GÜNDEM - 30 Nisan 2024 Salı 17:01

Üniversite öğrencilerinden çadırlı Filistin eylemi

A
A
A
Üniversite öğrencilerinden çadırlı Filistin eylemi

Amerika Birleşik Devletleri’ndeki üniversitelerde Filistin için yapılan eylemlere Bursa Uludağ Üniversitesi öğrencilerinden destek geldi. Yerleşke içerisinde yapılan yürüyüşün ardından çadır kuran öğrenciler, İsrail zulmüne karşı Gazze dayanışması için 7 gün boyunca nöbet tutacaklarını açıkladı.


ABD’de yapılan üniversite eylemlerinin ardından Bursa Uludağ Üniversitesi öğrencileri de yerleşke içerisinde Filistin için yürüyüş gerçekleştirdi. Sloganlar atılarak yapılan yürüyüş sonrası kampüs içerisinde çadır kuran öğrenciler, burada Gazze dayanışması için 7 gün boyunca nöbet tutacaklarını açıkladı.



ABD’deki eylemcilere destek çağrısı


Basın açıklaması yapan Uludağ Üniversitesi öğrencilerinden Muhammed Tahir Yasin Akkaya, “ABD’de vicdan intifadasına destek vermek için Uludağ Üniversitesi meydanında toplandık. 7 Ekim’den bu yana süregelen direniş farklı boyutlarda devam ediyor. ABD’de ise 25 üniversitede öğrenciler üniversite yönetimlerine Siyonist çete ile olan ilişkilerini sonlandırma çağrısını dile getiriyor. Biz de Uludağ Üniversitesi önünden ABD’deki arkadaşlarımıza destek çağrımızı yineliyoruz. Gazze halkının maruz kaldığı vahşet ve katliamlar, 200 günü aşkın bir süredir devam ediyor. İşgal devleti İsrail, 7 aya yakın bir süredir tüm dünyanın gözü önünde Gazze’yi yok etmeye azmetmiş durumda. Öte yandan Gazzeli Müslümanlar ise, binlerce şehitle süsledikleri direnişlerini kararlı bir şekilde sürdürüyor. Fakat bugünlerde, katliam şebekesi emperyalist ABD, Filistin destekçisi öğrencilerin eylemleriyle sallanıyor. Geçtiğimiz hafta New York’ta, Columbia Üniversitesinde başlayan Gazze ile dayanışma eylemleri, bugün ABD genelinde 20’den fazla üniversiteye yayılmış durumda. Kampüslerinde Gazze’ye destek kampları kuran öğrenciler, zalim yöneticilerine karşı vicdanın sesini haykırıyor, vicdan intifadası Amerikan üniversitelerinde dalga dalga yayılıyor. Amerika’da öğrenciler bu gösterileri gerçekleştirirken, Siyonizm’in maşası konumundaki üniversite yönetimleri ve Amerikan polisi de elbette boş durmuyorlar. Bugüne dek yüzlerce öğrenci gözaltına alınırken onlarcası da okullarından uzaklaştırma cezası almış durumda. Bedel ödemeyi göze alan ve eylemliliklerini sürdüren bu onurlu öğrencilere, Uludağ Üniversitesinden selam gönderiyoruz” ifadelerini kullandı.



“Gazze direnişi insanlığın uyanışına umut olacaktır”


Özgürlüğün simgesi olduğunu söylenen Amerika’da üniversite eylemlerine verilen tepkiye dikkat çeken Bursa Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ferudun Yılmaz ise, “Bursa Uludağ Üniversitesi öğrencileri Gazzeli kardeşlerinin yanlarında olduğunu beyan ettikleri bu eylemi gerçekleştirmiş bulunuyorlar. Kampüsteki herkes hep birlikte bu eyleme destek veriyorlar. Çünkü Müslümanlarını izzetini Gazze ayağa kaldırmıştır ve dünya düzeninin ne denli sahte ve iki yüzlü değerler manzumesine kurulu olduğunu 7 Ekim’den bu yana yürüyen bir süreç aşikar hale getirmiştir. İki yüzlülüğün en bariz örneklerinden birisi de bir üniversite rektörü olarak özgürlüğü yere göğe koyamayan Amerikan üniversitelerinin eylemlere gösterdiği o tepkiyi hep birlikte ibretle izledik. Bu haliyle bile Gazze’nin direnişi bir anlamda insanlığın uyanışı için inşallah bir umut olacaktır” dedi.



Üniversite öğrencilerinden çadırlı Filistin eylemi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Manisa Manisa’da istilacı kokarcaya karşı ‘Samuray Arıcığı’ salımı yapıldı Manisa İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ile Bornova Zirai Mücadele Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü’nün işbirliğinde kahverengi kokarca zararlısına karşı biyolojik mücadele kapsamında bin adet yumurta parazitoiti olan Samuray Arıcığı’nın doğaya salımı gerçekleştirildi. Yunusemre ilçesi Yağcılar Mahallesi Gediz mevkiinde gerçekleşen programda konuşan Manisa İl Tarım ve Orman Müdürü Metin Öztürk, kahverengi kokarcanın baş düşmanının Samuray Arıcığı olduğunu söyledi. Manisa’nın ürün yelpazesinin geniş olması ve önemli ihracat ürünlerine sahip olması sebebiyle üreticilerin verim ve kalite kaybını önlemek için duyarlı olmaları gerektiğini belirten Öztürk, biyolojik mücadele kapsamında salımı yapılan Samuray Arıcığı sayesinde kahverengi kokarcanın doğada yumurtalarını parazitleyip, zararlının popülasyonunu kontrol altına almanın mümkün olduğunu ifade etti. Üretimde biyolojik mücadeleyi önemsediklerine dikkat çeken Metin Öztürk, “Biyolojik mücadele yöntemleri konusunda farkındalık sağlamak, üreticilere alternatif mücadele yöntemlerini tanıtarak kimyasal mücadeleyi azaltmak, bu vesile ile hem girdi maliyetlerini düşürmek hem de çevreyi ve toprağı korumak amacıyla ilimizde biyolojik mücadeleyi önemsiyor ve her fırsatta uygulamaya yönelik çalışmalar yürütüyoruz. Bu kapsamda 2023 yılında 485 adet ve son olarak 23.02.2024 tarihinde bin adet kınalı keklik salımını gerçekleştirdik” dedi. Programa, Manisa İl Tarım ve Orman Müdürü Metin Öztürk, Bornova Zirai Mücadele Araştırma Enstitüsü Müdürü Tevfik Turanlı, İl Müdür Yardımcısı Serdar Mersinli, Bitkisel Üretim ve Bitki Sağlığı Şube Müdürü Gökmen Kaya, Bornova Zirai Mücadele Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü Biyolojik Mücadele Bölüm Başkanı Bilgin Güven, Yunusemre İlçe Tarım ve Orman Müdürü Bülent Güleç, Bornova Zirai Mücadele Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü ve il-ilçe müdürlüğünün konu uzmanları ile üreticiler katıldı. Kahverengi kokarca hakkında; Kahverengi kokarca, tarımsal üretimde önemli ölçüde kayıplara neden olan tahripkar, istilacı ve polifag bir zararlıdır. 300’den fazla bitki türünde beslenebilen istilacı böceğin erginlerinin uzun mesafelere uçabilme yeteneğinde olması, yayılışını kolaylaştırmaktadır. Kahverengi kokarca birçok meyve ve sebze türüne zararlıdır. Başta fındık olmak üzere elma, armut, şeftali, ceviz, trabzon hurması, mısır, fasulye, domates, biber, patlıcan en önemli konukçuları arasındadır. Meyve ve sebzelerde emgi yaparak birçok ürün için verim ve kalite kaybı riski oluşturmaktadır.
Burdur Mis kokulu bahçelerle çevrili “Gül Yolu” açıldı Burdur Gölü kenarında dikilen ve hem renkli görüntüsü hem de mis kokularla çevrili Salda Gölü-İlyas Köyü yolu Valilik tarafından Gül Yolu olarak isimlendirildi. Gül Yolu’nun hem eko turizme hem de Burdur ekonomisine büyük katkı sağlaması hedefleniyor. Yaklaşık 15 yıl önce başlatılan ve Burdur Gölü’nün kurtarmak amacıyla başlatılan Lisinia Doğa Projesi çerçevesinde göl kenarında bulunan Karakent ve İlyas köyü arazilerine gül bahçeleri dikilmişti. Dikilen güller hem çıkarılan yağı hem de ziyarete gelen turistler nedeniyle Burdur ekonomisine büyük katkı sağlıyor. Eko turizmin daha da canlandırılması amacıyla Salda Gölü’nden başlayıp İlyas Köyü’ne kadar olan Lavanta Yolu Burdur Valiliği, İl Özel İdaresi, Tarım ve Orman İl Müdürlüğü, İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ve Lisinia Doğa’nın ortak çalışmasıyla aynı zamanda Gül Yolu olarak isimlendirildi. Yıllardır Salda Gölü’ne gelen ziyaretçilerin Lavanta bahçelerini gezmek amacıyla kullandığı yol artık gül bahçeleri için de kullanılacak. Lisinia Proje Alanı’nda yapılan Gül Yolu açılış törenine Burdur Valisi Türker Öksüz, Milletvekilleri Adem Korkmaz ve İzzet Akbulut, İl Kültür ve Turizm Müdürü İbrahim Emre Gürsoy, İl Jandarma Komutanı Albay Mustafa Güder, İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Asım Ertilav ve Lisinia Doğa Proje kurucusu Öztürk Sarıca ve protokol üyeleri katıldı. Açılışta konuşan Öztürk Sarıca, “Yaklaşık 15 yıldan beri Lisinia Doğa olarak burada projeler yürütmekteyiz. En önemli projelerimizden bir tanesi Burdur Gölü. Küresel ısınma nedeniyle gölümüzü kaybediyoruz. Gül aynı zamanda çok az su tüketiyor ve 1300 rakımın üzerinde susuz yetişebilen bir ürün. Gül kültürünün başladığı yerlerden birisindeyiz. İlyas köyünden Salda Gölü’ne kadar olan güzergah aynı zamanda doğal bir gül rotası. Biz iki yıldan beri bu rotayı gül ile ilgili eko turizmi canlandırmak amacıyla projeler yürütüyoruz” dedi. Vali Türker Öksüz ise, “Gül yolu projemiz için hepimiz bir aradayız bugün ilimize ekoturizm faaliyeti olarak Gül Yolu projesini başlatıyoruz. Amacımız yaylalarıyla doğal güzellikleri ile, Sagalassos Antik Kenti ile, Kibyra Antik Kenti ile Salda Gölü ile ve yaylalarıyla, hem doğal güzellikleri hem de kültürel mirası oluşturan kültürel turizme kaynaklık eden değerlerini tanıtmak ve turizm pastasından eko turizm ile fazlasıyla fazla pay almak. Bu bölge lavanta ile ünlü bir bölge. Lavanta yolunu aynı zamanda biz bugün bir gül yoluna da çevirmek istiyoruz. Amacımız bütün yerli ve yabancı ziyaretçilerin hakikaten eko turizmde çok önde olan şehrimizi tanımaları, buranın geleneksel kültürünü tanımaları ve şehrimize katkıda bulunmaları. Bunun için İl Özel İdaremiz, diğer kamu kurum ve kuruluşlarımızla birlikte inşallah bu proje ile birlikte şehrimize katma değer sağlayacak, ekonomik katkı sağlayacak, yerel halkın kalkınmasına hizmet edecek projeyi uygulamak inşallah nasip olur. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Umuyorum ki turizmi çeşitlendirme de bu önemli bir adım olur ve bunu daha büyüterek daha genişleterek projeyi devam ettirmiş oluruz. Bütün ziyaretçileri Türkiye’den veya dışarıdan yabancıları şehrimizdeki bu lavanta yolunu, gül yolunu görmeye davet ediyoruz" şeklinde konuştu. Törenin ardından Vali Türker Öksüz ve protokol üyeleri gül bahçelerine inerek gül topladı. Lisinia Proje Alanı’nda yapılan Gül Yolu açılış törenine Burdur Valisi Türker Öksüz, Milletvekilleri Adem Korkmaz ve İzzet Akbulut, İl Kültür ve Turizm Müdürü İbrahim Emre Gürsoy, İl Jandarma Komutanı Albay Mustafa Güder, İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Asım Ertilav ve Lisinia Doğa Proje kurucusu Öztürk Sarıca ve protokol üyeleri katıldı.