EKONOMİ - 17 Aralık 2025 Çarşamba 15:32

DSO’nun uluslararası başarısı takdir topladı

A
A
A
DSO’nun uluslararası başarısı takdir topladı

Denizli Sanayi Odası (DSO), iş dünyasının çatı kuruluşu Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ve Dünya Odalar Federasyonu (WCF) Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu’nu ve beraberindeki heyeti ağırladı. Gerçekleşen kapsamlı toplantıda, Denizlili sanayiciler ve çevre illerin Oda/Borsa Başkanları ile bir araya gelinerek bölgesel ekonomik iş birliği imkanları ve sektörün güncel beklentileri masaya yatırıldı.



Türkiye ekonomisinin üretim üssü Denizli, önemli bir ekonomi buluşmasına ev sahipliği yaptı. Denizli Sanayi Odası’nın (DSO) ev sahipliğinde gerçekleştirilen toplantıda, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ve Dünya Odalar Federasyonu (WCF) Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Denizlili sanayiciler ve çevre illerin oda ve borsa başkanlarıyla bir araya geldi. DSO hizmet binasında yoğun katılımla gerçekleştirilen toplantıda; sanayi ve ticaretin mevcut durumu, küresel rekabet koşulları, finansmana erişim, dijitalleşme, sürdürülebilir üretim ve bölgesel iş birliği olanakları kapsamlı şekilde ele alındı. Denizli iş dünyasının ortak beklentilerinin doğrudan dile getirildiği önemli bir istişare platformu oldu.



Türkiye ekonomisinin üretim üssü Denizli’de düzenlenen programın yürütücülüğünü DSO Meclis Başkanı Okan Konyalıoğlu üstlendi. Konyalıoğlu, toplantının açılışında yaptığı konuşmada, istişare kültürünün önemine dikkat çekerek; "Denizli sanayisinin gücü, ortak akıl ve birliktelikten geliyor. Bugün burada dile getirilecek her görüş, üretim ve kalkınma yolculuğumuza katkı sağlayacaktır" ifadelerini kullandı.



DSO Başkanı Kasapoğlu: "Birlikte üretiyor, birlikte güçleniyoruz"


Toplantının açılış konuşmasını yapan DSO Başkanı Selim Kasapoğlu, DSO’nun köklü kurumsal yapısına ve son yıllarda hayata geçirilen dönüşüm hamlelerine dikkat çekti.


Katılımcı yönetim anlayışıyla oluşturulan Yüksek İstişare Kurulu, aktif komisyonlar ve artan üye sayısıyla DSO’nun sanayicilerin ortak aklını temsil ettiğini vurgulayan Kasapoğlu, "Zorlu ekonomik koşullara rağmen üretimden vazgeçmiyoruz. Planlıyor, inşa ediyor ve uyguluyoruz" dedi.



"Yeni kurullar, yeni vizyon: Odamızda katılımcı yönetim dönemi"


DSO’nun güçlü bir kurumsal geçmişe sahip olduğunu belirten Kasapoğlu, son üç yılda hayata geçirilen yapısal dönüşümle bu birikimin daha ileri taşındığını ifade etti. İlk kez oluşturulan Yüksek İstişare Kurulu başta olmak üzere, Yönetim Kurulu, Meclis, komisyonlar ve tüm kurulların bu süreci birlikte inşa ettiğini belirten Kasapoğlu, "Bu birliktelik, Odamızda yeni ve gelişkin bir perspektifin mayasını oluşturdu. Üye sayımızı 2 bin 100’e yükselttik" dedi.



TOBB camiasını büyük bir aile olarak tanımlayan Kasapoğlu, hizmetlerde yarışmanın kaliteyi artırdığına dikkat çekerek, "TOBB ve ona bağlı Odalar, etki alanlarını genişlettikçe; istihdamdan eğitime, finansmandan uluslararası ağlara kadar birçok alanda toplumsal fayda üreten kalıcı sonuçlara imza atıyor" ifadelerini kullandı.



Başkan Kasapoğlu, TOBB camiasının bir aile olduğunu vurgulayarak, bu ailenin parçası olmanın heyecanını ve hizmetlerde yarışmanın geliştiriciliğini dile getirdi: "TOBB ve ona bağlı Odalarımız etki alanını genişlettikçe, hizmet kalitesini yükseltip çeşitliliğini artırdıkça tüm toplumun ortak yararına kalıcı sonuçlar yaratıyor. İstihdam ve işsizlik, alternatif finansman kaynakları yaratımı, eğitim sektörüne her aşamasında verilen destekler, uluslararası alanda güçlendirilen ağlar, sanayimiz için lobi faaliyetleri, sektörlerimiz için iyileştirme faaliyetleri ve yeni nesil hizmetler gibi birçok alanda yol gösterici, yol açıcı roller oynuyoruz. Müşterek toplantılar, şura toplantıları eliyle sanayicilerimizin sorunlarını doğrudan aktarma ve çözümlere aracılık etme fırsatı yakalıyoruz."



DSO’nun uluslararası başarısı takdir topladı


Kasapoğlu, DSO’nun uluslararası arenadaki başarılarına da değinerek, TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu ile üç ay önce Avustralya’da düzenlenen Dünya Odalar Kongresi’nde birlikte olduklarını hatırlattı ve Odanın "yeşil dönüşüm" kategorisinde temiz üretim çalışmasıyla finale kalarak dünya sahnesinde temsil edilmesinden duydukları gururu dile getirdi.


Kasapoğlu ayrıca, Denizli Sanayi Odası’nın Dünya Odalar Kongresinde yeşil dönüşüm kategorisinde finale kalarak Türkiye’yi başarıyla temsil ettiğini hatırlattı.


Teşvik Ofisi, Eğitim Akademisi, Model Fabrika, Dış Ticaret İstihbarat Merkezi ve Verimlilik Merkezi gibi yapılarla DSO’nun sanayicilere yeni nesil hizmetler sunduğunu belirten Kasapoğlu, bu çalışmaların Denizli sanayisine önemli bir dinamizm kazandırdığını söyledi.



Hisarcıklıoğlu; "DSO Türkiye’ye örnek bir oda"


Toplantıda konuşan TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Denizli’ye 18. kez geldiğini belirterek, Denizli Sanayi Odası’nın kurumsal yapısı, hizmet kalitesi ve vizyoner yaklaşımıyla Türkiye genelinde örnek gösterilen odalardan biri olduğunu vurguladı. "Beş yıldızlı Oda olmak bir unvan değil, sürekli gelişim sürecidir" diyen Hisarcıklıoğlu, DSO’nun dijital dönüşüm ve verimlilik alanlarında somut ve ölçülebilir başarılar elde ettiğini ifade etti. Denizli’nin en çok dijitalleşen şehirler arasında yer aldığını kaydeden Hisarcıklıoğlu, Dünya Odalar Yarışması’nda yeşil dönüşüm alanında DSO’nun dünyanın ilk üç Odası arasına girmesinin büyük bir uluslararası başarı olduğunu söyledi.



KOBİ’lere finansman, iş dünyasına umut mesajı


Ekonomiye ilişkin değerlendirmelerde bulunan Hisarcıklıoğlu, KOBİ’lerin finansmana erişiminin iş dünyasının en önemli sorunları arasında yer aldığını belirtti. Kredi Garanti Fonu ve Nefes Kredileri aracılığıyla Denizli’de yüzlerce firmanın desteklendiğini aktaran Hisarcıklıoğlu, "İş insanı umutsuz olamaz" diyerek reel sektöre moral verdi.



"Denizli’nin talepleri Ankara’da güçlü şekilde duyuluyor"


Denizli iş dünyasından gelen taleplerin Ankara’da ilgili bakanlıklar nezdinde birebir aktarıldığını belirten Hisarcıklıoğlu, DSO Başkanı Selim Kasapoğlu aracılığıyla Denizli’nin sesinin güçlü şekilde duyurulduğunu söyledi. Birlik ve beraberlik vurgusu yapan Hisarcıklıoğlu, üretim ve kalkınma için ortak akıl çağrısında bulundu.



DSO’nun uluslararası başarısı takdir topladı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Göçün hafızası geleceğe taşınıyor Balkanlar’dan Anadolu’ya uzanan göçün taşıdığı hafıza, kültür ve yaşamın Bursa’nın toplumsal dokusuna bıraktığı derin izler, genç kuşakların gözünden geleceğe taşınıyor. Balkanlardan Anadolu’ya uzanan göç hikâyelerinin izlerini günümüze taşımak amacıyla Bursa Büyükşehir Belediyesi ve DARD iş birliğiyle hayata geçirilen ‘Göçmen Torunların Gözünden: Balkanların İzi’ projesi, Atatürk Kültür Merkezi Merinos Yerleşkesi’nde kamuoyuna tanıtıldı. Balkan ve Rumeli göçmeni ailelerin yeni nesil üyesi 10 üniversite öğrencisinin saha deneyimi kazanacağı projeyle, kültürel diyaloğun pekiştirilmesi amaçlanıyor. Balkan müzikleri eşliğinde Rumeli yemeklerinin ikram edildiği etkinlikte konuşan Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, projeye büyük önem verdiklerini ve yaygınlaştırmak istediklerini söyledi. Kendisinin de bir göçmen torunu olduğunu hatırlatan Başkan Mustafa Bozbey, babasının babasının 17 yaşında, annesinin babasının ise 28 yaşında mübadele zamanında Bursa’ya geldiğini söyledi. Büyüklerinin yaşadığı göç yolculuğunu ve Bursa’daki ilk yıllarını da paylaşan Başkan Mustafa Bozbey, dedelerinin her zaman terk etmek zorunda kaldıkları topraklara geri dönmeyi hayal ettiğini dile getirdi. Memlekete dönme umutları bitince tamamen yerleşik düzene geçtiklerini anlatan Başkan Mustafa Bozbey, sonraki yıllarda dedesinin köyünü bulmaya yönelik yaptığı çalışmaları da paylaştı. Bursa’nın Balkan şehri özelliğinin çok fazla olduğunu vurgulayan Başkan Mustafa Bozbey, Bursa’da Balkan Enstitüsü kurulması fikrini de desteklediklerini belirtti. Kendi ailesinin de göçmen olduğunu hatırlatan Başkan Mustafa Bozbey, "Balkan göçmenleri olmasa böylesine gelişmiş bir şehir bulamazdık. Bursa nüfusunun yaklaşık yüzde 90’ı göçmen kökenlidir. Bu şehir, Balkanlardan ve Rumeli’den gelen hemşehrilerimizin emeğiyle, alın teriyle ve kültürüyle büyümüştür. Bursa’nın 17,5 milyar dolar ihracatı var. Bunun 12 milyar doları Balkanlardan gelenlerin katkısıyla oldu. Bu gerçeği göz ardı edemeyiz. Ben bir mübadil torunu olarak projeden büyük mutluluk duydum. Emeği geçenlere teşekkür ediyorum. Balkanlarda yapacak çok işimiz var. Orada birçok eserimiz var. O eserlere sahip çıkmamız lazım. Bursa da bir göçmen şehridir. Bu göçmen şehrinde barışı, her rengi bir araya getirerek sağlamak zorundayız. Bu barış, Bursa’nın gelecekte çok güçlü yönlerinden birisi olacaktır" dedi. CHP Bursa Milletvekili ve Balkan ve Rumeli Komisyon Başkanı Hasan Öztürk, bırakmak zorunda kaldıkları topraklara ve ailelerine karşı önemli bir sorumlulukları olduğunu dile getirdi. Balkan ve Rumeli insanının büyük mücadeleler verdiğini, büyük emekleri bulunduğunu, ağır bedeller ödediklerini vurgulayan Hasan Öztürk, "Bursa Balkanların başkentidir. Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey de bu doğrultuda önemli rol ve sorumluluk üstlendi. Yurt Dışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı’nın Bursa’da olması gerektiğini düşünüyorum. Bursa’da bir taraftan acıları ve sürgünleri konuşurken, diğer taraftan ortak geçmişle ortak geleceği inşa edebiliriz. Ortak geçmişe ve kültüre sahip olduğumuz Balkan ülkeleriyle birlikte birbirimize saygı duyarak geleceği inşa edebiliriz. Bu kısa soluklu bir çalışma değildir; bir başlangıçtır. Emeği geçenlere teşekkür ediyorum" diye konuştu. Uludağ Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Barış Özdal, proje hakkında detaylı bilgi verdi. Konuşmaların ardından projenin kapsamı ve hedefleri katılımcılarla paylaşıldı.
Ankara Bakan Ersoy: "Rajab’ın ailesiyle Bakanlığımızda bir araya gelerek, ardından birlikte Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ı ziyaret ettik" Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, "Filistin’de yaşanan insanlık dramının simge isimlerinden Hind Rajab’ın ailesiyle Bakanlığımızda bir araya gelerek, ardından birlikte Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ı ziyaret ettik" dedi. Bakan Ersoy, sosyal medya hesabından Filistin’de yaşanan olayların simge isimlerinden Hind Rajab’ın ailesiyle Bakanlıkta bir araya geldiklerini bildirdi. Ersoy, Rajab’ın ailesiyle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı birlikte ziyaret ettiklerini ifade etti. Aynı zamanda Ersoy, Rajab’ın hikayesinin masum çocukların maruz kaldığı zulmü dünyaya hatırlatan güçlü bir vicdan çağrısı olduğunu belirtti. Bakan Ersoy, yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi: "Filistin’de yaşanan insanlık dramının simge isimlerinden Hind Rajab’ın ailesiyle Bakanlığımızda bir araya gelerek, ardından birlikte Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı ziyaret ettik. Bu acı kelimelerle tarif edilemeyecek kadar derin. Hind’in hikayesi, masum çocukların maruz kaldığı zulmü dünyaya hatırlatan güçlü bir vicdan çağrısıdır. Bu çağrının unutulmaması ve insanlığın ortak hafızasında yerini koruması hepimizin sorumluluğudur. Hind Rajab’ın hatırasını yaşatmak ve adalet arayışlarını görünür kılmak için sanattan kültüre her alanda ses vermeye devam edeceğiz."
İstanbul Sabiha Gökçen’de uçuş emniyeti için 7/24 yaban hayatla mücadele devam ediyor İstanbul Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı’nda uçuş emniyetini tehdit eden kuş ve diğer yaban hayvanlarına karşı bilimsel ve teknolojik yöntemlerle yürütülen mücadele faaliyetleri, uluslararası standartlara uygun şekilde 7 gün 24 saat devam ediyor. Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı Meydan Otoritesi (HEAŞ), uçuş emniyetini korumak amacıyla yaban hayat kaynaklı riskleri bilimsel veriler ışığında yönetiyor. Havalimanı sahasında görev yapan ekipler, araçlı devriye ve anlık gözlem faaliyetleriyle kuş ve yaban hayvanlarının uçuş hattına yaklaşmasını önlüyor. Yaban hayatla mücadele kapsamında doğaya zarar vermeden etkili sonuç alınmasını sağlayan çeşitli teknolojik sistemler kullanılıyor. Bu kapsamda el tipi lazer kovucular, propan toplar, akustik etki oluşturan güneş panelli sesli kovucu sistemler, ultrasonik cihazlar ile 4x4 devriye ve Follow-Me (TOGG) araçları aktif olarak görev yapıyor. El tipi lazer kovucuların, kuşların görsel algılarını hedef alarak bulundukları alandan uzaklaşmalarını sağladığı, kuşlara ve doğal yaşama herhangi bir zarar vermediği belirtildi. Bu sistemlerin özellikle pist, taksi yolu ve apron gibi kritik alanlarda etkin şekilde kullanıldığı ifade edildi. Bilimsel gözlemle riskler önceden tespit ediliyor HEAŞ bünyesinde görev yapan uzman biyolog ve ornitologlar tarafından sahada düzenli gözlemler yapılıyor. Kuş türleri, uçuş yönleri, davranış biçimleri ve göç dönemleri kayıt altına alınarak riskli alanlar belirleniyor. Elde edilen bilimsel veriler, operasyonel karar süreçlerine doğrudan entegre ediliyor. Yaban hayatla mücadele faaliyetleri; Apron Yönetim Müdürlüğü’ne bağlı 1 biyolog, 1 ornitolog ve 84 operasyon personeli tarafından yürütülüyor. Türkiye genelinde üst sıralarda yer aldı Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nün yayımladığı yıllık emniyet olay bültenine göre, Türkiye genelindeki 56 havalimanı arasında 10. sırada yer alan Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı, yaban hayat kaynaklı olay oranları açısından bazı Avrupa ülkeleri ortalamalarından daha iyi bir performans sergiliyor. HEAŞ Yaban Hayatla Mücadele Birimi’nin temel amacının, doğal yaşamı koruyarak uçuş emniyetini en üst seviyede tutmak olduğu vurgulandı. Bilimsel veriler, teknolojik çözümler ve sahadaki çalışmalar sayesinde Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı’nın, yaban hayatla mücadelede Türkiye’de ve uluslararası alanda örnek uygulamalar arasında yer aldığı belirtildi.