POLİTİKA - 20 Aralık 2011 Salı 23:42

AKPM BAŞKANI ÇAVUŞOĞLU`NDAN AVRUPA`YA IRKÇILIK UYARISI

A
A
A
AKPM BAŞKANI ÇAVUŞOĞLU`NDAN AVRUPA`YA IRKÇILIK UYARISI

Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) Başkanı ve AK Parti Antalya Milletvekili Mevlüt Çavuşoğlu, "Avrupa’nın en büyük ve tehlikeli sorunu ırkçılıktır, yabancı düşmanlığıdır. Ayrımcılık ve İslam karşıtlığıdır" dedi.
AKPM Başkanı Mevlüt Çavuşolu, Hitit Üniversitesi, Çorum Valiliği ve Çorum Belediyesi’nin katkıları ile düzenlenen "Dünyadaki Demokratik Gelişmelerde Avrupa Parlamentosu ve Türkiye’nin Rolü" konulu konferansa katıldı. Konferansta bir konuşma yapan Çavuşoğlu, Avrupa’da yaşanan gelişmeler ve AKPM’nin yaptığı çalışmalar hakkında bilgi verdi.
Avrupa’nın yaşadığı kriz nedeniyle ülkelerin batmaya başladığını belirten Çavuşoğlu, kriz nedeniyle Avrupa’nın demokratik kurumlarının derinden sarsıldığını, Avrupa’da seçilmiş hükümetlerin yerini teknokratların aldığını, bu durumun da demokrasi açısından sakıncalı olduğunu söyledi. Çavuşoğlu, "Avrupa’nın bir diğer en büyük sorunu ise ırkçılık, yabancı düşmanlığı, ayrımcılık ve İslam karşıtlığıdır. Bu Avrupa’da had safhaya geldi. Avrupa meclislerine bakın, ırkçılık artmaktadır. Somut şekilde artan ırkçılığı
görüyoruz. Fransa geçen yıl Avrupa’nın en garip vatandaşlarını, Romanları siyasi propaganda ile sınır dışı etti. Bunun nedeni desteğini kaybetmiş Sarkozy’inin o ırkçı partiler gibi davranmaya başlamasıdır. Ilımlı partiler de ırkçı partilerin söylemleri ve eylemleri içerisinde olmaya başladı. Arkasından minare yasağının referanduma götürülmesi. Yine Fransa’da insanları baskı altında tutabilmek için kılıf kıyafet düzenlemesi getirilmesi. Öyle bir noktaya geldi ki bu iş, Norveç’te olduğu gibi teröre vardı. Bu
konuda tedbir almazsak, bu tehlikenin önüne geçemezsek o zaman Avrupa Konseyi’nin kurtuluş amacı ortadan kalkar. Avrupa Konseyi niçin kurulmuştu; bir savaşlar olmasın diye. Eğer bir şey olmaz diye sessiz kalırsak İkinci Dünya Savaşı’ndan beter hale geliriz. Yabancı düşmanlığı, İslamafobi ile ilgili kararlarımız var. İnsanlara bu tehlikeyi anlatamazsak aldığınız kararların bir anlamı olmaz. Irkçılıkla, yabancı düşmanlığı ile mücadelede en etkili yol, kültürler arası diyaloğu artırmak. Bunun dinin boyutuna
önem vermek. Bunun için AKPM olarak çalışmalar yaptık" diye konuştu.
Avrupa Konseyi Parlementer Meclisi’nin savaşlar bittiği zaman Avrupa’yı değerler etrafında birleştirmek için kurulan bir kurul olduğunu dile getiren Çavuşoğlu, bu değerlerin insan hakları ve demokrasi olduğunu belirtti. AKPM’nin her türlü ideoloji, din, ırk, kültür ve dili temsil eden bir meclisten oluştuğunu dile getiren Çavuşoğlu, meclisin denetleme gibi diğer çalışma alanları hakkında bilgi verdi. Türkiye’nin AKPM’nin kurucusu olmasına rağmen 2004 yılına kadar denetlendiğini hatırlatan Çavuşoğlu, 2004
yılında denetimi kaldırılan Türkiye’nin ikinci sınıf ülke hüviyetinden çıkarak birinci sınıf ülke olduğunu belirtti.
Ortadoğu’da yaşanan "Arap Baharı" ve AKPM’nin yaptığı çalışmalar hakkında bilgi veren Çavuşoğlu, şunları kaydetti:
"Biz iş başına gelince Kuzey Afrika, Ortadoğu, Orta Asya ülkelerine yardımcı olmak istedik, ortaya vizyon koyduk. Bunun için de o ülkeleri Avrupa değerlerine yaklaştırabilmek için üyelik statüsü geliştirdik tam üyeliğin dışında. Arap Baharı başlayınca bize sordular, ’daha önceden bunu bildiğiniz için mi bu çalışmayı başlattınız’. ’Hayır’ dedik. ’Dünyanın bütün bölgesinde bu değişim yaşanacaktı ama biz kardeş ülkeler yanımızda olsun istedik’ dedik. Arap Baharı başladıktan sonra ülkelerde yardımcı olmamız
gerekiyordu. Tunus’a yardımcı olduk. Seçimlerin demokratik ortasında gerçekleşmesini sağladık. Bize üye olan ülkeleri şimdi destekliyoruz. Bu ülkelerde demokratik süreci gerçekleştiremezseniz ve ekonomik sorunları çözemezseniz şuandaki süreç sıkıntıya girer. Bugün Mısır’da hâlâ askerin ağırlığı vardır. Diktatör halkına güvenmiyorsa, seçimlere gitmiyorsa, o gücün başında olmak istiyorsa o zaman birisinden destek alacak. Destek alacağı en büyük müessese askerdir. Biz burada askere karşı değiliz. Suriye’de
bugün Başar Esad, ülkeyi yöneten yüzde 12’nin tekelindedir. Bunun içerisinde askeri güç de vardır, mezhepçilik de vardır. Esad bugün Türkiye’nin, Arap Birliği’nin, İslam dünyasının ve Batı’nın yardım çağrılarına cevap vermemiştir. Burada kontrol ordudadır. Yüzde 12’yi temsil eden Baasçılarladır. Dolayısıyla Esad bunları kullanmaktadır. Demokratik kurumların güçlenmesi lazım, seçimlerin şeffaf olması lazım, ekonomik sorunların da kaldırılması lazım. Türkiye olarak bu ülkelerde demokrasinin
gerçekleştirilmesi için üzerimize düşen görevi yapıyoruz. Amerika Irak’ı işgal etmeden önce Saddam’ı uyardık, dinledi. Libya’da yaşanan olayların ardından Başbakanımız Kaddafi’yi aradı. Artık bu ülkede kendilerinin yönetimin başında kalamayacağı anlatıldı. Yardımcı olabileceğimizi anlattı. Ama ne Kaddafi ne oğulları bunu dinlemedi. Ne olursa olsun insan hakları ve onuru için yola çıktıysanız herhangi bir kişinin sokak ortasında linç edilmesi kabul edilebilir durum değil."
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Giresun Giresunspor - Sakaryaspor maçının ardından Trendyol 1. Lig’in 32. haftasında Giresunspor, konuk ettiği Sakaryaspor’a 3-2’lik skorla mağlup oldu. Karşılaşmanın ardından teknik direktörler açıklamalarda bulundu. Mücadele sonrası düzenlenen basın toplantısında konuşan Giresunspor Teknik Direktörü Serhat Güller, son dakikalarda yedikleri gollerle mağlup olmalarının üzücü olduğunu belirtti. Güller, maça kazanabilecekleri bir karşılaşma olarak hazırlandıklarını ifade ederek şunları dile getirdi: “Öncelikle son dakikalarda yediğimiz gollerle mağlup olduğumuz için tabii ki üzgünüz. Bu maç kendi adımıza kazanabileceğimiz bir karşılaşmaydı. Çok alan bulacağımızı tahmin ederek oynadığımız, hazırlandığımız bir karşılaşmaydı. İlk yarıda attığımız iki gol ile devreyi 2-1 önde kapattık. Fakat daha sonra özellikle ilk yarıda yanlış tercihlerden dolayı gol olması gereken iki tane daha pozisyonumuz vardı. Bunları değerlendiremedik. Genç takım olduğumuz zaman bunları tabii ki doğru tercihler yapmakta biraz sıkıntı yaşıyoruz. İkinci yarıda genel anlamda oyunu tutmaya çalıştık. Daha çok Sakaryaspor’un stoperlerini boş bırakarak onların oyuna girmesini ve oluşacak alanlarda da hızlı hücumlar yapmayı planlamıştık. İşin aslına bakarsanız onların oyun şablondaki tüm oyuncuları iyi bir şekilde marka ettik. Taa ki son dakikalara kadar. Uzatmalarda yediğimiz gol var. Kendi kalemize attığımız gol var. Daha önce de söylemiştim. Özellikle bizim gibi tecrübesiz takımlarda kişisel hatalar çok oluyor. Kişisel hataların da yine ağır bir bedelini ödedik. Sakaryaspor’a başarılar diliyorum. Yani biz her türlü olumsuzluğa rağmen, kulübümüzün içinde bulunduğu duruma rağmen ligi bırakmadan en iyi şekilde oynamaya Giresunspor’u en iyi şekilde temsil etmeye çalışıyoruz. Güzel bir karşılaşma oldu. Kaldı iki maçımız. Bu iki maçımızı da en iyi şekilde ciddi bir şekilde havlu atmadan oynamaya çalışacağız. İnşallah o maçı da kazanma şansımız olur. Sonuçta elden bir şey gelmiyor. Bazen saha içerisindeki hataları önlemek adına elden bir şey gelmiyor. Yapacak bir şey yok.” Turgay Karslı: "Kötü oynarsınız ama 3 puan alırsınız. Bu onlardan bir tanesiydi" Sakaryaspor Teknik Direktörü Turgay Karslı ise kötü bir oyun sergilediklerini söyledi. Karslı, kazanmanın önemli olduğunu ancak bazen kötü oyunlar sonucunda da galip gelmenin mümkün olduğunu belirterek, “Arkadaşlar bazı maçlar vardır. İzahı anlatılır. Taktik olarak teknik performans olarak değerlendirilebilir. Ama bazı müsabakalar vardır. Bugün oynadığımız gibi değerlendirmesi çok güçtür. Tamam biz bazı şeyleri ve bazı gerçekleri görüyoruz. Takım içindeki dengeleri eşit nitelikte tutmaya çalışıyoruz ama kağıtta yaptığınız iş bazen sahada birbirini tutmuyor. İnsan faktörü çok önemli. Bunları bir araya getirdiğinizde böyle bir sorun, böyle bir problem, böyle bir sonuç çıkıyor. Gerçekçi olalım. İlk yarıda çok üstün bir oyun oynamadık. Ama inanın Giresunspor’un ligdeki durumuyla alakalı hiçbir olumsuz bir düşünceyle sahaya çıkmadık. Onların ne kadar ciddiye aldığını bu olayı bizim de bu kadar hedefe yaklaşmışken kazanmak zorunda olduğumuzu bütün oyuncularımız biliyordu. Kötü oynadık, belki de oynadığımız sınırlı sayılı kötü oyunlarından bir tanesiydi. Rakibimizin tabii ki genç olması çok koşan oyunculara sahip olması bu skorla onları çok daha iştahlandırdı. Haklı buluyoruz. Küçücük bir özeleştiri yapalım. Mağlup olduğumuz bir oyunda galip geldikten sonra çok da fazla saha dışı münakaşalara girmemizin doğru olmadığını düşünüyorum. O konuda biraz kendimize ders vermemiz gerekiyor. Sonuçta biz burada bir camiayı temsil ediyoruz, Sakaryaspor’u temsil ediyoruz. Söylediğim gibi münferit davranmanın bir anlamı yok. Üç puan aldık. Çok güzel bir oyun muydu, hayır değildi. Kötü oynarsınız ama 3 puan alırsınız. Bu onlardan bir tanesiydi” diye konuştu.
Kayseri İYİ Parti’de liyakatsizlik istifası İYİ Parti Kayseri ilçe yöneticilerinden Hasan Mert Çakmak partisinden istifa ettiğini açıkladı. Çakmak istifa açıklamasında; "İYİ Parti’nin ilkelerinden ve çizgisinden ayrıldığını, liyakatsizlik sorunları ile karşı karşıya kaldığını gözlemledim. Bu sebeplerden dolayı, milletimizin umudu olma özelliğini yitiren İYİ Parti’den istifa etme kararı aldım" dedi. Partiden istifa ettiğini yaptığı yazılı açıklama ile duyuran Hasan Mert Çakmak, partinin ilkelerinden ve çizgisinden ayrıldığını ifade ederek; "2018 yılının başlarında, Türkiye siyaset sahnesinde yeni bir umut olarak doğan İYİ Parti, pek çok vatandaşın ve siyasi figürün ilgisini çekmişti. Ben de Hasan Mert Çakmak olarak, bu umut verici başlangıcın bir parçası olma niyetiyle, partimize katıldım ve o günden bu yana çeşitli görevler bulundum. Ancak bugün, üzülerek belirtmeliyim ki, İYİ Parti’nin ilkelerinden ve çizgisinden ayrıldığını, liyakatsizlik sorunları ile karşı karşıya kaldığını gözlemledim. Bu sebeplerden dolayı, milletimizin umudu olma özelliğini yitiren İYİ Parti’den istifa etme kararı aldım. İYİ Parti, kurulduğu ilk günlerde, liyakate dayalı bir yönetim anlayışı ve kutuplaşmayı aşma hedefi ile yola çıkmıştı. Ancak zamanla, bu hedeflerin geride kaldığını, partinin yönetim kademesinde liyakatten ziyade farklı önceliklerin belirleyici olduğunu üzülerek gözlemledim. Türkiye’nin içinde bulunduğu zorlu süreçte, halkımızın umudunu canlı tutacak, adaletli ve kapsayıcı bir siyaset anlayışına her zamankinden daha fazla ihtiyaç var. Bu düşünceyle, İYİ Parti’nin maalesef bu beklentilere cevap vermekten giderek uzaklaştığı kanaatindeyim. Görev yaptığım süre zarfında, partimizin ve ülkemizin geleceği için samimi çabalar sarf ettim. Ancak, parti içinde yaşanan bir takım gelişmeler ve karşılaştığımız liyakatsizlik problemleri, düşüncelerimde ciddi bir revizyon yapmamı gerektirdi. İYİ Parti’nin ilk kuruluş felsefesinden ve amaçlarından sapma eğiliminde olduğunu görmek, benim için derin bir hayal kırıklığı oldu. Sonuç olarak, bu kararı almamın temelinde yatan ana sebep, İYİ Parti’nin özünden ve milletimiz için taşıdığı umuttan uzaklaşmasıdır. Bir siyasetçi olarak, halkımıza hizmet etme misyonumun, şahsımın ve partimizin çıkarlarından önce gelmesi gerektiğine olan inancımı sürdürüyorum. Bu nedenle, bu ayrılık kararı, hem kişisel ilkelerime hem de ülkem için taşıdığım umuda olan bağlılığımın bir yansımasıdır. Bundan sonraki süreçte, Türkiye’nin ve Türk Milleti’nin menfaatleri doğrultusunda, liyakat ve adaleti ön planda tutan, kapsayıcı ve birleştirici bir siyaset anlayışını savunmaya devam edeceğim" ifadelerinde bulundu.,
Niğde Şehirdeki sorunlara yapay zeka ile çözüm ürettiler Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi ve Niğde Teknopark iş birliğinde düzenlenen "HackNiğde Geleceğin Çözümleri Hackathan" genç yetenekleri bir araya getirdi. 27-28 Nisan tarihlerinde Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Şehit Ömer Halisdemir Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen Geleceğin Çözümleri Hackathan’unda yazılım alanına ilgi duyan gençler, şehir teması ile 24 saati aşkın sürede projelerini geliştirerek seçici kurula sundular. 24 takım ve 85 yarışmacının katıldığı yapay zeka yazılım yarışmasında şehirde önce bir sorun belirleyen gençler, ardından bu soruna yapay zeka destekli çözüm projesi geliştirdi. Ödül töreninde konuşan Niğde Valisi Cahit Çelik, "Bugün üç takıma ödül vereceğiz ama kazanan aslında programa katılan tüm takımlar. Sadece şehirlerle ilgili değil, yapay zekanın etki ettiği birçok alan var. Güvenlikten eğitime, sağlığa kadar artık dijitalleşme ile birlikte yapay zeka her alanda var. Bu anlamda gençlerimizin geliştirdiği her projede ülkemiz kazanacak. Bugün gururla söylüyoruz ki Türkiye havacılık anlamında altın yıllarını yaşıyor ve sizler gibi on sene önce, 20 sene önce kendisini bu işe adayan kişilerin sayesinde yaşıyor. İnşallah sizlerin de çabaları, katkıları ile ülkemizi daha ileri taşıyacak" dedi. Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Rektörü Prof. Dr Hasan Uslu ise katılımcılara teşekkür ederek, üniversitelerinin siber güvenlik ve yapay zeka alanında fakülte açacak altı üniversiteden birisi olduğunu ifade etti. Türkiye Siber Güvenlik Kümelenmesi Genel Koordinatörü ve Savunma Sanayi Müşaviri Alpaslan Kesici ise genç mühendislerin projeleri ile önemli ürünlerin ortaya çıktığını söyledi. Kesici, "Savunma sanayii alanında ülkemiz bu coğrafyada zoru başardı. Şu an savunma sanayii alanında bir marka değeri, patenti olan ve dünyada devler ligi içinde önemli başarılar elde eden bir ülke olarak şu anda karşınızdayız. Kaan uçağımızın prototipini uçurduk, tanklarımız, sihalarımız var ve elektronik harp anlamında da çok iyi bir yerdeyiz. Savunma sanayiinde bu ülke sizler gibi gençlere güvenerek, inanarak aslında bu işi başardı. Bilişim ve güvenlik sistemi alanında da ülkemizin genç mühendisleri inşallah bunu başaracak, emin adımlarla ilerliyoruz. Harikulade ürünlerimiz ortaya çıkmaya başladı. Yakında sizler de kendi bilişim sistemlerinizde kullanıyor olacaksınız ve bunu birlikte yine taçlandıracağız, dünya markası haline getireceğiz" diye konuştu. Yapılan konuşmaların ardından HackNiğde Geleceğin Çözümleri Hackathan’unun kazananları belli oldu. Çukur Takip Sistemi projesi ile Ehl-i Hack takımı birinci, PatiNet projesi ile YeniCherry takımı ikinci, SSW projesi ile ByteBenders takımı üçüncü oldu. Jüri Özel Ödülü’nü ise Gezdir projesi ile Team EMKA takımı kazandı.
Ankara YTP lideri Yılmaz: “AK Parti iktidarda, CHP belediyelerde yıpranır” Yeni Türkiye Partisi (YTP) Genel Başkanı Ahmet Reyiz Yılmaz, 2028 Genel Seçimleri’ne kadar kimsenin erken seçim beklememesi gerektiğini vurgulayarak, “AK Parti iktidarda, CHP belediyelerde yıpranır. Bu millet tarumar olur. ’Bizi kurtaracak biri yok mu?’ der” dedi. Yılmaz, Nejat Uygur Tiyatro ve Konferans Salonu’nda düzenlenen partisinin İl ve İlçe Başkanları 2’nci İstişare Toplantısı’na katıldı. Burada konuşan Yılmaz, 2028 Genel Seçimleri’ne kadar kimsenin erken seçim beklememesi gerektiğini ifade ederek, “Bu şartlar altında erken seçim olmaz. AK Parti iktidarda, CHP belediyelerde yıpranır. Bu millet tarumar olur. ’Bizi kurtaracak biri yok mu?’ der. O kadar ağır travmaların neticesiyle olacak işler bunlar. Büyük bir savaş var. Bir taraftan İran-İsrail, bir taraftan Çin, ABD’yi yok etmek istiyor. ABD bizi yok etmek istiyor. Rusya bizden toprak kopartmak istiyor. Batı, Kürt kardeşlerimizin içerisine soktuğu Ermeni unsurlarla kendi nüfusları yetmediği için Kürt kardeşlerimizi kullanarak Kürdistan projesi hayali kuruyor” değerlendirmesinde bulundu. Yılmaz, Türkiye şehirlerinin güvenlik altında olduğuna inanmadığını dile getirerek, “Bize bu konuda siyasetin diğer alanlarındaki gibi yalan söylendiyse bu Haçlı zihniyeti bizi tarumar etmeden gitmez” dedi. “AK Parti her iktidar döneminde bir Türkiye yemiş” AK Parti hükümetinin 21 yıllık dönemde yaklaşık 3 trilyon dolar vergi aldığını belirten Yılmaz, Türkiye’nin Gayrisafi Milli Hasılası’nın 800 milyar dolar olduğunu ifade ederek, “4 tane Türkiye eder. Bugün bütün varlıklarımızı satsak bizim ederimiz 800 milyar dolar. Bunlar her iktidar döneminde bir Türkiye yemiş” dedi.