SAĞLIK - 12 Mart 2021 Cuma 09:47

İnme tedavisinde yeni bir pencere; Botoks

A
A
A
İnme tedavisinde yeni bir pencere; Botoks

Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon (FTR)-Algoloji Uzmanı Prof.

Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon (FTR)-Algoloji Uzmanı Prof. Dr. Ömer Faruk Şendur, günümüzde daha çok estetik amaçlı kullanılan botoksun felç tedavisinde ultrason eşliğinde uygulanmasının gittikçe önem kazandığını ve uygun hastalarda mutlaka denenmesi gerektiğini belirtti.



İnmeyi (Hemipleji-Yarım felç) beyine giden damarlarda tıkanıklık veya kanama sonucu beyin hücrelerinin hasar görmesi ve buna bağlı olarak da hastanın vücudunun bir tarafının hareket yeteneğini tamamen ya da kısmen kaybedilmesi olarak açıklanan Prof. Dr. Ömer Faruk Şendur, “İnme ülkemizdeki en önemli sakatlık nedenlerinin başında gelmektedir. Tek taraflı felçlerde ilk dönem (1-6 ay) atlatıldıktan sonra hasta aynı taraftaki hareketlerini yavaş yavaş kazanmaya başlar. Ancak bu hareketler amaca yönelik olmaktan çok kasılma tarzında olup hastanın yürüme ve kişisel bakımını yapamayacak duruma gelmesiyle sonuçlanır. Bu spastisite (kasılma) olarak adlandırılan durum çeşitli ilaç, fizik tedavi, egzersiz ve ameliyat gibi yöntemlerle tedavi edilmeye çalışılsa da çoğu kez hastanın tek başına bağımsız bir birey olarak yaşamını sürdürmesine yetmez. Sonuçta hasta yürüme, hareket etme, kişisel hijenini yerine getirmede zorluklarla karşılaşır” diye konuştu.



“Botoksun önemi gittikçe artıyor”


Son yıllarda kasılma ile mücadelede botulinum toksin (botoks ) enjekisyonunun gittikçe önem kazanan bir tedavi yöntemi olma aşamasına geldiğine işaret eden Prof. Dr. Şendur; “Aslında bir mikrobun ürettiği ve sonradan sentetik olarak üretilen bu toksin çok güçlü bir kas gevşeticidir. Botulinum toksin yapıldığı kasta doza bağlı olarak değişen şiddette 3-4 ay süren geçici bir felç yapar. Günümüzde daha çok estetik amaçlarla kullanılan bu yöntem son zamanlarda kasılmış kaslara da uygulanarak kasılmadan dolayı işlevsiz kalmış kaslarda gevşemeye yol açar. Bu şekilde uygulandığı kasların rehabilitasyonunu kolaylaştırıp hastanın yaşam fonksiyonlarının tekrar kazanılmasına aracılık eder. Bir diğer önemli nokta ise botoks enjeksiyonlarının doğru kasa ve doğru hedefe yapılmış olup olmadığıdır. Özellikle ultrason rehberliğnde doğru kasa ve noktalara yapıldığında etkisi daha fazla ve olumlu yönde olmaktadır” şeklinde konuştu.



“Botoks tedavisi uygun hastalarda mutlaka denenmelidir”


Bir seferde birçok kasa gevşetme amaçlı botoks enjeksiyonlarının yapılabildiğine dikkat çeken Prof. Dr. Şendur, şu uyarılarda bulundu:


“Belirlenen dozlarda yapıldığında belirgin bir yan etki görülmez ve bu dozlarda son derece güvenilir bir tedavi yöntemidir. Hastanın durumuna göre botoks enjeksiyonlarına 3-4 ay aralıklarla uzun süre devam edilebilir. Botulinum toksin enjeksiyonu felçte spastik kasları gevşetmek için son derece etkili bir yöntem olmakla birlikte duruma göre bazen ilaçlar ile de desteklenebilir. Bu süreçte yoğun fizyoterapinin de kullanılmasıyla oldukça başarılı sonuçlar alınabilir. Devlet geri ödeme kurumlarınca da bedeli karşılanan botulinum toksin tedavisi uygun hastalarda mutlaka denenmelidir.Bu sayede el ve ayaklarında felçteki kasılmalar önlenebilir ve hasta çok daha rahat ve fonksiyonel bir şekilde hareket edebilir”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzurum Dijital dünyada çocuk haklarına destek için Erzurum’da imza kampanyası Erzurum’da Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğünce, "Dijital Dünyada Çocuk Hakları" temasıyla imza kampanyası kapsamında kamuoyu farkındalık ve bilgilendirme stantları açıldı. Vatandaşların yoğun ilgi gösterdiği stantta, dijital ortamda çocukların haklarının korunmasına yönelik farkındalık oluşturuldu. Erzurum’da bir alışveriş merkezinde kurulan stantta, Dijital Dünyada Çocuk Hakları Sözleşmesi hakkında bilgilendirme yapılırken, vatandaşlar kampanyaya imza ve destek vererek çocukların dijital dünyada güvenli bir şekilde var olmasına katkı sundu. Ailelere ve ziyaretçilere güvenli internet kullanımı, çocuk mahremiyeti ve dijital riskler konusunda bilgilendirici materyaller de dağıtıldı. Stant alanını ziyaret eden Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Hasan Aykut, çocuklarla birebir ilgilenerek dijital dünyadaki hakları konusunda bilinçlendirme çalışmalarına katıldı. Çocuklara çeşitli hediyeler veren Aykut, farkındalık çalışmalarının önemine dikkat çekti. Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan İl Müdürü Hasan Aykut, "Dijitalleşen dünyada çocuklarımızın haklarının korunması her zamankinden daha büyük bir önem taşıyor. Amacımız, çocuklarımızın dijital ortamlarda karşılaşabileceği risklere karşı hem onları hem de ailelerini bilinçlendirmek. Bu imza kampanyasıyla çocuk hakları konusunda toplumsal farkındalığı artırmayı ve güçlü bir kamuoyu desteği oluşturmayı hedefliyoruz" dedi. Hafta sonu da devam edecek olan kampanyaya vatandaşların yoğun ilgi gösterdiği gözlemlenirken, imza kampanyasının farklı noktalarda da sürdürüleceği belirtildi.
Bolu Bolu’da otel faciasında yaşamını yitiren 78 kişi için hatıra ormanı Bolu Kartalkaya Kayak Merkezi’nde bulunan Grand Kartal Otel’de çıkan yangın faciasında hayatını kaybeden 78 kişi için D-100 kara yolu kenarında oluşturulan hatıra ormanına fidan dikildi. Fidanlara, faciada yaşamını yitirenlerin isimlerinin yazılı olduğu kartlar asıldı. Kartalkaya Kayak Merkezi’ndeki Grand Kartal Otel’de 21 Ocak tarihinde meydana gelen ve 78 kişinin yaşamını yitirdiği yangın faciasının acısı tazeliğini korurken, hayatını kaybedenlerin anısını yaşatmak amacıyla anlamlı bir projeye imza atıldı. Bolu Orman Bölge Müdürlüğü ekipleri tarafından, D-100 kara yolu üzerindeki Yumrukaya köyü mevkisinde belirlenen özel alanda bir hatıra ormanı oluşturuldu. Düzenlenen fidan dikim törenine; Bolu Valisi Abdulaziz Aydın, Bolu Orman Bölge Müdürü Celal Kanbur, yangın faciasında ailelerini kaybeden Yüksel Gültekin ve Mehmet Güner ile hayatını kaybedenlerin yakınları katıldı. Orman Bölge Müdürlüğü ekiplerince önceden hazırlanan alanda, faciada vefat eden 78 kişi için ayrı ayrı fidanlar hazırlandı. Her bir fidana, yangında hayatını kaybeden vatandaşların isimlerinin yer aldığı kartlar asıldı. Törende duygu dolu anlar yaşanırken, kederli aileler yakınları adına dikilen fidanlara ilk can suyunu verdi. Vali Abdulaziz Aydın ve beraberindeki protokol üyeleri, ailelerin acısını paylaşarak fidan dikimini gerçekleştirdi. Oluşturulan hatıra ormanı ile 78 kişinin isminin Yumrukaya’da yeşerecek ağaçlarla geleceğe taşınması hedefleniyor.
İstanbul Topkapı Sarayı’nda bir ilk: Mabeyn Yolu Çini Sanat Galerisi ziyarete açıldı Topkapı Sarayı’nda saray içi güvenlik, mahremiyet ve protokol açısından özel bir işleve sahip olan Mabeyn Yolu, kapsamlı bir hazırlık sürecinin ardından Mabeyn Yolu Çini Sanat Galerisi olarak ziyarete açıldı. Milli Saraylar Başkanı Dr. Yasin Yıldız, "Çiniler gerçekten Topkapı Sarayı başta olmak üzere Milli Saraylar Koleksiyonunun çok önemli bir parçası. Burada yaklaşık ilk etapta 250 parça çiniyi sergiliyoruz" dedi. Topkapı Sarayı’nda saray içi güvenlik, mahremiyet ve protokol açısından özel bir işleve sahip olan Mabeyn Yolu, çalışmaların tamamlanmasının ardından Mabeyn Yolu Çini Sanat Galerisi olarak ziyarete açıldı. Sergi, Milli Saraylar Başkanlığı tarafından ilk etapta basın mensuplarına tanıtıldı. Topkapı Sarayı’nın Harem bölümü ile Mabeyn’i birleştiren koridor, tarihi işlevine sadık kalınarak galeri düzeninde ele alındı. Tematik yerleşim sayesinde ziyaretçiler, saray mimarisindeki kullanım bağlamını ve çini üslubundaki değişimi adım adım takip edebilecek. Modern depolama, titiz tasnif ve belgelemeyle özenle düzenlendi Topkapı Sarayı çinilerinin önemli bir bölümü, 2018’e kadar Harem’de dağınık depolarda saklanıyordu. Milli Saraylar, 2 bini aşkın kasada muhafaza edilen çinileri, Aziziye yapılarında kurduğu iki depoya taşıyarak saklama alanını 700 metrekareye çıkardı. 2021’de kurulan Çini Restorasyon Atölyesi ile tasnif ve belgeleme çalışmaları başlatıldı. 9 bin 486 fotoğrafla belgeleme yapıldı, 800 farklı desen envantere alındı Çalışmalar kapsamında 9 bin 486 fotoğrafla belgeleme yapıldı, 800 farklı desen envantere alındı. Çini galerisi seçkisi de bu çalışmaların sonucunda oluşturuldu. Restorasyon ihtiyaçları için depolarda eşleşen parçaların tespiti ise sürdürülüyor. Eserler, 3 farklı yüzyıla ait çinilerden oluşuyor Mabeyn Yolu Çini Sanat Galerisi; 16. yüzyılın İznik merkezli klasik üslubundan 17. yüzyıldaki dönüşüm ve çeşitlenmeye, 18. yüzyılda Avrupa etkilerinin belirginleştiği Kütahya üretimine uzanan çizgiyi bir arada sunuyor. Lale, karanfil, sümbül, hatâî gibi motifler ile dönemsel manzara ve figüratif sahneler, estetik evrim ve kültürel etkileşim perspektifiyle izlenebiliyor. "Çiniler gerçekten Topkapı Sarayı başta olmak üzere Milli Saraylar Koleksiyonunun çok önemli bir parçası" Galeriyle ile ilgili bilgi veren Milli Saraylar Başkanı Dr. Yasin Yıldız, çini koleksiyonun Milli Saraylar Başkanlığının önemli parçası olduğunu söyleyerek, "Burası görmüş olduğunuz gibi Topkapı Sarayı’nın gizemli kalmış köşelerinden bir tanesi. Aslında sarayın tarihi içerisinde çok önemli bir yeri var. Burası Mabeyn Yolu olarak bilinen padişahın özel kullandığı dairelerle, haremi birbirine bağlayan çok önemli bir koridor. Ama daha sonraki yüzyıllarda kullanım dışında kalmış. Ve uzun yıllar unutulmuş bir mekandı. Mabeyn ile ilgili restorasyon projelerimiz çerçevesinde bu ara geçiş güzergahını da mekanda bulunan çinilere de atıfta bulunmak amacıyla bir çini galerisi olarak düzenledik. Çiniler gerçekten Topkapı Sarayı başta olmak üzere Milli Saraylar Koleksiyonunun çok önemli bir parçası. Buradaki çinilerden kastımız dekoratif olarak mekanlarda kullanılmış olan çinileri kapsıyor" dedi. "İznik çinileri zaten koleksiyonun çok önemli bir parçasını oluşturuyor" Topkapı Sarayı’nın oldukça zengin bir çini koleksiyonuna sahip olduğunu söyleyen Yıldız, "Bilhassa inşa edildiği dönemlerde ve 16. yüzyıldaki yeniden yapılanmasında Türk çini sanatının en zirve dönemi olduğu düşünülürse, bu çeşitlilik daha iyi anlaşılabilir. Bu noktada İznik çinileri zaten koleksiyonun çok önemli bir parçasını oluşturuyor. Bununla birlikte daha sonraki yüzyıllarda devreye giren Kütahya çiniciliğini çok özel örnekleri de var. Bunlarla ilgili tabi daha sonraki yüzyıllarda kullanım gereği bazı mekanlardan kaldırılmış çiniler, depolarımızda bulunuyordu. Bu çinileri ziyaretçilerin görme şansı pek fazla bulunmuyordu. Bu galeride bu çinileri bir bütün halinde bir seçki halinde ziyaretçiyle buluşturmayı hedefledik. Çünkü sarayın tarihinin ve koleksiyonlarının bu önemli parçası görülmeden bu saraya bir bütün olarak anlamak çok mümkün olmayacaktı" şeklinde konuştu. "Burada Osman Gazi’den Sultan 2. Selim’e kadar yaşamış olan Osmanlı Sultanlarının isimlerinin olduğu çini eserleri var" Serginin galeri duvarlarında padişahların isimlerinin olduğu çinilerin olduğunu söyleyen Başkan Yasin Yıldız, "Yer olarak buranın seçilmesinin önemi de buradan kaynaklanıyor. Bu içinde bulunduğumuz Mabeyn Yolunda hemen kameraların arkasındaki duvarda görmüş olduğunuz uzun bir yazı dizisi var. Burada Osman Gazi’den Sultan İkinci Selim’e kadar yaşamış olan Osmanlı Sultanlarının isimleri bir bütün halinde dolayısıyla bir 16. yüzyıl çinisinde yazılmış olduğunu görüyoruz. Bütün bu boyutlarıyla ziyaretçilerimize özellikle harem bölümüyle mabeyni bir araya bağlayan bu önemli noktada böyle bir gazeleyi kazandırmış olmaktan dolayı fevkalade mutluyuz" ifadelerini kullandı. "Çalışmalar, bir bütün olarak yaklaşık 3 yılımızı aldı" Mabeyn Yolundaki restorasyon çalışmalarının 3 yılda yapıldığını söyleyen Başkan Yasin Yıldız, "Restorasyon çalışmaları oldukça uzun sürüyor. Mabeyndeki padişah daireleriyle ilgili çalışmalarımızda sona geldik. Padişahın kullanmış olduğu Aynalı Oda, Valide Sultan Dairesi bunların hepsi yakın zamanda ziyarete hazır hale gelecek. Burayı haremle bağlayan bu içinde bulunmuş olduğumuz galeri haline dönüştürdüğümüz koridor ise bugünden itibaren ziyaretçi tarafından gezilebilecek. Çalışmaların bir bütün olarak yaklaşık 3 yılımızı aldığını söyleyebilirim" dedi. Sergide ilk etapta 250 eser sergileniyor Açılışı gerçekleştirilen sergide 16. yüzyıldan 19. yüzyıla kadar ait eserlerden ilk etapta 250 eserin sergilendiğini söyleyen Başkan Yasin Yıldız, "Belki eser sayısından önce özellikle giriş bölümünde Nahvin’in yazmış olduğu ve 19. yüzyıl çinilerine işlenen çok önemli bir kaside var. Bu koleksiyonumuzun çok müstesna bir parçasıdır. Bir bütün halinde burada sergileyebiliyoruz, çok sayıda çiniden oluşuyor. Burada yaklaşık ilk etapta biz 250 parça çiniyi sergiliyoruz. Çiniler yaklaşık söylemiş olduğum gibi 16. yüzyıl ve 19. yüzyıl arasını kapsıyor. Dolayısıyla 19. yüzyıla varması nedeniyle bunların içinde bir miktar saraya ithal çinilerin geldiği dönemi de kapsadığını düşünürsek aslında Osmanlı sarayında kullanılmış olan bir bütün çini geleneğini burada yerli olsun yabancı olsun göstermiş oluyoruz" ifadelerini kullandı. "Hatıralar Yolu": Kitabeler ve Panolar Serginin galeri duvarlarında Osman Gazi’den Sultan 2. Selim’e uzanan padişah adlarının sıralandığı iri yazılı çiniler bulunuyor. "Mihrabiye" motifli üç pano arasında görülen "Soffa-i ali" ve "Hamam-ı âli" ifadeleri, bu panoların vaktiyle Hünkâr Sofası ve Hünkâr Hamamı’ndan taşındığını düşündürüyor. Böylece Mâbeyn Yolu, bir sergileme alanının ötesinde, saray hafızasını taşıyan bir "hatıra galerisi" işlevi de üstleniyor. "Kaside-İ Münferice" Çinileri de galeride yer alacak Ziyaretçiler, Mabeyn Yolu Çini Sanat Galerisi boyunca Kaside-i Münferice’den seçilmiş beyitlerin işlendiği çinileri de görebilecek. 11. yüzyılda Tunuslu şair İbnü’n Nahvi tarafından kaleme alınan kaside, her sıkıntının ardından bir ferahlığın geleceğini vurgulayan mesajıyla tanınıyor. Halk arasında "kurtuluş getiren" bir metin olarak ün kazanan kaside, yüzyıllar boyunca zor zamanlarda dua niyetiyle okunmuş. Osmanlı döneminde de sevilen kasidenin Türkçe tercümeleri arasında 18. yüzyıl şairi Ebubekir Kani’nin manzum çevirisi öne çıkıyor. Çini Sanat Galerisi, Topkapı Sarayı’nın kapalı olduğu salı hariç, haftanın her günü 09.00-17.00 saatleri arasında ziyaret edilebilecek. Ziyaretçiler, Harem bölümünde yer alan Mabeyn Taşlığı’ndan Mabeyn Yolu’na girdikten sonra Topkapı Sarayı çinilerini ve Tekfur Sarayı’ndan günümüze ulaşan bazı çini örneklerini; bir sonraki bölümde ise "Kaside-i Münferice" çinilerini görebilecek. Galeri, Harem bölümü bileti ile gezilebilecek, ilave ücret ödemek gerekmeyecek.