ÇEVRE - 02 Aralık 2025 Salı 16:02

Tarihi aksın kazanan projeleri belli oldu

A
A
A
Tarihi aksın kazanan projeleri belli oldu

Yıldırım Belediyesi’nin Türkiye’nin en önemli turizm güzergahlarından biri olan, Setbaşı, Yeşil, Emirsultan hattını hak ettiği değere kavuşturmak için düzenlediği ‘Bursa Setbaşı-Yeşil-Emirsultan Tarihi Aksı Kentsel Tasarım Fikir Yarışması’ sonuçları belli oldu.


Yarışmaya başvuran projeleri değerlendirmek için toplanan jüri, birbirinden değerli eserler üstünde titiz bir çalışma gerçekleştirdi. Tüm proje fikirlerini inceleyen jüri; toplam 11 proje fikrine ödül verdi. Proje fikirlerinden 3 tanesi ‘Eşdeğer’ ödüle, 3 tanesi ‘Eşdeğer Mansiyon’ ödülüne, 5 tanesi ise ‘Satın Alma’ ödülüne layık bulundu. Yarışma sonucunda ortaya çıkan fikirler, Yıldırım Belediyesi tarafından yapılacak olan Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planı için bir çerçeve ve zemin oluşturacak. Kazanan projelerin tanıtım ve ödül töreni önümüzdeki günlerde gerçekleştirilecek.


Çıktıkları yolun bir mimari arayıştan fazlası olduğunu vurgulayan Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, "Düzenlediğimiz yarışma; bu kadim şehir aksının ruhuna sadakatle yaklaşan, geçmişi bugünün şehircilik anlayışıyla buluşturan bir hafıza seferberliğidir. Amacımız; bu eşsiz hattı yalnızca korumak değil, erişilebilir, sürdürülebilir, yaya öncelikli ve insan odaklı bir dokuya dönüştürerek yeni nesillere anlamlı bir şehir mirası bırakmaktır. Tabi bu amaca giden yolda da ortak akla, çok sesliliğe ve işbirliklerine ihtiyacımız olduğunu biliyoruz. Bu kadar değerli ve tüm Bursa’yı ilgilendiren bir projeyi kapsamlı ve kapsayıcı bir süreç işleterek, akademik odalarımızla, kıymetli hocalarımızla, sivil toplum kuruluşlarımızla bir araya gelip, istişare ederek bir yol haritası çıkardık. Nihayetinde katılımcı ve şeffaf bir proje fikir yarışması düzenledik" ifadelerini kullandı.


‘Bursa Setbaşı-Yeşil-Emirsultan Tarihi Aksı Kentsel Tasarım Fikir Yarışması’na birbirinden önemli projeler sunulduğunu belirten Başkan Oktay Yılmaz, "Tüm çalışmalar bizim için bir değerlidir. Ben katkısını esirgemeyen, bu şehir için hayallerini ve fikirlerini emeğine katan tüm arkadaşlarıma yürekten teşekkür ediyorum. Burada elde edilen projeler, belediyemizce hazırlanacak Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planı için altlık teşkil edecek; aynı zamanda katılımcı tasarım süreçlerini destekleyerek, mimarlık ve kentsel tasarım kültürüne katkı sunacaktır. Bu vesileyle, yarışmaya katkı sunan tüm ekipleri yürekten tebrik ediyorum. Bu süreçte desteklerini ve işbirliklerini daima yanımızda hissettiğimiz; Mimarlar Odası Bursa Şubesi’ne, Şehir Plancıları Odası Bursa Şubesi’ne ve Peyzaj Mimarları Odası Bursa Şubesi’ne, kıymetli hocalarımıza ayrıca teşekkür ediyorum. Sonuçların Yıldırım ve Bursa için hayırlı olmasını diliyorum" diye konuştu.



Tarihi aksın kazanan projeleri belli oldu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul L’oréal Türkiye genç bilim kadınlarını ödüllendirmeye devam ediyor Tekno-güzellik şirketi L’Oréal Türkiye’nin UNESCO Türkiye Milli Komisyonu iş birliğiyle yürüttüğü "Bilim Kadınları İçin" programı 23 yıldır devam ediyor. Program, bugüne kadar Türkiye’den 128 bilim kadınını destekledi. Bu yıl Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü’nden Doç. Dr. Banu İyisan, Üçlü Negatif Meme Kanseri için tamamen doğal biyomalzemelerle akıllı ve hedefli nanoilaç teknolojileri geliştirmeyi amaçlayan projesiyle ödüllendirildi. Türkiye’nin önde gelen kurumsal sosyal sorumluluk programlarından biri olan "Bilim Kadınları İçin" programında, bu yıl ödül alan bilim kadınları L’Oréal Türkiye’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen tören ile duyuruldu. Bu kapsamda Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü öğretim üyesi Doç. Dr. Banu İyisan, tamamen doğal biyomalzemeler kullanarak Üçlü Negatif Meme Kanseri (ÜNMK) tedavisinde hedefli ve akıllı nanoilaç sistemleri geliştirmeyi amaçlayan projesiyle öne çıkıyor. Kadınlarda en sık görülen kanser türü olan meme kanserinin agresif alt türlerinden Üçlü Negatif Meme Kanseri’ne yönelik bu çalışma, mevcut tedavilerin sınırlılıklarını aşmayı hedefleyen önemli bir yaklaşım sunuyor. Eğitim ve araştırma yolculuğu: Almanya’dan Türkiye’ye uzanan bilim kariyeri Programın uluslararası ayağı olan L’Oréal-UNESCO For Women in Science, 140’dan fazla ülkede 4 bin 700’den fazla bilim kadınını desteklemiş ve bu isimlerden 7’si daha sonra Nobel Ödülü’ne layık görülmüştü. Türkiye, bu programın en aktif yürütüldüğü ve en çok destek veren ilk beş ülkeden biri olarak öne çıkıyor. İstanbul Teknik Üniversitesi Kimya Mühendisliği bölümünde lisans ve yüksek lisansını tamamlayan Doç. Dr. Banu İyisan 2012 yılında doktora eğitimi için Almanya’ya taşındı. Leibniz Polimer Enstitüsü’nde biyomedikal nanomalzemeler, kontrollü ilaç salım sistemleri, sentetik biyoloji ve biyosensör uygulamaları üzerine çalıştı; 2016’da Dresden Teknik Üniversitesi’nden doktora derecesini aldı. Doktora sürecinde International Helmholtz Research School for Nanoelectronic Networks (IHRS NANONET) programında nanoteknoloji ve malzeme bilimi üzerine eğitim alan araştırmacı, 2017-2020 yılları arasında Max Planck Polimer Araştırma Enstitüsü’nde yürütülen bir AB projesinde, meme kanseri teşhisi için nanofotonik sistemler geliştirmeye yönelik doktora sonrası çalışmalar yaptı. 2023 yılında Max Planck Partner Grup Lideri seçilerek, MPIP ile uluslararası iş birliğini güçlendirdi. Üçlü negatif meme kanserine yönelik yenilikçi tedavi yaklaşımı Yürüttüğü akıllı hibrit nanoilaç teknolojisi projesiyle, meme kanserinin en agresif alt türlerinden biri olan Üçlü Negatif Meme Kanseri’nin hedefli tedavilere yanıt vermemesi ve mevcut kemoterapi ilaçlarının ciddi yan etkilere yol açması nedeniyle ortaya çıkan ihtiyaca çözüm sunmayı amaçlayan İyisan, proje kapsamında tamamen doğal biyomalzemeler kullanarak Üçlü Negatif Meme Kanseri hücrelerini seçici biçimde hedefleyebilen ve pH gibi çevresel uyarılara duyarlı çalışan akıllı hibrit nanoilaç taşıyıcılarının tasarlanmasını hedefliyor. Bu yaklaşım, tedavi etkinliğinin artırılmasına ve yan etkilerin önemli ölçüde azaltılmasına katkı sağlamayı amaçlarken, sürdürülebilir teknolojilerle geliştirilen sistemin gelecekte farklı agresif kanser türlerinde de uygulanabilir olması hedefleniyor. 2020 yılından bu yana Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü’nde görev yapan Doç. Dr. Banu İyisan aldığı fonlarla Biyofonksiyonel Nanomalzeme Tasarım Laboratuvarı’nı kurarak araştırmalarını burada sürdürmeye devam ediyor.