GENEL - 21 Temmuz 2017 Cuma 10:55

Ortadoğu’nun kan gölünden kaçıp Diyarbakır’da huzuru buldular

A
A
A
Ortadoğu’nun kan gölünden kaçıp Diyarbakır’da huzuru buldular

Ortadoğu’nun kan gölünden kaçan çoğu Afganistanlı 20 genç, Türkiye’ye sığındı.

Ortadoğu’nun kan gölünden kaçan çoğu Afganistanlı 20 genç, Türkiye’ye sığındı. Ülkelerindeki iç savaştan kaçan savaş mağduru 20 gencin hayatı Diyarbakır’da kesişti. Türkiye’nin en büyük meslek edindirme kursunda eğitim alan öğrencilerden başarılı olanlar, istihdam edilecek.


Afganistanlı Fahimullaq Ghanizade, Emrah Mahdevi ve Yusuf Sefa, Pakistanlı Shabbir Hussayin ile Suriyeli İhab Dkak’ın ortak kaderi, ülkelerinde yaşanan savaşın ortasında kalmaları. Henüz çocuk denecek yaşta silah ve bombardımanların arasında kalan gençler, savaşın meydana getirdiği olumsuzluklardan kurtulmak için ülkelerini terk etmeye karar verdi. Birbirlerinden haberdar olmayan gençlerden bazıları karayoluyla ülkelerini terk ederken, bazıları da koşar adımlarla ailelerini geride bırakmak zorunda kaldı. Türkiye sınırına geldiklerinde yeni bir hayata yelken açacaklarını bilen gençler, ilk olarak Ankara’ya gitti. Burada bir süre bihaber zaman geçiren çocuklar, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından Diyarbakır’a yönlendirildi. Savaştan kaçan 20 gencin kaderdaşlığı Diyarbakır’da devam etti. Burada yurda yerleştirilen gençler, kendilerini ifade edebilecek düzeyde Türkçe öğrendikten sonra, MEKSA Vakfı tarafından açılan kaynakçılık kursuna yönlendirildi. Burada kursa yazılan savaş mağduru gençlerden başarılı olanlar, eğitimlerinin ardından istihdam edilecek.



Türkiye sevgisi konula ay yıldızlı dövme yaptırdı


Afganistanlı 17 yaşındaki Fahimullaq Ghanizada, yaklaşık bir yıl önce ailesini arkasında bırakarak ülkesini terk etti. Savaşın getirdiği bütün olumsuzluklara göğüs gerdikten sonra Türkiye’nin yolunu tutan Ghanizada, sınırı geçtikten sonra bir daha Afganistan’a dönmemeye yemin etti. Türkiye’ye olan sevgisi tarif edilemeyen Ghanizada, koluna ay yıldız dövmesi yaptırarak, ülkeye olan sevgisini vücuduna kazdırdı. Yaşadıkları ile ilgili İHA muhabirine açıklamalarda bulunan Ghanizada, “Afganistanlıyım, 1 yıl önce Türkiye’ye geldim. Ailem Afganistan’da, buraya kaçak yollarla geldim. Kursa gelip kaynakçılık öğreniyorum. Eğitimimin ardından Türkiye’de kalıp çalışmak istiyorum. Ben Türkiye’yi daha çocukken çok seviyordum, bu yüzden koluma ay yıldız dövmesi yaptırdım. Afganistan’a dönmek istemiyorum, orada savaş var düşmanlar var ve burası çok güzel” dedi.



4 günlük yolculuktan sonra özgürlüğe adım attı


Bir başka Afganistanlı 17 yaşındaki Emrah Mahdavi de tıpkı, Ghanizada gibi ülkesindeki iç savaştan kaçarak Türkiye’nin yolunu tuttu. 7 ay önce, 4 günlük araç yolculuğun ardından özgürlüğüne kavuşan Mahdevi, ülkede kaldığı kısa sürede Türkçe konuşmayı sökmüş. Arkadaşları ile konuşurken de Türkçeyi seçen Mahdavi, "7 ay önce Türkiye’ye geldim. Daha önce Türkçe bilmiyordum burada öğrendim. Afganistan’da savaş var. Burada okuyorum ve ders çalışıyorum. Babam vefat etti, annem ise Afganistan’da yaşıyor. Otobüsle kaçak yollarla 4 günlük yolculuğun ardından Diyarbakır’a geldim. Burada teknik kurs görüyorum. Afganistan’a geri dönmek istemiyorum, burada kalıp yaşamak istiyorum" diye konuştu.



Afganistan’a dönüp savaşı sonlandırmak istiyor


Bir diğer Afganistanlı 13 yaşındaki Yusuf Sefa, 1 yıl önce yürüyerek Türkiye’ye geldi. Hayatının en zor günlerini geçirdiği yolcuğun ardından Türkiye’ye gelen Sefa, içinde buruk bir sevinç yaşadı. Ailesini Afganistan’da bıraktığından dolayı mutsuz olan Sefa, “1 yıldır Türkiye’deyim, bazen koşarak bazen de otobüs yolculuğu ile geldim ve çok zordu. Okul okumak için buraya geldim. Afganistan’da savaş var, ailem Afganistan’da. Savaşta amcamı kaybettik. Burada ders çalışıyorum, kaynak yapmayı öğrenmek için geliyorum. Türkiye’yi seviyorum ama Afganistan’a dönmek istiyorum. Oradaki insanlara yardım etmek için, savaşı bitirmek için ülkeme gitmek istiyorum” şeklinde konuştu.



Pakistan’dan Diyarbakır’a acı dolu yolculuk


Pakistanlı 17 yaşındaki Shabbir Hussain’de Afganistanlı arkadaşları gibi savaştan kaçarak Diyarbakır’ın yolunu tuttu. Yaklaşık 1 buçuk yıl önce bazen yürüyüp bazen de araçlara binerek yolculuğunu tamamlayan Hussain, şöyle konuştu:


“Pakistanlıyım, savaştan dolayı 1 buçuk yıl önce buraya kaçak olarak geldim. 12 saat yürüdük, Diyarbakır’ı seviyorum ve Ankara’dan buraya geldim. Burada öğrenciyim, kaynakçılık öğreniyorum. Ailem Pakistan’da, oraya dönmek istemiyorum”.



Ortadoğu’nun kan gölü Suriye


Suriyeli 17 yaşındaki İhab Dkak, bir yıl önce ülkelerindeki iç savaşa dayanamayarak kente terk etmeye karar verdi. Geride tüm yaşantısını bırakan Dkak, bazen yürüyerek bazen de araçlara binerek savaşın getirdiği olumsuzluklardan uzaklaşmak için hiç durmadan Diyarbakır’a kadar geldi. Diyarbakır’da kendisi gibi savaş mağduru gençlerle tanışan Dkak, arkadaşları gibi kaynakçılık kursuna yazılarak meslek sahibi olmaya karar verdi. Ülkesine dönmek isteyen fakat savaş nedeni ile bunu aklından çıkarmaya karar veren Dkak, kursun ardından Diyarbakır’da yeni bir hayata yelken açacak.


Kaynakçılık kursu eğitmeni Sedat Ergün, öğrencilerin geldiği kursla ilgili bilgi verdi. Kurslarında 400 saatlik eğitim verileceğini belirten Ergün, “Özellikle rağbet görülen ve ihtiyaç olan kursları veriyoruz. Sınıfımız 20 kişilik, Suriyeli, Afganlı ve Pakistanlı göçmen kursiyerler için özel bir kurs yaptık. Eğitimlerimiz başladı. Yaklaşık 4 ay devam edecek. Başarılı olup sertifika alacak kursiyerlerimizi istihdam edeceğiz” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Ankara’da işletmelere yönelik vergi denetimi yapıldı Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı, 2 bine yakın işletmeye yönelik Katma Değer Vergisi (KDV) denetimi yaptı. Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı, restoran, pastane, fırın, kafe ve eczane gibi işletmelerde KDV denetimi gerçekleştirdi. Denetimler 250’ye gelir uzmanı ile yapıldı. Denetimlerde; KDV oranlarına ilişkin tespitler, ödeme kaydedici cihazlar ve pos cihazı kontrolünün yanı sıra, iş yerinin kira olup olmadığı, iş yeri kiralarının bankalar vasıtasıyla ödenip ödenmediği, kayıt dışı işçi çalıştırılıp çalıştırılmadığı kontrol edildi. Denetimlere Ankara Vergi Dairesi Başkanı Yüksel Duman da katıldı. Duman, yaptığı konuşmada, denetimlerin kesintisiz devam edeceğini belirterek, şu konuların kontrol edileceğini aktardı: "Ankara genelinde 250 gelir uzmanımız ile kafe, restoran, pastane, fırın ve eczane işletmeleri nezdinde denetim faaliyetlerini gerçekleştireceğiz. Bu vergi denetimi kapsamında; kayıt dışı faaliyet gösteren işletmelerin bulunup bulunmadığı, yeni nesil ödeme kaydedici cihaz kullanılıp kullanılmadığı, bir başka ifade ile yeni nesil ÖKC ile bağlantısı olmayan pos cihazların bulunup bulunmadığı." İşletmeye ait olmayan pos cihazının kullanılıp kullanılmadığının da kontrol edileceğini vurgulayan Duman, şöyle konuştu: "Banka hesapları (IBAN) aracılığıyla yapılan tahsilatlara karşılık fatura düzenlenip düzenlenmediği ile başkasına ait banka hesapları üzerinden tahsilat yapılıp yapılmadığı, İşletmede hesap takibinde kullanılan entegrasyon (ROP) sistemi ile ödeme kaydedici cihaz arasında bağlantının kurulup kurulmadığı, işletmede belge düzenine uyulup uyulmadığı, belge düzenlenirken doğru KDV oranının uygulanıp uygulanmadığı, kayıt dışı işçi çalıştırılıp çalıştırılmadığı, iş yeri kiralık ise kira bedelinin banka kanlıyla ödenip ödenmediği konularında çalışmalar yürütülecektir." Kayıt dışı ekonomi ile mücadele kapsamında yapılan çalışmalar artarak devam edeceğine dikkati çeken Duman, "Vergi Dairesi Başkanlığımızca yapılan çalışmaların yanında vatandaşlarımızdan ricamız, satın aldıkları ürün veya hizmete ait ödeme kaydedici cihaz fişi veya faturaları talep etmeleri ve verilen bu belgeler üzerinde KDV oranlarının doğru olup olmadığını kontrol etmeleridir" ifadesini kullandı. Ankara Vergi Dairesi Başkanı Yüksel Duman, belge düzenlemeyen veya yanlış düzenleyen firmalar için vatandaşların doğrudan başkanlıklarına ya da CİMER üzerinden şikayet oluşturarak ulaşılabileceğini de kaydetti. Duman bu konuda hassasiyet ile çalışacaklarını da aktardı.
Antalya Antalya’da korkunç cinayet: Müşterilerine çilek satarken silahlı saldırıya uğradı Antalya’da bir kişi, daha önceden aralarında husumet bulunduğu ileri sürülen çilek satıcısını müşterilerine satış yaptığı sırada tabancayla kurşun yağdırdı. Şüpheli şahıs kaçarken, çilek satıcısı olay yerinde hayatını kaybetti. 12 adet boş kovanın bulunduğu yerde ölen şahıstan geriye sattığı çilek kasaları ve kamyoneti kaldı. Olay, Aksu ilçesi Kundu Mahallesi 33001 sokak üzerinde 11.30 sıralarında meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, toptan çilek satışıyla uğraşan 4 çocuk babası Ahmet Özdakak (46), sabah saatlerinde 07 DBH 74 plakalı kamyonetiyle müşterilerine çilek getirdi. Bu sırada aralarında yıllar öncesine dayanan husumet olduğu öğrenilen T. E. (27), olay yerinde tabancasıyla 12 el ateş edip yaya olarak kaçtı. Olayı görenlerin haber vermesi üzerine olay yerine sağlık ekipleri ve çok sayıda polis sevk edildi. Belirtilen adrese gelen sağlık ekipleri Özdakak’ın olay yerinde hayatını kaybettiğini belirledi. Ölüm haberini duyan Özdakak’ın yakınları olay yerinde sinir krizi geçirdi. Sağlık ekipleri fenalaşan kişilere müdahalede bulundu. Özdakak’tan geriye ise sattığı çilekler ile kamyoneti kaldı. Ahmet Özdakak’ın cansız bedeni, olay yeri inceleme ekiplerinin çalışması sonrası otopsi için Antalya Adli Tıp Kurumu Morguna kaldırıldı. Öte yandan, 2016 yılında Şanlıurfa Viranşehir’de kardeşi S. E.’nin öldürülmesi olayıyla ilgili aralarında husumet olduğu öğrenilen T. E’nin yakalanması için Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekipleri çalışması başlattı.
Antalya Antalya’da kedi köpek oteline silahlı ve uçan tekmeli saldırı Antalya’nın Alanya ilçesinde kedi ve köpeklerin barındığı bir otel, bir şahıs tarafından kurşunların hedefi oldu. Otelin sahibi, çevredeki vatandaşların otelde hayvanların barınmasına karşı çıktıklarından dolayı kurşun sıktığını ve sürekli tehditler aldığını iddia etti. Olay, 28 Nisan Pazar günü akşam saatlerinde Tepe Mahallesi’nde meydana geldi. İddiaya göre, Nurhayat Bıçakçıoğlu isimli vatandaşın sahibi olduğu kedi ve köpeklerin barındığı bir otele tabanca ile defalarca ateş edildi. Tabancadan çıkan kurşunlar otele isabet ederken, olayda herhangi bir yaralanma yaşanmadı. İhbar üzerine olay yerine gelen polis ekiplerinin olayla ilgili incelemeye devam ettiği öğrenildi. Silahlı saldırı güvenlik kamerasında Olay anı ise oteldeki güvenlik kamerası tarafından kayıt edildi. Görüntülerde elinde tabanca olan şahsın otele doğru birçok el ateş ettiği görülüyor. Dakikalar geçinince şahsın uçan tekmeyle kapıyı kırmaya çalıştığı anlar da kamera kaydına yansıdı. Saldırgan şahsın, “dışarı çık” şeklinde bağırdığı anlar da görüntülerde yer aldı. “Silah sıkan kişi zaten benimle biraz husumetli” Yaşadığı olayla ilgili konuşan Nurhayat Bıçakçıoğlu, çevrede yaşayan bazı vatandaşların otelde kalan hayvanların barınmasına karşı çıktıklarını öne sürerek, “3 tane baktığım hayvan bahane ediliyor. Aslında otelin kapanmasını isteyen, bir sitedeki yabancılar. Yurtdışından gelmişler hayvanları istemiyorlar. Hayvanların burada bulunmasını, sokak hayvanlarını bahane ederek hayvanların canına acıtıyorlar, taşlıyorlar, sürekli kışkırtmaya çalışıyorlar. Barınaktan geldiler hayvanları götürdüler. Onun savaşını yaşıyoruz biz burada. Hayvanları aldırttıktan sonra ben savunmasız kalınca 23 sıktılar bana burada. Silah sıkan kişi zaten benimle biraz husumetli. Yandaki arsa benim arsam. Ben kendisine birkaç kere izah ettim yapmayın diye. Gittim müdahale ettim. Müdahale ettiğim için de bu şekilde karşılık aldım. Sonrasında da sürekli tehdit yağdırıyorlar. Şu an burayı kapatıp gitmemi istiyorlar, bu olaylar bitmez, bu olayı tekrar yaşarsın diyorlar. Hayvanlar seni ilgilendirmez sen kendinle ilgilen müşteri köpekleriyle ilgilen diyorlar. Sürekli böyle tehditler yiyorum ben burada. Ben bu 3 canı bunların eline bırakmak istemiyorum” dedi.