GENEL - 29 Mayıs 2017 Pazartesi 13:32

En zor orucu onlar tutuyor

A
A
A
En zor orucu onlar tutuyor

Meslekleri gereği yüksek sıcaklıkta çalışmak zorunda olan sıcak demir ustaları, 400 santigrat derecelik sıcaklığa ulaşan ocakların başında çalışarak, zor koşullara rağmen oruçlarını tutuyor.

Meslekleri gereği yüksek sıcaklıkta çalışmak zorunda olan sıcak demir ustaları, 400 santigrat derecelik sıcaklığa ulaşan ocakların başında çalışarak, zor koşullara rağmen oruçlarını tutuyor.


Diyarbakır’da Ramazan ayının sıcak günlere denk gelmesiyle birlikte kor ateşlerin yandığı fırınların önünde zorlu mesailerini sürdürmek zorunda olan meslek grupları en zor orucu tutuyor. Demir ustaları, demiri eritmek için 400 santigrat derecenin üstündeki fırınların önünde, kalay ustaları da kalayı eritmek için 200 santigrat dereceyi bulan ateş ile çalışıyor. Yaklaşık 40 yıldır kalay işi yaptıklarını kaydeden Mehmet Çimen, mesleklerinin bu olduğunu ve ekmeklerini kazanmak için çalışmak zorunda oldukları kaydetti.



“Oruçluyuz ama çalışmak zorundayız”


Sıcağın bazen dayanılmaz bir hal aldığını anlatan Çimen, “Oruçtur mecburi çalışıyoruz. Bazen iş oluyor bazen olmuyor. Mecburuz işte artık yapmaya mecburuz. Oruçluyuz ama mesleğimizi de yapmak zorundayız çünkü ekmeğimiz buradan geliyor. Sıcaktır dayanılmıyor ama ne yapalım” dedi.



“Alıştığımız için etkilenmiyoruz”


Hava sıcaklığın kendilerini pek etkilemediğini vurgulayan demir ustası Mehmet Yıldız ise, her şeyin insanın çalışma temposu ve alışkanlıklarıyla ilgili olduğunu belirtti. 20 yılı aşkın süredir demir ustalığı yaptığını belirten Yıldız, “Sıcaklık pek etkilemiyor. Çünkü biz çalıştığımız zaman sıcaklık pek etkilemiyor. Ne kadar çalışırsan Allah o kadar kuvvet veriyor insana. Mesela ne kadar yatarsa insan o kadar tembelleşiyor. İşleyen demir pas tutmaz. Bu da aynı bu şekilde çalıştığın zaman vücut pas tutmaz. Çalışmadığın, hareket etmediğin zaman vücut pas tutar. Şuan sezondayız ama kuş uçmuyor. Bir lira da gelse çok şükür diyoruz” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bingöl Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: "22 yılda üniversite sayımız 76’dan 208’e yükseldi" Genç ve dinamik nüfusun bir ülkenin en büyük sermayesi ve varlığı olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "2 yılda üniversite sayımız 76’dan 208’e, öğretim personeli sayımız 70 binden 185 bine yükselmiştir. Öğrenci sayımız ise 2002’de 1,6 milyon iken bugün 8 milyonu aşmış durumdadır" dedi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Bingöl Üniversitesi 2023-2024 Akademik Yılı Mezuniyet Töreni’ne katıldı. Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü Karşıyaka Kapalı Spor Salonu’nda düzenlenen mezuniyet töreninde, fakülte ve bölüm birincilerine diplomaları takdim edildi. Ardından sahneye çıkan ve açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, üniversitelerin toplumun ve hayatın tam merkezinde yer aldığını söyledi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, “Ülkemizde yükseköğretim alanında gerçekleşen köklü reform süreci ve ilerlemenin öncüsü Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın sizlere selamlarını ve başarı dileklerini iletiyorum. Üniversiteler, ekonomik ve sosyal kalkınmanın itici gücü olarak toplumun ve hayatın tam merkezinde yer alır. Nitelikli beşeri sermaye yetiştirerek dinamik, üretken ve gelişmeye açık şekilde bilgiyi insanlığa kazandırır. Ban bir ülkenin en büyük serveti, büyük varlığı nedir diye sorarsanız insanıdır derim. Yetişmiş, nitelikli, girişimci, yenilikçi bir insan gücü, genç ve dinamik bir nüfus bir ülkenin en büyük sermayesi ve varlığıdır. Öğrenciler geleceğe ve işgücü piyasasına üniversitelerde hazırlanır. Bizler de üniversitelerimizi kaliteli beşeri sermayenin ve toplumsal refahın kaynağı olarak görüyoruz. Asırlara sığmayan düşünür Ibn-i Haldun’a göre, ’Eğitim; kültür ve medeniyet değerlerinden kopuk şekilde düşünülemez’. Her bir üniversitemiz aynı zamanda bilimin toplum için faydalı bir ürüne dönüşmesine imkan veren kurumlardır. Yükseköğretim, cumhurbaşkanımızın öncülüğünde üzerinde hassasiyetle durduğumuz ve en çok yatırım yaptığımız alanların başında geliyor. Üniversiteleri, doğu batı ayırmadan ülkemizin dört bir yanında yaygınlaştırırken yükseköğretimde ihtisaslaşma ve güçlü akademik performansı destekledik. Üniversiteye girişte yaşanan katsayı adaletsizliklerini ortadan kaldırarak her bir öğrencimizin yarışa eşit şartlarda başlamasını sağladık” diye konuştu. “Öğrenci sayımız 8 milyonu aşmış durumda” Yılmaz, “Yükseköğrenim dahil eğitim-öğretim bütçesini 2002 yılındaki 10 milyar lira seviyesinden bugün 1 trilyon 615 milyar liraya taşımış durumdayız. 22 yılda üniversite sayımız 76’dan 208’e, öğretim personeli sayımız 70 binden 185 bine yükselmiştir. Öğrenci sayımız ise 2002’de 1,6 milyon iken bugün 8 milyonu aşmış durumdadır. Türkiye Yüzyılı’nda, kalkınmanın en önemli unsuru olan eğitim, temel önceliğimiz olmaya devam ediyor. Üniversitelerimizi yaygınlaştırırken öğrencilerimizin barınma ihtiyaçlarını da göz önünde bulundurarak yurt-yatak kapasitesini 1 milyona yaklaştırdık. Dünyada bu alanda en ileri ülkelerden biri olduğumuzu söyleyebilirim. Burs ve kredi imkanlarını miktarlarını, imkanlarını sayı olarak arttırmaya devam ettik. Diğer taraftan bilim insanı desteklerini artırdık ve akademisyenlerimizin özlük haklarında iyileştirmeler yaptık. Savunma Sanayi, siber güvenlik gibi alanlarda artan beşeri sermaye ihtiyacından yola çıkarak özel sektör-üniversite işbirliklerini destekledik. Yükseköğretim programlarını yapay zeka, bulut veri ve makine öğrenmesi gibi çığır açan teknolojilere ve geleceğin mesleklerine uyumlu hale getiriyoruz. İstihdam odaklı program seçimi, akademik üretkenlik hedefleri, üniversite-sanayi işbirliğinde yeni modeller, teknoparklar ve dijital imkânlarla yükseköğretim sistemimizi her açıdan güçlendirmeyi sürdüreceğiz. Bu hafta içi Milli Eğitim Bakanlığı’mızın Mesleki ve Teknik Eğitim Politika Belgesini ve bu kapsamda özellikle istihdam odaklı olarak izleyeceğimiz stratejileri kamuoyuyla paylaşacağız. Meslekî ve teknik eğitim mezunlarının istihdamında eğitimlerine uygun asgari ücret veya özlük haklarının iyileştirilmesi gibi politikalar, mezunlar için İŞKUR işbirliği ve gerekli mevzuat değişiklikleri gündemimizdedir" şeklinde konuştu. Konuşmaların ardından Yılmaz, İslami İlimler Fakültesi birincisi olan Mustafa Barman’a belgesini ve hediyesini verdi. Birinci olan öğrencilerin kütüğe çivi çakmasının ardından, toplu fotoğraf çekildi ve öğrenciler keplerini fırlattı. Törene Cumhurbaşkanı Cevdet Yılmaz’ın yanı sıra Vali Ahmet Hamdi Usta, AK Parti Bingöl Milletvekilleri Feyzi Berdibek ve Zeki Korkutata, Belediye Başkanı Erdal Arıkan, Bingöl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İbrahim Çapak, AK Parti İl Başkanı Yılmaz Seven, akademisyenler, öğrencilerin aileleri katıldı.