ASAYİŞ - 26 Nisan 2017 Çarşamba 21:44

Darp sonucu öldüğü belirlenen 10 aylık bebeğin annesi konuştu

A
A
A
Darp sonucu öldüğü belirlenen 10 aylık bebeğin annesi konuştu

Denizli’de, 28 Eylül 2016 tarihinde hastanede hayatını kaybeden 10 aylık bebeğin annesi, çocuğunun darp sonucu öldüğünü yeni öğrendiğini belirtti.

Denizli’de, 28 Eylül 2016 tarihinde hastanede hayatını kaybeden 10 aylık bebeğin annesi, çocuğunun darp sonucu öldüğünü yeni öğrendiğini belirtti.


Denizli’nin Pamukkale ilçesi Dokuzkavaklar Mahallesi’nde 28 Eylül 2016 tarihinde meydana gelen olayda, evlere temizliğe giden anne C.Ç., saat 14.30 sıralarında eşinin telefonla kendisini aradığını ve çocuğun rahatsızlandığını söyledi. Anne ve baba çocuğu hemen sağlık ocağına götürdü. Ancak durumu ağır olması nedeniyle ambulansla Denizli Devlet Hastanesine kaldırıldı. Muayene sırasında çocuğun vücudunda morluklar gören doktorlar, durumu hemen polis ekiplerine haber verdi. Çocuğun hayatını kaybetmesi nedeniyle, polis inceleme başlatırken, çocuğun vücudundaki morlukların incelenmesi için bir numune İstanbul Adli Tıp Kurumuna gönderildi. 7 ay sonra raporu açıklayan kurum, çocuğun darp sonucu öldüğünü belirledi. Savcılığın soruşturma açmasının ardından bebeğin babası H.Ç. (27), Denizli Emniyet Müdürlüğü Cinayet Gasp Büro Amirliği ekiplerince


gözaltına alındı. Mahkemeye sevk edilen H.Ç. çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.


10 aylık Muhammet bebeğin annesi C.Ç., çocuğunun darp sonucu öldüğünü bilmediğini, daha önce eşinin çocuğa şiddet uyguladığı için şikayetçi olduğunu söyledi. Daha önce eşinin çocuğu darp ettiği için şikayetçi olan ve anlatırken gözyaşlarını tutamayan anne C.Ç., çocuğun darp sonucu öldüğünü bilmediğini, yeni öğrendiğini belirtti.



“Daha önce birkaç çocuğu darp etmişti”


Eşinin çocuğu rahatsızlığından önce darp ettiğini ifade eden C.Ç., “Önce darp sonucu öldüğünü bilmiyordum, şimdi öğrendim. O zaman eşim evde tek başınaydı. Hastaneye götürdüğümüzde, normal ölümdür dediler. Polis gelinceye kadar, kendisinden şüphelenmedim. Ama darp sonucu öldüğünü söylediler, şuan öğrendikten sonra yıkıldım. Çocuğum öldüğü gün darp yoktu ama ondan önce birkaç defa yaptı” dedi.



“Çok korktum, o yüzden sustum polise başvurmadım”


Daha önce eşine boşanma davası açan anne ve korktuğu için sustuğunu belirten 24 yaşındaki C.Ç., “Cesaret edemedim, tehdit etti. Korktum, şu an bile kendimi çok kötü hissediyorum. Normalde de ben korkarım. Biliyordum, bir kere gittim karakola şikayetçi oldum. Ondan sonra bir daha gitmedim. Zaten bir daha da olmadı” diye konuştu.



“O gün tek başına evdeydi”


Daha önce çocuğun darp edildiğini bilmediği yönünde ifade verdiğini belirten anne C.Ç., İstanbul Adli Tıp Kurumunun verdiği darp sonucu ölüm raporundan haberi olmadığını savundu. Raporun soncunu öğrendikten sonra gidip tekrar ifade vereceğini söyleyen anne C.Ç., “Öldüğü gün her hangi bir şey yaşanmadı. Normal bir şekilde kalktık, kahvaltı yaptık, bir şey yoktu. O gün saat 14.30 sıralarında ev temizliğine gitmiştim. Eşim beni aradı, ‘acil gel’ dedi. Çocuk rahatsızlandı, fenalaştı. Aldık götürdük, sağlık ocağına, oradan ambulansla devlet hastanesine götürdük. Orada da bize öldüğünü söylediler. Bundan haberim yoktu. Biz götürdüğümüzde vücudunda morluklar yoktu. O gün bile görmedim” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay Önce ağabeyi bıçaklayarak darp ettiler, sonra da kardeşi döverek öldürdüler Hatay’da taşlı, sopalı kavgada darp edilerek hayatını kaybeden Ayhan Kutlu’nun ağabeyi de yaklaşık bir buçuk ay önce aynı aile tarafından bıçaklı saldırıya uğradı. Kutlu ailesi, olaya karıştıklarını iddia ettikleri 3 şahsın da mahkemece tutuklanmasını istiyor. Geçtiğimiz günlerde Antakya ilçesi Kuzeytepe Mahallesi’nde meydana gelen taşlı, sopalı kavgada yaralanan 37 yaşındaki Ayhan Kutlu, kaldırıldığı hastanede kurtarılamayarak hayatını kaybetmişti. Olay üzerine polis ekipleri tarafından gözaltına alınan 5 şahıstan; O.A. ve R.A. mahkemece tutuklandı. Vefat eden Kutlu da ailesi tarafından Kuzeytepe Mahallesi mezarlığına defnedildi. Vefat eden Ayhan Kutlu’nun ağabeyi Celal Kutlu’nun da yaklaşık bir buçuk ay önce aynı aile tarafından darp edilerek bıçaklı saldırıya uğradığı ortaya çıktı. Kardeşleri darp edilerek vefat eden aile, mahkemece serbest kalan 3 şahsın da tutuklanmasını istiyor. "Beni 1 buçuk ay önce başımdan ve karnımdan bıçakladılar" Kardeşini öldürenlerin yaklaşık bir buçuk ay önce kendisini bıçaklayarak darp ettiğini ifade eden Celal Kutlu, "1 buçuk ay önce aynı kişiler bana da saldırdı. Yine aynı kişiler kardeşim Ayhan Kutlu’ya pusu kurup taşla ve sopayla döverek öldürdüler. Beni 1 buçuk ay önce başımdan ve karnımdan bıçakladılar. Ben aynı kişiler tarafından 3 defa bıçaklandım. Bizim can güvenliğimiz yok. Önceden de şikayette bulundum. Her zaman tehdit ediyorlar, acımız çok taze. Bize saldıran ailede serbest kalan 3 kişi var. Beni bıçakladıkları zaman o ailenin büyük oğlu burada değildi. Onu Arabistan’dan çağırıp kardeşime pusu kurdular. Bu olayların olmamasını istiyoruz. Bu adamların dışarıda olmamalarını istiyoruz. Adalete güveniyoruz ve sığınıyoruz" dedi. "Onlar kardeşime gaddarca ve vahşice pusu kurup öldürdüler" Mahkemece serbest kalan 3 kişinin de tutuklanmasını istediklerini söyleyen Kutlu ise, "Kardeşimi öldüren aileyle husumetimiz yok. Mahallede olan ufak tartışmalar oldu. Kardeşimi öldüren komşumuzdu. Komşularımız kendilerini üstün görüyorlar. Onlar kardeşime gaddarca ve vahşice pusu kurup öldürdüler. Bu şekilde ölmesini hazmediyorum. Ailecek içimiz parçalandı. Ne yapacağımızı ve ne düşüneceğimizi bilmiyoruz. Önce Allah’ın adaletine sonra da devletimizin adaletine güveniyoruz. Bu tür insanların dışarıda gezmeleri mahallemiz ve insanlar için tehlikelidir. Bu olay kardeşimin başına gelmeseydi, başka kişilerin başına gelecekti. Çünkü bunlar inşan değil ve bunlar cani. Bu aileyle aramızda hiçbir şey yok. Değecek hiçbir şey olmadı, olsaydı üzülmezdik. O aileden 2 kişi tutuklandı ama diğerleri serbest kaldı. Onların tutuklanmalarını istiyorum. Onlar hala dışarda geziyorlar. İnsanların deyimine göre kendilerini haklı göstererek insanlara anlatıyorlar. Onların tutuklanmalarını istiyoruz. Ben adalete güveniyorum. Ben Allah’ın adaletine güveniyorum. Adalet tecelli edecek. Bunların dışarıda gezmeleri, insanlar ve çocuklar için tehdit oluyor" ifadelerini kullandı.
İstanbul "Sürdürülebilirlik yarının şirketlerinin gündeminde" BSH Ev Aletleri Yönetim Kurulu Başkanı ve Gelişen Pazarlar Bölgesi CEO’su Gökhan Sığın, Uludağ Ekonomi Zirvesi’nde yaptığı konuşmada “Asıl hedefimiz insanların yaşam kalitesini artırmak, bunu bazen ürünlerimizle, hizmetlerimizle bazen de koyduğumuz hedeflerle hayata geçiriyoruz” dedi. BSH Ev Aletleri’nin oturum sponsoru olduğu Uludağ Ekonomi Zirvesi, bu yıl, “Sorumlu ve Duyarlı Liderlik: Teknoloji ve Yapay Zekâ Çağında Gezegen ve İnsanlıkla Uyumlu Bir Sisteme Öncülük Etmek” temasıyla 25-28 Nisan 2024 tarihleri arasında Sapanca’da gerçekleştirildi. Zirve boyunca iş dünyasının gündemindeki büyüme, sürdürülebilirlik, teknolojik dönüşüm, yeni nesillerin eğitimine ve geleceğine yatırım gibi konuların gelecekte nasıl şekilleneceği ele alınıyor. Zirvenin “Liderlerin Gelecek Vizyonu: Yarının Şirketi İçin Yenilikçi Yaklaşımlar, Yatırımlar ve Hedefler” konulu panelinde yerini alan BSH Ev Aletleri Yönetim Kurulu Başkanı ve Gelişen Pazarlar Bölgesi CEO’su Gökhan Sığın, bugün olduğu gibi geleceğin şirketlerinin odağında da “insan” olduğuna dikkat çekti. BSH olarak insanların yaşam kalitesini artırmak üzere çalışırken her alanda sürdürülebilirlik prensiplerine sadık kaldıklarını aktaran Sığın, “2020’den beri karbon nötr olarak faaliyet gösteriyoruz. 2030’a kadar bunu daha da iyileştirmeyi hedefliyoruz. Asli amacımız ise insanların yaşam kalitesini artırmak. Bunu bazen ürünlerimizle, hizmetlerimizle bazen de koyduğumuz hedeflerle hayata geçiriyoruz” dedi. Sığın konuşmasında, Türkiye’den yaklaşık 130 ülkede 4,6 milyar insanı kapsayan bir coğrafyayı yönettiklerini belirtirken “BSH Türkiye toplumsal, çevresel ve yönetişim başarılarıyla bu büyük coğrafyaya öncülük ederken bölgenin geleceğinin şekillenmesinde önemli bir rol üstleniyor” diye konuştu. Yarının odağında “insan” var BSH’nin odağında her zaman “insan” olduğunu vurgulayan Sığın, çocuklar ve gençleri geleceğe hazırlamak üzere 2015’ten bu yana Geleceği Kodlayanlar programı kapsamında 5500’den fazla kişiye kodlama, elektronik, robotik, 3D tasarım, mobil uygulama geliştirme ve algoritmik düşünce alanlarında atölyeler sunduklarını hatırlattı. İstihdamı artırmaya ve toplumsal refahı yükseltmeye yönelik adımlar attıklarını belirten Sığın, “Geleceğe en büyük yatırımımız yarının bilim insanlarını yetiştirmek. Geleceği Kodlayanlar atölyelerimizden faydalanan çocukların ileride bir buluş yapma ihtimali bile bizi çok heyecanlandırıyor” dedi.