GENEL - 06 Aralık 2018 Perşembe 14:32

Bor Madeninin Türkiye ve Dünya Potansiyeli ÇOMÜ’de konuşuldu

A
A
A
Bor Madeninin Türkiye ve Dünya Potansiyeli ÇOMÜ’de konuşuldu

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) ile Müstakil Sanayici ve İş Adamları Derneği (MÜSİAD) işbirliği ile Bor Madeninin Türkiye ve Dünya Potansiyeli konulu panel düzenlendi.

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) ile Müstakil Sanayici ve İş Adamları Derneği (MÜSİAD) işbirliği ile Bor Madeninin Türkiye ve Dünya Potansiyeli konulu panel düzenlendi.


Troia Kültür Merkezi’nde düzenlenen panele, ÇOMÜ Rektörü Prof. Dr. Yücel Acer, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Süha Özden ve Prof. Dr. Mustafa Görün, MÜSİAD Çanakkale Şube Başkanı Ali Osman Yıldız ve Yönetim Kurulu Üyeleri ile ÇOMÜ’lü idareciler, akademisyenler ve öğrenciler katıldılar.


Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan panelin açılışında konuşan MÜSİAD Çanakkale Şube Başkanı Ali Osman Yıldız, MÜSİAD’ın yurtiçinde 86, yurtdışında ise 78 ülkede 208 noktası olan Türkiye’nin en büyük sivil toplum kuruluşlarından biri olduğuna dikkat çekerek, “MÜSİAD’a 60 bin işletme üye. Ülke menfaatleri için çalışan Türkiye’nin yerli ve milli işadamları derneğiyiz. Üretimin ve ihracatın önemli olduğunu, ülkemizin üreterek büyümesi gerektiğini düşünüyoruz” şeklinde konuştu.


Rektör Prof. Dr. Yücel Acer ise bor madeni üzerine bir panel fikrinin MÜSİAD şubesinden geldiğini belirterek, konunun çok konuşulduğunu ve gerçekte Türkiye olarak geldiğimiz noktanın ne olduğunun daha iyi anlaşılması açısından bu panelin faydalı olacağına inandığını söyledi.


Rektör Acer, “Bor madenini Türkiye’nin önemli bir zenginliği olarak biliyoruz ancak bu konuda ülkemiz neler yaptı, neler yapıyor ve bundan sonra neler olabilir konusu önemli. Üniversite olarak MÜSİAD Çanakkale Şubesiyle bir işbirliği yaptık. Çok değerli 3 panelisti konuyla ilgili gelişmeleri paylaşmaları için üniversitemize davet ettik. Konunun anlaşılması için özellikle öğrencilerimizle bir araya getirmek istedik. Konunun önemi şuradan kaynaklanıyor. Her ülke kendi teknolojisiyle, potansiyeliyle ön plana çıkabiliyor. Bir başkasının teknolojisini ve potansiyelini kullanmaya devam ettiğimiz ölçüde hep edilgen oluyoruz hep biraz geriden geliyoruz. Bunu kırmaya çalışan bir ülkeyiz. Dolayısıyla ülkemizin sahip olduğu potansiyellerin bilinmesi ve değerlendirilmesi gerekiyor. Bu, eğer harekete geçecekse, bizim çabalarımızla olacak. Amacımız için özellikle bor madeninin ne tür potansiyel ifade ettiğini özellikle siz gençlere aktarmak istedik. Üniversitemizin iş dünyasıyla da işbirliği çok önemli. Biz üniversiteyi iş dünyasıyla kopuk ve izole olmuş olarak görmüyoruz. Hiçbir üniversitenin böyle bir lüksü yok. ÇOMÜ bu konuda kendisini epey geliştirdi. Bu değerli paneli MÜSİAD ile beraber yapıyor olmaktan mutluluk duyuyoruz” dedi.


Panelin moderatörü ÇOMÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Süha Özden, paneli sadece yer bilimleri alanından değil üniversitenin çok farklı fakültelerinden hocaların ve öğrencilerin takip ediyor oluşunun önemine dikkat çekerek, “Dünyada artık güçler savaşı var. Yakın gelecekte yapay zeka hayatımızın bir parçası olacak. Ülkeler de kendi stratejik yatırımlarını buna göre planlıyorlar. Bazıları cari açıklarını kapatmak için yüksek teknolojiye yöneliyor bazıları ise farklı alanlara yöneliyor. Ülkemizde özellikle son 10 yılda teknoloji ve Ar-Ge yatırımları ön plana çıkmaya başladı. Kamu, üniversite ve iş dünyası olmak üzere herkes yüksek teknolojinin peşinden koşuyor. Bunun sonuçlarını ne zaman alacağız bekleyip göreceğiz ama bu yola girdiğimizi söyleyebiliriz. Bu noktada ülkelerin elinde bulunan kaynakların doğru kullanımı çok önemli. Bor da bu noktada bizim için önemli, bugünkü panelde bu madenin ülkemizdeki ve dünyadaki potansiyelini farklı yönleriyle masaya yatıracağız” dedi.


Panelde ilk sunumu gerçekleştiren Dokuz Eylül Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Gündoğan, borun nasıl oluştuğu, dünyada ve Türkiye’deki bor bölgeleri ve bor minerallerinin dünyadaki rezerv durumları hakkında bilgiler aktardı.


Bor yataklarının milyonlarca yıl önce volkanların etkisi altında kalan bölgelerdeki uygun kimyasal koşullara sahip göllerde biriken malzemelerin, kurak zamanlarda suların buharlaşması sonucunda oluştuğunu söyleyen Prof. Dr. Gündoğan, Türkiye’nin bor rezervleri konusunda dünyanın en zengin ülkesi olduğunu vurguladı. Prof. Dr. Gündoğan, “Bor yatakları ülkemizin kuzeybatı kesimlerinde; Eskişehir-Kırka, Kütahya-Emet, Balıkesir- Bigadiç, Sultançayırı ve Bursa-Kestel’de bulunmaktadır. Boraks rezervleri konusunda da dünyada lideriz ve en büyük rezervler Kırka bölgesindedir” dedi.


Bor hakkında genel bilgiler veren Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü’nden Dr. Zeynep Topsakal, Bor madeninin keşfinin 1808 yılına dayandığını ve çok eski yıllardan beri bilinen bir element olduğunu söyleyerek, “ Bor milattan önceki yıllardan beri Sümerler’de Etiler’de, Babiller ’de anti bakteriyel özelliğinden dolayı mumyalama işlemlerinde kullanılıyordu. Arap doktorlar tarafından ilaç olarak kullanıldığı biliniyor. Çin’de seramik ve camda, Roma’da da gladyatörlerin dövüştüğü arenalarda anti bakteriyel özelliğinden faydalanmak için yere toz bir şekilde serpilirmiş” dedi.


Metal ve a metal arasında bir element olan Bor rezervlerinin dünyada en çok Türkiye’de bulunduğuna dikkat çeken Topsakal, “%72’nin üzerinde bor rezervine sahip olduğumuzu vurguladı ve Türkiye’de en çok cam endüstrisinde kullanıldığının altını çizdi.


Eti Maden Strateji Geliştirme Daire Başkanı Uğur Aydoğan, Türkiye’de bor madenciliği konusunda üretimden pazarlamaya kadar tek yetkili kuruluş olan Eti Maden’in, klasik bir kamu kuruluşu olmasının dışında ne tür faaliyetler yaptığından bahsederek , “1935 yılında Atatürk’ün “Bir milletin geleceği yeraltı zenginliklerinin değerlendirilmesine bağlıdır” sözüyle Etibank adıyla kurmuş olduğu ve bugün dünya bor madeninin lideri olan bir kuruluştan bahsediyoruz. Bir özelliğimiz de 1935’ten 2004’e kadar yani Eti Maden oluncaya kadar çok önemli kilometre taşları var. Ülkemizde değer katan birçok şirketin Etibank’tan ayrıldığını biliyoruz ama Etibank onlar ayrıldıktan sonra küçülmeden büyüyerek yoluna devam etti” dedi.


Panel, soru-cevap bölümünün ardından hediye takdimiyle sona erdi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzurum Çığlık: “EİT 2025 Erzurum’a çok şeyler katacak” Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (EİT) 2025 Erzurum Turizm Başkenti Koordinatörü olarak atanan Muharrem Çığlık, 2025 Turizm Başkentliği süresince yürütülecek proje ve faaliyetlerle ilgili açıklamalar yaptı. Ekonomik İşbirliği Teşkilatı 4. Turizm Bakanları Toplantısı’nda "2025 EİT Turizm Başkenti" olarak ilan edilen Erzurum’da kollar sıvandı. Erzurum’un 2025 EİT Turizm Başkenti seçilmesi ve diğer turizm hareketliliklerini değerlendirmek üzere oluşturulan çalışma geçtiğimiz aylarda başlatılmıştı. EİT 2025 Erzurum Turizm Başkenti Koordinatörü Muharrem Çığlık, turizm sektörünün dünya genelinde sağladığı istihdam ve ulaştığı hacim ile dünyadaki en aktif sektörlerden biri olduğu dile getirerek, “Orta ve uzun vadede şehrimizde turizm sektörünün ekonomik büyümeyi yönlendirmesi ve iş imkânları oluşturması bakımından öncü sektörlerden olması beklenmektedir.” dedi. “Turizm faaliyetlerinin çeşitlendirilmesi önemli” 2025 Erzurum Turizm başkenti süreci şehrin turizmi çeşitlendirme hedefi doğrultusunda gerçekleştirilen alt yapı, çevre, tanıtım ve yatırım faaliyetlerine önemli ölçüde katkı sağlayacağını dile getiren Çığlık, “Erzurum, coğrafi konumu itibariyle doğal güzellikleri, yüzyıllar boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmasına bağlı olarak tarihi ve kültürel zenginlikleri, zengin bitki örtüsü, gastronomisi, insanımızın sıcakkanlılığı ve misafirperverliği gibi birçok artısıyla ulusal ve uluslararası turizminde rekabet üstünlüğü sağlayacak potansiyele ve avantajlara sahiptir. İhtiyaç ve beklentilerin hızla değiştiği turizm sektöründe, potansiyelin avantaja dönüştürebilmesi, Erzurum gibi birçok turistik ürün çeşidini bünyesinde barındıran ve halen daha bakir sayılabilecek turizm bölgelerinde turizm faaliyetlerinin çeşitlendirilmesine bağlıdır” şeklinde konuştu. “Şehrimizle özdeşleşmiş ürünlerimiz korunacak” Erzurum’un; tarihi geçmişi ve bulunduğu konum itibari ile olarak Türkiye’nin en zengin gastronomi, tarihi ve ticari geçiş güzergâhında bulunması sebebi ile sahip olduğunu anlatan EİT 2025 Erzurum Turizm Başkenti Koordinatörü Muharrem Çığlık, şöyle konuştu, “Zenginliklerin farkında olduklarını hatırlatan ve şehrimizle özdeşleşmiş ürünlerimizin korunarak ileriki dönemlere aktarılabilmesi için çalışmalarımızı ve planlamalarımızı bu doğrultuda yapmaya çalışıyoruz. 2025 Erzurum Turizm Başkenti hedefleri ve turizm faaliyetlerinin çeşitlendirilmesi doğrultusunda EİT 2025 Erzurum Turizm Başkenti ana komisyonu tarafından; EİT 2025 İstişare Kurulu, EİT 2025 Danışma Kurulu ve EİT 2025 Alt Komisyon Kurulu oluşturulmuştur. EİT 2025 Alt Komisyon grubu süreç içerisinde gerçekleştirdiği istişare ve değerlendirme toplantıları ile 2025 yılı içerisinde düzenlenmesi planlanan etkinlik ve organizasyonların takvimini oluşturmaya çalışmıştır.”
Karabük KBÜ Rektörü Kırışık’tan İnsansız Nano Helikopter Proje Görüşmesi Karabük Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Kırışık, Karabük Teknokent bünyesinde faaliyet gösteren ve TÜBİTAK 1501 Sanayi Ar-Ge Projeleri Destekleme Programı kapsamında savunma sanayii alanında “İnsansız Nano Helikopter” projesi için destek almaya hak kazanan Uludoğan Savunma Sanayi Teknoloji A. Ş. firmasını ziyaret etti. Gerçekleştirdiği ziyarette, “Kapalı ve Kısıtlı Alanlarda Arama Kurtarma Gözlem Faaliyetlerinde Kullanılabilecek Askeri ve Sivil Kullanıma Uygun Nano Sınıfta İnsansız Helikopter Geliştirme Projesi” hakkında Uludoğan Savunma Sanayi Teknoloji A. Ş. Firması Yönetim Kurulu Başkanı Yüksek Mühendis Seyfeddin Cevdet Uludoğan’dan bilgi alan Rektör Kırışık, yapılan çalışmalardan ötürü firma çalışanlarını tebrik ederek, çalışmalarında kolaylıklar diledi. Karabük Teknokent’te bulunan Prototip Merkezinde yapılan çalışmalar hakkında bilgi alan Rektör Kırışık, daha sonra göreve yeni atanan Dr. Öğr. Üyesi Samet Nohutçu ile görüşerek yapılacak ve yapılması planlanan projeler hakkında görüş alışverişinde bulundu. Rektör Kırışık, “Karabük Teknokent, Türkiye’nin uluslararası ölçekteki konumunu daha da güçlendirmek için bünyesindeki firmaların projelerini ve fikirlerini destekliyor. Bölgesel olarak girişimcilere AR-GE başvurularında bulunmalarına imkân tanıyan, dijital dönüşüm, inovasyon ve üniversite-sanayi iş birliği alanlarında faaliyet gösteren Karabük Teknokent, Türkiye Yüzyılı hedeflerine emin adımlarla katkı sağlıyor. Bu kapsamda yapılan çalışmaların neticesinde Karabük’te ilk defa bir firma savunma sanayii alanında AR-GE projesi gerçekleştirecek. İnsansız Nano Helikopter projesi, kapalı ve kısıtlı alanlarda arama kurtarma gözlem faaliyetlerinde kullanılabilecek askeri ve sivil kullanıma uygun bir teknolojiyi geliştirmeyi amaçlıyor. Bu proje, ülkemizin savunma sanayi alanındaki yeteneklerini daha da artıracak ve ulusal güvenliğimize katkı sağlayacaktır. Savunma sanayi alanında yerli ve milli ürünlerin geliştirilmesine yönelik çalışmalarımızı sürdürerek, ülkemizin teknolojik bağımsızlığını daha da güçlendirmeyi istiyoruz” dedi. Rektör Kırışık, göreve gelen Karabük Teknokent Genel Müdürü Nohutçu’yu tebrik ederek, çalışmalarında kolaylıklar diledi. Karabük Teknokent’te bulunan Uludoğan Savunma Sanayi Teknoloji A. Ş. firmasını ziyaret eden Rektör Kırışık’a, Genel Sekreter Lütfü Köm, Karabük Teknokent Genel Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Samet Nohutçu ve Karabük Teknokent çalışanları eşlik etti.
Karabük Geleceğin Baristaları ve Kahve Tutkunları KBÜ’de “Temel Barista Eğitimi” Aldı Karabük Üniversitesi Sürekli Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi (KABÜSEM) bünyesinde Safranbolu Turizm Fakültesi akademisyenleri tarafından kahve sektöründe kariyer yapmayı hedefleyenler ve kahve severler için “Temel Barista Eğitimi” verildi. KABÜSEM bünyesinde Safranbolu Turizm Fakültesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü Dr. Öğr. Üyesi İrfan Yurt ve Dr. Öğr. Üyesi Mustafa Yılmaz tarafından kahveye ilgi duyan her bireye alanında önemli bir başlangıç yapmak amacıyla 17 kişiye “Temel Barista Eğitimi” verildi. Kursiyerler, kahve sanatları ve endüstri: yetiştirme, işleme, kavurma ve sunum, makine ekipman eğitimi, temel barista hijyen kuralları, espresso alım tekniklerini kavrama, aspresso bazlı sıcak kahveler yapım ve sunum teknikleri, espresso bazlı soğuk kahveler yapım ve sunum teknikleri, 3. nesil kahve yapım ve sunum teknikleri, latte art teknikleri ve uygulamaları, milkshake, smoothie ve kokteyl grubu içeceklerin yapım ve sunum teknikleri, yöresel kahvelerin yapım ve sunum teknikleri ile gıda güvenliği ve hijyen eğitim gibi konularda toplamda 38 saat eğitim aldı. Karabük Üniversitesi bünyesinde KBÜ Rektörü Prof. Dr. Fatih Kırışık’ın destekleriyle kurulan atölyede Safranbolu Turizm Fakültesi Dekan Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi İrfan Yurt ile beraber barista eğiticiliği yaptıklarını ifade eden Safranbolu Turizm Fakültesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Mustafa Yılmaz, geçekleşen eğitim süreci ile ilgili konuştu. Yılmaz, “Burada birinci nesil, ikinci nesil ve üçüncü nesil olmak üzere kahvelerimiz var. Bunları tek tek bizzat kursiyerlerimize gösteriyoruz, yapıyoruz, yaptırıyoruz” dedi. Yılmaz, bütün kursiyerlere ilgi gösterdiklerini dile getirerek, “Espresso makinesinde yeni olarak öğüttüğümüz kahveyi temperlemesinden, espressonu nasıl alınacağına kadar bütün aşamaları tek tek göstererek kursiyerlerimize öğretiyoruz. Aynı zamanda da ‘Süt nasıl köpürtülür, kreması nasıl alınır, latte kreması, cappuccino kreması nasıl olur?’ Bunların hepsini tek tek detaylı bir şekilde izah ediyoruz” diye konuştu. 17 kursiyerin eğitim aldığını ve taleplerin her geçen gün arttığını, farklı alanlardan ve bölümlerden kursiyerlerin olduğunu, kahveye ilgi duyan, kahve kültürünü benimsemiş herkesin ilgi ve talepte bulunduğunu söyleyen Yılmaz, “Bu kursta kahve üzerine kahve hazırlama noktasında birçok deneyimi elde ediyorlar. e-Devlet’ten taranan sertifikalarımız var. Üniversite bünyesinde bunları biz veriyoruz. Bu sertifikayla kafelerde barista olarak çok rahat bir şekilde kursiyerlerimiz çalışabiliyorlar, iş bulabiliyorlar. Şu anda kahve yeni bir trend, ciddi bir eğilim var bu alanda. Öğrenci nüfusunun yoğun olduğu yerlerde birçok kafe mevcut. İnsanlar buralara gidip zaman geçiriyorlar. Dolayısıyla bu yoğun olan kafelerde kursiyerlerimiz de çok rahat iş bulabilme imkanına sahip oluyorlar. Kalifiyeli eleman yetiştiriyoruz. Bütün kahvelerimizi her şeyi tek tek gösteriyoruz, yaptırıyoruz. Dolayısıyla onlar da deneyim kazanmak kaydıyla çok rahat bir şekilde iyi bir barista olabiliyorlar” dedi. Safranbolu Turizm Fakültesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü 2. sınıf öğrencisi Fatma Güler, 38 saatlik bir eğitim aldıklarını ifade ederek, “Burada her çeşit kahve türünü öğrendik. Sıcakları, soğukları, frozenları, meyvelileri, smoothieleri hepsini öğrendik. Kahveleri çok seviyorum. Hepsinin nasıl yapıldığını öğrenmek istedim. Böylelikle hocalarımızın sayesinde bir eğitime tabi tutuldum. Kahvelerin aslında zor bir şekilde yapılmadığını, kolay bir şekilde olduğunu ama el becerisi gerektirdiğini görmüş oldum. Aslında biz tüm öğrenciler için bu, avantaj oldu. Çünkü baristalık ilerideki mesleklerin başında geliyor. Herkes artık kahve içmeye başladı ve ileride büyük bir alanı kaplayacağını düşünüyorum. Bu yüzden iş imkânının daha fazla olduğunu, bu alanda ilerlemek isteyen kişilere öncülük ettiğini, hocalarımızın sayesinde büyük bir şekilde bize katkıda bulunduklarını düşünüyorum. O yüzden ileride iş hayatında önemli yere sahip olacağını düşünüyorum” diye konuştu.
Ardahan Öğrenciler orman temizledi Ardahan’da ’Orman Benim’ kampanyası kapsamında öğrenciler orman temizliği yaptı. Orman yangınlarının önlenmesi ve vatandaşlarda orman yangınlarının çıkmasını önleme bilincinin oluşturulması amacıyla Tarım ve Orman Bakanlığınca gerçekleştirilen "Orman Benim" kampanyası kapsamında Cemal Tural Tabiat parkında bulunan ormanlık alanda öğrenciler çöp topladı. Etkinlikte konuşan Vali Çiçek, toplumsal duyarlılığa dikkat çekerek şunları söyledi; “Biz bu doğayı koruyarak gelecek nesillere güzel bir gelecek bırakmakla mükellefiz, zorunluyuz. Dolayısıyla bugün yaptığımız etkinlikle çevremizde toplumsal duyarlılığı arttırmamız lazım. Tarım ve Orman Bakanımızın 81 il genelinde başlatmış olduğu “Orman Benim, Çöp Atmam Yangını Önlerim” kampanyası çerçevesinde duyarlı çocuklarımız, gençlerimiz, vatandaşlarımızla birlikte tabiata bırakılan atıkları temizleyeceğiz. Bu etkinliği farkındalık amaçlı yapıyoruz. Piknik yapıldıktan sonra maalesef etrafa atıklar bırakılıyor. Çevre temizliği yaparak ulaşabildiğimiz bütün kitleye duyarlılığımız göstereceğiz. Onlardan da bu manada duyarlılık bekleyeceğiz. Vatandaşlarımızdan ricamız, lütfen doğamızı, ormanlarımızı temiz tutalım. Piknik yaptıktan sonra orman yangınlarına sebep olacak ve çevre kirliliğine neden olacak atıkları bırakmayalım” dedi. Etkinliğe katılan öğrenciler ise bu çalışmada yer almakta mutluluk duyduklarını ifade ederek, ormanları temiz tutmanın yangınları önlemek için önemine dikkati çekti. Cemal Tural Tabiat parkında düzenlenen etkinliğe Ardahan Valisi Hayrettin Çiçek, İl Emniyet Müdürü Gökalp Şener, İl Jandarma Komutanı Albay Ramazan Yiğit, Doğa Koruma ve Milli Parklar Ardahan İl Şube Müdür V. Fatoş Okullu, Orman İşletme Müdürü Ömür Temur ile öğretmenler ve öğrenciler katıldı.
İstanbul Fatih’te yumruk ve kafa attığı kadının çantasını gasp eden şahıs kamerada Fatih’te bir kadın yolda yürüdüğü esnada bir şahıs tarafından saldırıya uğrayarak gasp edildi. Şahıs, yumruk ve kafa attığı kadının çantasını çalarak kaçarken o anlar güvenlik kamerasına yansıdı. Olay, 1 Mayıs gece 03.00 sıralarında Fatih Katip Kasım Mahallesi’nde meydana geldi. Muzaffer Karaaslan isimli şüpheli, evine gitmeye çalışan Yıldız Haydarova’nın yanına yaklaşıp çantasını çalmaya çalıştı. Çantasını kaptırmamak için direnen Haydarova’ya, Karaaslan tekme, yumruk ve kafa attı. Saldırgan aldığı darbelerin etkisiyle sarsılan kadının çantasını alıp kaçtı. Haydarova’nın şikayeti üzerine harekete geçen Fatih İlçe Emniyet Müdürlüğü Asayiş Büro Amirliği ekipleri inceledikleri güvenlik kamera görüntülerinin ardından şüpheli Muzaffer Karaaslan’ı yakaladı. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen Karaaslan çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. "Kadını kepenklere vurarak, çantasını alıp kaçıyor" Olayı anlatan esnaf Şuayip Akdaş, “Sabah iş yerimiz açtık, memur arkadaşlar geldi. Burada bir gasp olayının gerçekleştiğini söylediler. Biz de kamera görüntülerimizi açtık, görüntülere baktığımızda bir kadının gece saat 03.00 civarlarında gasp edildiğini gördük. Kadını kepenklere vurarak, çantasını alıp kaçıyor. Adamı tanımıyorum daha önce de burada böyle olaylara şahit olduk” dedi.