Bingöl-Elazığ karayolunda 24 Mayıs 1993 tarihinde acemi birliğinden usta birliklerine giderken PKK’lı teröristlerin saldırısında şehit olan sivil kıyafetli ve silahsız 33 askerin yüreklerdeki acısı 33 yıl sürüyor. Bölücü terör örgütünün saldırısı sonucu Denizlili Mehmet Öztürk, Hüseyin Çelik, Mustafa Koçanoğlu, Şeref Tay, Baki Umutlu, Ahmet Apak ve Ercan Çobanoğlu şehit edilirken, 7 askerde gazi oldu. Denizlili şehit Mehmet Öztürk’ün kardeşi Feridun Öztürk’ün yüreğindeki acısı yıllar geçmesine rağmen dinmedi. Kardeşinin şehadet yıldönümünde İhlas Haber Ajansı muhabirlerine konuşan Öztürk, kardeşi ve yanındaki arkadaşlarının silahsız olarak gönderildiğini belirtti.
“33 silahsız kardeşimizi şehit ediyorlar”
O dönem memleket olarak çok acı çektiğimiz bir dönemdi. Vatan savunması için şehirlerarası yolda iki otobüsümüz terörist grup yol keserek, kardeşlerinizi otobüsten indiriyor. Bir gün boyunca farklı yerlere sürüklüyorlar. 33 silahsız kardeşimizi şehit ediyorlar. Denizlili 7 kardeşimiz şehit edildi, 7 kişi de gazi oldu. Bu durum çok üzücü, aylarca anlatsak bitmez. Allah şükür devletimiz terörle mücadelede çok güzel bir noktaya geldi. Bununla gurur duyuyoruz. Bu ülke bölünmesin diye birileri kan verdi. Bir grup siyasi yapılar teröristlere moral vermeye çalışıyor. Dağdaki teröristleri bitirdik. Terör örgütüne moral veren onlara mevki, makam veren insanlar var. Bunlara yazıklar olsun. Bölücü örgütün sivil uzantılarıyla birlikte olanlar bu ülkenin, bu milletin bir ferdi olamaz. Şehit kardeşi olarak bunları lanetliyorum, hepsini Allah’a havale ediyorum” dedi.
En fazla şehit veren illerden birinin de Denizli olduğunu ifade eden Harp Malulü Gaziler Şehit Dul ve Yetimleri Derneği Denizli Şube Başkanı Mustafa Işık ise “24 Mayıs 1993’de Elazığ-Bingöl karayolu üzerinde Türkiye geneli 33 şehidimiz vardı. Burada en fazla şehit veren şehirlerimizden biri Denizli’dir. Diğer şehrimizde Konya’dır. Şehrimizden 7 şehidimiz 7 de gazimiz vardı. Türkiye geneline 21 gazi arkadaşımız vardı. Her sene yapılan şehit yakınları toplantısıyla ailelerle birlikte oluyorduk, mevlit okutuyorduk. Bizim görevimiz bunları unutmamak unutturmamak” ifadelerini kullandı.
Fadıl Kösedağ - Hüseyin Yılmaz
