EKONOMİ - 17 Mart 2019 Pazar 15:42

Bakan Kurum, kentsel dönüşüm için müjdeyi verdi

A
A
A
Bakan Kurum, kentsel dönüşüm için müjdeyi verdi

Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Çanakkale’de gerçekleştirilmesi planlanan kentsel dönüşüm için vatandaşlara müjde verdi.

Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Çanakkale’de gerçekleştirilmesi planlanan kentsel dönüşüm için vatandaşlara müjde verdi. Bakan Kurum, “Biz burada mahalle kültürünü yok etmeden, vatandaşlarımızın nefes alacağı, şehre örnek bir proje yapılmasını sağlayacağız. Ayhan Gider başkanımıza desteğimiz tam vatandaşımız nasıl istiyorsa öyle olacak” dedi. Bakan Kurum, 1 Nisan itibariyle çalışmayı başlatıp, hak sahiplerinden tek kuruş almadan evleri 3 sene içerisinde teslim edebileceklerini de söyledi.


Çanakkale belediyesinin 2018 yılında bitireceğini açıklamasına rağmen bugüne kadar herhangi bir çalışmanın başlamadığı Sosyal Konutlarda, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum ile Cumhur İttifakı AK Parti Çanakkale Belediye Başkan adayı Ayhan Gider, vatandaşlara hitap etti. Toplantıda konuşan Ayhan Gider, vatandaşların tek kuruş ödemeden yeni evlerine kavuşacağı müjdesini verdi.


Cumhur İttifakı Çanakkale Belediye Başkan adayı Ayhan Gider, "Belediyenin işi kanunları milletin çıkarları doğrultusunda uygulamaktır. En önemlisi de Belediye ticarethane değildir. Yani burada, Sosyal Konutların dönüşümünde bir tane hedefimiz olmak zorunda. O da, şu andaki sakinler, daha güvenli, depreme dayanıklı, çağın şartlarına uygun evlerde yaşasınlar. Yoksa bunun haricinde, bu projede çeşitli şeyleri bahane ederek, belediye yüzde 18’mi alacak 25’mi alacak, yolları mı sayacak, parkları mı sayacak gibi bir ticari bakış ne belediyeye yakışır, ne devlete yakışır ne de siyasetin tarzına yakışır. Ancak bugün yaşadığımızın özeti aslında budur. Sayın Bakanım bizim 1 Nisan’dan sonraki hedefimiz şudur; üzerinde durduğumuz bölge, arazisi kıymetli bir bölgedir. Çanakkale’nin merkezidir, göbeğidir. Dolayısıyla burada kentsel dönüşüm uygulayabilmek için, öyle 10 kat, 13 kat yerler yaparak insanları riske atmanın hiçbir mantığı yok. Biz, yaptığımız fizibiliteyle, buraları 6-7 bilemedin 8 katla çözebileceğimizi görüyoruz. Çünkü altına yapacağımız dükkanlar ve çarşı buraya ayrı bir değer katacak. Yerlerin değer, artacak ve proje kendini finanse edecek hale gelecektir. Burada en önemlisi, belediyenin bir mülkü varsa, belediye de onun karşılığını alabilir. Ancak yollar, her ne kadar belediyenin gibi görünse de milletin öz malıdır. Yolların, yeşil alanların tapusu, belediyenin mülkü gibi hesaba dahil edilip de belediyenin şu kadar pay alması diye düşünülmesi bile, tamamen Deli Dumrul vergisidir. O yeşil alanları, zaten buranın sakinleri, zamanında yapılırken terk ettiler. Daha neyin vergisini alıyoruz. Dolayısıyla belediye olarak biz burada, istenen ek payların tamamından vaz geçeceğiz. Birebir binamız olmayan hiçbir şeyde hak iddia etmeyeceğiz” dedi.



Proje, kendi finansmanını sağlayacak


Gider, “Burada yapılacak binalar en yüksek 8 kat olacak. Burada 13 kat bina olmaz. Hem depreme dayanıklılık anlamında bunu söylüyorum, hem de burası mahalle kültürü olan, komşuluk ilişkileri olan bir bölgedir. Hiç kimse 3 kuruş fazla para kazansın diye, kimseyi komşuluk ilişkilerinden vazgeçirmeye hakkı yoktur. Bu, tam tersine, aksini özendirmemiz gereken bir durumdur. Yüksek imar vermeyerek kalan yerleri ne yapacağız? Bu bölgede yaşayanlar için yeşil alan yapacağız, çocuk oyun parkları yapacağız, vakit geçirilebilecek rekreasyon alanları yapacağız. Bu proje bittiğinde, şu anda mevcut mülk sahiplerinin eline neler geçecek? Aynı metrekare ev geçecek, bunun için ilave 1 lira para almayacağız. Her ev sahibinin kapalı otoparkı olacak, bunun için de ilave bedel almayacağız. Şu andaki hisse sahiplerinin kooperatiflerine kayıtlı olmak üzere yeteri kadar dükkanın tapusunu vereceğiz. Bu ne işe yarayacak? Burada bundan sonra yapılacak bakım faaliyetlerinde o dükkanların kiraları kullanılacak, yine yine aidat toplanmayacak. Sayın Bakanım, biz, bunları belediye olarak yapmaya talibiz, yapabiliriz. Hükümet olarak, Bakanlık olarak sizden isteğimiz inşaat süresince kira desteğini sağlamanız ve tıkandığımız yerlerde bize yol gösterici olmanızdır” diye konuştu.



Çanakkale’de 971 riskli yapı var


Daha sonra kürsüye çıkan Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, sosyal konutlardaki kentsel dönüşüm çalışmasını bir an önce başlatmak istediklerini söyledi. Bakan Kurum, “Biz, burada kentsel dönüşümü bir an önce başlatmak istiyoruz. Siz bize destek olacaksınız, biz size devletin her türlü desteğini vereceğiz. Ve bu kentsel dönüşümü, el birliği içerisinde, sizlerin rızası çerçevesinde gerçekleştireceğiz. Geçtiğimiz gün Ege denizinde bir deprem meydana geldi. Çanakkale’de de sıklıkla hissediliyor. Biz, depreme dayanıksız evleri bir an önce dönüştürmek istiyoruz. Çanakkale’mizde gerekli çalışmaları yaptık. İlk etapta 971 riskli yapı tespit edildi. Görüyoruz ki, Başkanımız da ifade etti. Bu mahallede vatandaşlarımızın yaşadığı mağduriyetten açıkçası çok üzülüyoruz. Çanakkale belediyemiz, bu anlamda kentsel dönüşümün adını değiştirerek kentsel yenileme dedi. Belediye bütçesinden ciddi de paralar harcamışlar, proje yarışmaları düzenlemişler. Sonuçta baktığımızda, elde hiçbir şey yok. Biz, açıkçası onların belediyecilik anlayışını bildiğimiz için, belediyecilik anlayışı da karneleri de sıfırdır. Onların belediyecilik anlayışı, çöp, çamur, çukur belediyeciliği olarak tarihe kazınmıştır, milletimizin hafızalarına kazınmıştır. Dolayısıyla bu sözleri verilen işlerin yapılmaması bizi gerçekten düşündürüyor” dedi.



“Mevcut proje yapılırsa, burada nefes alamazsınız”


Bakan Kurum, belediyenin hazırladığı projenin, mevcut haliyle faydan çok zarar vereceğini de söyledi. Böyle bir kentsel dönüşümü istemediklerini söyleyen Bakan Kurum, “2018’de evlerinize kavuşma sözü verilmişti size. Maalesef bugüne kadar hiçbir şey yapılamadı. Hala deprem riski altındaki evlerinizde yaşıyorsunuz. Neticede proje, elle tutulur bir proje değil. Neden olmadığını da açıklayayım; sizin arsanız, emsalleriniz, yaklaşık 70-80 bin metrekare emsaliniz var. 860 konut var. Geliştirilen projeyi anlatayım size. 860 konut yerine, yapılacak imar planında 4 kat artıyor emsal. 80 binden 296 bine çıkıyor. O emsal arttığı zaman, binalarınız 13 katlı, altında da 5 kat baza var. O merkeze girdiğinizde, nefes alamazsınız. Orada rüzgar esmez. O yükseklik, o altındaki 5 kat baza, sizin orada nefes alma imkanınızı keser. Biz, böyle bir kentsel dönüşüm istemiyoruz. Böyle yoğunluk artışı yapılarak, o 4-5 katlı binalar 13 kata çıkacak. Yoğunluk 1’den 3’e çıkacak. İşte o mevcut yaşam alanınızı, şu anki komşulukları kaybedeceğiniz, işin sonunda geçince karşısına, ‘Ya bunu biz niye yaptık?’ diyeceğimiz kentsel dönüşüm çalışmalarını biz istemiyoruz. Yapmayacağız, yapılmasına da müsaade etmeyeceğiz. Biz, vatandaşımızın hak ettiği şekilde yaşamasını istiyoruz. Bu doğrultuda şimdi içinde 25 bin metre kare belediyeye ait yollar var. Bu yeşil alan ve yolları, biz vatandaşımıza bedelsiz olarak, Ayhan başkanımızın dediği gibi verebiliriz. Bunu bırakın, bunun dışında, burada hazine arazisi mi var, Milli Emlak Genel Müdürlüğü bana bağlı. Hazine arazilerini, kentsel dönüşüm kapsamında, biz vatandaşımıza destek olmak için veriyoruz. Bu da yetmiyor, o yüksek emsalli projelerde, kat karşılığı verilenlerde, müteahhitlerin bazıları satışları yapamadılar. Şimdi o hak sahipleri, başka ortaklarla yoluna devam etmeye çalışıyor. Bunu engellemek için biz yeni bir yasa çıkardık. Diyoruz ki, bu işleri yapacak firmalar gerekli teknik ve mali yeterlilikleri sağlamak zorundadır. Şehrin genelinde bir strateji belirlenecek ve buna göre dönüşeceksin. Yapım maliyetinin belli bir kısmını teminat mektubu olarak vereceksin, tamamlama sigortası vereceksin ki, vatandaşımız bu işin sonunda mağdur olmasın” diye konuştu.


Kentsel dönüşüm başladığında, hak sahiplerine her türlü desteği vereceklerini de ifade eden Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, “Biz gördük, inceledik. Sizin yeriniz zaten çok kıymetli. 4-5 katlı evleriniz 6-8 kata çıktığı zaman, o altlardaki yol üstü ticarethaneleri yapıldığı zaman zaten başka bir ihtiyaç yok. Biz de inşallah burayı 1 Nisan itibariyle riskli alan ilan ederiz. Size kirayla ilgili destek veririz, taşınmayla ilgili destek veririz, finansla ilgili destek veririz. Bu dönüşümü inşallah Ayhan başkanımızla birlikte yaparız. Biz, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı olarak bu alana her türlü desteği vereceğimizi, Ayhan başkanımızı destekleyeceğimizi buradan ifade ediyorum. Biz, bu anlamda her türlü desteğe açığız. İsterseniz bu söylediğimiz şartlarda biz yapalım, isterseniz kredi sağlayalım siz yapın. Müteahhit bulamıyoruz diyorsanız emlak konutla yapalım. Hiçbir şey istemiyoruz sadece kira desteği derseniz ona da varız. Yeter ki bu kentsel dönüşümü bir an önce yapalım. Sizlerin desteğinizle, biz bu işe 1 Nisan’da başlarız, 3 sene içerisinde sizlere yeni konutlarınızı teslim ederiz. Biz, hepinizin rızasını alarak bu işi yapmak istiyoruz. O rıza, bizim için önemli. Sizin mağdur olmamanız bizim için önemli. Biz, devlet olarak da Çevre ve Şehircilik Bakanlığı olarak da, vatandaşımızın mağdur olmaması için, deprem riski altında yaşamaması için bir çok düzenleme yapıyoruz, belediyelerimize destek oluyoruz. Gidiyoruz bir kısmını, sahada, kendi genel müdürlüklerimizle yapıyoruz. Bu anlamda her türlü desteği veririz. Yapacaklarımızı inşallah en kısa sürede yapar, sizden 1 kuruş almadan inşallah evlerinizi sizlere teslim ederiz” dedi.



Yeşil alanlar artacak


Çanakkale’nin yeşil alanlara da ihtiyacı olduğunu hatırlatan Bakan Kurum, "Biz sadece inşaat yapmıyoruz, çevremizi doğamızı geliştirecek projeler de geliştiriyoruz. Bizim önceliğimiz, gelecek nesillerimize, çocuklarımıza, gençlerimize kadınlarımıza, mutlu, huzurlu, meydanlarımızda, parklarımızda vakit geçirebilecekleri, oynayabilecekleri alanları inşa etmek. Ayhan başkanımızın Çanakkale’nin geleceğine dair çok güzel projeleri var. O projeleri bize de bir bir anlattı. O anlatırken şunu duyduk ve üzüldük, şu an Çanakkale’mizde yeşil alan kişi başı maalesef 2 metrekare. Bu çok düşük bir seviye. Biz, 2023 hedefi çerçevesinde tüm Türkiye’de kişi başı yeşil alan miktarını 15 metrekareye çıkarmak istiyoruz. Ankara’da 7-8 metrekare, İstanbul’da 7-8 metrekare. Ama Çanakkale gibi bir yerde, kişi başı yeşil alan miktarının 2 metrekare olması da biraz düşündürücü. İnşallah 2023 yılına kadar biz o yeşil alan miktarını 7 kat artırarak 15 metrekareye çıkarmak istiyoruz. Sizin Halk Bahçesi olarak bildiğiniz alanın hemen yanında kamu mülkiyetinde olan 60 bin metrekarelik alana da bir bahçe yapıyoruz. Tabii Ayhan başkanın değişiyle burası bir nefes alanı olacak. Parklarımız, meydanlarımız, kültür merkezlerimiz olacak. Nefes alacağız, huzurlu mutlu şekilde vakit geçireceğiz. Bunların inşaatında da biz Ayhan başkanımıza tam destek vereceğimizi ifade ediyoruz” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Giresun Giresun’un köyünden 50 ülkeye meyveli soda ihraç ediyorlar Giresun’un 200 nüfuslu İnişdibi köyü meyve aromalı maden suyu üretimi ile dikkat çekerken, yöredeki fabrikada işlenen meyveli sodalar dünyanın 50 ülkesine ihraç ediliyor. Giresun’un İnişdibi köyünde şifalı olarak bilinen kaynak suyun ekonomiye kazandırılmasıyla başlayan hikayeyi anlatan Giresun Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı ve Freşa Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Çakırmelikoğlu, bugün 200 nüfuslu bir köyden 50 ülkeye ihracat yaptıklarını söyledi. Gıda toptancılığı yaparken, markalarının doğuşunun bir sohbet ortamında başladığını anlatan Hasan Çakırmelikoğlu, “Bizim asıl işimiz gıda toptancılığı yapmaktı. 1997 yılında bir sohbet ortamında konuşurken yöremizde bir şifalı su olarak bilinen İnişdibi maden suyunu satın alma fikri ortaya çıktı. Yapılan incelemelerde mineral bakımında İnişdibi maden suyu dünyanın en kaliteli maden suları arasında olduğu tespit edildi. Biz de bu işe ilk olarak maden suyu olarak başladık. Daha sonra meyve aromalı maden suyuna geçiş yaptık. Tabi bunu pazarda kabul ettirmek hiç de kolay olmadı. Bir sektör çıkıyor ortaya ve kimse bilmiyor, gazoz desen gazoz değil, kola desen kola değil, herhangi bir konsepte ürünü yerleştiremiyorlar. Ancak, bugün meyve aromalı maden suyu olarak içecek sektöründe bir konsept oluştu. Hangi iş yapılırsa yapılsın gelişim olmadığı sürece yenilik sağlanamıyor. Ar-Ge çalışmalarımızla çeşitlerimizi artırmaya devam ediyoruz” dedi. Bugün 200 haneli bir köyden yurt içinin yanı sıra 50 ülkeye ihracat yaptıklarını da anlatan Çakırmelikoğlu, “Firmamız yöre insanına istihdam imkanı sağlamasının yanı sıra hem yöre hem de ülke ekonomisine katkı sağlamaktadır. Bugün 200 haneli bir köyde üretim yapan firmamızın Bursa’da da bir kolu vardır. Grup olarak bünyemizde 300 kişiye istihdam sağlamaktadır. Önceliğimiz yöre insanımızı istihdam etmektir. Giresun’da 200 haneli bir köyde doğan ürünlerimiz yurt içinde pazar lideri olmamızın yanı sıra içerisinde Avrupa Birliği, Uzak Doğu ve Orta Doğu ülkelerin yer aldığı 50’ye yakın ülkeye ihracat yapılmaktadır” diye konuştu. Başarılı olmanın sırrını da açıklayan Çakırmelikoğlu, ”Her şeyden önce bu işin sırrı sadece kaliteli ürün üretmekten geçmiyor. Ürettiğin bu ürünleri talepler doğrultusunda iyi bir pazarlama ağıyla müşteriye ulaştırmak da gerekiyor. İstediğin kadar kaliteli ürün üret eğer bunun dağıtımında sorun yaşıyorsa başarılı olamazsın. Tabi bizim kaliteli ürün üretmemizin başında ise maden suyumuzun dünyanın en kaliteli maden suları arasında yer aldığını da belirtmek gerekiyor” dedi.
İstanbul Tuzla’da 8. Yakma Resim Sergisi sanatseverlere kapısını açtı Tuzla Belediyesi Rumeli Kültür Merkezi’nde 23 ustanın hazırladığı 70 eserden oluşan ‘8. Yakma Resim Sergisi’ sanatseverlere kapılarını açtı. 11 Mayıs tarihine kadar açık kalacak serginin küratörlüğünü Yusuf Ziya Güreken üstlendi. Tuzla Belediye Başkanı Av. Eren Ali Bingöl, “Sanatçılarımızın eserlerini ve kültür sanatı, Tuzlalılarla buluşturmanın önemini biliyoruz. Tuzla, kültür sanat kenti olarak anılacak, bunu sağlayacağız” dedi. İstanbul’un farklı ilçelerinden yakma resim sanatçıları, Tuzla Belediyesi ev sahipliğinde bir araya geldi. Ahşap, deri, süs kabağının üzerine yapılan toplam 70 yakma eserin yer aldığı sergiye ilgi oldukça yoğundu. Rumeli Kültür Merkezi’nde düzenlenen açılış törenine, Tuzla Kaymakamı Ümit Hüseyin Güney, Tuzla Belediye Başkanı Av. Eren Ali Bingöl, sanatseverler ve çok sayıda vatandaş katıldı. “Keyif aldığımız, gurur duyduğumuz işler çıkmış” Tuzla Belediye Başkanı Av. Eren Ali Bingöl, “Tuzla’nın kültür ve sanatla buluştuğu alan sayısını artırmamız lazım. Bugün Rumeli Kültür Merkezi’ndeyiz; yakma sanatı üzerine mükemmel eserler inceliyoruz. Hakikaten keyif aldığımız, gurur duyduğumuz işler çıkmış. Kültür sanatı Tuzla’da daha güçlü hale getirmeliyiz, getireceğiz de. Yazın, kapalı alanlardan açık alana taşıyacağız, sahildeki alanı güçlendireceğiz. Sanatçılarımızın eserlerini ve kültür sanatı, Tuzlalılarla buluşturmanın önemini biliyoruz. Tuzla, kültür sanat kenti olarak anılacak, bunu sağlayacağız” dedi. “Tuzla’dan başlayarak İstanbul’un değişik semtlerinde sergiler düzenledim” Emekli olduktan sonra yakma resim sanatına odaklandığını belirten serginin küratörü Yusuf Ziya Güreken, “Karma Sergi yapmaya karar verdikten sonra sosyal medya sayfalarından bu sanatı yapan sanatçıları buldum, bir araya topladım. Tuzla’dan başlayarak İstanbul’un değişik semtlerinde sergiler düzenledim. Bu 8’inci sergimiz; çok rağbet görüyor ve ziyaret edenler çok memnun kalıyor. Sergimizin ilkini Tuzla’da yapmıştım, şimdi sonuncusunu da burada yapıyorum. Tuzla’da başladım, Tuzla’da bitirdim. İnşallah başkaları devralır ve ben onlara destek olurum” ifadelerini kullandı. “Bir şeyler yapmak, üretmek çok güzel bir duygu” Yakma resim sanatını çok sevdiğini söyleyen ve sergiye bir eserini getiren ev hanımı Yeliz Erdem ise, “Yusuf Bey’in daveti sonucunda sergiye katıldım. Yakma resim sanatını İSMEK’te öğrendim ve evde çalışarak kendimi geliştirdim. Elimin yatkın olduğunu fark ettikten sonra büyük bir zevk aldım, çok mutlu oldum. Bir şeyler yapmak, üretmek çok güzel bir duygu. Buraya bir resimle katıldım ama devamı gelecek. Ahşap yakma çok bilinen bir sanat olmadığı için bu tür sergilerin açılması çok büyük önem arz ediyor. Özellikle ev hanımlarının bu tür sanat dallarıyla ilgilenmesi ayrı bir mutluluk veriyor” şeklinde konuştu. “Kısa sürede baya bir yol kat ettiğimi söylediler” Makine Yüksek Mühendisi Meltem Göktaş’ın eserleri de sergide öne çıkan eserler arasındaydı. Sergi ile ilgili düşüncülerini paylaşan Göktaş, “Ahşap Yakma sanatıyla yaklaşık 2,5 yıldır uğraşıyorum, kısa sürede baya bir yol kat ettiğimi söylediler. İşin içinde sabır söz konusu ama ben sevgiyle daha fazla ilerletebileceğime inandım ve başardığımı düşünüyorum. Yakma sanatı bilindik bir sanat olmadığı için bu tarz sergilerin düzenlenmesi, ziyaretçilerin sergiyi daha yakından tanımasına ve bu sanata yönelmesini sağlıyor” dedi.
Hatay Evlilik kredisine başvurusu onaylanan ve eğitimi başarıyla tamamlayan 141 çiftin evlilik telaşı başladı HATAY (İHA) – Depremin vurduğu Hatay’da evlilik kredisi başvurusu onaylanan ve eğitimi başarıyla tamamlayan 141 çiftin evlilik telaşları başladı. Devlet desteğiyle yeni bir yuva kuran Yılmaz çifti, gençlerin evlilik kredisine başvurmalarını gerektiğini belirtti. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, evlenecek çiftleri desteklemek adına Aile ve Gençlik Fonunu kurmuştu. Fon tarafından desteklenen Evlenecek Gençlerin Desteklenmesi Projesi’nin ilk olarak deprem bölgesinde hayata geçirilmesi planlanmıştı. Proje çerçevesinde Hatay’da, 15 Şubat’ta başlayan evlilik kredisine 2 bin 321’den fazla çift projeye başvuruda bulundu. Başvurusu kabul edilen 141 çiftin evlilik öncesi eğitimleri Hatay’ın ilçelerinde başlamıştı. Eğitimlerini tamamlayan ve evlilik kredisi başvuru yapan çiftlerin ilk nikahları 15 Nisan tarihinden itibaren başladı. Başvurusu onaylanan ve eğitimleri tamamlanan 141 çiftin nikah süreçleri başladı. Deprem bölgesinde evlenecek gençlere umut olacak olan projeyle; evliliklerinin daha sağlam temeller üzerine kurulması ve gençlerin evliliğe teşvik edilmesi hedefleniyor. Evlenecek çiftin her ikisinin de aylık toplam brüt gelirinin 2 asgari geçmiyor olması, 18 - 29 yaş aralığında olunması ve başvuru tarihi itibariyle resmi nikah gününe en az 2 en fazla 6 ay kalmış olması başvuru şartlarının temel şartları arasında yer alıyor. “Gençlerin bu krediye başvurmalarını tavsiye ediyorum” Gençlerin evlilik kredisine başvurmalarını tavsiye eden Vecih Yılmaz, “Evlilik kredisi bize yardımcı oldu. Gençlerin bu krediye başvurmalarını tavsiye ediyorum. Yine de bir nebzede olsa yardımcı oldu. Evlilik kredisi başvuru sürecinde herhangi bir zorluğu yok. Başvuru yapıyorsunuz. 1,5 ay bekliyorsunuz. Sizi aradıktan sonra eğitimlere katılıyorsunuz. 3 eğitim aşamasından geçiyorsunuz. Nikah kıyıldıktan sonraki ay para hesabınıza yatıyor. Nikahtan sonra 2 eğitime katılıp süreci tamamlıyoruz” dedi. “Evlilik kredisinin miktarı çokta yüksek olmasa bile bize büyük bir desteği oldu” Evlilik kredisinin evlilik sürecinde büyük desteği olduğunu ifade eden Burcu Yılmaz, “Evlilik kredisinin miktarı çokta yüksek olmasa bile bize büyük bir desteği oldu. Evlilik aşamasında 150 bin TL’yi çok az bir miktar olarak görüyoruz ama çok yardımcı olduğu noktalarda oldu” şeklinde konuştu. “Evlilik kredisinin miktarının iyi olduğunu belirtip devletimize teşekkür eden çiftlerimiz oldu” Evlilik kredisi için başvuru yapan çiftlerin sayısının çok yükseldiğini belirten nikah memuru Niyazi Yalçın, “Yaz aylarına doğru giderken 2 hafta öncesine kadar evlilik kredisi öncelik olarak çok başvuru aldık. Evlilik kredisinde yüksek bir başvuru var. Pilot bölge olarak Hatay’dan başlamaları çok güzel oldu. Çiftlerimize özellikle evlilik kredisini soruyoruz. Çiftlerimiz için baya faydalı, bütçelerinin yarısından fazlasını karşıladığını ve bu miktarında iyi olduğunu belirtip devletimize teşekkür eden çiftlerimiz oldu. Bizde evlilik kredisini çiftlerimize anlatıyoruz. Devletimiz evlenen genç çiftlerimize böyle bir fon hazırladığını ve pilot bölge olarak Hatay’ı seçtiklerini söyleyerek tavsiye ediyoruz” ifadelerini kullandı.