 kademeli sur ile hisar peçe oluşur.
Aydın Aydın’da ilk kez denendi, kestane üreticisine umut oldu Geçtiğimiz yıl 24 bin tona yaklaşan kestane üretimi ile Türkiye’de birinci sırada yer alan Aydın’da, kestane gal arısı ile mücadele çerçevesinde ilk kez dağıtılan ve salınımı yapılan avcı böcekler, üreticilere umut olacak. Kestane üretiminin önemli kısmının karşılandığı Aydın’da kestane ağaçlarındaki dal kanseri ve gal arısı hastalıkları üreticilerin korkulu rüyası olmaya devam ediyor. Hastalıkların önüne geçmek için ilgili kurumların işbirliği ile ciddi çalışmalar yapılırken, Aydın İl Tarım ve Orman Müdürlüğü koordinesinde de Aydın’da ilk kez olan uygulamayı gerçekleştirdi. Pilot bölge olarak belirlenen Efeler ilçesi Eğrikavak Mahallesi’nde kestane gal arısı ile biyolojik mücadele çerçevesinde 528 adet predatör böceklerin salınımı gerçekleştirildi. Avcı böcekler olarak da bilinen predatörlerin salınımıyla birlikte biyolojik mücadelenin üreticilere umut olması bekleniyor. Konu ile ilgili Aydın İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada “Aydın ilimiz 2022 TÜİK rakamlarına göre 7 bin 824 hektar ekili alanı ve 23 bin 439 ton kestane üretim miktarı ile ülke sıralamasında 1. sırada yer almaktadır. Üretim miktarımızın ülke üretim miktarının yüzde 29’una tekabül etmekte olup, 2022 yılında 4 bin 57 ton 2023 yılında ise 2 bin 240 ton kestane yurtdışına ihraç edilmiş ve 7,8 milyon dolar gelir elde edilmiştir. Aynı zamanda Aydın Kestanesi Avrupa Birliği tescilli Coğrafi İşaret almış ürünümüzdür. Kestane ilimizin belli bölgelerinde özellikle Efeler, Köşk, Sultanhisar ve Nazilli ilçelerimizde üreticilerimiz için önemli bir geçim kaynağını oluşturmaktadır. Kestanenin en önemli zararlısı olan Kestane Gal Arısı Çin orjinli olup, günümüzde Japonya, ABD, Kore ve Avrupa’ da üretim alanlarını tehdit etmektedir. Halihazırda Kestane Gal Arısının kimyasal mücadelesi mümkün bulunmamaktadır. 2005 yılında ülkemize girdiği tahmin edilen bu zararlıya karşı yapılabilecek en önemli mücadele biyolojik mücadele olarak öne çıkmaktadır. Bugün bu amaçla Muğla Orman Bölge Müdürlüğümüz ile ortaklaşa olarak İlimizde ilk defa Efeler İlçemiz Eğrikavak Mahallesinde Kestane Gal Arısı biyolojik mücadelesinde paratizoit organizma olan 528 adet Torymus Sinensis salınımı gerçekleştirilmiştir. Predatör böcek salınımı sonrasında yapılan bu biyolojik mücadelenin nasıl gerçekleşeceği, üreticilerimizin nelere dikkat etmeleri ve biyolojik mücadele yanında kültürel mücadele olarak üreticilerimizin nasıl davranmaları konularında İl Müdürümüz İbrahim Altıntaş, Aydın Orman İşletme Müdürümüz Engin Evcin, Muğla Orman Bölge Müdürlüğü Orman Zararlılarıyla Mücadele Şube Müdürümüz Mehmet Hayri İlhan ile Köşk ilçesi Orman İşletme Şefi Ali Üreden tarafından gerekli bilgilendirmeler üreticilerimize yapılmıştır. Aydın ilimizde ilk defa yapılan bu biyolojik mücadelenin Kestane Gal Arısı ile mücadele konusunda İlimize önemli bir katkı sağlayacaktır” ifadeleri yer aldı.
Yozgat Hafızlık öğrencileri sanatla motive oluyor Yozgat’ın Sorgun ilçesinde Hz. Aişe Kız Kur’an Kursu’nda hafızlık ve Kur’an-ı Kerim eğitimlerini sürdüren öğrencilerin sanatsal faaliyetlerle de zihinlerini dinlendirerek motive olmaları sağlanıyor. Sorgun Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğünce Hz. Aişe Kız Kur’an Kursu’na açılan resim kursunda yaşları 12 ila 15 arasında değişen hafızlık öğrencileri, boş zamanlarını sanatla uğraşarak geçiriyorlar. Günün büyük kısmını Kur’an-ı Kerim ve hafızlık eğitimi alarak geçiren öğrenciler, Sorgun Halk Eğitim Merkezi’nde görevli resim öğretmeni Selver Şimşek öncülüğünde resim, ahşap yakma ve taş boyama kurslarına da katılıyorlar. Öğrencilerin kursta hem motivasyon düzeyleri yüksek tutuluyor hem de yeteneklerini keşfederek geliştirmeleri sağlanıyor. Hafızlık öğrencileri yeteneklerini tablo ve taşlara yansıtırken, kurs binasının boş duvarlarına da resimler çizerek duvarları güzelleştiriyorlar. "Motive olup stres atıyorlar" Sorgun Halk Eğitim Merkezi’nde görevli Resim Öğretmeni Selver Şimşek, resim kursunun 2 yıldır devam ettiğini söyleyerek, “Biz burada öncelikle çocuklarımızın yeteneklerini geliştirmek için uğraşıyoruz. Öğrencilerimiz burada aynı zamanda hem hafızlık eğitimlerini sürdürüyorlar hem de motive olup stres atıyorlar. Onlar için güzel etkinlikler yapıyoruz. Karakalem, tuval çalışmaları, taş boyama gibi etkinlikler yaparak faydalı olmaya çalışıyoruz. Etkinliğimiz 2 yıldır devam ediyor” dedi. "Biz gitarla ilahi besteleyip ilahi de çalıyoruz" Öğrencilerin sanatla motive olduklarını belirten Şimşek, “Dersimizi eğlenceli hale getirmek ve onların streslerini azaltmanın yolu sanatla oluyor. Biz de bunu gerek resim, gerekse de müzikle birleştirerek daha eğlenceli hale getirmeye çalışıyoruz. Müzik ruhun gıdasıdır, insana rahatlık veriyor. Biz gitarla ilahi besteleyip, ilahi de çalıyoruz. Bu da öğrencilerimize farklı bir motivasyon kaynağı oluyor. Öğrencilerimizin daha önce belli bir yetenekleri vardı ancak kursumuzla beraber potansiyellerini daha da üst seviyeye taşıdılar. Gerçekten çok güzel çalışmalar ortaya çıkardılar” şeklinde konuştu. Hafızlık öğrencileri ise Halk Eğitim Merkezi’nce açılan kursların kendilerini motive ederek, zihinlerini dinlendirdiğini söylediler.