GENEL - 17 Ağustos 2018 Cuma 14:49

AK Partili belediyelerden ABD ürünlerine boykot

A
A
A
AK Partili belediyelerden ABD ürünlerine boykot

AK Parti Çorum İl Başkanı Av.

AK Parti Çorum İl Başkanı Av. Mehmet Karadağ, AK Parti Yerel Yönetimlerden sorumlu Genel Başkan yardımcısı Erol Kaya’nın İl Başkanları, 883 Belediye ve 39 il genel meclisi başkanlarına gönderdiği tebligat ile israf ve ABD ürünlerine karşı uyardığını belirtti.


Yapılan tebligatta belediyelerden israftan kaçınmaları, dövizle işlem yapmamaları, ABD malları yerine yerli mallarını kullanmalarının istendiğini kaydeden Mehmet Karadağ, diğer partilerin yönetiminde bulunan 515 belediyelerden de bu ulusal meselede aynı hassasiyeti göstermeleri çağrısında bulunduğunu ifade etti.


Sözkonusu tebliğata ilişkin açıklamalarda bulunan İl Başkanı Karadağ, "Bugün ülkemize ve milletimize karşı yeni bir saldırıyla karşı karşıyayız. Bugüne kadar her türlü yolla ülkemize ve milletimize diz çöktürmeye çalışanlar, şimdi de ekonomik bir savaşla bunu denemektedirler. Biz her türlü saldırıyı milletimizle birlikte aşarak bugünlere geldik." dedi.



’Milli yazılım pardus kullanılsın’


Ülkemize karşı yapılan bu yeni saldırıyı da yine millet olarak birlikte aşacaklarını anlatan Karadağ, Lisans ücreti ödenmeyen, yerli ve milli yazılımımız olan Pardus’a henüz geçmemiş olan belediyelerimiz, lisans ücreti ödenen yabancı menşeli yazılımlar yerine ivedilikle Pardus’a geçmelidir. Bu konuda Tubitak ile birlikte uygulama tecrübesi olan Belediyelerden teknik destek alınarak ivedilikle dönüşüm sağlanmalıdır. Kamu ihale kanunuyla ilgili tebliğler doğrultusunda, elektronik cihazlar, cep telefonları, bilgisayar ve diğer teknolojik cihazlarda yerli üretim veya yerli marka tercihine özen gösterilmeli ve yabancı ürün seçeneğinde, başta ABD olmak üzere ülkemize siyasi ve ekonomik tehdit uygulamaya çalışan ülkelerin ürünleri dışındakiler tercih edilmelidir. Yapı, tesis, imalat, ikmal, tamir, bakım, asansör, havalandırma, ısıtma ve soğutma sistemlerinde, iş makineleri, temizlik ürünleri, robotları ve yükleyicilerde kamu ihale kanunu ilgili tebliğler doğrultusunda yerli ürün veya markalar tercih edilmelidir. Yabancı ürün alım zaruretinde ise ABD ürünlerinden kaçınılmalıdır." şeklinde konuştu.



’Tüm işlemler Türk lirası ile yapılacak’


EFT, Havale, Kambiyo, kredi, gibi işlemler tamamen TL cinsinden gerçekleştirilmesi gerektiğine dikkat çeken Mehmet Karadağ, "Belediye ve iştirakler hiçbir şekilde yabancı para cinsinden vadeli-vadesiz mevduat hesabı açmamalı, açılmış olanlar sonlandırılmalıdır. Belediye şirketleri zorunlu olmadıkça dövizle işlem yapmamalıdır. Borç ödemeleri karşılığı tutulanlar dışında hiçbir belediye şirketinin döviz hesabı olmamalı, var olanlar derhal Türk Lirasına çevrilmelidir. Yasal mevzuat hükümleri ile cevaz verilse dahi, hiçbir şekilde yabancı para cinsinden sözleşme yapılmamalıdır. Belediye ve İştiraklerine ait sosyal tesis ve işletmelerde gıda-içecek ürünleri yerli olmalıdır. 4734 sayılı Kanunun 63.maddesi ve 2017/22 sayılı Başbakanlık Genelgesi; açık olarak ihale dokümanlarında ürünlerin niteliğine göre yüzde 15 oranına kadar yerli malı avantajı sağlanabileceği belirtilmekte, hatta bazı ürünler de yüzde 15 oranında yerli malı teklif eden isteklilere fiyat avantajı sağlanması zorunlu tutulmaktadır. Yine, aynı şekilde bu dokümanlarda yerli ürün sunumunu engellemeye yönelik hiçbir ibare bulunmayacağı hüküm altına alınmıştır. Bu çerçevede satınalma süreçlerinde bu kural ve talimatlara göre doküman ve teknik şartnamelerin hazırlanması ve buna göre işlem tesis edilmesi gerekmektedir." ifadelerini kullandı.



’Kiralık olanların süresi uzatılmayacak’


Yerli olmayan ürün, cihaz ve ekipmanların satın alınması ya da kiralanması zaruret olmadıkça yapılmamasını hatırlatan Karadağ, Halen kiralama suretiyle kullanılanların da kira süreleri uzatılmamalıdır.Tasarruf tedbirlerine azami riayet edilmelidir. Hiçbir gerekçeyle binek aracı alım ve kiralaması yapılmamalı, mevcut hizmet araçlarının iş dışında kullanımı kesinlikle önlenmelidir. İhaleli işler kapsamında yüklenici tarafından kullanılacak, tedarik edilecek araç ve cihazlar ile ekipmanların da yukarıda belirtilen şartlarda olması sağlanmalıdır.


Belediyelerce gerek STK ve gerekse farklı kurumlarla yürütülen ortak projelerde de bu hassasiyetlere dikkat edilmelidir. Yeni hizmet binası yapım ve kiralaması ve var olan binaların zorunluluk içermeyen büyük tadilat ve tamiratı yapılmamalıdır. Sosyal medya kullanımı, teşviki kapsamında herhangi bir bütçe tahsisi yapılmamalı, var olanlar dondurulmalıdır." şeklinde konuştu.


Acil ihtiyaç gerekmedikçe mobil cihazlarda yenilemeye gidilmemesi gerektiğine dikkat çeken Mehmet karadağ, "Belediye çalışanları, meclis üyeleri ve diğer kişilerle yurt dışına gezi içerikli seyahat programları yapılmamalıdır. Belediyelerimiz düzenledikleri programlarda eğlence türü etkinliklerden kaçınarak yerine kültür sanat içeren etkinlikleri tercih edilmelidir." dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sakarya Fabrikanın dereye bıraktığı atık, mahalleliye eylem yaptırdı Sakarya’nın Ayazı ilçesinden geçmekte olan ve bölgedeki birçok köyün tarım için kullandığı dere, iddiaya göre gıda fabrikasının atıkları sebebiyle kirli akıyor. Yıllardan beri kötü koku ve dere pisliğinden isyan eden mahalleli, fabrikanın önüne kadar yürüyüş eylemi yaptı. Kzıılcıkorman Mahallesi’nden geçen ve çevre mahallelerden geçerek Mudurnu Deresi ardından da Sakarya Nehri üzerinden Karadeniz’e dökülen derenin, bölgede bulunan GSF Gıda Sanayi Fabrikaları’nın atıklarından dolayı yıllardan beri kirli aktığı iddia edildi. Adeta siyaha bürünen derenin yıllardır bir çözüme kavuşturulmadığı için duruma tepki gösteren mahalle halkı, fabrikanın önüne kadar yürüyerek eylem gerçekleştirdi. Fabrikanın önünde toplaşan mahalle sakinleri ellerindeki ‘Balıklar öldü sıra çocuklarda’, ‘Yeter artık 40 yıl oldu, bıktık’, ‘Doğaya zulüm insana zulümdür’ pankartlarıyla yaptığı yürüyüşte ise jandarma ekipleri geniş güvenlik önlemi aldı. Mahallelinin tek istediği ise fabrikanın arıtma cihazını aktif hale getirip bölgenin pislik ve kötü kokudan arındırılması. “Artık ceza da işe yaramıyor” İnsanların mağdur olduğunu belirten mahalle sakini Mehmet Gülşen, “Deremiz hali çok kötü ve yıllardan beri biz bu çileyi çekiyoruz. Dere yakınlarında okul var ve birçok çocuk kötü kokudan dolayı sınıflara giremiyor. Derenin hemen kenarında Kur’an kursu var ve buraya çocuklar gelemiyor. Zamanında biz bu derede yüzerdik şimdi ise siyahlaştı. Köyün içinden geçeni geçtim D-100 kara yolundan geçen insanlar bile kokuya dayanamıyor. Artık köyümüzün ismi ‘Pis kokulu köy’ kaldı. Burada kahvehaneler, lokantalar var kimse buralara gelemiyor. Geçtiğimiz Cuma günü atık suyu bırakan fabrikaya ceza kesildi ve 2-3 gün kapalı kaldı ama bugün yine atık, yine koku var artık ceza da işe yaramıyor” dedi. “Kokusu ile pisliği artık bizi bezdirdi ve gerekli olan her yere müracaatımızı yaptık” Yaklaşık 40 yıldan beri kokudan rahatsız olduklarını belirten Kızılcıkorman Mahallesi Muhtarı Mecid Kızıldağ, “Mahallemizin içinden geçmekte olan tarla seviyelerini düşürmek için açılan kanalda 1982 senesinde açılan bu fabrika ürettiği nişasta ve glikoz üretiminin atıklarını kanalımıza bırakıyor. Burası 1982 senesinde açıldı ve o günden bu güne kadar kanala akıtıyor pisliklerini. Kokusu ile pisliği artık bizi bezdirdi ve gerekli olan her yere müracaatımızı yaptık. Dilimizin döndüğünce insanlara anlattık ama hiç kimse bir çare bulamadı ev bu günlere kadar geldik. Çevre mahalle sakinleri muhtarları herkes burada ve bu işten muzdarip, biz de bunu dile getirmek için yürüyüş gerçekleştirdik. Bizim kimseyle sorunumuz yok, art niyetimiz yok. Fabrikanın üretim yapması gerekiyorsa üretimini yapsın ama arıtmasını çalıştırsın. Bu fabrikadan 100-150 kişi ekmek yiyorsa diğer taraftan yoldan geçenler hariç 3 bin, 5 bin kişi kokuyu çekmek zorunda bırakılıyoruz. Muhtarlıkta benim dördüncü dönemim gelen her kaymakama, belediye başkanına ve valiye yani bu işte etkisi olabilecek herkese anlatmaya çalıştım ama herkes topu başkalarına attı. Sağ olsunlar yeni gelen vali ve kaymakam bize sahip çıktı, biz de mahalle halkı olarak düzen içinde eylem yaptık” diye konuştu. “İnsanlar evinde dururken, sokakta gezerken maske takıyor” Mahalle halkının çoğunun maske taktığını aktaran Kızıldağ, “Sinekler öyle bir hale geldi ki eşek arısı gibi oldu. Burada insanlar pencerenin camlarını açamıyor, misafir ağırlayamıyor hatta kanala yakın olan insanlar daha kötü durumda. Ben muhtar olarak utanıyorum. Buradan kim kime sıkıntı oluşturarak para kazanıyorsa haram olsun. İnsanlar evinde dururken, sokakta gezerken maske takıyor artık çünkü kokudan durulmuyor. Ben muhtarlık dönemimde defaten temizlettim ama yine de pislik içinde kalıyor” şeklide konuştu.