EKONOMİ - 16 Kasım 2022 Çarşamba 14:52

Tekstilde Sürdürülebilirlik Çalıştayı PAÜ’nün ev sahipliğinde gerçekleştiriliyor

A
A
A
Tekstilde Sürdürülebilirlik Çalıştayı PAÜ’nün ev sahipliğinde gerçekleştiriliyor

Pamukkale Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Tekstil Mühendisliği Bölümü ev sahipliğinde düzenlenen “Tekstilde Sürdürülebilirlik Çalıştayı” sektör paydaşlarını bir araya getirdi.

Pamukkale Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Tekstil Mühendisliği Bölümü ev sahipliğinde düzenlenen “Tekstilde Sürdürülebilirlik Çalıştayı” sektör paydaşlarını bir araya getirdi.



PAÜ Prof. Dr. Hüseyin Yılmaz Kongre ve Kültür Merkezinde dün başlayan ve bugün sona erecek olan 7 oturumlu Tekstilde Sürdürülebilirlik Çalıştayında, sektöre yön veren paydaşların tecrübe ve bilgi birikimini çalıştayın katılımcıları ile paylaşılması amaçlanıyor.



Çalıştayın sektör için önemli bir buluşma olduğuna dikkat çeken PAÜ Tekstil Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Yıldıray Turhan, “18. yüzyılda sanayileşmenin başladığı dönemden itibaren, üretime ve ekonomik kalkınma ağına, doğamıza ve insanlığa onarılması güç zararlar vermektedir. 20. yüzyıl sonlarında iklim değişikliklerinin nedenini anlamamız geç de olsa fark edildi. Ancak, bu değişiklik ve bunun yol açtığı nedenler onarılması güç zararlar verdi. Öyle görülüyor ki, içinde bulunduğumuz yüzyıl bu konudaki hatalarımızı telafi etmek ve verdiğimiz zararları onarmak için büyük çaba ile geçecektir. Bu yüzyılda üretimin kalkınma için tek başına bir anlam ifade etmediği, bunun sürdürülebilir olması gerektiği diğer bir değişle doğaya sosyal çevreye zarar vermeden ekonomik gelişmeyi sağlamak tek doğru yol olduğu anlaşılmıştır. Bilim insanları olarak bizler bu gerçeğin farkındayız ve bu sorumluluğu üstlenmiş bulunuyoruz. Bu konuda bilgilendirme, zararları telafi etme ve bunun için yol gösterici olma adına önemli roller üstleneceğiz. O sebeple böyle bir çalıştay Üniversitemiz ve bizler için bir başlangıç olacaktır” dedi.



Tekstil sektörünün gelişmesi için ortak hareket edilmesinin önemine değinen PAÜ Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Osman Nuri Ağdağ da “Sürdürülebilirlik terimi son 20-25 yıldır literatüre giren önemli bir kelimedir. Bu çalıştayın içerisinde tekstildeki üretimle ilgili tekstil teknolojileri ile ilgili belki pazarlama ile ilgili sürdürülebilirlik kavramı çokça bahsedilecektir. Ben Çevre Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi olarak tekstil ile çevre mühendisliğinin kesiştiği noktada doğayı koruyarak, doğaya en az zararı vererek üretim noktasındaki sürdürülebilirlikten bir miktar bahsetmek istiyorum. Tekstil sektörü enerjiyi yoğun olarak tüketen, aynı zamanda su kullanımının özellikle boyahanelerde su kullanımının çok fazla olduğu bir sektör. 1996 yılında Denizli’ye araştırma görevlisi olarak geldiğim o yıllarda Denizli’de yer altı suyu çıkartmak için sondaj yapıldığında 30 metreden su çıktığı, suya ulaşıldığı söyleniyordu. Bugüne geldiğimizde, 200 metreden, 250 metreden daha derinlerde ancak su bulunabiliyor. Bu açıdan tekstil sektöründeki gelişmelerle birlikte çevreyi koruyarak, hem toprak kirliliği hem su kirliliği hem de hava kirliliği açısından bu sürdürülebilirliği sağlamış olabileceğimizi düşünüyorum. Çünkü çevreyi korumadan yapacağımız sanayileşme sonuçta ilerleyen noktalarda sürdürülebilir olmadığını bize gösteriyor. Tüm dünyada küresel ısınma, iklim değişikliği, karbon salınımı çok önemli bir gündem maddesi. 2030 yılında karbon salınımını bir buçuk kat düşmesi beklenirken, G20 ülkelerinde bu salınım yüzde 5,3 kat artmış. Bu, üzerinde yoğun bir şekilde düşünülmesi ve yoğunlaşılması gerekilen bir konu. Bu nedenle bu çalıştayda tekstil teknolojileri, tekstilin sürdürülebilirliği yanı sıra en azından bir düşünce olarak tekstilin çevre ile uyumlu bir şekilde gelişimi konusu da dikkate alınırsa ilerleyen süreçler için tekstil sektörünün gelişmesinde de daha iyi olacağı kanaatindeyim. Verimli bir sempozyum olmasını diliyor, hepinize saygılar sunuyorum” şeklinde konuştu.



“Biz, Denizli olarak sürdürülebilirlik konusunda çok önemli adımlar attık”


PAÜ’nün Denizli için önemli işlere imza attığının altını çizen Rektör Prof. Dr. Ahmet Kutluhan ise yaptığı konuşmada şunları kaydetti:


“Üniversitemizin 30. yılını kutladığımız bu yıl, TMMOB TMO (Tekstil Mühendisleri Odasının) 30. yılını kutlaması güzel bir tevafuk oldu. Üniversite olarak bizler çok iyi işler yaptık. Bu çalıştayı da 30 yıl temalarından biri olarak görüyorum. Üniversitemiz çok büyük bir heyecanla 30 yıl temasını işlemek için birçok konuyu ele aldı. O konulardan bir tanesi de sürdürülebilirlik oldu. Sürdürülebilirlik herhalde dünyanın şu anda en önemli konusu. Siz harap ederek, yok ederek kendinizi büyütürken, sanıyorsunuz ki kendinize zarar vermeyecek ama sonuçta herkesin bir uçuruma gideceğini dünyamızın fark etmesi de büyük bir olay. Bu olayın anlaşılmasından sonra imzada büyük devletler çok gecikti. Biz, Denizli olarak sürdürülebilirlik konusunda çok önemli adımlar attık. Denizli yeşil şehir ödülü aldı. Sıfır atık açısından Üniversitemiz sertifika aldı. Kalkınmanın hem sosyal hem ekonomik hem de çevreyle olabileceğine Üniversitemiz daha önceden kavuşmuş. Biz de bunun daha ileriye gitmesi için çalışıyoruz. Zaten politikamız şehirle bütünleşme politikası olduğundan şehirdeki olaylardan haberdar oluyoruz.”



“Özellikle sanayi ile üniversite bütünleşmesi açısından sanayide neler yapabiliriz toplantılarını daha önce yapmıştık. Bu toplantının konularından biri sürdürülebilirlikti.”


Rektör Kutluhan, yaptığı konuşmaya şöyle devam etti: “Özellikle sanayi ile üniversite bütünleşmesi açısından sanayide neler yapabiliriz toplantılarını daha önce yapmıştık. Bu toplantının konularından biri sürdürülebilirlikti. Tekstil, Denizli ihracatında önemli bir tutuyor. Denizli’nin tanıtımında da önemli bir rol oynuyor. Tekstil, tarihi derinliği olan önemli bir sektörel yapı. Laodikeia’da 7500 yıl öncesinde de tekstil ürünlerine rastlıyoruz. Bugün kabul ettiğimiz multidisipliner bir ana bilim dalı olan Tekstil Arkeolojisi çok büyük bir kazanım olacak. Arkeolojik bir tekstil müzesi yanına el sanatları müzesinin bizi çok geliştireceğine inanıyorum.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Niğde "Özel Çocuklar Güzel Kutular" projesiyle Türkiye’nin lezzetleri Niğde’de buluşuyor Niğde Eğitim Uygulama Okulu’nda yürütülen ’Özel Çocuklar Güzel Kutular’ projesi kapsamında Türkiye’nin dört bir yanından gönderilen yöresel ürünler, özel ihtiyaçlı öğrenciler için hem bir öğrenme aracına hem de kültürel bir keşfe dönüşüyor. Proje çerçevesinde farklı illerden gönüllüler tarafından hazırlanan ve o şehre özgü ürünlerin yer aldığı kutular okula ulaştırılıyor. 16-23 yaş arası orta düzey zihinsel engelli öğrenciler, öğretmenleri eşliğinde bu ürünlerle yöresel yemekler hazırlayarak sosyal becerilerini geliştiriyor, farklı kültürleri ve lezzetleri tanıma imkanı buluyor. Öğrencilerin yaparak ve yaşayarak öğrenmesini amaçlayan proje, çocukların eğitim sürecine daha aktif katılmasını sağlarken, aynı zamanda eğlenceli ve mutlu bir okul ortamı oluşturmayı hedefliyor. Her kutunun öğrenciler için hem sürpriz hem de yeni bir deneyim alanı sunduğunu ifade eden Niğde Eğitim Uygulama Okulu Zihinsel Engelliler Öğretmeni, Proje Koordinatörü Şerife Şimşek, projenin sosyal medya üzerinden duyurulduğunu belirterek, gönüllülerin farklı mecralardan kendileriyle iletişime geçtiğini söyledi. Şimşek; gönüllülerden şehirlerinin neyle meşhur olduğunu anlatan ürünler göndermelerini istediklerini ifade ederek, çocukların anlatılanlardan ziyade yaşayarak öğrenmesini amaçladıklarını dile getirdi. Proje sayesinde öğrencilerin farklı şehirleri, kültürleri ve lezzetleri tanıdığını vurgulayan Şimşek, birçok öğrencinin bu yöresel tatları ilk kez denediğini belirtti. Son olarak Diyarbakır’a ait ürünlerle dolma yaptıklarını anlatan Şimşek, "Baharattan kuru sebzeye kadar bir dolma için gerekli tüm malzemelerin gönüllüler tarafından gönderildi. Daha önce Ordu, Mersin, Kayseri ve Malatya gibi illerden de kutular ulaştı. Uygulama evinde öğrencilerimizle birlikte tüm aşamaları birlikte yapıyoruz. Yemek hazırlamadan sofrayı kurmaya ve toplamaya kadar her süreç çocuklarla birlikte yapılıyor. Bu çalışmalarla öğrencilerimizin günlük yaşam becerilerini geliştirmesini ve daha bağımsız bireyler olmalarını hedefliyoruz" ifadelerine yer verdi. Projenin nihai hedefinin Türkiye’nin 81 iline ulaşmak olduğunu belirten Şimşek, şu ana kadar 20 ilden kutuların geldiğini, diğer illerden de destek beklediklerini sözlerine ekledi.
Antalya Aşık Murat Çobanoğlu Parkı hizmete açıldı Muratpaşa Belediyesi tarafından Altındağ Mahallesi’nde yapımı tamamlanan Aşık Murat Çobanoğlu Parkı hizmete açıldı. Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal, Muratpaşa’nın Türkiye’nin dört bir yanından gelen insanların zenginlikleriyle harmanlandığını belirterek, "Anadolu’nun her yeri birbiriyle iç içedir. Hepimiz aynı yaşamı, aynı geçmişi, aynı duyguları paylaşıyoruz. Edirneli de biziz, Hakkarili de biziz, Karslı da biziz, Antalyalı da biziz" diye konuştu. Muratpaşa Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğü tarafından Altındağ Mahallesi 153’üncü sokakta hayata geçirilen Aşık Murat Çobanoğlu Parkı’nın açılış töreninde Başkan Uysal’ın yanı sıra dernek başkanları, meclis üyeleri, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, belediye yöneticileri ve çok sayıda vatandaş yer aldı. Açılışta konuşma yapan Başkan Uysal, Anadolu’nun derin tarihine ve kültürel zenginliğine dikkat çekti. Birkaç yıl önce yaptığı bir İtalya ziyaretinden örnek vererek, Anadolu’nun tarih boyunca uğradığı istilalar ve yaşadığı acılarla şekillenen benzersiz bir kültüre sahip olduğunu vurgulayan Başkan Uysal, şöyle konuştu: "İtalya’nın güneyinde bulunduğumda, oradaki yerleşimlerin yüzyıllar boyunca aynı ailelerin elinde kaldığını gördüm. Bizim Anadolu’muz ise sürekli el değiştirmiş, savaşlara sahne olmuş, acılar yaşamış. İşte bu acılar toprağın ruhuna sinmiş." Bu ruhun, Anadolu insanının içinden doğan sanatçılarda hayat bulduğunu dile getiren Uysal, "O topraklardan o acıları, o yaşanmışlıkları ifade eden Artezyenler fışkırıyor. Bu insanlar çok eğitim almış, çok nota bilmiş değiller ama içlerinden çıktıkları toprağın kokusunu, ruhunu, tınısını taşıyorlar. İşte Aşık Veyseller, Neşet Ertaşlar, Murat Çobanoğullar böyledir. Onlar sadece birer müzisyen değil, acılı toprakların sesi, sazı ve sözcüleridir" diye konuştu. Muratpaşa’nın Türkiye’nin dört bir yanından gelen insanların zenginlikleriyle harmanlandığını belirten Başkan Uysal konuşmasını şu sözlerle tamamladı: "Anadolu’nun her yeri birbiriyle iç içedir. Hepimiz aynı yaşamı, aynı geçmişi, aynı duyguları paylaşıyoruz. Edirneli de biziz, Hakkarili de biziz, Karslı da biziz, Antalyalı da biziz. Parkımız hayırlı olsun. Yaşasın ulusumuzun, milletimizin sarsılmaz birliği, yaşasın Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti." Törenin sonunda Kars Ardahan Iğdır Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Ferhat Cemtosun, Başkan Uysal’a teşekkür plaketi takdim ederken, Başkan Uysal ise parkın açılışında türkü seslendiren aşıklara çiçek takdiminde bulundu. Halk ozanı Murat Çobanoğlu anısına hazırlanan bir rölyefin de yer aldığı Aşık Murat Çobanoğlu Parkı, 808 metrekare alandan oluşuyor. Çocuk oyun grubunun yer aldığı park, mahalle sakinlerine keyifli bir yaşam alanı sunuyor.
Eskişehir Bir saksıya ayırdığı çiçekleri küçük çocuklar için ücretsiz yaptı Eskişehir’de bir esnaf, temizlenirken kısalan ve aranjman için saklanan çiçekleri israf olmaması için çocuklara ücretsiz hediye ediyor. İstiklal Mahallesi Atatürk Caddesi’nde bir dükkanın önündeki çiçek dolu saksının içinde bulunan, "Minik insanlara çiçek ücretsizdir" yazısı dikkat çekiyor. Dükkanın işletmecisi Yiğit Altan, görenlerde merak uyandıran ilginç yazının hikayesini anlattı. Mezat öncesi temizlenirken kısalan ve aranjman yapılması amacıyla saklanan çiçeklerin bazen atıldığını belirten Altan, israfın önüne geçmek ve çocukları mutlu etmek için bu şekilde yaptığını söyledi. "Çocuklar çok mutlu oluyorlar" Yaklaşık 10 yıldır baba mesleği çiçekçilik ile uğraşan 30 yaşındaki Yiğit Altan, "Biz haftanın 3-4 günü mezata gidiyoruz. Bu çiçekleri temizlerken kısalanları oluyordu. Kalan parçaları genellikle aranjman için saklıyorduk. Biz bunları saklarken, belli bir kısmının da atıldığını fark ettim. Atılacağına, şehrimizdeki küçük çocukların bundan faydalanmasının daha güzel olacağını düşündüm. Kazanç sağlamak amacıyla yapmadım. İnsanların geri dönüşleri çok güzel oluyor. Cep telefonu ile fotoğraf ve video çekip sosyal medyada paylaşıyorlar. Gelip teşekkür ediyorlar, insanlarla tanışma imkanı buluyoruz. Özellikle çocuklar çok mutlu oluyorlar. Bu da bizi mutlu ediyor" dedi.
İstanbul Arnavutköy’de beklenen kar yağışı başladı Meteoroloji Genel Müdürlüğü ve AKOM’un günler öncesinden yaptığı uyarıların ardından İstanbul’da hava sıcaklıkları hissedilir derecede düştü. Sabah saatlerinden itibaren kentin farklı noktalarında kar yağışı etkisini gösterirken, özellikle İstanbul’un kuzey ilçelerinden biri olan Arnavutköy’de kar, zaman zaman aralıklarla etkili oldu. Meteoroloji Genel Müdürlüğü ve İstanbul Valiliği, hafta sonu boyunca hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin 5 ila 8 derece altına ineceğini, yüksek kesimlerde ise karla karışık yağmur ve kar yağışı beklendiğini açıklamıştı. Uyarıların ardından Şişli, Sarıyer, Başakşehir ve Arnavutköy gibi ilçelerde sabah saatlerinde kar yağışı başladı. Arnavutköy’de sabah erken saatlerde başlayan kar yağışı, zaman zaman durup yeniden etkili oldu. İlçenin Taşoluk, Bolluca, Baklalı ve Haraççı mahallelerinde kar taneleri çatılarda ve araçların üzerinde kısa süreli beyaz örtü oluşturdu. Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada, "İstanbul genelinde hafta sonu boyunca aralıklarla karla karışık yağmur ve kar bekleniyor. Hava sıcaklıklarının 0 dereceye kadar düşeceği tahmin ediliyor. Özellikle sabah ve akşam saatlerinde buzlanma riski yüksek" ifadelerine yer verildi. AKOM ise olası buzlanma ve don olaylarına karşı sürücülerin dikkatli olması, toplu ulaşımın tercih edilmesi ve ani hava değişimlerine karşı hazırlıklı olunması konusunda vatandaşları uyardı.