GÜNDEM - 04 Mayıs 2024 Cumartesi 13:01

Çanakkale’ye 12 hekim daha atanıyor

A
A
A
Çanakkale’ye 12 hekim daha atanıyor

Çanakkale’ye Sağlık Bakanlığı’nın atama kurası kapsamında 12 hekim kadrosu daha tahsis edildi. AK Parti Çanakkale Milletvekili Ayhan Gider, 40 gün öne gerçekleşen atamalarla birlikte Çanakkale’nin 26 hekimle sağlık kadrolarını güçlendirdiğini duyurdu.


AK Parti Çanakkale Milletvekili Ayhan Gider, Çanakkale merkez ilçe, Gelibolu, Yenice ve Bozcaada’ya yeni hekim kadroları açıldığını duyurdu. Gider, yaptığı açıklamada Sağlık Bakanlığı’nın 116’ncı dönem atama kurasında Çanakkale’ye 12 hekim kadrosu ihdas edildiğini belirterek; “Son olarak yaklaşık 40 gün önce 14 hekim ve 2 eczacı ataması gerçekleştirilmişti. Çanakkale’nin ihtiyaçlarını daha iyi bir şekilde karşılayabilmek adına, taleplerimiz doğrultusunda 12 hekim kadrosu daha şehrimize tahsis edildi. Çanakkale Mehmet Akif Ersoy Devlet Hastanesi’ne 2 Acil Tıp Uzmanı, 1 Göz Hastalıkları Uzmanı ve 2 Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı, Gelibolu Şehit Koray Onay Devlet Hastanesine; 1 İç Hastalıkları Uzmanı, Yenice Devlet Hastanesine; 1 Anestezi ve Reanimasyon Uzmanı, 1 Pratisyen Hekim, Bozcaada Toplum Sağlığı Merkezine; 1 Pratisyen Hekim Askeri Birliklerin Emrine ise; 3 Pratisyen Hekim olmak üzere toplam 12 hekim münhal kadrosu tahsis edilmiştir. Çanakkaleli hemşehrilerimizin en rahat şartlarda sağlık imkanlarından yararlanmalarını ve görev yapan mevcut hekimlerimizin de iş yükünü azaltmak adına bu atamaları son derece kıymetli buluyoruz. Çanakkale’ye desteklerinden dolayı Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve Sağlık Bakanımız Fahrettin Koca’ya teşekkür ediyorum” dedi.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay Her 3 bin bebekten birinde görülen ’kistik fibrozis’te erken tanı hayat kurtarıyor Türkiye’de 3 bin bebekten birinde görülen kistik fibrozis hastalığı, topuk taramaları ve ter testiyle erken teşhis ediliyor. Çocuk Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Hüseyin Arslan, kistik fibrozis hastalığının erken teşhis edilmesinin insanın yaşam kalitesini artırdığını ve yaşam sürecini uzattığını söyledi. Genetik bir hastalık olan kistik fibrozis, ülkemizde yeni doğan her 3 bebekten birinde görülüyor. Bebeklerin doğumuyla birlikte ön tanı için 2015 yılından itibaren yapılmaya başlanan topuk taraması ile erken teşhis sağlanıyor. Erken teşhisin ardından uygulanan ter testiyle de hastalığın tespiti yapılıyor. Hatay Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde uygulanmaya başlanan ter testi de deprem bölgesinde yaşayan vatandaşlara kolaylık sağlamaya başladı. Hastanede görevli Çocuk Göğüs Hastalıkları Uzmanı Hüseyin Arslan, hastalığın tanı süreci hakkında ve sonrasındaki tedavi süreci hakkında bilgi verdi. "Kistik fibrozis genetik geçişli bir hastalık, bulaşıcı bir hastalık değildir" Kistik fibrozun genetik geçişli bir hastalık olduğunu ve bulaşıcı bir hastalık olmadığını ifade eden Arslan, "Burada çocuk göğüs hastalıkların dan biri olan kistik fibroz için ter çalışması yapıyoruz. Kistik fibrozis genetik geçişli bir hastalık, bulaşıcı bir hastalık değildir. Bu geni taşıyan anne ve babanın çocuklarında meydana geliyor. Türk toplumunun da 3 bin kişiden birinde görülebiliyor. Ülkemizdeki mutosyonlar Avrupa’daki görülen mutasyonlardan farklı görülüyor. Kistik fibrozis de ter ve senkrasoyonlarla ilgili bir sorun oluşuyor ve buna bağlı olarak akciğerde ki balgamların yumuşatılıp atılması, pankreasta senkrosyonlar etkileniyor. Buna bağlı olarak sık tekrarlanan akciğer enfeksiyonları, beslenme bozukluğu, yağlı dışkılama, pis koku ishal, gelişme geriliği, sık sinüzitler nedeniyle hastalar çeşitli sıkıntı yaşamakta ve ilerleyen zamanda hayatını kaybediyordu dedi. "Hastalığı ne kadar erken yakalarsak, hastaya bazı tedavileri verirsek daha faydalı oluyoruz" Ülkemizde 2015 yılından itibaren uygulanmaya başlanan topuk testiyle hastalığın erken teşhis edilmeye başlandığına dikkat çeken Dr. Arslan, “2015 yılından itibaren ülkemizde bu hastalık taranıyor. Bebekler doğduğunda topuk taramasında riskli görülen hastalar tarafımıza yönlendiriliyor. Burada ter testi yaparak bu hastalığın tanısını koyuyoruz. Erken tedavi ile daha iyi yaşam kalitesi sağlamaya yardımcı olmaya çalışıyoruz. Ter testi için hastaları 1 gün öncesinden hazırlıyoruz çünkü hastalardan ter toplamamız gerekiyor. 1 gün öncesinden banyo yapıp, iyi besleniyorlar. Yaklaşık yarım saatlik bir süreç içerisinde de ter toplanıyor sonrasında da ölçüm cihazında teri ölçüyoruz. Toplamda 1 saat içerisinde ter testinin sonucunu elde etmiş oluyoruz. Erken yaşta gözlemlenmeye başlıyor. Hastalığı ne kadar erken yakalarsak, hastaya bazı tedavileri verirsek daha faydalı oluyoruz. Hastalar erken tanıyla daha uzun yaşam ömre sahip oluyor. Normal bir birey gibi yaşayabiliyorlar. Bu tedavi süreci hastalar için ömür boyu devam ediyor. Bazı ilaçları ve fizik tedavi uygulamalarını sürekli yapmaları gerekiyor" ifadelerini kullandı.