ÇEVRE - 10 Aralık 2025 Çarşamba 14:51

Merkezefendi’de kritik bağlantı noktaları yenilendi

A
A
A
Merkezefendi’de kritik bağlantı noktaları yenilendi

Merkezefendi Belediyesi ile Denizli Büyükşehir Belediyesi iş birliğinde yürütülen üstyapı ve yol yenileme çalışmaları başarıyla tamamlanırken, ilçenin farklı lokasyonlarında devam eden yatırımlarla ulaşım ağı her geçen gün daha da güçlendiriliyor.



Merkezefendi Belediyesi ilçe genelindeki çalışmalarına hız kesmeden devam ediyor. İlçe genelinde ulaşım konforunu artırmak ve mahallelerin yaşam kalitesini yükseltmek amacıyla gerçekleştirilen çalışmalar, hem Alpaslan Caddesi’nde hem de Değirmenönü Mahallesi’nin önemli bağlantı noktalarında başarılı çalışma sonucu tamamlandı.



3 mahalleyi birbirine bağlayan yol çalışması tamamlandı


İlçede Alpaslan, Gümüşçay ve Yenimahalle’yi birbirine bağlayan Alpaslan Caddesi’nde toplam 1 kilometrelik hatta 15 bin metrekare asfalt serimi yapılarak yol konforu önemli ölçüde artırıldı. Yapılan düzenlemelerle bölgenin trafik akışı iyileştirilirken, vatandaşların günlük yaşamını kolaylaştıran modern ve güvenli bir ulaşım yapısı oluşturuldu.


Değirmenönü Mahallesi’nde ise 1471 Sokak, Lise Caddesi ile 1421–1425 ve 1739 Sokakların kesişim noktasını kapsayan yaklaşık 5 bin metrekarelik alanda yürütülen yol ve asfalt çalışmaları tamamlandı. Bölge esnafı ve sakinlerinin uzun süredir ihtiyaç duyduğu düzenlemelerle yollar daha güvenli, daha düzenli ve daha konforlu hale getirildi.


Merkezefendi Belediyesi, tamamlanan çalışmaların ardından ilçenin her mahallesinde daha yaşanabilir ve modern bir şehir oluşturma hedefi doğrultusunda yol yatırımlarını aralıksız sürdürüyor.



ını daha güvenli hale getiriyoruz"


Ulaşım konusunda önemli adımlar attıklarını belirten Merkezefendi Belediye Başkanı Şeniz Doğan, "İlçemizin her mahallesinde ulaşım standartlarını yükseltmek ve vatandaşlarımızın günlük yaşamını kolaylaştırmak için çalışmalarımızı aralıksız sürdürüyoruz. Alpaslan Caddesi ile Değirmenönü Mahallemiz’de tamamladığımız yol düzenlemeleriyle bölgelerimizi daha güvenli, daha modern bir ulaşım altyapısına kavuşturduk. Merkezefendi’mizin her noktasını aynı titizlikle yenilemeye, güzelleştirmeye ve yaşam kalitesini artırmaya kararlılıkla devam ediyoruz" dedi.



Merkezefendi’de kritik bağlantı noktaları yenilendi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Mersin Başkan Seçer: "Şehrin sorunlarını, çözüm yollarını en iyi bilen, orada yaşayan vatandaştır" Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, katıldığı sempozyumda demokratik ve sosyal belediyeciliğin kentlerin ihtiyaçlarına göre şekillenen önemli bir yönetim anlayışı olduğunu belirterek, yerel yönetimlerin halkla birlikte çözüm üretmesinin önemini vurguladı. Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) Başkan Vekili ve Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, bu yıl ‘Demokratik ve Sosyal Belediyecilik’ ana konusu ile düzenlenen ve Türkiye Belediyeler Birliği ve Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi iş birliğiyle gerçekleştirilen ‘7. Ulusal Yerel Yönetimler Sempozyumu’na katıldı. Sempozyum ile demokratik ve sosyal belediyecilik anlayışının nasıl güçlendirilebileceği ve yeniden yapılandırılabileceğine dair konuya ilgi duyan tüm kesimleri bir araya getirmek amaçlanıyor. "Sempozyumun sonunda alınacak olan çıktılar bir el feneri görevi görecek" Konuşmasında, bir arada olmanın önemine değinen Başkan Seçer, farklı fikirleri dinlemenin belediye başkanlığı görevinde önemli olduğuna değindi. Seçer, "6,5 yıldır belediye başkanlığı görevinde bulunuyorum ve şunu öğrendim; sizden daha iyi bilen biri vardır. Onu dinlemek, onların deneyimlerinden yararlanmak lazım. Bu kapsamda, bu bir araya gelişler çok önemli. İnsanları dinlemek, deneyimlerinden yararlanmak lazım diye düşünüyorum" sözlerine yer verdi. "Demokrasi, yerel yönetimlerde başlayan kutsal bir kavramdır" Halk iradesinin gerçek anlamda tecelli ettiği makamların başında belediye başkanlığı ve muhtarlık olduğunu vurgulayan Seçer, belediye başkanlarının bir siyasi partiyi temsilen seçime girmesinin ötesinde belediye başkanının hüviyetinin, halktaki itibarının ve toplumdaki algısının seçimlere etki ettiğini söyledi. Demokrasinin ilk olarak bu kurumlarda başlayan kutsal bir kavram olduğunu ifade eden Seçer, "Beraber yaşadığınız toplumda demokrasi ile ortaklaşıyorsunuz, yaşam alanınızı, o alanı nasıl sevk ve idare edeceğini beraber belirliyorsunuz. Katılımcı demokrasiyi siyasiler çok kullanılır. Hepimiz demokrasiye aşığız ama göreve geldiğimiz zaman ne hikmetse demokrasiden uzaklaşırız. Hemen demokrasi gider, ‘en iyisini ben bilirim’ gelir" diyerek, böyle bir yönetim anlayışının doğru olmadığını vurguladı. "Şehrin sorunlarını, çözüm yollarını en iyi bilen, orada yaşayan vatandaştır" TBB Başkan Vekili ve Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı olarak Türkiye’nin iz düşümü olan Mersin’de katılımcı demokrasiyi güçlendirmek için yaptıkları iyi uygulama örneklerinden bahseden Seçer, ‘Kente Sözümüz Var’ toplantılarına değindi. Kentte var olan her kurum, kuruluş, sivil toplum örgütü, meslek odaları, sendikalar ve kooperatiflerle ‘Kente Sözümüz Var’ toplantıları kapsamında bir araya geldiklerini söyleyen Seçer, "Yılda 2 kez, her bir toplantı en az 4-5 saat sürmek kaydıyla insanları dinliyoruz ve bunu zevkle yapıyoruz. Bilmediğimiz birçok şeyi o kitlelerden öğreniyoruz. Bir şehirde şehrin sorunlarını, çözüm yollarını en iyi bilen, orada yaşayan vatandaştır. Sizin belediyeye, bir kurumdan transfer ettiğiniz bürokrat değildir. O sadece vatandaşın sizden talep ettiği ve ‘Bu sorunu yaşıyorum’ dediği sorunun çözüm yollarını bilir. Bunu bilimsel olarak bilir, uygulama deneyimi varsa ikisini harmanlar çözüm yolu üretir ama asıl bilen orada yaşayan insanlardır" dedi. "STK temsilcileri bir siyasetçinin iyi ve kötü gününde yanında dimdik duran yol arkadaşlarıdır" Büyükşehir Belediyesinin, Mersin’e Değer Katanlar (MEDEKA) Projesine de değinen Seçer, kentte kültürel ve sanatsal faaliyet yürütmek isteyen STK’ların tarafsız ve eşit bir şekilde desteklenmesi için bu kurulu hayata geçirdiklerini söyledi. MEDEKA’nın 12 ayrı kuruldan oluştuğunu ve Mersin’de yapılan bütün etkinliklerde önemli bir rol oynadığını ifade eden Seçer, bu kurulların içerisinde alanında uzman olan sivil toplum temsilcilerinin yer aldığını belirtti. Sivil toplum temsilcilerinin siyasetçilerin iyi ve kötü gününde yanında duran yol arkadaşları olduğunu söyleyen Seçer, "Şehre dair kararları ortak aldığınız için sonuç kötü çıkarsa onlar sizi savunuyor, çünkü birlikte almışsınız. İyi çıkarsa bunun mutluluğunu beraber paylaşıyorsunuz. Sizin şehirde seçmen kitleniz ile iletişiminizi kuruyor, fahri görevli oluyor. Sivil toplum örgütleri bizim yönetim anlayışımızda bu derece önemli" dedi. "Sivil toplum kuruluşlarına kapılarımızı açtık" Büyükşehirlerde en önemli konuların başında imar çalışmalarının geldiğini ifade eden Seçer, yapılan her çalışmada rant konusuna dikkat edilmesi gerektiğini vurguladı. Mersin’de önceki yılların imar çalışmalarında yaşananları örnek göstererek, ilgili kurumlar ve odalar ile kurulan ilişkiyi dile getiren Seçer, "Mersin 30 yıldır plansız şehirleşen bir kent. Tam 30 yıldır Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediye başkanları anlaşamıyor, 1/5000’lik planlar yapılamıyordu. Şehir Plancıları Odasına, Mimarlar Odasına, İnşaat Mühendisleri Odasına, Mersin Barosuna dedik ki; ‘Çalışmaları başlatıyoruz, size de kapıları açıyoruz, beraberce yapalım’. Meclisin büyük kısmı olmamasına rağmen kavgasız, gürültüsüz, amasız, fakatsız bir şekilde planları yapabiliyorsunuz. Çünkü kapıları açmışsınız, sivil toplumu da bunu ortak etmişsiniz" ifadelerini kullandı. "Sosyal adaletsizliğin karşısında sosyal politikalar var" Sosyal politikaların her kentin kendi özgün yapısı doğrultusunda şekillendiğine değinen Seçer, projelerin de buna göre dizayn edilebileceğini belirtti. Sosyal politikaların kapsayıcılığının altını çizen Seçer, "Biz Sosyal Politikalar Ofisini kurduk. Sosyal politikalar çok geniş bir tanım. Bunun içerisinde, yaptığınız destekler, dayanıklı kentler oluşturma hedefi, başta kadınlar olmak üzere üreticilerle kırsal kalkınma, yaş almış ve kimsesiz insanlara yarenlik etmek, çocuklar ve özel insanlar var. Bu kocaman dünyanın hepsi sosyal politikalardır" diye konuştu. "Türkiye’de belediyecilik, sosyal politikalardan azade düşünülemez" Seçer, Sosyal Politikalar Ofisinin tüm belediyeler arasında proje aktarımı sağlayarak en iyi hizmet kalitesini ortaya çıkarmaya yardımcı olduğunu söyledi. Sosyal politikaların daireler bazında bir arada tutularak bütçelerinin bu doğrultuda hazırlandığını ifade eden Seçer, "Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanlığı, Sağlık İşleri Dairesi Başkanlığı, Kadın ve Aile Hizmetleri Dairesi Başkanlığının yanı sıra Tarımsal Hizmetler Dairesini de bunun içine koyuyoruz, çünkü kırsal kalkınmaya yönelik desteklerimizi burada sürdürüyoruz" dedi. Seçer 2025 yılı bütçesi yapılırken dolar bazında 2019’dan bugüne kadar söz konusu dairelerin bütçelerinin 6 kat artarak yüzde 600 seviyelerine yükseldiğini belirlediklerini kaydetti. 3 gün sürecek olan 7. Ulusal Yerel Yönetimler Sempozyumu’nun çok değerli sonuçlar ortaya koyacağını belirten Seçer, "Sempozyumun; demokrasimizin, belediyelerimizin ve aynı zamanda merkezi hükümetin sosyal politikalarının güçlenmesine çok büyük katkılar yapacağını umut ediyorum" diyerek sözlerini tamamladı.
Isparta Kayıp baş cinayetinde şüpheliler olaydan sonra yeniden bölgeye dönmüş Isparta’da başsız halde cesedi bulunan Ferdi Özdemir’in kayıp başını arama çalışmaları 6’ncı gününde sürerken, olay yerini uzaktan gören bir güvenlik kamerası kaydı tespit edildi. Kayıtlarda aracın kişi ya da kişiler tarafından el fenerleriyle durdurulduğu ve ardından yakıldığı anların görüldüğü, ancak görüntülerin uzaklık ve karanlık nedeniyle hem plakaları hem de şüphelileri net göstermediği kaydedildi. Şüphelilerin olaydan sonra bölgeden ayrılıp kısa süre sonra yeniden olay yerine döndüklerinin tespit edilmesi ise başın olay sonrası alındığı ihtimalini güçlendirdi. Olayla ilgili gözaltına alınan 5 şüpheli, çıkarıldıkları mahkemece adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Isparta’nın Keçiborlu ilçesine bağlı Aydoğmuş köyünde 4 Aralık Perşembe günü akşam meydana gelen olayda, vatandaşlar dağlık alanda yanmış bir aracın yakınında hareketsiz halde bir kişi görünce durumu 112 Acil Çağrı Merkezi’ne bildirdi. Olay yerine gelen jandarma ekipleri, baş kısmı olmayan erkek cesedinin, köyde kayıp olarak aranan 39 yaşındaki çoban Ferdi Özdemir’e ait olduğunu belirledi. Yakınlarının teşhisiyle kimlik doğrulandı. Jandarma, Özdemir’in cenazesinin otopsi için morga kaldırılmasının ardından geniş çaplı soruşturma başlattı. Otopsi raporunda Özdemir’in göğsünde üç, bel kısmında iki bıçak darbesi tespit edildi. Son görüntüleri ortaya çıktı Olay günü akşama ait güvenlik kamerası görüntülerinde Özdemir’in saat 19.55’te markete girip alışveriş yaptıktan sonra köyden ayrıldığı görüldü. Aramalar hem arazide hem köyde sürüyor Olayın sabah saatlerinde kayıp başı bulmak için özel kadavra köpekleri, arama dedektörleri ve komando birlikleriyle arazide çalışma yapıldı. Öğleden sonra ise köyde şüpheli görülen bazı evlerde aramalar gerçekleştirildi. Olayla ilgili gözaltına alınan 4 kişi ilk aşamada sorgulandı. Ardından gözaltına alınan 5 şüpheli, sevk edildikleri mahkemece adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Vali Erin: "Hunharca işlenen bir cinayet" Ailenin evine taziye ziyaretinde bulunan Isparta Valisi Abdullah Erin, "Ferdi kardeşimiz vücut bütünlüğü bozularak hunharca işlenen bir cinayete kurban gitti. Tüm ihtimaller titizlikle araştırılıyor. Bu cinayet aydınlatılıncaya kadar bize uyku haram" dedi. Olayı gören uzaktan kamera kayıtları ortaya çıktı Olay bölgesini çok uzaktan gören bir güvenlik kamerası kaydında, Özdemir’in aracının kişi ya da kişilerce el fenerleriyle önü kesilerek durdurulduğu ve ardından aracın yakıldığı anların net şekilde görüldüğü bildirildi. Ancak kameranın çok uzakta olması ve olayın akşam saatlerinde meydana gelmesi nedeniyle, aracı durduran diğer aracın plakasının ve olayı gerçekleştiren kişilerin belirgin şekilde seçilemediği ifade edildi. Kayıtlarda ayrıca şüpheli ya da şüphelilerin olay yerinden uzaklaştıktan bir süre sonra yeniden bölgeye döndükleri, birkaç dakika kaldıktan sonra tekrar ayrıldıkları tespit edildi. Bu durum, kayıp başın olay sonrası olay yerinden alınmış olabileceği ihtimalini güçlendirdi. Olayla ilgili soruşturma sürüyor.
Siirt Siirt’te 68 araç kolluk kuvvetlerine teslim edildi Siirt’te 68 araç, törenle kolluk kuvvetlerime teslim edildi. 15 Temmuz Demokrasi Meydanı’nda düzenlenen törenle 68 yeni araç, İl Emniyet Müdürlüğü ve İl Jandarma Komutanlığı’na teslim edildi. Burada konuşan Vali Kemal Kızılkaya, 28 Kasım’da Cumhurbaşkanı liderliğinde İstanbul Atatürk Havalimanı’nda Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı’na tahsis edilen 9 bin 200 aracın teslim törenine il emniyet müdürü ve il jandarma komutanıyla birlikte iştirak ettiklerini söyledi. Bugün ise o törende teslim aldıkları Emniyet Müdürlüğü’ne 48, İl Jandarma Komutanlığı’na 20 olmak üzere toplam 68 aracı il merkezinde ve ilçelerde görev yapacak kolluk birimlerine teslim etmek üzere bir arada olduklarını belirten Vali Kızılkaya, "Bu 68 yeni araç, Siirt’imizin hem şehir merkezinde hem de kırsalında daha hızlı, daha etkin ve daha güçlü bir güvenlik hizmeti sunmasına büyük katkı sağlayacaktır. Yenilenen araç filomuz sayesinde vatandaşlarımıza daha kaliteli, hızlı ve etkin bir güvenlik hizmeti sunacağız. Milletimizin huzuru, güvenliği ve kamu düzeni bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da en üst seviyede korunacaktır. Halkımızın huzur ve güvenliği için, aranan son şahıs yakalanıncaya kadar operasyonlarımız kararlılıkla devam edecektir. İlimizin her noktasında, asayişten trafiğe, uyuşturucuyla mücadeleden organize suçlarla mücadeleye kadar tüm güvenlik faaliyetlerimizin çok daha etkin ve verimli yürütülmesine katkı sağlayacak 68 yeni aracın ilimize kazandırılmasındaki güçlü desteklerinden dolayı başta Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a, İçişleri Bakanımız Ali Yerlikaya’ya, Emniyet Genel Müdürlüğümüze, Jandarma Genel Komutanlığımıza ve tüm teşkilat mensuplarımıza şükranlarımı arz ediyorum" dedi.
Kastamonu İlk Türk kadın mitinginin 106’ıncı yıl dönümünde, birlik ruhu yeniden yaşatıldı Anadolu’nun işgaline karşı Kastamonu’da düzenlenen ilk Türk kadın mitinginin 106’ncı yıl dönümünde bir araya gelen vatandaşlar, 106 yıl önceki birlik ruhunu yeniden yaşattı. Programa katılan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakan Yardımcısı Leman Yenigün, "Kadınlar aslında sadece bir miting yapmakla kalmadılar, Türk kadınının toplumsal hayattaki yerini ve iradesini tüm dünyaya ilan ettiler" dedi. Anadolu’nun işgaline karşı Kastamonu’da 10 Aralık 1919 tarihinde gerçekleştirilen kadın mitinginin 106’ncı yıl dönümü dolayısıyla Kastamonu’da tören düzenlendi. Kışla Parkı önünde bir araya gelen kadın dernekleri üyeleri, siyasi partilerin kadın kolları temsilcileri ile vatandaşlar, önlerinde kağnı, ellerindeki bayraklarla Cumhuriyet Meydanı’na kadar yürüyüp çelenk sunumunda bulundu. Yüzlerce kişinin katıldığı yürüyüşte kadınlar, 106 yıl önceki birlik ruhunu yeniden yaşattı. Kastamonu’nun ilçelerinde yaşayan kadınlar da yürüyüşe giydikleri yöresel kıyafetleriyle katıldı. Kastamonu Valisi Meftun Dallı, TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu Başkanı ve Sakarya Milletvekili Çiğden Erdoğan, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakan Yardımcısı Leman Yenigün, Kastamonu Milletvekili Serap Ekmekci, Devrekani Belediye Başkanı Engin Altıkulaç, protokol üyeleri ve STK temsilcileri de kadınlarla birlikte yürüdü. Yürüyüş sonunda şehitler için saygı duruşunda bulunularak İstiklal Marşı okundu. "İstiklal yolu Türk kadınının omuzlarında yükselen bir bağımsızlık hattıdır" Törende konuşan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakan Yardımcısı Leman Yenigün, "Kastamonu, Milli Mücadele’ye yalnızca bu mitingle değil, İstiklal Yolu ile damgasını vurmuştur. Bu topraklarda kağnılarla cepheye taşınan mermi, cephane ve erzak, Ankara’ya, Sakarya’ya, Dumlupınar’a uzanan ve istiklalin gidişini değiştiren bir hattın temelini oluşturmuştur. Bu yol, yalnızca bir lojistik güzergah değil, Türk kadınının omuzlarında yükselen bir bağımsızlık hattıdır. Burada Şerife Bacı’yı, Halime Bacı’yı ve onların nezdinde Milli Mücadelemize omuz vermiş tüm kadınlarımızı rahmetle anıyorum. O gün ’batan için bir şey yapmalıyız’ diyen kadınlar, aslında sadece bir miting yapmakla kalmadılar, Türk kadınının toplumsal hayattaki yerini ve iradesini tüm dünyaya ilan ettiler. Bugün kadınların eğitime, istihdama, siyasete, bilime, sanata ve toplumsal hayata daha güçlü katılması; şiddetten uzak, güvenli ve eşit bir yaşam sürmesi için hepimize sorumluluk düşüyor. Kadınların güçlendiği ve potansiyelini hayata geçirebildiği bir toplum hepimizi ileri taşır. Çünkü biliyoruz ki kadının güçlü olduğu ülke güçlüdür. Bu anlayışla çalışmalarımıza devam ediyoruz" dedi. TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu Başkanı ve Sakarya Milletvekili Çiğdem Erdoğan da, "O gün burada yükselen irade, İstiklal Harbi’nde silah kullanan, canla başla çalışan kadınlarımızın omuzlarında, Hasanbeyli’de şehit düşen Tayyar Rahime’nin alnında, İzmir’e koşan Ayşe Hanım’ın adımlarında, Afyon’da savaşan Adile Onbaşı’nın nefesinde hayat buldu. 10 Aralık 1919’da bu meydanda ne haykırıldıysa 1921’de Sakarya’da, 1922’de Büyük Taarruz’da fiilen yerine getirildi. Söz eyleme; haykırış mücadeleye, irade zafere dönüştü. Türk kadını inancını azmini vatan sevgisini ortaya koydu ve müdafaa-i hukuk doğdu" diye konuştu. Kastamonu Milletvekili Fatma Serap Ekmekci de, "Dünya savaş alanına dönmüşken bu çağrıyı yaptı Kastamonu kadınları. Bu alanda toplanan hemşehrilerimin, bedenen burada olamasalar da yaşadıkları gurbetten kulak kesilenlerin, güne bugünün onuruyla başlayan cümle Kastamonuluların nineleri, anaları, kardeşleri, 106 yıl önce tüm dünyaya barış içinde yaşama yolunu gösterdi" şeklinde konuştu. Kastamonu 10 Aralık Kadın Platformu Derneği Başkanı Ayten Kızıltan ise ilk Türk kadın mitingiyle ilgili bilgiler vererek, "Türk kadını dün olduğu gibi bugün de adaletin, çalışkanlığın, dayanışmanın ve vatan sevgisinin en güçlü temsilcisidir. Bizlere ninelerimizin aşıladığı bu cesareti geleceğe taşımakla sorumluyuz" şeklinde konuştu. Konuşmaların ardından halk oyunları ekiplerince "Sepetçioğlu" ve ‘Heyamola’ oyunu sahnelendi.
Manisa Başkan Balaban’dan Lalapaşalılara müjde Yunusemre Belediye Başkanı Semih Balaban, Lalapaşa Mahallesi’nde esnaf ziyaretleri gerçekleştirdi. Mahalle sakinleriyle bir araya gelen Başkan Balaban, Lalapaşa’ya ailelerin güvenle vakit geçirebileceği yeni bir sosyal alan kazandıracaklarını açıkladı. Başkan Balaban’a ziyaretlerinde Başkan Yardımcısı Haydar İzci, MAYEB Genel Müdürü İlhan Düzenli, MAYEB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Cengiz Balkan ve belediye birim müdürleri eşlik etti. Mahalle Muhtarı Kader Koçak ile de görüşen Balaban, mahalleye yapılacak projeyle ilgili önemli bir müjde verdi. Lalapaşa Mahallesine yeni sosyal alan geliyor Mahallede uzun süredir ihtiyaç duyulan bir sosyal alanı hayata geçireceklerini belirten Yunusemre Belediye Başkanı Semih Balaban, çalışmaların kısa süre içinde başlayacağını söyledi. Projenin detaylarını paylaşan Balaban, "Lalapaşa Mahallemizde uzun zamandır ihtiyaç olduğu görülen bir sosyal alan çalışmasını başlatıyoruz. Buraya kazandıracağımız kafe ve dinlenme alanı, hem ailelerin hem gençlerin güvenle vakit geçirebileceği bir buluşma noktası olacak. Önceliğimiz; her mahallemizde vatandaşlarımızın nefes alabileceği, huzurla vakit geçirebileceği alanlar oluşturmak. Lalapaşa’yı daha güzel bir mahalle haline getirmek için söz verdiğimiz gibi çalışmaya devam ediyoruz" dedi. Başkan Balaban, projenin mahalle yaşamına yeni bir dinamizm katacağını belirterek vatandaşlara hayırlı olmasını diledi.