GENEL - 15 Mart 2018 Perşembe 08:50

Oğlunun şehit sayılması için 17 yıllık onur mücadelesi

A
A
A
Oğlunun şehit sayılması için 17 yıllık onur mücadelesi

İzmir’de 2001 yılında askerlik görevini yaparken Çanakkale’ye tank sevki sırasında elektrik çarpması sonucu hayatını kaybeden er Hasan Akçıl şehit sayılmadı.

İzmir’de 2001 yılında askerlik görevini yaparken Çanakkale’ye tank sevki sırasında elektrik çarpması sonucu hayatını kaybeden er Hasan Akçıl şehit sayılmadı. Anne Kerziban Akçıl, aradan geçen 17 yıla rağmen oğluna şehitlik unvanı verilmesi için mücadele veriyor.


Çorum’un Kargı ilçesine bağlı Yeşilköy’de tek başına yaşayan Kerziban Akçıl, bankada memur olan evin tek çocuğu ve nişanlı olan oğlu Hasan Akçıl (21)’ı 27 Mayıs 2000 tarihinde askere uğurladı.


İzmir Narlıdere Zırhlı birlikler Komutanlığında vatani görevini tamamlamak için gün sayan Hasan Akçıl, terhisine 2 ay kala İzmir’den Çanakkale’ye tren ile tank sevkıyatında muhafız asker olarak görevlendirildi. Sevkıyat sırasında Eskişehir garında mola verildiği sırada vagondaki tanka çıkan Hasan Akçıl, tankın kapağını açmaya çalışırken yüksek gerilime kapılarak yaralandı. Kaldırıldığı hastanede yapılan tüm müdahalelere rağmen Er Akçıl, olaydan üç gün sonra hayatını kaybetti.


Anne Kerziban Akçıl, oğlunun İzmir Narlıdere’de vatani görevini yaparken, Çanakkale’de yapılacak olan 30 Ağustos Zafer Bayramı törenleri için trenle sevk edilen tankta muhafız olarak görevlendirildiğini belirterek, “Trenin Eskişehir’de mola verildiği sırada oğlum Hasan Akçıl tankın üzerine çıkmış, o sırada yüksek gerilim çarpması sonucu patlama meydana gelmiş. Oğlumu Eskişehir Hava Hastanesi’ne kaldırmışlar. Orada ilk müdahaleyi yapmışlar. Hastaneye kaldırıldığında oğluma sormuşlar olay nasıl oldu diye? Hiç bir şey hatırlamıyorum demiş. İkinci kez sorduklarında cevap verememiş. Daha sonra oğlumu ambulansla Ankara Yanık Merkezine sevk etmişler. Bize haber verdiler. Biz hemen babasıyla birlikte Ankara’ya gittik. Burada 3 gün sonra hayatını kaybetti. Cenazesini köyümüze getirerek toprağa verdik’’ dedi.


“Acımızdan şehit sayılmadığını anlamadık”


Bugüne kadar oğlunun şehit olarak bildiklerini ve oğlunun şehit sayılmadığını ise daha sonra tesadüfen öğrendiklerini anlatan, "Oğlumu defnettikten 17 gün sonra komşu köyümüz Halıköy’e de bir şehit geldi. Daha sonra Hacıhamza köyüne de bir şehit geldi. O cenazelerin ikisine de gittim. Orada askerler mezarlıkta şehide saygı atışı ve tören yaptılar. Bizim cenaze törenimiz böyle olmadı. Niye bu şehitlerin cenazesi böyle defnediliyor da benim oğlumun cenaze töreni böyle olmadı dedim. Ben acımdan oğlumun cenazesinde hiç bir şey bilemedim. Bunu araştırdığımda bana senin oğlun şehit sayılmadı, vazife malulü sayıldı dediler. Ben de o günden sonra her zaman sesim çıktığınca yetkililerle görüşmeye çalıştım’’ şeklinde konuştu.


Konuyla ilgili görüşmek için Kaymakamlığa ve İlçe Jandarma Komutanlığına gittiğini ifade eden acılı anne Akçıl, “Kaymakamlığa ve komutanlığa gittim. Ben oğlumun hakkını arıyorum, ben devletten şehit sayılmasını istiyorum. Ben devlete 21 yaşında oğlumu gönderdim. Onlar bana beş harfi çok görüyorlar" şeklinde konuştu.



"Cumhurbaşkanımızdan destek bekliyorum"


Daha sonra ilçe kaymakamıyla birlikte Jandarma Komutan’ının kendisini ziyarete geldiğini kaydeden Keziban Akçıl, "Kaymakam bey ve komutan ziyaretime geldi. Kaymakam bey bana herhangi bir ihtiyacın var mı, kömürün var mı? diye sordu. Ben de kendisine benim her şeyim var. Hiçbir şeye ihtiyacım yok. Ben sadece evladımın şehitliğini istiyorum. İhtiyacı olanlara verin. Benim alacak gücüm var dedim. Beni unutmayın beni ziyaret edin bu bana yeter dedim. Benim maddi olarak hiçbir beklentim yok. Ben sadece evladımın şehitliği istiyorum dedim" diye konuştu.


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la görüşmek istediğini belirten acılı anne, "Kaymakam beye Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın da yanına gitmek istiyorum, keşke oraya da ulaşabilsem ama ulaşamıyorum. Geçenlerde Çorum’a geldi dediler fakat nereye ulaşayım, nereye gideyim. Gitsem yanaşamazdım. Bu konuyu kendisine anlatmak isterdim. Benim oğlum neden şehit sayılmasın? Askeriyenin emriyle tankın üzerinde gitmiş. Askeriyenin hastanesinde vefat etmiş. Böyle olur da nasıl şehit sayılmaz. Onlar şehit saysa da saymasa da benim oğlum Allah katında yine şehit ama resmiyette de neden şehit olmasın. Benim şimdi başka çocuklarım olsa askere gönderirken düşünürüm. Siz olsanız düşünmez misiniz?’’ diye isyan etti.


"Oğlumun şehit sayılmamasında ihmaller var"


Oğlunun şehit sayılmamasında ihmallerin bulunduğunu ve bu ihmallerin ortaya çıkmaması için de oğlunun şehit sayılmadığını iddia eden anne Kerziban Akçıl, "Benim oğlum yoğun bakımda ifade veremeyince, kazada diğer görevliler kendilerini kurtarmak için bir şeyler yaptılar. Oğlumun konuşma imkanı olmadı. Ben bir anne olarak oğlumu 3 gün ekrandan izledim. Yanına bile giremedim. İlk gece sadece bir kez el salladı. Sonra zaten vefat etti. Çok acı bir şey. Allah bu acıyı kimseye yaşatmasın. Evlat acını ben yaşadım hiç kimse yaşamasın. Ben şimdi korkumdan televizyon bile açamıyorum. Afrin’de şehit olur duymayayım diye. Ben aradan 17 yıl geçmesine rağmen bu yanlışlığın düzeleceğine inanıyorum. Yetkililere sesleniyorum sesimi duysunlar" ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kilis Gina Mercimek davasında karar açıklandı Kilis’te 9 yaşındaki Gina Mercimek cinayeti davasında bir sanık kasten öldürme suçundan ağırlaştırılmış müebbet, cinsel istismar suçundan 30 yıl ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan 12 yıl hapis cezası alırken, diğer sanık hakkında beraat kararı verildi. Kilis’te 4 Nisan 2023 tarihinde okuldan çıktıktan sonra kaybolan 9 yaşındaki yabancı uyruklu Gina Mercimek’in cinsel istismar sonrası boğularak, briket bağlanıp su kuyusuna atılması ile ilgili davanın karar duruşması görüldü. Kilis 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davaya tutuklu sanıklar SEGBİS’le bağlandı. Duruşmada sanık Hüseyin Boğuç, Azittin Altınöz ve Gina Mercimek’in avukatları ve vatandaşlar yer aldı. “Savunmalar suçtan kurtulmaya yöneliktir” Ailenin gönüllü avukatlığını üstlenen Avukat Sümeyye Gökçe, ‘‘Sanıklar soruşturma ve aşamasında hiçbir şekilde pişmanlık göstermemişlerdir. Sanıklar cezadan kurtulmak için sürekli olarak birbirlerini suçlamışlardır. Emniyette verilen ifadeleri ile mahkemede verilen ifadeleri tamamen farklıdır. Sanıklar üzerlerine atılı olan suçları fikri ve eylemsel birliktelik içerisinde işlemişlerdir. Sanıkların üzerlerine atılı suçların en üst haddinden ve indirim yapılmaksızın ceza almaları gerekmektedir’’ dedi. Savunmasına ekleme yapmayan sanık Hüseyin Boğuç, bir önceki mütalaaya katıldığını belirterek, mahkeme heyetinden tahliyesini talep etti. Sanık Azittin Altınöz de, "Mütalaayı kabul etmiyorum. Beratımı ve tahliyemi istiyorum" dedi. 4 Nisan 2023 tarihinde 9 yaşında olan ve hep 9 yaşında kalacak olan Gina Mercimek’in okuluna forması, defteri kalemi ile gittiğini, bir daha evine, okuluna gitmediğini söyleyen Yeryüzü Çocukları Derneği (YEÇED) Avukatı Betül Zağlı Topal, ‘‘Bir kız çocuğunun eğitim yolculuğu acımasız kişilerin elleriyle bir kuyunun dibinde sona erdi. O gözlerini yumduğunda ailesinin adalet arayışı başladı, bugün itibarıyla bir seneden fazla sürdü. Bizler de karar duruşması sonrasında Gina’yı ve tüm çocukları hatırlatmak için buradayız. Gina, tüm diğer çocuklar gibiydi. Masum, hayat dolu ve sevimliydi. Gina tüm diğer çocuklar gibi haklara sahipti ve yine tüm diğer çocuklar gibi korunması gerekiyordu. Ancak Gina acımasız şahıslardan korunamadı. Çocukların korunması ve haklarının güvenceye alınması adına suçların caydırıcılığının arttırılması, sokakların güvenliğinin sağlanması zaruridir. Gina Mercimek katilinde de olduğu üzere bu gibi vahşi eylemleri işleyenlerin ilk suç eylemi olmadığı ve verilen cezaların yetersizliğini ve herhangi bir ıslah ediciliği olmadığını gözlemliyoruz. Bu durum özellikle çocuklarımız için hayatı güvensiz kılmaktadır. Çocuklar toplumun en masum yanıdır. Çocuklarını koruyamayan bir toplumun sağlıklı geleceği de olmayacaktır. Sokakları ve toplumu güvenli kılmadıkça çocukların haklarını onlara teslim edemeyiz. Gina, eğitim almak için evine yakın bir okula giden kız çocuğuydu. Gina’nın gidebileceği bir okulu hiç olmayacak, sokakta yürüdüğü, oyunlar oynadığı günler hiç geri gelmeyecek. Suçlular neden Gina’yı seçtiklerini söylemeseler de bizler onun savunmasız bir kız çocuğu olduğu için seçildiğini anlıyoruz. Savaştan ve onun getirdiği ölümden kaçan Gina, eğitim için çıktığı yolda katledildi. Yaşam hakkı alınan çocukların eğitim hakkı söz konusu olmayacaktır. Sokakları ve toplumu suçlardan ve suçlulardan temiz kılmak çocuklarımıza ve geleceğimize yönelik görevimizdir. Aksi halde savunmasız masum çocuklara yönelik bu gibi vahşi eylemlerin sonu gelmeyecektir’’ dedi. Görülen karar duruşmasında tutuklu sanık Hüseyin Boğuç, "kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, "cinsel istismar" suçundan 30 yıl, "kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" suçundan 12 yıl olmak üzere toplamda müebbet ve 42 yıl hapis cezası alırken, Azittin Altınöz ise beraat kararıyla serbest bırakıldı. Ne olmuştu Kilis’te Okçular Mahallesi Selvili Medrese Sokak’ta yaşayan 9 yaşındaki yabancı uyruklu Gina Mercimek, 4 Nisan 2023’te okuldan çıktıktan sonra kayboldu. Gina’nın cesedi, 6 Nisan’da aynı sokakta yaşayan Hüseyin Boğuç’a ait evin bahçesindeki su kuyusunda bulundu. Gina’nın boynuna briket bağlanarak su kuyusuna atıldığı tespit edildi. Olayın ardından gözaltına alınan Hüseyin Boğuç ve Azittin Altınöz tutuklandı. Sanıklar hakkında ’kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, çocukların cinsel istismarı, kasten öldürmek’ suçlarından ağırlaştırılmış müebbet hapis talebiyle dava açıldı.
Yalova Başkan Gürel’den borç açıklaması: “Bu durumu alacağımız tedbirlerle çözeceğiz” Yalova Belediye Başkanı Mehmet Gürel, belediyenin nisan ayı itibarı ile 1 milyar 594 milyon liralık bir borcunun bulunduğunu belirterek, “Bu durumu alacağımız tedbirlerle çözeceğiz” dedi. Yalova Belediye Meclisi Mayıs ayı olağan toplantısı Mehmet Gürel başkanlığında gerçekleştirildi. Raif Dinçkök Kültür Merkezi’ndeki Meclis Toplantı Salonu’nda gerçekleşen birleşimde konuşan Başkan Gürel, Yalova Belediyesi’nin Nisan 2024 itibarı ile net borç dökümünü meclis üyeleri ile paylaştı. Yalova Belediyesi’nin mali durumunun hiç de iç açıcı olmadığını söyleyen Gürel, şöyle konuştu: “Yalova Belediyesi’nin nasıl bir mali tabloda devraldığımızı herkesin doğru bir şekilde bilmesi lazım. O nedenle borçları maddeler halinde sizlerle paylaşacağım. Belediyemizin kısa vadeli banka kredileri 38 milyon 768 milyon TL, uzun vadeli banka kredileri 116 milyon 142 bin TL, bütçe emanetleri 425 milyon TL, 1 Nisan 2024 itibarı ile sisteme girilmemiş fatura tutarları 105 milyon, depozito ve teminatlar 37 milyon, emanetler hesabı 8 milyon 741 bin TL, ödenek ve sosyal vergi fonlar borcu 42milyon 727 bin TL, kamu idareleri ve paylar borcu 113 milyon TL, vadesi geçmiş yapılandırılmış kamu borçları 64 milyon, dış mali borç 594 milyon TL, kısa vadeli faiz giderleri 21milyon, uzun vadeli faiz giderleri 26 milyon TL olmak kaydı ile 01 Nisan 2024 tarihi itibarı ile belediyenin toplam borcu 1 milyar 594 milyon 176 bin TL’dir. Kasamızda 2 milyon nakit para, 108 adet 0,25 gram altın ve 4 adet 1 gram altın bulunuyor.” Başkan Gürel, mali durumunu birlikte alınacak tedbirlerle çözeceklerini belirterek, “O günden sonra her hangi bir ciddi harcamamız yok. Bu 1 milyar 594 milyon borcun 600 milyona yakını ana ishale hattının ödemesidir. Ben bir bilgi kirliliği olmasın ve siyaseten birileri olayı çarpıtmasın diye bunu söylüyorum. Geri kalan cari borcun yaklaşık 800 milyon lirası birliklere, Personel A.Ş’ye, vergi dairesine, SGK’ya ait olan borçlar. Yaklaşık piyasaya da 192 milyon TL borcumuz var. Toplamda birikmiş ve aylık bazda nasıl bir mali durumda olduğumuzu herkesin görmesini istediğim için bunları detaylarıyla açıklıyorum. Bu sorunlu durumu hep birlikte bazı tedbirler alarak ve tasarruflarda bulunarak çözeceğiz” dedi. 104 milyon TL kredi izni Yalova Belediye Meclisi’ndeki bir diğer önemli gündem maddesi ise Yalova Belediyesi’nin cari giderleri ve kamu ödemelerini karşılamak için İller Bankası ya da İller Bankası Teminat Mektubu ile özel ya da kamu bankalarından 104 milyon TL’lik kredi kullanması konusu oldu. Bu krediyi almak zorunda olduklarını ifade eden Gürel, teklifi meclis onayına sundu. Yapılan oylamada Cumhur İttifakının hayır ve CHP’nin evet oyları ile teklif oy çokluğu ile kabul edildi. İshale hattı için 8 milyon Euro kredi çekilecek Yalova Belediye Meclisi yapımı devam eden Ana İshale Hattı çalışmalarının tamamlanabilmesi için ihtiyaç duyulan 8 Milyon Euro için kredi kullanılması için de Gürel’e yetki verdi. Burada konuşan Gürel, “Şehir için doğru yatırım ama şartları riskli bu krediyi almak zorundayız. Kısa vadede aylık 5-6milyon bir KDV yükü getirecek. Belediyenin bozuk olan mali yapısında bu çok riskli. Aylık gelir gider denklemi bozuk.38 milyon İller Bankası olmak üzere gelirlerinin var. 57 milyon net 71 milyon brüt personel giderimiz var. Temmuz ayında toplu sözleşmelerle yüzde 20 artış yaşanacak. Yani personel gideri 90-100 milyona çıkacak. Acilen belediye gelirlerini arttırmak ve gideri azaltacak tedbirler almamız lazım” ifadesini kullandı. Cumhur İttifakı adına söz alan Fatih Şahin ise, “Yalova’daki su sıkıntısının önüne geçmek adına bu proje çok önemlidir. Hatta şehir içi şebekesinin de acilen tamamlanması lazım. Bunlar şehrimiz için olmazsa olmaz yatırımları” dedi.