SPOR - 22 Ekim 2017 Pazar 12:59

Yetiştirme yurdundan dünya şampiyonasına

A
A
A
Yetiştirme yurdundan dünya şampiyonasına

Diyarbakır’da ailesi tarafından maddi imkansızlar yüzünden verildiği yetiştirme yurdunda büyüyen Mukadder Batır, 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı gösterilerinde tanıştığı kick boksta 5’i altın, 10 madalya kazandı.

Diyarbakır’da ailesi tarafından maddi imkansızlar yüzünden verildiği yetiştirme yurdunda büyüyen Mukadder Batır, 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı gösterilerinde tanıştığı kick boksta 5’i altın, 10 madalya kazandı. Üniversite okuyan ve Türkiye’yi, Macaristan’da yapılacak Dünya Kick Boks Şampiyonası’nda temsil edecek olan Batır’ın hayali öğretmen olmak.


Diyarbakır’da dünyaya geldikten bir süre sonra babasını kaybeden ve ailesi tarafından maddi imkansızlıklar yüzünden yetiştirme yurduna verilen Mukadder Batır (22), 2012 yılında yapılan 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı gösterilerinde kick boksa merak sardı. Antrenörü Ufuk Ertaş’a giderek bu sporu yapmak istediğini söyleyen Batır, bu sporla uğraşmaya başladı. 9 Eylül Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulunda da öğretmenlik okumaya başlayan Batır, katıldığı müsabakalarda 5 Türkiye şampiyonluğu, 3 Türkiye 3’ncülüğü, 1 Avrupa 2’nciliği ve 1 de Avrupa 3’ncülüğü olmak üzere toplam 10 madalya aldı. Batır, 4-12 Kasım tarihleri arasında Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de yapılacak olan Dünya Kick Boks Şampiyonasında Türkiye’yi temsil etme hakkı da kazandı.



Batır: “Hedefim bayrağımızı göndere çekmek”


Kick boksla tanışma hikayesini anlatan Mukadder Batır, “2012’de şuan bulunduğum spor kulübü valiliğin önünde 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı nedeniyle gösteri yapıyordu. Ben de Ufuk hocama gittim. Bu sporu yapabileceğimi dile getirdim. O da sağ olsun salonuna çağırdı. Bu şekilde başladım. Dünya şampiyonasında Diyarbakır’ı temsil edeceğim, her şeyden önce ülkemi temsil edeceğim. 70 kilogramda low kick branşında katılıyorum. Türkiye’de 5 altın madalya aldım. 3 Türkiye 3’ncülüğüm var. Avrupa’da da 2’ncilik ve 3’ncülüğüm var. Dünya şampiyonasındaki hedefim altın madalya almak, ülkemi en iyi şekilde temsil etmek, İstiklal Marşımızı duyurabilmek ve bayrağımızı göndere çekmek” dedi.



“Örnek olmak bana mutluluk veriyor”


Ailesinin durumu kötü olduğu için yıllar önce kendisini çocuk yuvasına verdiğini aktaran Batır, “Okuyup daha iyi yerlere gelebilmem için yurda verdiler. Orada benim gibi birçok kardeşim var. Milli olmamla ve aldığım derecelerle onlara örnek olabiliyorum. Bu da bana mutluluk veriyor. Kendilerine güvenleri olursa yapamayacakları hiçbir şey yok. Olimpiyatlara katılamadığımız için en son Dünya Şampiyonasına kadar gidebiliyoruz. En zirvede kalmak istiyorum. Bu yüzden çalışıyorum. Tek hayalim öğretmen olup benim gibi yurtlarda büyümüş öğrencilere sahip çıkabilmek, onların yanında olabilmek. Ufuk hocam maddi manevi her konuda destek oldu. Çok emeği var üzerimde. Büyükşehir Belediye Başkanımız da burada bana kalacak yer ayarladı. İnanıyorum ki spora ve sporcuya destek sağlanırsa Diyarbakır’dan daha çok şampiyon çıkar. Buna gönülden inanıyorum. Sponsorların desteğiyle çok daha iyi olur” diye konuştu.



Alan: "Hedefimiz daha fazla madalya almak"


Kick Boks Milli Takım Antrenörü Hacı Heybet Alan ise, birçok şampiyon sporcuları olduğunu dile getirerek, şunları kaydetti:


“Mukadder de bunlardan biri. İnşallah birincilikle döner. Geçen ay Makedonya’da yapılan şampiyonada milli takım antrenörü olarak görev aldım. Toplamda 42 madalya alıp ülkemizi en iyi şekilde temsil ettik. Amacımız dünya şampiyonasında ülkemizi daha fazla madalya ile daha iyi temsil edebilmek. Başarılarımıza destek olan Diyarbakır Valimiz Hasan Basri Güzeloğlu, Belediye Başkanımız Cumali Atilla ve Gençlik Spor İl Müdürümüz Mehmet Demir’e de teşekkür ediyoruz.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Bartuğ Elmaz: “Herkesin olduğu gibi benim de hayalim Mourinho ile çalışmak” Geçtiğimiz sezonun ikinci devresini Sivasspor’da kiralık olarak geçiren Fenerbahçe’nin 21 yaşındaki futbolcusu Bartuğ Elmaz, oynamaya ihtiyacı olduğu için kırmızı-beyazlılara gitmeye karar verdiğini söyleyerek, “Herkesin olduğu gibi benim de hayalim Mourinho ile çalışmak” dedi. Türkiye Ümit Milli Takımı, konuk ettiği İskoçya U21 Milli Takımı’nı 2-1’lik skorla mağlup etti. Geçtiğimiz sezonun ikinci yarısını Sivasspor’da kiralık olarak geçiren Fenerbahçe’nin 21 yaşındaki orta saha oyuncusu Bartuğ Elmaz, İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine açıklamalarda bulundu. 5-6 günlük süre içerisinde İskoçya U21 Milli Takımı’nı iyi analiz ettikleri söyleyen ve karşılaşmayı da bir asistle tamamlayan Elmaz, “Eksilerini, artılarını biliyorduk ve ona göre hazırlandık. Takım olarak iyi oynadığımızı düşünüyorum. İyi mücadele ettik. Asist veya gol fark etmez, sonuçta takım olarak kazanıyoruz. Kazandığımız için de mutluyum” şeklinde konuştu. “İnşallah iyi bir yaz kampı geçirip, Fenerbahçe’de kalmak istiyorum” Geçtiğimiz sezonun devre arasında, oynamaya ihtiyacı olduğu için Sivasspor’a kiralık olarak gittiğini söyleyen Bartuğ, “Sezonun ikinci yarısında Sivasspor’a gitme kararını ben verdim. Oynamaya ihtiyacım vardı. Sakatlıktan önceki 3 haftayı iyi geçirdim. Sakatlık sonrasında iyi toparlandığımı düşünüyorum. Güçlü bir şekilde döndüm. İnşallah iyi bir yaz kampı geçirip, Fenerbahçe’de kalmak istiyorum” ifadelerini kullandı. “Herkesin olduğu gibi benimde hayalim Mourinho ile çalışmak” Geçtiğimiz günlerce Fenerbahçe’nin Portekizli teknik direktör Jose Mourinho’yu takımın başına getirmesiyle ilgili hislerini paylaşan genç orta saha, “Herkesin hayali Mourinho ile çalışmak. Benimde hayalim Mourinho ile çalışmak. Çok heyecanlıyım. Çok istiyorum hemen sezon kampı başlasın diye. İnşallah benim adıma çok iyi bir sezon geçer” diye düşüncelerini paylaştı.
Elazığ 18 yıllık cinayet davasındaki beraat istinaftan döndü Elazığ’da 21 Mayıs 2003’te öldürülen ve zanlıları 18 yıl sonra bulunan Ruhi Canpolat olayına ilişkin, davada beraat eden sanıklardan biri hakkında, istinafa yapılan şikayet üzerine tekrar tutuklama kararı verildi. Elazığ’da 21 Mayıs 2003’te Ruhi Canpolat hakkında kayıp başvurusunda bulunulmuş fakat şahsın uzun süre bulunamamıştı. Elazığ Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekipleri, dosyayı 2 Şubat 2021’de yeniden açtı. Cinayet Büro Amirliği ekiplerince 10 ay süren titiz çalışmalar sonucunda olaya ilişkin 2’si kadın 9 şüpheli tespit edildi. Ekipler, 4 Kasım 2021’de 7 adrese eş zamanlı operasyon düzenleyerek, zanlıları yakalayıp gözaltına aldı. Elazığ Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliğinde alınan ifadeler sırasında kayıp şahıs Ruhi Canpolat’ın (38) öldürüldüğü ortaya çıktı. Ruhi Canpolat olayına ilişkin dava görülmüş ve 7 Aralık 2022’de karar açıklanmıştı. Kararda, Ruhi Canpolat’ın eski eşi Azime Ş. ile Cevdet Ş. Hakkında ağırlaştırılmış müebbet cezası verilirken tutuklu sanıklardan Temur Ş. hakkında ise beraat kararı verdi. Avukatın itirazı üzerine karar istinafa taşındı. Yapılan incelemede istinaf mahkemesi ‘Kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delillerin ve bir tutuklama nedeninin bulunması’ nedeni ile beraat eden Temur Ş. hakkında tutuklama kararı verdi.
Adana Yaşlı teyzelerin okuma yazma azmi Adana’da aileleri tarafından zamanında okula gönderilmediği için okuma yazma öğrenemeyen yaşlı teyzeler, belediyenin açtığı kursta okuma yazma öğreniyor. Adana’nın merkez Yüreğir Belediyesi tarafından 8 kültür merkezinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan öncülüğünde başlatılan ’Okuryazarlık Seferberliği’ programı kapsamında 192 kişiye eğitim veriliyor. Yaşlılar, azmiyle örnek oluyor ‘Okuma Yazma Bilmeyen Kalmasın’ sloganıyla her yaş grubuna yönelik okuma-yazma kursları gerçekleştirilirken, kursun özel kursiyerleri, okuma istekleri ve azimleriyle herkese örnek oluyor. Yaşlı teyzelerin okuma yazma heyecanı gözlerinden okunurken, okumanın yaşı olmadığını bir kez daha gözler önüne seriyor. “Okuma yazma bilmediğim için ağladım” Bu yaşlılardan birisi de 6 çocuk, 12 torun sahibi 70 yaşındaki Şefika Akkaya. Yıllar önce babası tarafından okula yazdırılan ancak ağabeyi tarafından okuldan alınan Akkaya, İhlas Haber Ajansı’na konuştu. Akkaya, okuma yazma bilmediği için ağladığını anlatarak, “Dolmuşa binerken yanlış biniyordum. İnsan malum herkese güvenemiyor. Dolmuşa artık yanlış binmeye başlayınca kendime yemin ettim ve buraya geldim. Müdüre ağladım, durumumu anlattım. ’Okuma yazma bilmediğimi söyledim, kalemi tutmayı bile bilmiyorum’ dedim. Beni hemen kaydetti. Başladım ve şu anda hem okuyorum hem de yazıyorum. Allah herkesten razı olsun” ifadelerini kullandı. “Okul hep rüyalarıma giriyordu” Okula gitmeyi hep hayal ettiğini kaydeden Akkaya, “Zamanında babam beni okula yazdırdı ama ağabeyim okula gitmeme izin vermedi. Bu hep rüyalarıma giriyordu. Kalem tuttuğumu görüyordum ama uyanınca rüya olduğunu anlıyordum. Şu anda hem okuyup hem yazıyorum. Bütün okuma yazma bilmeyenler gelip öğrensin. Hiç ayıp değil. Bütün kadınlarımız gelsinler. Evlatlarım da şu anda çok seviniyor, destekliyorlar” dedi. “Okuma yazma bilmeyen herkes gelsin” 3 çocuk 6 torun sahibi 65 yaşındaki Saime Perk ise ailesinin ‘kızlar okumaz’ diyerek okula göndermediği bir diğer yaşlılardan. Perk, okuma yazma bilmediği için hep üzüldüğünü belirterek, şunları söyledi: “Memlekette ‘kızlar okumaz’ diyerek beni okula yollamadılar. Ben o nedenle hiç okuma yazma öğrenemedim. Evlendikten sonra Adana’ya geldim. Senelerce çalıştım, torunlara baktım. Hiç okuma yazmayı bilmiyordum, çok üzülüyordum. Artık çok şükür hem okuyup hem de yazıyorum. Herkes okusun, bu kursu bilmeyenler gelsin. Şu anda bütün işlerimi kendim halledebiliyorum. İyi ki de gelmişim. Çok şükür hem yazıp hem okuyorum. Artık hem akraba hem de arkadaşlarımla telefonda mesajlaşıp görüşebiliyorum. Okuma yazma bilmeyen herkes gelsin, öğrensin.”