ÇEVRE - 09 Eylül 2021 Perşembe 13:38

Nesli tükenmekte olan kırmızı mercanlar, Çanakkale Boğazı’ndaki batık gemilerde hayat buluyor

A
A
A
Nesli tükenmekte olan kırmızı mercanlar, Çanakkale Boğazı’ndaki batık gemilerde hayat buluyor

Çanakkale Boğazı’nda batık gemilere dalış aktivitesi başladı.

Çanakkale Boğazı’nda batık gemilere dalış aktivitesi başladı. Önümüzdeki günlerde dalış turizminin önemli merkezlerinden biri haline gelmesi beklenen Çanakkale Boğazı’ndaki tarihi batıklar, su altı ekosistemine faydasının yanı sıra dalış severlerin de cazibe merkezi haline gelecek. Yapay resif alanları haline gelen batıklar, nesli tükenmekte olan kırmızı mercanlara da ev sahipliği yapıyor.


Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı öncülüğünde başlatılan projeyle birlikte, tarihin en kanlı savaşlarından olan Çanakkale Savaşları batıklarının yer aldığı Çanakkale Boğazı’nda dalış turizmi yavaş yavaş hayata geçmeye başladı. Tarihin izlerini tüm çıplaklığıyla sergileyen, balıklara yuva olan ve doğal mercanları da üzerinde bulunduran 100 yıllık gemi batıklarına ilgi her geçen gün artıyor.


Geçtiğimiz günlerde Çanakkale’nin Eceabat ilçesi Kilitbahir köyü Havuzlar mevkiinde 30 metre derinliğe dalan Türkiye Sualtı Sporları Federasyonu Çevre Kurulu Başkanı Tahsin Ceylan ve beraberindeki ekip, ticari batık olan nitelendirilen Kaptan Frangos gemisini inceleme fırsatı buldu.



“Çanakkale’de yaygın bir dalış aktivitesinin artmasını arzu ediyoruz”


O anları da su altı kamerası ile görüntüleyen Türkiye Sualtı Sporları Federasyonu Çevre Kurulu Başkanı Tahsin Ceylan, “Türkiye denizleri fauna ve flora olarak çok zengin olmasa da batık envanteri anlamında en zengin portföyüne sahip. Akdeniz’de yaklaşık 17 bin denizel tür varken, bizim kıyılarımızda 6 bin tür tanımlanmış bu nedenle batıkların rolü çok önemli ve batıklar dediğimizde akla ilk gelen yer Çanakkale Boğazı. Burada çok sayıda batık var. 100 yıldır bu batıklar burada ve o zamandan beri bu batıklara dalışlar yasak ve biz bunu dalış turizmine kazandıramadık. Bu konuda yeni çalışmalar var. Dilerim ki bu çalışmalar doğru sonuç verir ve buradaki batıkların artık dalış turizmine kazandırılması lazım. Daldığımızda bu 100 yıllık süre içerisinde batıkların da birçok yerinin yıprandığını ve koptuğunu görüyoruz. Artık son hallerinin mutlaka görüntülenip de Çanakkale’de yaygın bir dalış aktivitesinin artmasını arzu ediyoruz” dedi.



“Tarihi Alan Başkanlığı’nın dalış turizmi için çabaları var”


53 yıl önce Çanakkale Boğazı’nda batan Kaptan Frangos gemisinde nesli tükenmekte olan kırmızı mercanların yer aldığını belirten Ceylan, “Kaptan Frangos batığına daldık. 1968 yılında batan bu gemi, su altında mükemmel bir resif. Üzerinde çok sayıda kırmızı mercanlar var ve bu mercanların nesli tehlike altında. İnsanların mutlaka Frangos batığına dalmaları gerektiğine inanıyorum. Çanakkale tam bir batık envanteri cenneti. Majestik Zırhlısı ve Fransız batıkları gibi birçok batık var. Tüm dalış severlerin Çanakkale’ye gelmesini arzuluyorum ki ben daha çok yurt dışından buraya gelerek dalış turizmine katkı sağlamaları gerektiğine inanıyorum. Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı’nın da bu konuda çabaları var. Ben bu çabaların artmasını arzu ediyorum” diye konuştu.



“Tarihi batıklarımız var”


Çanakkale’de 20 yıldır dalış eğitimleri ve faaliyetlerinde bulunan, Çanakkale Balıkadamlar Dalış ve Eğitim Merkezi Dalış Eğitmeni Ercan Zeybek ise, “Çanakkale’deki dalış faaliyetleri deyince aklımıza ilk önce, son zamanlarda fazla gündemde olan batıklar geliyor. Çanakkale’de yaklaşık 100 yıldır suyun altında olan bu batıklara çok fazla dalış yapamıyorduk ama şuanda Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı nezaretinde bu batıkların turizme açılması için büyük bir girişim var. Dolayısıyla bu girişimden dolayı da yurt dışından yabancı misafirlerin geleceklerini ve bu bölgede dalış turizminin daha fazla gelişeceğine inanıyorum. Bugün ki dalışımızı Havuzla mevkiinin sağ tarafında kalan yaklaşık 30 metrede kalan Kaptan Frangos batığına yaptık. Tabii ki bu bir ticari batık, bunun dışında tarihi batıklarımız da var. Tarihi batıklarımız da Abide, Mehmetçik Feneri mevkii açıklarında Majestik Zırhlısı var. Kültür ve Turizm Bakanı’mız Mehmet Nuri Ersoy, önümüzdeki günlerde Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı’nın kontrolünde, bu bölgenin dalışa açılacağına dair bir bilgi verdi bizlere. Sanırım bununla birlikte çok daha fazla bir gelişme olacak” dedi.



“Savaşın izleri tüm çıplaklığı ile su altında da duruyor”


Çanakkale savaşlarının tüm çıplaklığı ile su altında olduğunu ifade eden Türkiye Sualtı Sporları Federasyonları 3 Yıldız Dalış Eğitmeni Murat Kulakaç, “Çanakkale, çocukluğumuzdan itibaren bildiğimiz gibi; kültürel olarak, doğası, savaşları ve tarihi dokusu olarak çok ciddi bir geçmişi olan bir yer. Savaşın izleri tüm çıplaklığı ile su altında da duruyor. Su altı ekolojik sistemi hem Marmara hem de Ege’nin sularına karıştığı için en canlı denizlerimizden birisi. Su altında her türlü mercan ve canlı yapısını burada tespit etme şansına sahibiz. Bu bölgede dalış turizminin gelişmesi için yerel yönetimlerin, devletin ve bizlerin çok ciddi bir katkı sağlaması gerekiyor. Bu konuda biz her türlü çalışmaya destek vermeye hazırız” şeklinde konuştu.



Kaptan Frangos


Tarihi batık olmamakla birlikte güzel bir dalış bölgesidir. 19 Şubat 1968 yılında Malta’dan Varna’ya gelirken Yunanistan’a gitmekte olan Yunan bandıralı Dimos adlı gemi ile çarpışarak batar. Bu ticari gemi bulunduğu derin soğuk sularda birçok canlıya sığınak olmuştur. Boğazın akıntılı bölgesinde olmasına karşın kimi zaman görüş oldukça düşüktür. Genellikle yaz aylarının ortalarında görüşün düşük olduğu günlerde Kaptan Frangos’un silueti 30 metrelere gelindiğinde belirir. Tabanı 47 metrelerde olan gemi bugün birçok renkli sünger ve mercan ile kaplanmıştır. Genellikle Ayvalık ve Marmara’nın derin sularında karşılaştığımız kırmızı yumuşak mercanlar gözünüze ilk çarpanlardandır. Dibe yan olarak oturmuş 1530 grostonluk gemi yaklaşık 125 metre boyundadır. Geminin oldukça büyük ve akıntının güçlü olmasından dolayı fotoğrafçılar çekim anında güç anlar yaşamaktadır.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli "Sizi umreye götüreceğiz" yalanıyla vatandaşları 10 milyon TL dolandırdıkları iddia edilen şüpheliler: "Asıl mağdur biziz" Umre ziyaretine gitmek isteyen 412 kişiyi 10 milyon TL dolandırdığı iddia edilen turizm acentesi sahibi ve aracı şahıs tutuklandı. İlk ifadesi ortaya çıkan acente sahibi, "Vatandaşların uçuşlarının ertelenmesinden kaynaklı bütün ekip arkadaşlarımız ve bize güvenen insanlar mağdur olmuşlardır. Uçuş firması yetkilileri yerine biz gözaltına alındık" dedi. Romanlar Konfederasyonu Başkanı Ahmet Çokyaşar’ın (53) sahibi olduğu turizm acentesinin Kocaeli, İstanbul, Bursa, Sakarya, Balıkesir, Düzce gibi illerde umre ziyaretine gitmek isteyen yaklaşık 412 kişiyi yaklaşık 10 milyon TL dolandırdığı iddia edildi. Umreye gitme tarihinin geçmesi üzerine vatandaşlar şüphelilerle irtibata geçerek polis şikayette bulundu. Sakarya’da camide müşteriler ile yapılan toplantı sırasında Çokyaşar ve 4 şüpheli Sakarya’da gözaltına alındı. İfadesi alınan 5 şüpheli savcılık tarafından serbest bırakılmasına karar verildi. Ancak Bursa’da da yapılan şikayetler üzerine Bursa Cumhuriyet Savcılığı’nın talimatıyla Ahmet Çokyaşar ve aracı olduğu iddia edilen Ersoy Y. (50) serbest bırakılmadan gözaltı süreçleri devam etti. Diğer 3 şüpheli ise serbest bırakıldı. "Asıl mağdur olan biziz" Sakarya’dan SEGBİS aracılığıyla Bursa 2. Sulh Ceza Hakimliği’ne bağlanan şüpheliler, "Dini inanç ve duyguların istismarı suretiyle dolandırıcılık" suçundan ifade verdi. Suçlamaları kabul etmeyen Ahmet Çokyaşar, "Asıl mağdur olan taraf biziz, firma iki kere uçuşlarımızı iptal etti. Bilgiyi aldığımız an itibari ile emniyete suç duyurusu yaptık. Uçakları ertelenen yolcularımız ile görüşmek için Sakarya’ya gittik. Aynı suçtan dün Sakarya’da serbest bırakılmıştık ancak Bursa’daki vatandaşların yine suç duyurusunda bulunması üzerine 3 gündür gözaltına olduğumuz için müşterilerimizle irtibata geçemedik. Uçuş firması yerine bizler bugün buradayız. Vatandaşların uçuşlarının ertelenmesinden kaynaklı bütün ekip arkadaşlarımız ve bize güvenen insanlar mağdur olmuşlardır. Bu mağduriyetin ortadan kaldırılması için serbest kalmamız gerekmektedir. Uçuş firması yetkililerinin acil olarak gözaltına alınmasını talep etmekteyiz. Asıl bizler dolandırıldık. Bu olaydan dolayı çok üzgünüm, sizlerden yardım talep ediyoruz, biz bu sorunu çok kısa zamanda çözecek pozisyondayız. Öncelikle serbest bırakılmayı talep ederim” diye konuştu. "Biz tüm ücretleri uçuş firmasına yatırmıştık" Çokyaşar’ın savunmasına katılan müdafisi Av. Nurcan Özlen, "Müvekkilimiz uçuşların iptal edildiğini 30 Nisan tarihinde öğrenmiştir, bu haberi alır almaz firma hakkında şikayetçi olduk. Firma sahibi hem Sakarya’da yürütülen soruşturmada hem de Kocaeli’de yürütülen dosyada şüpheli konumundadır. Biz tüm ücretleri uçuş firmasına yatırmıştık. Müvekkilimin dolandırıcılık kasti söz konusu değildir. Aksine biz mağduruz” şeklinde konuştu. "Umreyi iyi bildiğim için insanlar benimle gelmek istedi" 29 senedir kamu personeli olarak görev yaptığını söyleyen Ersoy Y., "Ben de umreye gidecektim, orayı iyi bildiğim için insanlar benimle gelmek istedi. İnsanlar umreye gideceğimi duyunca beni arayarak, ‘Birlikte gidelim’ dediler. 12 kişi bana para verdi, ben de parayı yatırdım fakat Umre’ye gitmemize 2 gün kala uçuş firması uçuşun iptal olduğunu bildirdi. İtibarımdan dolayı bu 12 kişinin parasını hemen ödemek istiyorum yeter ki serbest kalayım. Öncelikle serbest bırakılmayı talep ederim, hakimliğiniz aksi kanaatte ise adli kontrol hükümlerinin uygulanarak serbest bırakılmamı talep ederim” ifadelerini kullandı. "Ersoy umreye gitmek istemeyenlerin paralarını geri iade etmiştir" Ersoy Y. müdafisi Av. Gizem Dirbisoğlu ise "Müvekkilim daha önce de bu turizm firması ile umreye gitmiştir. Ersoy umreye gitmek istemeyenlerin paralarını da geri iade etmiştir. Müvekkil mağdur durumdadır, tutuklanması ağır bir tedbir olacaktır. Fazla şikayetçi olduğu için herkes para verdiğini iddia etmiştir ancak müştekinin gerçeğe aykırı beyanları ile müvekkilin tutuklanması hakkaniyete aykırı bir durum olacaktır. Turizm firmasının yetkilisini müvekkilim vatandaşlara bildirmiştir, kendisi sadece aracıdır. Ersoy Y., bir kuruş dahi kar sağlamadan vatandaşların parasını turizm firmasına yatırmıştır. Maddi menfaat yoktur” dedi. İfadelerinin ardından 2 şüpheli, "Dini inanç ve duyguların istismarı suretiyle dolandırıcılık" suçundan tutuklanarak cezaevine gönderildi.