GENEL - 23 Mart 2017 Perşembe 11:17

Apartmanın asansörü haciz edildi

A
A
A
Apartmanın asansörü haciz edildi

Çanakkale’de bir apartmanın asansörü, borç nedeniyle haczedildi.

Çanakkale’de bir apartmanın asansörü, borç nedeniyle haczedildi. Asansör devre dışı kalınca, apartmanda yaşayan engelli ve yaşlı vatandaşlar mağdur oldu.


Özel bir asansör firması, Cevatpaşa Mahallesi İnönü ve Ziverbey Caddesi’ndeki A/B/C blokları bulunan Lale Apartmanı’nın 3 blokunda yaşayan 7 kişinin toplam 56 bin lira borcu ödemediği gerekçesiyle mahkemeye gitti. Uzun bir mahkeme sürecinin ardından, Çanakkale 2. İcra Dairesi kararı ile de haciz kararı uygulandı. Karar sonrasında asansörler devre dışı bırakıldı. Borcunu ödemiş olan site sakinleri mağdur oldu. Apartmanda yaşayan bazı engelli ve yaşlı vatandaşlar da mahsur kaldı. Her blokta 10 daireden ve 3 bloktan oluşan 5 katlı apartmanda yaşayan yaşlı ve engelli sakinleri seslerinin bir an önce duyulmasını ve mağduriyetlerinin giderilmesini istiyor.



"Artık hakikaten benim için zulüm oluyor"


Apartman sakinlerinden yüzde 50 engeli bulunan 69 yaşındaki Halil Vehbi Akar, "Ben 1 buçuk sene evvel Almanya’dan Türkiye’ye geldim ve şuanda Türkiye’de yaşamaktayım. Fakat kiracısı bulunduğum evin asansörü 5 haftadır beni çok mağdur ediyor. Ben kendim bir kalp hastası olarak, bir astım hastası olarak ve bir şeker hastası olarak çok mağdur durumda kalıyorum. Bir türlü bir yerlere ulaşamadım. Ev sahibime telefon ediyorum, ev sahibim kendisi uğraşıyor. O da yöneticiye yetişemiyormuş. Ben her zaman açtığımda maalesef hiç bir zaman telefonlara da çıkmıyor. Ben bilmiyorum yani bu şartlar altında burada oturmam imkansız olacaktır. Mecbur kalmadıkça aşağıya inemiyorum. Çünkü 5’inci katta oturuyorum asansörüm çalışmıyor. Astım hastasıyım 5 katlı bir bina 5’inci katta oturuyorum. Burayı da tutuşumun sebebi asansörü olduğu için kaloriferi olduğu için. Mecbur kalmadıkça dışarı çıkmıyorum. Doktor ihtiyacım olsa dahi mecbur kalmadıktan sonra aşağıya inemiyorum. Haftada bir sefer mecbur kalmadıkça çıkabiliyorum o kadar mecburiyet karşısında. Ben çıkıp dolaşmak istiyorum emekli bir insanım. Yok, yok yani . Bir şey yapamıyorum maalesef. Aynı zamanda ben engelli bir vatandaşım. Yüzde 50 engelim var. Fakat yurt dışından yani bu engel kağıdım. Astım hastalığım var. Şeker hastalığım var. 9 tane stent var. Artık hakikaten benim için zulüm oluyor" şeklinde konuştu.



"Kapalı cezaevi gibiyim yani burada"


Diğer bir apartman sakini 62 yaşındaki Nurten Akar, "Ben burayı kaloriferi ve asansörü var diye kiraladım. Şimdi asansörde sorunlar çıktı. Ben kalp hastasıyım, stent takıldı. Astım hastasıyım, rahatsızım. Nefes alamıyorum, yorgunluğa gelemiyorum. Elimde Almanya’nın vermiş olduğu rapor var, belgeler var. Benim yanımda bir kişinin devamlı durması gerekiyor öyle bir raporum var benim elimde. Ama o kadar mağdurum ki ben geçen Cuma’dan bu geçtiğimiz Cuma’ya bir hafta dışarı çıkamadım. Kapalı cezaevi gibiyim yani burada. Ona ulaşmaya çalışıyoruz olmuyor, buna ulaşmaya çalışıyoruz olmuyor. Benim çocuklarım zaten yurt dışında hiç kimsem de yok. Bazen ağır şeyler de alınması icap ediyor, çıkartamıyorum. Hele ben bir seferinde merdivenlerden çıktıktan sonra kapının dibinde devamlı bir hokkamız var. Hokkaya yığıldım ve eşim korktu benim rengimden korktu. Çünkü kalbim çarpmaya başladığı zaman benim fazla yorulmamam lazım fazla iş yapmamam lazım her şeyimi ağır ağır yapıyorum" dedi.



"Evde mahsur kaldık"


Sol tarafı felçli 66 yaşındaki Nezahet Sayılgan ise "Beyin ameliyatı oldum ben ve sol tarafım tamamen felçli. Kimsenin yardımı olmadan ben kapının önüne çıkamam ben asla. En azından asansör varken pastane önüne çıkıp bir çay içebiliyorduk. O da yok evde mahsur kalık" dedi.



"7 kişi borcunu ödemediği için biz bu işkenceyi çekiyoruz"


5 haftadır asansörlerinin kapalı olduğunu belirten apartman sakinlerinden Eda Coşkun Çatalbaş, "Ancak apartmandaki yaşlı nüfusu çok yüksek olduğu için ciddi sıkıntılar var. Hastaneye gidemeyenler var aramızda, muayenelerini yaptıramayanlar var. Felçli hastamız var. Görme engelli hastamız var ve 41 mülkiyetli apartman sadece 7 kişi borcunu ödemediği için biz bu işkenceyi yaşıyoruz. Alacaklı firma 89’a 1 kanun gereği yani apartmanda toplanan paralara el koyduğu halde bizi yıldırmak için apartmanın asansörünü kapatmış durumda. Dolayısıyla biz bu mağduriyetimizin giderilmesi için bu asansörü kapatan firmadan, avukatından gerekiyorsa şikayetçi olacağız. Elimizden geleni yapacağız biz apartman olarak. Çünkü bu apartmanda 5 haftadır evine su alamayacak durumda yaşıyorlar. Mağduriyet giderilsin istiyoruz. Elinden bir şey gelecek varsa herkesin yardımını bekliyoruz. Çünkü burada hayat durmuş durumda. 3 bloktan oluşuyor. 3 blokta 30 tane hane var. 11 dükkan var ve bu 41 kişinin içinde sadece 7 kişi borcunu ödemediği için biz bunu yaşıyoruz. Toplam borç ortalama 20 bin lirayken ödenmediği için faizlere kaldığı için bir sanırım 40-50 bin kadar olmuş borç. Yandaki duvarları da ödememişler yine ödemeyenler, yana yapılan istinat duvarlarını. Onlarla beraber toplam 2. İcra Müdürlüğünden gelen dosyamızla beraber toplamda 60 bin lira kadar borcu söz konusu apartmanın. Biz zaten apartman içinde imza toplamaya başladık. Gidip karşı taraftan şikayetçi olacağız. 89’a 1 uyguladığı halde apartmanın asansörünü kapattığı için. Elimizden gelecek başka yöntemler varsa hesaplarımıza el koyulduğu için avukat da tutamıyoruz bu ara. Apartman hesabında para olmadığı için. Bir icra avukatıyla konuşup bir anlaşma sağlayıp içtihat hukukundan yararlanıp çünkü daha mütamim düz olarak sayılan bir apartman asansörünün yani apartmanın ayrılmaz parçası olarak sayılan bir asansörü kapatmak mahkeme tarafından çok kez iptal edilmiş. Bizde bu kanundan yararlanmak için başvuruda bulunacağız savcılığa. Ama süreç uzun olduğu için bize bu uzun süreçte mağduriyetimizi gidermek için bir çözüm gerekiyor. Bu da inisiyatif ve anlayışla olabilecek bir şey. Yani karşı tarafın buna anlayış göstermesi lazım. Çünkü 7 kişi yüzünden mağdur ettiği insanların tamamı mahsur kalmış durumda apartmanda. O yüzden biz karşı taraftan kesinlikle çok hızlı bir çözüm ve anlayış bekliyoruz" şeklinde konuştu.



Mağdur kaldık"


77 yaşındaki Sevim Aksoy ise "Herkes verdi parasını, bizler de verdik. Vermeye 6-7 kişi onların yüzünden asansörü kapattılar. Eşim ameliyatlı yürüyemiyor. Zor indiriyorlar, çıkarıyorlar. Ben omurilikten ameliyat oldum. 3-4 aydır yatıyorum. Her şey yasak bana. Mağdur kaldık. Doktorlar yürü diyor, inip yürüyemiyorum" diye konuştu.



"İcra işlemlerini yürütmekten başka çaremiz kalmamıştı"


Asansör firmasının avukatı Necdet Başaran yazılı olarak açıklama yaparak müvekkilinin de mağdur olduğunu söyledi. Yapılan yazılı açıklamada, "Müvekkilimiz asansör firması ile Lale Apt. Yönetimi, (apartman genel kurulunun kararına dayanarak) bundan üç buçuk yıl önce apartmanın üç adet asansörünün yenilenmesi için bir yazılı sözleşme yapmışlar. Müvekkil firma, yüklendiği işi zamanında, sözleşmeye ve teknik koşullarına uygun olarak yerine getirip asansörlerin kurulumunu yaparak işi teslim etmiş. İş bedelinin ödenmesi aşamasında apartmanda yönetim değişikliği olmuş. Şu an halen görevde olan yeni yönetici sanıyorum eski yönetim ile olan ihtilafından dolayı iş bedelini ödemeye yanaşmamış. Firma bize yazılı sözleşme ve tüm evraklarını vererek sorunun hukuki çözümünü talep etti. Aslında yasal görevimiz olmadığı halde yönetici ile telefon irtibatı kurarak hukuki yollara başvurmaya gerek bırakılmaksızın ödemenin yapılmasını istedik. Sonuç alamayınca mecburen icra takibi açtık. Ne yazık ki şikayet edilmek, basına verilmek gibi dolaylı tehditler almaya devam ediyoruz. Bir kısım daire sahipleri ’yönetimin bu işin bedellerini çok önceden topladığını fakat neden halen ödeme yapmadığını anlayamadıklarını, yönetici ile diyalog kuramadıklarını’ beyan ediyorlar. Biz apartmanın iç işleyişini ve sorunları bilemeyiz. Görevimizi iyi niyetle ve yasalara uygun olarak yapmak durumundayız ve yapıyoruz. Amacımız kimseyi mağdur etmek değildir. Mağdur olan bizim müvekkillerimizdir. Umarım ödemeyi yaparak sorunun çözümünü sağlarlar" ifadelerine yer verildi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bartın Derbi maçı sonrasında tehlikeli yakınlaşmayı polis engelledi Türkiye Süper Ligi’nin tamamlanmasına 3 hafta kala oynanan Galatasaray-Fenerbahçe maçının ardından Bartın’da Fenerbahçe taraftarları galibiyeti kutladı. Büyük sevinç yaşayan Fenerbahçeli taraftarların arasına Galatasaraylılar girince gerginlik yaşandı. Tartışmaları büyümeden önleyen polis, galibiyeti kutlayan Fenerbahçeli taraftarlar ile yakında toplanan Galatasaraylıları, birbirinden uzak tutmayı başardı. Bartın’da kafelerde toplu olarak maçı izleyen Fenerbahçe taraftarları, maçın hemen ardından 1-0’lık galibiyeti kutladı. Meşaleler yakarak, tezahüratlarda bulunan taraftarlar, yola taşarak seyir halindeki araçların önünü kesti. Araçları ile tur atan bazı Fenerbahçeli taraftarlar da klakson çalarak, diğer taraftarlara destek verdi. Maç öncesinde geniş güvenlik tedbirleri alan polisler ise sık sık taraftarları ikaz etti. Ekipler yola taşan taraftarları da uyararak, trafiğin akışını yeniden sağladı. Yukarıçarşı bölgesine yürüyen Fenerbahçe taraftarlarının arasına, ellerinde bayrak, üstlerinde forma ile bazı Galatasaraylıların girerek, tezahürat yapması üzerine ise tartışmalar yaşandı. Büyük gerginliğin yaşandığı o anlarda polis ekipleri araya girerek, tartışmaları kavgaya dönüşmeden bitirdi. Uzaklaşan Galatasaray taraftarları ise Hükümet Caddesi üzerinde toplanarak, yaklaşık 50 metre uzaklıktaki Fenerbahçeli grubun yanına gitmek istedi. Fenerbahçe aleyhine tezahüratlar yapan Galatasaraylı grubun önünde set oluşturan polis, geçişlere izin vermedi. Polis ekipleri Fenerbahçe taraftarlarının önünde de set oluşturarak, her iki grubun birbirine yaşamasını önledi. Bir süre tezahürat eden Galatasaraylı taraftarlar, polisin uyarılarının ardından sloganlar atarak dağıldı.
İstanbul Dursun Özbek’ten Ali Koç’a: "Cesaretin varsa gel, buradayım" Galatasaray Başkanı Dursun Özbek, Fenerbahçe Başkanı Ali Koç’un stat çalışanını darp ettiğini belirterek, "İnsanlara ağza alınmayacak küfürler etmiş. Darp etmiş, video kayıtları var. Darp ettiği kim, burada sahadaki görevli çalışan arkadaş. Şu kadar cesaretin varsa gel, buradayım" dedi. Trendyol Süper Lig’in 37. haftasında Galatasaray sahasında karşı karşıya geldiği Fenerbahçe’ye 1-0 mağlup oldu. Karşılaşmanın ardından Fenerbahçe Başkanı Ali Koç’un, RAMS Park’a geldikten sonra yaşanan olaylarla ilgili Galatasaray Başkanı Dursun Özbek basın mensuplarına sert açıklamalarda bulundu. Olayları duyunca stada geri geldiğini söyleyen Başkan Özbek, "Bir maç oynandı, bitti. Her iki takımın taraftarı da stattan ayrıldı. Ben de ayrıldım. Sonra olayları duyunca geri geldim. Ali Koç’un yaptıkları 40-50 kişi ile buraya gelip, burada çalışanları darp etmesi, ağza alınmayacak küfürlerle şey yapması kabul edilebilir değil. Sözde polis koruması altındayız. Maç başladığından, maç bitene kadar bu seyirci dağılana kadar polis koruması altındayız. Bir defa Ali Koç bu cesareti nerden buluyor. Lig başladığından beri, ’Hakemleri tartaklayın, hakemlere tokat atın, İzmir’de hakemlerin peşine düşün’ diyen bu zat maç bittikten, insanlar dağılmış, burada sadece iki görevli kalmış. Maç da yok, belli güruh ile gelip insanları tartaklamak haddini nereden, kimden alıyorsun, kim destekliyor seni? Buradan devlete, İçişleri Bakanlığı’na, Emniyet Müdürlüğü’ne sesleniyorum, polisler nerede? Polis nezaretinde içeriye girip, bizim adamlarımızı tutmak suretiyle, Ali Bey’in sahaya çıkmasının maksadı ne? Bu provokasyon niye? Neticede bir maç oynadık. Bizim için şampiyonluk maçı. Hiç merak etmesin ama Ali Bey bak, ben haberi aldım geldim. Bu vandalizmin Türkiye futbolu açısında kabul edilebilir tarafı yok. Ben geldim, eğer yüreğin yetiyorsa gel burada seni bekliyorum. Devletin artık bunun hesabını sorması lazım. Polisin, Adalet Bakanlığı’nın, İçişleri Bakanlığı’nın bu işe müdahale etmesi lazım. Bu şımarıklık, bu hukuk tanımaz, insanlara ağza alınmaya küfürler etmiş. Darp etmiş, video kayıtları var. Darp ettiği kim, burada sahadaki görevli çalışan arkadaş. Şu kadar cesaretin varsa gel, buradayım. Şu kadar delikanlılığın varsa gel, buradayım” diye konuştu.
Ankara Başörtülü hakimi reddeden uyuşturucu sanığı avukatına suç duyurusu Mahkeme başkanı kendisini başörtülü olmasından dolayı reddeden uyuşturucu sanığı avukatı hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ile Ankara Barosuna suç duyurusunda bulundu. Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesindeki uyuşturucu duruşmasında mahkeme başkanının ‘başörtülü’ olmasından ötürü reddi hakim talebinde bulunan sanık avukatı Alperen Demirdiş hakkında, mahkeme başkanı, ’Kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret’, ’Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılamak’ ve ’Haksız gerekçe ile hakimleri reddetme ve bu sebeple davanın bilerek ve isteyerek gereksiz yere uzamasına neden olması ile görevi kötüye kullanma’ suçlarından Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ile Ankara Barosuna ayrı ayrı suç duyurusunda bulundu. “Başörtüsünün yasaklılığına dair yasal bir düzenleme bulunmamaktadır” Konuya ilişkin Başsavcılığa sunulan dilekçede, 1982 tarihli Türkiye Cumhuriyeti Anayasası hatırlatılarak, “Herkes vicdan, dini inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir’ ve ’kimse dini inanç ve kanaatlerinden dolayı kınanamaz ve suçlanamaz’. Yürürlükte olan kanunlarda ve Kılık Kıyafet Yönetmeliği’nde kamu kurumlarında ve bir kamu kurumu olan adliyelerde başörtüsünün yasaklılığına dair yasal bir düzenleme bulunmamaktadır” denildi. "Başörtüsü takan kadınlara karşı gerçekleştirilen bu hareketi kabul etmek mümkün değildir" Avukat Demirdiş’in reddi hakim talebinin, din ve vicdan hürriyetine aykırı bir durum olduğu belirtilen dilekçede, "Avukat Alperen Demirdiş’in pek çok kişinin önünde inancının gereği ve bir yansıması olarak başörtüsü takan tüm kadınlara karşı gerçekleştirdiği bu hareketi kabul etmek ve sindirmek mümkün değildir. Bu davranışa göz yummanın veya görmezden gelmenin benzer davranışlarla karşılaşılmasının önünü açması muhtemeldir" ifadeleri yer aldı. "Avukata disiplin işlemlerinin yapılması talep edildi" Öte yandan, Ankara Barosu Başkanlığı’na sunulan dilekçedeyse, "Avukat Alperen Demirdiş hakkında bu davranışı ve avukatlık mesleğine yakışmayan duruşmadaki hal ve tavırları sebebiyle disiplin işlemlerinin yapılması hususunda gereğinin takdir ve ifası Baro Başkanlığı’nızdan rica olunur" ifadeleri yer aldı. Olayın geçmişi Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen uyuşturucu duruşmasında sanık avukatı Alperen Demirdiş, mahkeme başkanı ve üye hakimin başörtülü olması sebebiyle reddi hakim talebinde bulunmuştu. Mahkeme başkanıysa reddi hakim talebi doğrultusunda savunma almayarak yargılamayı durdurmuştu. Olayın ardından Adalet Bakanı Yılmaz Tunç konuya ilişkin açıklama yaparak, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından avukat Demirdiş hakkında soruşturma başlatıldığını ifade etmişti.
Bursa 19 Mayıs coşkusu caddelere sığmadı Osmangazi Belediyesi’nin 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı kutlamaları kapsamında düzenlediği 1. Osmangazi Gençlik Yürüyüşü, binlerce kişinin katılımıyla gerçekleşti. Ünlü şarkıcı Haluk Levent de yürüyüşte yer alarak Bursalıların 19 Mayıs coşkusuna ortak oldu. Osmangazi Belediyesi, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün Türk gençliğine armağan ettiği 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı coşkusunu, 1. Osmangazi Gençlik Yürüyüşü ile zirveye taşıdı. 19 Mayıs coşkusunu, 7’den 70’e tüm Osmangazililere yaşatmak adına düzenlenen 1. Osmangazi Gençlik Yürüyüşü saat 19.19’da Fomara Meydanı’ndan başladı. Bando eşliğinde yürüyen vatandaşlar, metrelerce uzunluğunda Türk bayrağı taşıdı. Yürüyüşe katılan binlerce Bursalı, ellerinde fenerler ve bayraklar, ağızlarında marş ve şarkılar ile Fevzi Çakmak Caddesi üzerinden Osmangazi Meydanı’na kadar yürüdü. 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı coşkusunun Bursa caddelerine taştığı yürüyüşe, Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın ile birlikte Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, CHP Bursa İl Başkanı Nihat Yeşiltaş, CHP Osmangazi İlçe Başkanı Cengiz Çelikten, meclis üyeleri ve on binlerce vatandaş katıldı. Ünlü şarkıcı Haluk Levent de kortejde yer alarak, Bursalı gençlerin bayram coşkusuna eşlik etti. "Bu ülke bize durup dururken gelmedi” Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın, tam bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’nin temelinin 105 yıl önce 19 Mayıs tarihinde atıldığının altını çizerek, "105 yıl önce Galata Limanı’ndan demir alan Bandırma Vapuru, içerisinde Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları ile birlikte 19 Mayıs tarihinde Samsun’a yanaştı. Bu topraklar bize durup dururken gelmedi, onlar o gün Bandırma Vapuru ile Samsun’a çıkmasalardı, bugün hiçbirimiz burada olmazdık. Bugün bu etkinlikleri düzenleyebiliyorsak, camilerimizde ezanlar okunuyorsa, ibadetlerimizi yapabiliyorsak, onların sayesindedir. Başta Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere bu toprakları bizlere vatan olarak sunan tüm kahramanları şükranla, minnetle ve rahmetle yad ediyoruz. 19 Mayıs’ı da, Mustafa Kemal Atatürk, silah arkadaşları ve tüm şehitlerimize yakışır şekilde kutluyoruz. Hep birlikte onların mirası Türkiye Cumhuriyeti’ne sahip çıkacağız” dedi. "Milli ve dini bayramlarımızı coşku içerisinde kutlayacağız” Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey de Bursa’da 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nın coşku içerisinde kutlandığını ifade ederek, "105 yıl önce 16 Mayıs günü İstanbul’dan Bandırma vapuru ile hareket eden ve 19 Mayıs günü Samsun’a ulaşan Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş meşalesinin yakıldığı bir süreci başlatmıştır. Başta, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere bu toprakları bize vatan olarak sunan herkese, minnet borçluyuz. 105 yıl önce Anadolu’ya atılan o adım sayesinde Türk halkı bağımsızlığına kavuşmuştur. Bu sebeple, 19 Mayıs, çok önemli. Atatürk’ün gençlere armağan ettiği bu bayrama sahip çıkmak ve coşku içerisinde kutlamak çok önemli. Bu bayramı gelecek kuşaklara aktarmak bizim boynumuzun borcu. Bundan sonra milli bayramlarımız da, dini bayramlarımız da Bursa da coşku içerisinde kutlanacak” diye konuştu. "Atamızın emanetine sahip çıkıp, ilelebet yaşatacağız” CHP Bursa İl Başkanı Nihat Yeşiltaş, 19 Mayıs’ın sadece bir tarih olmadığına vurgu yaparak, “19 Mayıs emperyalizme karşı bir isyan ve başkaldırıdır. 19 Mayıs, tam bağımsız bir ülke kurmak için mücadele eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının, bu hayali gerçekleştirmek için ilk adımı attığı gündür. Birileri İngiliz gemilerine binip kaçarken, Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Samsun’dan yola çıkarak Anadolu halkını örgütledi ve tam bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’nin temelini attı. Kurduğu bu ülkeyi de bizlere emanet etti. Bizler de gençlerimizle birlikte bu emanete sahip çıkıp, ilelebet yaşatacağız” dedi. "19 Mayıs, tam bağımsız Türkiye Cumhuriyeti demek” Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir de, "19 Mayıs, bağımsızlık demek, özgürlük demek. Kadınların seçme ve seçilme hakkı demek. 19 Mayıs, demokrasi demek, tüm gençlerimize fırsat eşitliği demek. Bugün, demokrasiden, özgürlüklerden bahsediyorsak, bunu 105 yıl önce 19 Mayıs günü Samsun’a ayak basan Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarına borçluyuz. Atatürk, gençlerin kıymetini biliyordu. Gençlerimiz de Atalarının kıymetini çok iyi biliyor. Bugün de Atalarının onlara armağan ettiği bayramı coşku içerisinde kutluyorlar” ifadelerini kullandı. Ünlü şarkıcı Haluk Levent de yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Bugünü anlamlı kılan, sadece bir bayram olması değil; yarınlara coşku, yarınla umut, yarınlara ümit olması. Her zaman, biz bu ülkeyi daha ne kadar güzel yerlere getirebilirizin cevabını aramalıyız. Tüm gençlerimizin, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nı kutluyorum.”