ÇEVRE - 24 Aralık 2025 Çarşamba 11:11

Denizli Su Zirvesinde suyun geleceği için ortak sorumluluk vurgusu yapıldı

A
A
A
Denizli Su Zirvesinde suyun geleceği için ortak sorumluluk vurgusu yapıldı

Denizli Sanayi Odası (DSO) ev sahipliğinde, Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu desteği, Denizli Büyükşehir Belediyesi ve Denizli Su ve Kanalizasyon İdaresi (DESKİ) iş birliğinde düzenlenen Denizli Su Zirvesi, su kıtlığı ve sürdürülebilir su yönetimi konularını çok paydaşlı bir yaklaşımla ele aldı.



Kamu, sanayi, akademi ve gençlerin yoğun katılımıyla gerçekleştirilen zirvede, suyun yalnızca çevresel bir değer değil aynı zamanda üretimin, ekonominin ve gelecek nesillerin güvencesi olan stratejik bir kaynak olduğu vurgulandı. Küresel iklim değişikliğinin etkisiyle artan su kıtlığı risklerine karşı uygulanabilir çözüm yolları değerlendirildi.



"Bardağa Boş Tarafından Bak" yaklaşımıyla iki aşamalı süreç


"Bardağa Boş Tarafından Bak" mottosuyla hayata geçirilen zirve, iki aşamalı bir süreçle gerçekleştirildi. DSO AB Bilgi Merkezi koordinasyonunda, Pamukkale Üniversitesi akademisyenlerinin mentörlüğünde ve üniversite öğrencilerinin katılımıyla düzenlenen Terspektif Fikir Maratonu’nda geliştirilen projeler, 22 Aralık’ta gerçekleştirilen Denizli Su Zirvesi’nde katılımcılarla paylaşıldı.



Kasapoğlu: "Su kıtlığına karşı çözüm üretmek ortak sorumluluğumuz"


Zirvenin açılış konuşmasını yapan Denizli Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Selim Kasapoğlu, suyun yaşamın sürdürülebilirliği kadar üretim ve ekonomik devamlılık açısından da vazgeçilmez olduğuna dikkat çekti. Su kıtlığına karşı çözüm üretmenin ortak bir sorumluluk olduğunu vurgulayan Kasapoğlu, bu sürecin bilimsel veriler ve aktif katılımla ele alınmasının önemini ifade etti.



Denizli’nin köklü ticaret ve kültürel mirasına de değinen Kasapoğlu, Laodikya Antik Kenti kazılarında ortaya çıkarılan Su Kanununu hatırlatarak, suyun korunması ve adil paylaşımının binlerce yıl önce dahi bir yönetim meselesi olarak ele alındığını söyledi. Kasapoğlu, geçmişte suyu ciddiyetle yöneten bir kentin, bugün de suyu koruyabilmesi için ortak akıl ve iş birliğiyle hareket etmesi gerektiğini belirtti.



DSO’dan sanayide su verimliliği ve temiz üretim vurgusu


DSO olarak sanayide su verimliliği, temiz üretim ve iklim odaklı çalışmaları önemsediklerini ifade eden Kasapoğlu, küresel ölçekte yaşanan su sorunlarının yerelde de hissedildiğini söyledi. Kaynakların giderek azaldığı bu süreçte, Oda olarak paydaşlar ve üye firmalarla yakın iş birliği içinde olduklarını dile getirdi.


AB Bilgi Merkezi aracılığıyla Avrupa Yeşil Mutabakatı kapsamındaki gelişmeleri yakından izlediklerini belirten Kasapoğlu, su ayak izi, karbon ayak izi, atık su yönetimi, enerji verimliliği ve temiz üretim konularında eğitim ve faaliyetlerin sürdüğünü kaydetti. Sürdürülebilirlik Komisyonu ve Birimi ile, GEKA desteğiyle kurulan Güney Ege Verimlilik ve Test Merkezi aracılığıyla üyelere rehberlik ettiklerini de sözlerine ekledi.


Kasapoğlu, Tekstilde Temiz Üretim Projesinin bu alandaki önemli örneklerden biri olduğunu vurgulayarak, 40 boyahanenin dâhil olduğu projenin ölçülebilir sonuçlar ürettiğini ve yerel su yönetimine doğrudan katkı sağladığını ifade etti. Projenin, Dünya Odalar Kongresi’nde yeşil dönüşüm kategorisinde en başarılı üç proje arasında yer aldığını da belirtti.



Terspektif Fikir Maratonu’ndan yenilikçi projeler


Denizli AB Bilgi Merkezi koordinasyonunda ve Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu desteğiyle düzenlenen Terspektif Fikir Maratonu, Pamukkale Üniversitesi öğrencilerinin katılımıyla üç gün süren yoğun bir çalışma programıyla gerçekleştirildi. Deneyim Fabrikası kolaylaştırıcılığında yürütülen maratonda, 50 öğrenciden oluşan 10 takım; Denizli’nin su yönetimine ilişkin sorunları analiz ederek yenilikçi ve uygulanabilir çözüm önerileri geliştirdi. Finale kalan ekipler projelerini jüri karşısında sundu.



Denizli Su Zirvesi’nde öğrenciler, su tasarrufu ve akıllı tarım alanında geliştirdikleri projelerle dikkat çekti. Kentsel, endüstriyel ve tarımsal su verimliliği temalarında geliştirilen projeler; Denizli Büyükşehir Belediyesi, GEKA, AB Bilgi Merkezi ve DSO temsilcilerinden oluşan jüri tarafından değerlendirildi. Değerlendirme sonucunda "Boş Bardak", "Flow 5" ve "Sudoku" isimli projeler ödüle layık görüldü.



Birincilik ödülü "Boş Bardak" ekibine gitti. "Damla" projesi, yapay zekâ destekli platformuyla çiftçilere araziye uygun ürün ve su odaklı maliyet-kazanç analizleri sunarak Denizli’nin su kaynaklarının verimli kullanımını hedefliyor. İkincilik ödülü ise "Flow 5" ekibinin "Bulut Tarla" projesine verildi. Sistem, uydu verileri ve IoT sensörler kullanarak çiftçilere optimum ürün desenleri ve sulama önerileri sunuyor. Ödüle layık bir diğer proje olan "Sudoku" ekibinin "DeSu" uygulaması, su tasarrufunu teşvik eden hatırlatıcı ve ödül sistemi ile toplumsal farkındalık oluşturmayı amaçlıyor.



Denizli Sanayi Odası Başkanı Kasapoğlu, kazananın yalnızca ödül alan ekipler olmadığını vurgulayarak, düşünen, sorgulayan ve sorumluluk alan tüm gençlerin sürecin gerçek kazananları olduğunu belirtti. DESKİ Genel Müdürü Egemen Emre Beşli ise öğrencileri, projelerinin detaylarını görüşmek üzere kuruma davet etti.



Panelde riskler ve çözümler masaya yatırıldı


Zirve kapsamında düzenlenen "Bardağa Boş Tarafından Bak" panelinin moderatörlüğünü PAÜ Uluslararası Finansman ve Ticaret Bölüm Başkanı Doç. Dr. Uğur Akkoç üstlendi. Panelde; DESKİ Genel Müdürü Egemen Emre Beşli, Denizli OSB Arıtma Tesisi Müdürü Çevre Yüksek Mühendisi İbrahim Ereşme ve PAÜ Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Meltem Bilici konuşmacı olarak yer aldı. Panelde, sürdürülebilir su yönetimi, iyi uygulama örnekleri ve ekosistem temelli yaklaşımlar ele alınırken; "Neyi yapmıyoruz?", "Nerede eksik kalıyoruz?" ve "Hangi riskleri gözden kaçırıyoruz?" soruları çerçevesinde su yönetimine bütüncül bir bakış sunuldu.



Denizli Su Zirvesinde suyun geleceği için ortak sorumluluk vurgusu yapıldı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muş Tersine göç: Metropolden köyüne döndü, kurduğu fabrika ile gençlerin istihdam umudu oldu Metropoldeki yaşamını bırakarak Muş’un Kırköy beldesine dönen genç girişimci İsmail Baçaru, tarafından kurulan tekstil fabrikası, üç aydır sürdürdüğü üretimle başta gençler olmak üzere belde halkına istihdam umudu oldu. Metropollerden kırsala dönüşü ifade eden tersine göçün örneklerinden biri Muş’un Kırköy beldesinde hayata geçirildi. Büyükşehirdeki yaşamını geride bırakarak memleketine dönen genç girişimci İsmail Baçaru, Kırköy beldesinde kurduğu tekstil fabrikasıyla bölge gençlerine istihdam kapısı oldu. Belediyeye ait ek binada yaklaşık üç ay önce faaliyete başlayan tekstil fabrikasında, çeşitli markalar için üretim yapılıyor. Özellikle gençlerin ve kadınların istihdam edildiği tesiste, düzenli üretimle birlikte ekonomik hareketlilik de sağlanıyor. Fabrikanın faaliyete geçmesiyle birlikte beldede iş imkanlarının artmaya başlaması ile gençler, büyükşehirlere göç etmek yerine kendi memleketlerinde çalışma fırsatı buluyor. Bu tür yatırımların tersine göçü teşvik ederek kırsal bölgelerin kalkınmasına katkı sağlaması hedefleniyor. Beldede işsiz genç sayısının yüksek olduğunu belirten Kırköy Belediye Başkanı Rahmetullah Yaktı, her gün atölyeye geldiklerinde makinelerin çalıştığını, gençlerin cıvıl cıvıl iş başında olduğunu ve işletme sahiplerinin de üretim alanında gençlerin başında durduğunu görmenin kendilerini gururlandırdığını söyledi. Başkan Yaktı, "Gençlerimizin her gün Muş merkeze gidip gelerek çalışmaları hem ulaşım açısından zor oluyor hem de özellikle genç kızlar için aileler tarafından pek tercih edilmiyor. Bu nedenle gençlerimizin kendi beldelerinde çalışma imkânına kavuşması çok daha iyi oldu. İşletmeci kardeşlerimiz ihtiyaç duydukları sürece binanın tüm katlarını kullanabiliyor. Şu anda birinci ve ikinci kat aktif olarak kullanılıyor, üçüncü kat da tamamen kendilerine tahsis edilmiş durumda. Amacımız; köydeki ve beldedeki gençlerimize, kız-erkek ayrımı olmadan iş imkânı sunmak ve aile ekonomilerine katkı sağlamaktır. Bugün burada 35 civarında gencimiz çalışıyor. Gençlerimiz hem iş sahibi oluyor, hem ailelerine destek oluyor hem de meslek öğreniyor. Overlokçu, makineci, usta olarak işe başlayan gençlerimiz zamanla kendilerini geliştirerek ileride devlet desteklerinden faydalanıp kendi iş yerlerini açabilecek seviyeye gelebilecekler. Belediye olarak, belediye başkanı ve eğitimci kimliğimizle gençlere yönelik böyle bir projeyi uzun zamandır hayal ediyorduk. Bu yıl hayata geçirmek nasip oldu. Hayırlı, uğurlu olmasını diliyor; tüm gençlerimize başarılar temenni ediyoruz" şeklinde konuştu. İstanbul’dan göç ederek beldesine dönen İsmail Baçaru, teksil işini küçük yaşlarda öğrendiğini ve kendi evinde, tek bir makineyle pantolon ve gömlek dikerek işe koyulduğunu belirtti. Baçaru, "Kardeşlerimle birlikte kendi iş yerimizi Kırköy Belediyesinin ek binasında açarak iş başı yaptık. Kırköy Belediye Başkanı Rahmetullah Yaktı bize bu yeri tahsis edip bize destekte bulundu. Bu süreçte bizlere kolaylıklar nasip oldu. Yaklaşık 3 aydır burada üretim yapıyoruz. Şuanda 35 personelimizle faaliyet gösteriyoruz. Gençlerimiz işlerinin başında, çalışıyor ve ailelerine ekonomik olarak katkı sağlıyor. Biz de burada çalışmaktan son derece mutluyuz. Bu vesileyle tüm çalışma arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Hepsi işini severek, disiplinle yapan arkadaşlarımızdır. Burada çalışan gençlerimiz merkeze gitmek zorunda kalmıyor. Sabah-akşam yolda geçen birer saatlerini kazanmış oldular. İş yerimiz evlerine çok yakın, neredeyse kapılarının önünde. Özellikle kızlarımız güvenli bir ortamda çalışıyor, aileleri de bu durumdan memnun. Ben buradaki tüm gençlerimize şunu tavsiye ediyorum. Çalışın, çalışarak ve öğrenerek bir yerlere gelirsiniz. Buraya sadece zaman geçirmek için gelmeyin. Masanın başına her geçtiğinizde, yaptığınız işten bir güç alın. Zamanın ve emeğin değerini bilin. Çünkü bugün öğrendikleriniz, yarın size çok lazım olacak. Ben çocukluğumdan beri bu işi yaparak bugünlere geldim. Sizler de aynı azim ve emekle bu seviyelere gelebilirsiniz" dedi.
Eskişehir Eskişehir cezaevlerinde 5 bin 742 hükümlü ve tutuklu bulunuyor Adli Kolluk Değerlendirme Toplantısı’nda, 24 Aralık 2025 tarihi itibariyle Eskişehir Ceza İnfaz Kurumları’nda 5 bin 26 hükümlü ve 716 tutuklu olmak üzere toplam 5 bin 742 kişi bulunduğu bilgisi paylaşıldı. Eskişehir Adliyesi Yunus Emre Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen toplantı, saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. "Güçlü bir adli kolluk yapısı, güçlü bir hukuk devleti anlayışının en önemli teminatlarındandır" Ardından, Eskişehir Cumhuriyet Başsavcısı Üzeyir Karakülah tarafından açılış konuşması yapıldı. Karakülah, adli kolluğun, ceza adalet sisteminin temel unsurlarından biri olduğunu belirtti. Başsavcısı Üzeyir Karakülah, "Suçun aydınlatılması, delillerin hukuka uygun şekilde toplanması, mağdurun korunması ve şüphelinin haklarının gözetilmesi noktasında gösterilen her titiz çalışma, adaletin doğru ve zamanında tecellisine doğrudan katkı sağlamaktadır. Bu çerçevede, soruşturma ve kovuşturma aşamasında alınan kararlar, ancak sizlerin titizlikle yürüttüğünüz çalışmalar ile verilebilir. Unutulmamalıdır ki; güçlü bir adli kolluk yapısı, güçlü bir hukuk devleti anlayışının en önemli teminatlarındandır. Bu noktada, kurumlarımız arasındaki koordinasyonun artırılması, suçla mücadelede daha etkin olma yolunda büyük önem taşımaktadır. Adli kolluk ile Cumhuriyet Başsavcılığımız arasındaki koordinasyonun güçlenmesi, hem soruşturmaların hızını hem de hukuki güvenliği artırmaktadır. Elbette değerlendirme toplantıları, yalnızca başarıların konuşulduğu değil; eksikliklerin, yaşanan sorunların ve geliştirilmesi gereken alanların da samimiyetle ele alındığı toplantılardır. Gerçekleştirdiğimiz bu toplantıyla da yargı hizmetlerinin daha etkili ve verimli bir şekilde yürütülmesini amaçlamaktayız" şeklinde konuştu. Adli kolluk birimlerinin bir yıl boyunca yürüttüğü çalışmalar hakkında istatistikler paylaşılması sonrası basına kapalı şekilde devam eden programda, karşılaşılan sorunlar ve gelecek döneme ilişkin hedeflerle ilgili değerlendirmeler yapıldı. Programa; Eskişehir Cumhuriyet Başsavcısı Üzeyir Karakülah’ın yanı sıra İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Erhan Demir, İl Emniyet Müdürü Tolga Yılmaz, Gümrük Müdürü Muhammet Uçar, Orman Bölge Müdürü İsmail Çetin, Uludağ Gümrük ve Dış Ticaret Bölge Müdürü Vekili Mustafa Aşıcı, Cumhuriyet Başsavcı Vekilleri, Cumhuriyet Savcıları ve kolluk amirleri katıldı.
Erzurum ETÜ’de "Erzurum’daki kütüphaneleri tanımak ve tanıtmak" söyleşisi düzenlendi Erzurum Teknik Üniversitesi (ETÜ) Merkez Kütüphanesi ev sahipliğinde "Erzurum’daki Kütüphaneleri Tanımak ve Tanıtmak" başlıklı söyleşi programı gerçekleştirildi. Erzurum’daki kütüphanelerin mevcut durumu, sundukları imkânlar ve kütüphanelerin kültürel hayattaki yerini konuşmak amacıyla düzenlenen programa ETÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Naim Ürkmez, akademisyenler ve çok sayıda öğrenci katıldı. Moderatörlüğünü ETÜ Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanı Süleyman Yıldız’ın üstlendiği programda, Atatürk Üniversitesi Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkan Vekili Murat Üstündağ, Erzurum Büyükşehir Belediyesi Gençlik ve Spor Hizmetleri Daire Başkanı Mustafa Keleş ile İsmail Saib Sencer İl Halk Kütüphanesi Müdür Vekili Hatice Doğulu konuşmacı olarak yer aldı. Konuşmacılar kendi kurumlarında yürütülen kütüphane hizmetleri, kullanıcı odaklı uygulamalar ve kütüphanelerin sosyal yaşam içindeki rolüne ilişkin görüş ve deneyimlerini paylaştı. Programda konuşan ETÜ Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanı Yıldız ise Erzurum’un tarih boyunca ilim ve irfanın önemli merkezlerinden biri olduğuna dikkat çekerek, kütüphanelerin yalnızca kitapların saklandığı mekânlar olmadığını, aynı zamanda geçmiş ile gelecek arasında köprü kuran, bireyin kendini ve dünyayı anlamasına katkı sağlayan canlı kültür merkezleri olduğunu vurguladı. 2025 Yılı YÖK Üniversite İzleme ve Değerlendirme Raporu’nda Erzurum Teknik Üniversitesi’nin, kütüphane hizmetlerinden duyulan memnuniyet oranında yüzde 80,86 ile Türkiye genelinde zirvede yer aldığını hatırlatan Yıldız, bu sonucun nitelikli hizmet anlayışı ve kullanıcı odaklı çalışmaların önemli bir göstergesi olduğunu ifade etti. Programı, kütüphanelerin dijital çağda nasıl daha etkin kullanılabileceği, gençlerin kütüphanelere ilgisinin artırılmasına yönelik çalışmalar ve kurumlar arası iş birliğinin önemi gibi konular çerçevesinde gerçekleştirilen değerlendirmelerin ardından soru cevap bölümü ile sona erdi.
Denizli Denizli için kapsamlı turizm yol haritası belirlendi Denizli’nin 2026-2030 turizm vizyonu dijitalleşme, gastronomi, kültür, sürdürülebilirlik ve deneyim odaklı projelerle şekilleniyor. Denizli Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Serkan Bertan, kentin sahip olduğu güçlü turizm potansiyelini daha etkin ve sürdürülebilir biçimde değerlendirmek amacıyla Denizli Turizm Yol Haritası’nı kamuoyuyla paylaştı. 2026-2030 yıllarını kapsayan yol haritası; dijital turizm, gastronomi, kültürel miras, doğa turizmi ve ulaşım başlıkları altında çok sayıda somut öneri içeriyor. Prof. Dr. Bertan, Denizli’nin Pamukkale ve antik kentler başta olmak üzere önemli değerlere sahip olmasına rağmen, bu potansiyelin bütüncül bir planlama ile desteklenmesi gerektiğini vurguladı. Hazırlanan yol haritasının temel yaklaşımının sürdürülebilirlik, dijital entegrasyon ve deneyim odaklı turizm olduğu ifade edildi. Hop-On Hop-Off ve dijital rehber ön planda Yol haritasında, Denizli Sesli Rehber Mobil Uygulaması temel alınarak şehir merkezini ve ören yerlerini kapsayan Hop-on Hop-off tur sistemi önerildi. Pamukkale, Karahayıt, Hierapolis, Laodikya ve şehir merkezini kapsayan bu tur kapsamında DenizliCard ile müze, teleferik ve alışverişte indirimli kombine bilet uygulamaları öngörüldü. Turizm noktalarına 118 adet karekodlu dijital levha, antik kent girişlerine ve toplu taşıma alanlarına karekodlu bilgilendirme panoları yerleştirilmesi planlandı. Havalimanı, Pamukkale ve Hierapolis girişlerinde dijital tanıtım merkezleri kurulması da öneriler arasında yer aldı. Gastronomi, doğa ve kültür rotaları Denizli mutfağının turizmle daha güçlü entegrasyonu için Gastronomi Yolu, Yöresel Lezzetler Yolu, Coğrafi İşaretli Ürünler Yolu, Karanlık Gökyüzü Park Yolu ve Sakin Şehir Rotaları gibi tematik turizm yolları planlandı. Elmalı Köyü’nün Gastroköy olarak konumlandırılması, Karataş Mesireliği’nin Gastropark haline getirilmesi ve Yeryüzü Pazarları’nın yaygınlaştırılması hedeflendi. Ayrıca, Denizli mutfağının korunması ve tanıtımı amacıyla Gastronomi Müzesi/Evi kurulması, kadın kooperatifleri aracılığıyla yöresel yemeklerin sunulması ve unutulmaya yüz tutmuş lezzetlerin yeniden canlandırılması önerildi. Yaşayan müzeler, çarşılar ve deneyim alanları Yol haritasında; tarihi konakların ve yapıların deneyim odaklı yaşayan müzeler haline getirilmesi, el sanatları ve somut olmayan kültürel mirasın ziyaretçilerle buluşturulması da önemli yer tuttu. Kaleiçi Çarşısı, Peynirciler Çarşısı ve Babadağlılar Çarşısı’nın yaşayan kültür alanları olarak yeniden düzenlenmesi önerildi. Ulaşım, sürdürülebilirlik ve termal turizm Ulaşım başlığında; uluslararası uçuşların artırılması, charter seferler, hızlı tren hattı, şehir merkezi-Pamukkale arasında nostaljik tren projesi gibi öneriler yer aldı. Termal turizm için ise Termal Turizm Master Planı hazırlanması, "Termal Kent Denizli" markasının güçlendirilmesi ve wellness odaklı tesislerin desteklenmesi gerektiği belirtildi. Denizli için ortak turizm vizyonu Prof. Dr. Serkan Bertan tarafından hazırlanan Denizli Turizm Yol Haritası; kamu kurumları, yerel yönetimler, üniversiteler, sivil toplum kuruluşları ve özel sektörün ortak hareket etmesini hedefliyor. Yol haritasının hayata geçirilmesiyle Denizli’nin yalnızca günübirlik ziyaret edilen bir destinasyon olmaktan çıkarak, konaklama süresi uzun, marka değeri yüksek bir turizm kenti haline gelmesi amaçlanıyor.