EKONOMİ - 07 Mart 2025 Cuma 16:33

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı: "2028 yılı itibarıyla biz kırmızı et ithalatı konusunu ülke gündeminden çıkarmış olacağız"

A
A
A
Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı: "2028 yılı itibarıyla biz kırmızı et ithalatı konusunu ülke gündeminden çıkarmış olacağız"

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, kırmızı et üretiminin ülkedeki ihtiyacın yüzde 95’ini karşıladığını belirterek, "2028 yılı itibarıyla kırmızı et ithalatı konusunu ülke gündeminden çıkarmış olacağız inşallah" dedi.


Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı Çankırı’nın Ilgaz ilçesinde kurulan Veteriner Yol Kontrol Ve Denetim İstasyonu’nun açılış törenine katıldı. Çankırı Valisi Mustafa Fırat Taşolar ve kent protokolünün hazır bulunduğu törende konuşan Bakan Yumaklı, hayvan hastalıklarının önlenmesi için kurulan istasyonların önemine dikkat çekti. Ülke gündemindeki kırmızı et ithalatını 2028 yılına kadar sonlandırmayı hedeflediklerini belirten Yumaklı, Ramazan ayında da et fiyatlarında herhangi bir fahiş artışa izin verilmediğine dikkat çekti.



"Dünya sıralamasında bütün ülkelerin gözünün bizde olduğu şekliyle önemli bir üretici ülkeyiz"


Hayvancılık sektörünün hem endüstriyel üretim için hem de vatandaşların gıda ihtiyacının önemli bölümünü karşılaması açısından stratejik bir sektör olduğunu belirten Bakan Yumaklı, "Bakanlık olarak da bu stratejik alanı geliştirmek için sahada çok fayda sağlayacak ya da sektörlerin gelişimine etki edecek irili ufaklı birçok hususu da yerine getiriyoruz. Sektörün sorunlarına çözüm bulmak amacıyla da yoğun bir gayret ve çaba içerisindeyiz. Bugün bunlardan bir tanesi, yol kontrol noktası inşallah hayvancılık sektörümüz için hayırlı uğurlu olur. Bunun ne anlama geldiğini, esasında hayvan hareketlerinin kontrol altında tutulmasının önemini elbette zaman içerisinde ülkemizdeki hayvan hastalıklarının oransal olarak azalımını gördüğümüzde daha iyi anlıyoruz. Gıda arz güvenliğimiz için kritik bir sektör olan hayvansal üretimin aynı zamanda sürdürülebilirliği de bizim için son derece önemli. 23 yıldır stratejik sektör olarak ele aldığımız tarım sektörüne önemli destekler verdik ve çok ciddi yatırımlar yaptık. Ayrıca piyasayı dengelemek ve regüle etmek adına da çok farklı enstrümanları hayata geçirdik. Bu manada son 23 yılda sadece bugünkü konumuza binaen hayvancılıkta nereden nereye geldik kısaca bahsetmek isterim. Büyükbaş hayvan varlığımızın yüzde 71’lik oranda, 17 milyon başa, küçükbaş hayvan varlığımızın yüzde 72 artışla 55 milyon başa, kanatlı hayvan varlığımızın yüzde 55 artışla 380 milyon adede ve arılı kovanımızın da yüzde 115 artışla 9 milyon adede çıktığını söylemek istiyorum. Hayvan varlığımızdaki bu artışlar kırmızı etten beyaz ete, sütten bala kadar bütün hayvansal üretimlerimizin minimum iki kat ile dört kat arasında arttığını gösteriyor. Hayvansal üretimde elde ettiğimiz bu başarı elbette bizleri dünya sıralamasında önemli yerlere de taşımış durumda. Büyükbaş hayvan varlığına dünya ölçeğinde baktığımızda 22’nci sıradayız Avrupa’da ise 2’nci sıradayız. Küçükbaş hayvan varlığına baktığımızda dünyada 7’nci, Avrupa’da ilk sıradayız. Sığır eti üretiminde dünyada 7, Avrupa’da 1’nci sıradayız. Tavuk eti üretiminde dünyada 9, Avrupa’da 2’nci sıradayız. Yumurta üretiminde dünyada 10’uncu, Avrupa’da 2’nci sıradayız. Bal üretiminde ise dünyada 2’nci Avrupa’da da birinci sıradayız. Görmüş olduğunuz gibi, bizim üretim gücümüz bulunduğumuz coğrafya için de son derece önemli ama dünya sıralamasında da hakikaten bütün ülkelerin de gözünün bizde olduğu şekliyle önemli bir üretici ülkeyiz" dedi.



"Kırmızı et üretimi ihtiyacın yüzde 95’ini karşılıyor"


Hayvansal üretim ihracatının 2002 bin yılına göre 14 kat arttığını kaydeden Bakan Yumaklı, "3,5 milyar dolara çıktığını söyleyebilirsiniz. Bütün bunların hepsi bize zaman zaman maalesef ki farklı argümanları ortaya koyanların doğru söylemediği biçimde, bitti denilen tarımın aslında hangi aşamada olduğunu da göstermiş durumda. Ben bu sonuçların ortaya çıkmasına sebep olan, hiçbir halde ve şartta üretimden vazgeçmeyen üreticilerimize, yetiştiricilerimize canı gönülden teşekkür ediyorum. Tabii bu anlattıklarımdan sonra muhtemelen kırmızı et ithalatıyla ilgili ya da hayvan ithalatıyla ilgili konuları ya da fiyat artışlarını söyleyenler olacaktır. Kırmızı etteki kendimize yeterliliğimizin yüzde 95 olduğunu, yapılan ithalatın sadece yüzde 5’lik kısım için ama daha da önemlisi fahiş fiyat artışlarına karşı regülasyon görevini yerine getirmek amacıyla ilgili kurumlarımız tarafından yerine getirildiğini söylemek istiyorum. Peki yıllardır gündemde olan bu kronik soruna karşı neler yapıyoruz, onu da birkaç cümleyle anlatmak istiyorum. 14 yıldır özel sektör eliyle yapılmış olan et ithalatı 2024 yılı itibarıyla, regülasyon görevinin tamamen kamu kurumlarında olması prensibimiz çerçevesinde, Et ve Süt Kurumu eliyle yapılıyor. Biz bu düzenlemeyle hem özel sektördeki bazı tekelleşme hususlarını sona erdirmiş olduk, aynı zamanda zaman zaman vatandaşımızın da gündemine giren fahiş fiyat artışlarını da engellemiş olduk. Özellikle her Ramazan ayı öncesinde fahiş fiyat artışları hususu bu yıl gerçekleşmemiş oldu. Elbette ki almış olduğumuz tedbirlerin çok büyük önemi var. Et ve Süt Kurumu bu süre içerisinde yine canlı hayvan stokunu da arttırmış oldu. Üretici birlikleri, kasaplar, yetiştiriciler, sürece destek verdiler. Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Rekabet Kurulu da yine fahiş fiyat artışlarıyla ilgili gerekli incelemeleri takipleri başlatmış Oldu. Et tedarikiyle ilgili bu mübarek günlerde hamdolsun, bütün içtenliğimle ve gönül rahatlığıyla söyleyebilirim ki bizim et tedarikimizle ilgili, ülkemizde herhangi bir problem, herhangi bir sıkıntı söz konusu değildir. Fiyat artışını gerektirecek hiçbir sebep yoktur. Bunun olmayacağını neden bu şekilde ısrarlı bir biçimde ifade ediyoruz? Çünkü bu konuda geçmiş yıllara nazaran çok daha başarılı sonuçlar alınmışken bu Ramazan ayının başlangıcı itibarıyla de herhangi bir fahiş fiyat artışı yaşanmamışken, sanki böyle olduğu intibaını oluşturan bir takım söylemlere maalesef rastlıyoruz. Bunu da buradan ifade etmek isterim. İthalat konusunu tamamen ülkemizin gündeminden çıkarmaktır. Bütün amacımız bütün gayemiz, çabalarımız buna ilişkindir. Nüfus artışı ve dünyadaki gıda milliyetçiliği konusu bizim hem artacak olan ihtiyaçlara hem de bu hususlara göre vizyonumuzu, politikalarımızı ve eylemlerimizi şekillendirmemizi gerektiriyor. Bu gerçek bizim çok daha etkin, hızlı sonuç verecek tedbirler almamızı da gerektirdi. Bir yıl önce 5 yıllık hayvancılık yol haritası açıkladık. Bu yol haritasının bütün unsurlarını yerine getiriyoruz. Yol haritamızın en önemli hususu Et ve Süt Kurumu ve TİGEM iş birliğiyle hayvancılıkta üretimi geliştirme projesiydi. Bu projenin son derece başarılı gittiğini belirterek buradan bütün yetiştiricilerimize, üreticilerimize çok ciddi faydalar sağlayacağını söylemek istiyorum. Elbette bu aynı zamanda tüketicilerimizin de uygun fiyatla ürünlere ulaşmasını yolunu açmış olacak. Önemli olan diğer bir husus ise anaç hayvan sürümüzün arttırılması ve üretimimizin buna bağlı olarak artırılması konusu. Bu politikalara eş zamanlı olarak da yine Sayın Cumhurbaşkanımızın Kırsalda Bereket, Hayvancılığa Destek Projesi açıklandı. Bu projeyle birlikte de hakikaten son dönem belki de bizlerin de tahminlerinin çok çok üzerinde bir başvuru almış olduk. Ben buradan başvuran bütün üreticilerimize, yetiştiricilerimize teşekkür ediyorum. 2028 yılına kadar onların da bu ihtiyaçlarını biz Cumhurbaşkanımızın açıkladığı şekliyle karşılayacağız ve söylemiş olduğumuz gibi 2028 hedef yılımız, 2028 yılı itibarıyla biz kırmızı et ithalatı konusunu ülke gündeminden çıkarmış olacağız inşallah. Proje kapsamındaki başvuruların incelenmeye başladığını ve değerlendirmelerin sonucunda bu ay içerisinde dağıtımların başlayacağını söylemek istiyorum. Şimdiden bütün üreticilerimize, genç ve kadın girişimcilerimize hayırlı uğurlu olsun" diye konuştu.



"Hiçbir toleransımız yok ve olmayacak"


Kurulan istasyonlarla ilgili de konuşan Yumaklı, "Hayvancılık yol haritasının diğer bir önemli başlığı da hayvan hastalıklarıyla mücadeleydi. Bugün burada olmamızın da en önemli sebebi bu. Sağlıklı hayvan sağlıklı bir gıda tüketimini ifade eder. Bu kapsamda Gıda Kontrol Genel Müdürlüğümüz ve taşra teşkilatındaki bütün arkadaşlarımız el ele vererek hem ekonomiye büyük bir darbe vuran, bizlerin amaçlarına ulaşmasını engelleyen hayvan hastalıklarıyla mücadelede ciddi bir eylem başlatmış oldular. Kontrolsüz hayvan hareketlerini engellemek de bunlardan birisiydi. Sağlıksız hayvanların bir yerden başka bir yere sevk edilmesi ile o hastalığın Türkiye çapında yayılması hem üretim hem de ekonomimize getirdiği yük anlamında çok önemliydi. Yol kontrol noktaları da bu manada sağlıklı hayvan hareketini sağlamak açısından son derece önemliydi. Bunlardan Türkiye çapında çok önemli kavşak noktalarında 8 adet açmış olacağız. İlk 3’ünü Erzurum’da, Elazığ’da ve Ankara’da açtık, dördüncüsü de Çankırı’da açılmış oluyor. Bu üç istasyonda 11 bin 682’si uygun, 349’u uygunsuz olmak üzere 12 bin 31 aracın kontrol edildiğini söylemek istiyorum. Tespit edilmiş uygunsuzluklar içerisinde şap hastalığına yakalanmış hayvanlar, maalesef ki sahte veteriner hekim raporlarıyla gözetim ve karantina bölgesinden kaçırılmış hayvanlar vardı. Hep söyledik, yine söylüyoruz. Bu konularda hiçbir toleransımız yok ve olmayacak. Sıfır toleransla gidiyoruz. Burada da aynı şekilde yakalanan uygunsuzluklar mutlaka ama mutlaka gerekli yaptırımlarla sonuçlandırılacak. İstiyoruz ki hiçbir uygunsuzluk çıkmasın. Hem üreticimiz için hem de ülkemiz için çok negatif sonuçları itibarıyla kötü olan hususlarla karşılaşmamış olalım. Ben bu veteriner kontrol noktasının oluşturulmasında Çankırı ilimizin başta valiliğimiz olmak üzere bütün eşrafına, bizlere destek olan siyasetini ve çalışma arkadaşlarıma canı gönülden teşekkür ediyorum" şeklinde konuştu.


Konuşmaların ardından tesis dualarla açıldı.



Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı: "2028 yılı itibarıyla biz kırmızı et ithalatı konusunu ülke gündeminden çıkarmış olacağız"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Mersin Bakan Yerlikaya, Mersin’de trafikteki darp olayının görüntüsünü paylaştı, yeni yargı paketiyle gelen cezaları duyurdu Mersin’de trafikte bir sürücüyü darbeden şüphelilerden 3’ü tutuklandı, olaya karışan 3 şahsa da adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Olay anına ait görüntüleri paylaşan İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, olaya karışanların yeni yargı paketiyle 3 yıla kadar hapisle cezalandırılacağı ayrıca 180 bin TL ceza kesileceğini duyurdu. Olay, 24 Aralık’ta Mersin’in merkez Mezitli Davultepe GMK Bulvarı üzerinde trafikte yaşanan tartışmada kırmızı ışıkla bekleyen hafif ticari aracın sürücüsü feci şekilde darbedildi. O anlar ise vatandaşlar tarafından cep telefonu kamerası ile görüntülendi. Görüntüler üzerine harekete geçen İl Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı ekipler şüphelileri tespit etti. Tespit edilen 6 şüpheli, Mersin Cumhuriyet Başsavcılığının talimatıyla polis tarafından gözaltına alındı. Gözaltına alınan şüpheliler emniyetteki ifadelerinin ardından adliyeye sevk edildi. Nöbetçi mahkemeye çıkartılan şüphelilerden M.T., C.T., E.T. tutuklandı. Diğer şüpheliler C.T., M.T., H.T. ise adli kontrol şartı ile serbest kaldı. Tutuklanan şüphelilerden C.T. hakkında ayrıca Karayolları Trafik Kanunu’nun "Trafik düzeni ve güvenliği ile ilgili kuralları ihlal etmek" maddesi uyarınca 4 bin 153 TL idari para cezası uygulandı. Ayrıca şüphelinin sürücü belgesine genel sağlık durumunun tespiti amacıyla sağlık kuruluşuna sevk edilmek üzere geçici olarak el konuldu. Bakan Yerlikaya’dan 3 yıl hapis ve 180 bin TL para cezası uyarısı İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Mersin’de trafikte yaşanan o görüntüleri ve yakalanan şüphelileri paylaşarak uyarıda bulundu. Bakan Yerlikaya uyarısında, "Resmi gazetede yayımlanan 11. Yargı Paketiyle; trafikte yol kesme, müstakil suç olarak düzenlenmiş, hukuka aykırı bir davranışla bir aracı durduran veya hareket etmesini engelleyen kişinin, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılması kanunlaşmıştır. Ayrıca, ilk kez yeni trafik kanunu teklifine girecek maddeye göre de saldırı amacıyla araçtan inen ve yol kapayan sürücüye 180 bin lira idari para cezası uygulayacağız, sürücü belgesini 60 gün süreyle geri alacağız ve aracını 60 gün süreyle trafikten men edeceğiz. Mersin’in Mezitli ilçesinde araçtan inip başka bir sürücüye saldıran M.T., C.T., E.T. isimli şahıslar çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı. C.T., M.T., H.T. isimli şahıslar ise hakkında adli kontrol hükümleri uygulandı. Trafik güvenliğini hiçe sayan bu kişileri lütfen 112 Acil Çağrı Merkezimize bildirelim. Biz gereğini yaparız" ifadelerini kullandı.
Erzincan Erzincan’da kurtlar ahıra girdi: 10 koyun telef oldu, 10 koyun yaralandı Erzincan’ın Otlukbeli ilçesinde kurtların ahıra girmesi sonucu 10 koyun telef oldu, 10 koyun yaralandı. Hayvan sahibi, kurtların yerleşim yerleri için tehdit oluşturduğunu söyledi. Otlukbeli ilçesinde yaşanan kurt saldırısı, hayvan yetiştiricilerini tedirgin etti. İlçede Yasin Yıldırım’a ait ahıra giren kurtlar, 10 koyunu telef ederken 10 koyunu da yaraladı. Edinilen bilgilere göre, kurtlar ahıra girerek kısa sürede büyük zarara yol açtı. Sabah saatlerinde hayvanlarının telef olduğunu gören Yıldırım, yaşanan durum karşısında büyük üzüntü yaşadı. Hayvan sahibi Yasin Yıldırım, kurtların artık insanlardan kaçmadığını belirterek, "Kurtlar köpeklerimizi bile kaçırıp öldürüyor. İnsanlara ve yerleşim yerlerine çok yakınlar. Doğaya salınan ve insanlara alışmış bu hayvanlar yıl boyunca bizim için ciddi bir tehdit oluşturuyor" dedi. Sürü sahibi Yasin Yıldırım açıklamasında şunları söyledi; "Erzincan Otlukbeli Küçük Otlukbeli’nde küçükbaş hayvancılık yapıyorum. 6 yıldır burada hayvancılık yapıyorum. İki senedir, bu son iki senedir bu yırtıcı hayvanlar yani kurtlara karşı mücadele veriyoruz ama mücadelemiz hep yarım kalıyor. Geçen sene iki defa çadırlarıma girdi. Biz bir şekilde uyandık çıkardık, yani üç beş tane telefat verdik. Köpeklerimizi alıp götürüyorlar, geçen sene iki tane köpeğimi götürdü. Şu an gördüğünüz gibi gece girip içeriye girmiş. 10’a yakın hayvanım telef oldu. 10’a yakın hayvanım da içeride, onlar da yaralı yani onların kurtulma şansları da yok. Biz bir türlü bunlara önlem alamıyoruz. Önlem alamamamızın sebebi sopayla kovalıyoruz çünkü bunların avlanması, vurulması yasak. Ama yani biz baş edemiyoruz çünkü meraya gittiği zaman hayvanımız, haftada 3-4 tane hayvanımızı çalıp götürüyorlar. Köpekler baş edemiyor, çok akıllı hayvanlar oldukları için bir tanesi köpekleri alıp götürüyor, bir tanesi çobanı oyalıyor, diğeri de hayvanı alıp götürüyorlar. Yani yaklaşık ben diyeyim, iki yılda benim 200-300 hayvan varlığım yani üç beş üç beş şeklinde katledildi ve öldürüldü. Şu anda gördüğünüz gibi içeride de 15-20 tane hayvanım telef oldu. Yani 10 tane telef oldu, 10 tane de yaralı, onlar da telef olacaklar. Biz buna karşı bir önlem alamıyoruz. Aldığımız önlem şurada, bu sene 3 tane çadır Ankara’dan sipariş ettik. İşte bunlarda sıkıntı yok ama o diğerlerinde maliyetin altında olduğumuz için yani maliyeti çok yüksek olduğu için biz bir türlü yani bunu da seneye artık evvelki seneye bir şekilde toparlamaya çalışacağız ama yetkililerden bir önlem istiyoruz. Yoksa durumumuz kötü çünkü bugün bunu yaptı, yarın bir daha gelecek, öbür gün bir daha gelecek. Şimdi biz de sabahtan akşama kadar hayvanla uğraşıyoruz, akşam da işte yorgun düşüp yatıyoruz. Gece de nöbet tutuyoruz ama bu her gün böyle gidemez." Bölgede benzer olayların sıkça yaşandığını ifade eden Yıldırım, yetkililerden önlem alınmasını talep ederek, hem hayvanların hem de vatandaşların can güvenliğinden endişe duyduklarını sözlerine ekledi.
Trabzon Türk sinemasının usta ismi Hülya Koçyiğit Trabzon’da Türk sinemasının usta ismi Hülya Koçyiğit, "Trabzon Film Festivali" dolayısıyla geldiği Trabzon’da Kadın Yaşam ve İstihdam Merkezi’ni ziyaret etti. Burada atölyeleri gezen Koçyiğit’e Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç’in eşi Arzu Genç eşlik ederken, Koçyiğit, kadınların sergilediği ürünleri hayranlıkla inceledi. Koçyiğit, Karadeniz yöresinin geleneksel ve yöresel dokumaları arasında yerini alan yaklaşık bir asırdan beri kullanılan coğrafi işaretli keşanı dokumaya çalışması dikkat çekti. Koçyiğit, Trabzon’a ilk kez 5 yaşında geldiğini belirterek, "Trabzon’a ilk kez 5 yaşındayken gelmiştim ve ömür boyu birçok kez geldim. O nedenle bu gelişim ilk değil ama Trabzon’da ilk kez bir Film Festivali düzenleniyor. ’İlk’ demek biraz cesaret demek. Dilerim başladığı gibi bol bereketiyle inşallah hem şehrimize hem de sinemamıza çok büyük katkılarda bulunur bu festival. O nedenle bugün buradayım, çok da mutluyum. İyi ki bu seferki gelişimde böylesine faydalı bir mekânı ziyaret etmişim. Her biri birbirinden değerli geleneksel el sanatlarımız burada tekrardan hayat buluyor. Genç kadınlar burada bu mesleği, bu sanatı öğreniyor ve yaşatmaya devam ediyorlar. Bu beni çok gururlandırdı. Hepsinin ellerine, emeklerine sağlık. Burası bir yaşam merkezi. Buradan istifade eden bütün kadınları sevgiyle selamlıyorum. Daha nice nice kadınımızın bu imkânlardan yararlanmasını diliyorum" dedi.