KÜLTÜR SANAT - 10 Ekim 2022 Pazartesi 09:54

Diyarbakır’ın tarihi kimliği hanlar

A
A
A
Diyarbakır’ın tarihi kimliği hanlar

Anadolu ile Mezopotamya, Asya ile Avrupa arasında önemli bir geçiş yolu ve bir köprü görevi gören Diyarbakır, Tarihi İpek Yolu’nun merkezlerinden olması nedeniyle önemli hanlara ve kervansaraylara ev sahipliği yapıyor.

Anadolu ile Mezopotamya, Asya ile Avrupa arasında önemli bir geçiş yolu ve bir köprü görevi gören Diyarbakır, Tarihi İpek Yolu’nun merkezlerinden olması nedeniyle önemli hanlara ve kervansaraylara ev sahipliği yapıyor.


Farklı medeniyetlere ev sahipliği yapan, UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan tarihi surlar, İslam aleminin 5. Harem-i Şerif’i olarak kabul edilen Ulu Cami, On Gözlü Köprü ve İpek Yolu ticaretinde önemli rol oynayan hanlar gibi tarihi mistik havası olan mekanlar yerli ve yabancı turistlerin uğrak yeri oluyor.


Kentte, Sur ilçesindeki hanlarda geçmişte olduğu gibi günümüzde de halı, gümüş ve altın gibi işleme eşyalarını satan dükkanlar bulunmakta. Tarihi İpek Yolu üzerindeki Deliller Hanı, Sülüklü Han ve Hasan Paşa Hanı, yerli ve yabancı turistlerin uğrak yerleri olması hasebiyle şehrin hem turizmi açısından hem de ekonomi açısından öneli bir yeri bulunmakta.



Deliller Hanı


Sur ilçesinde Mardin Kapı yakınında yer alan yapı, Hüsrev Paşa Hanı olarak da adlandırılmaktadır. Bu han, 934 (1527-28) yılında Diyarbakır’ın ikinci Osmanlı Beylerbeyi Deli Hüsrev Paşa tarafından yaptırılmıştır. Yapının Deliller Hanı adını almasının sebebi, hacı adaylarına rehberlik yapan delillerin burada konaklamasıdır. Han karşısındaki geniş alana da Hacılar Harabesi denilmekteydi.


Tarihi İpek Yolu üzerinde yer alan bu Han, günümüzde otel olarak işletildiği için Kervansaray Otel olarak bilinmektedir. Külliyenin hem cami hem de medreseye sahip olduğunu belirten Diyarbakır Kültür, Turizm ve Musiki Derneği Başkanı Kenan Aksu, dönemin tarihi İpek Yolu üzerinde bulunan en büyük hanlardan biri olduğunu söyledi.


Hac vazifesini yerine getirmek için yol üzerinde kendilerine rehberlik edecek kişilerin bu handa konakladıklarını ifade eden Aksu, “Zamanında buraya konaklamak için gelen insanlar, eskiden araç olmadığı için develerle ulaşımı sağlardı. Gelen misafirler hayvanlarını alt tarafta bulunan ahırlarda tutarlardı. Diğer iki katı da şimdiki gibi otel olarak kullanırlardı. Deliller Hanı çok önemli bir yere sahip. Hicaz ve İpek Yolu’na giden tüccarlar veya hac vazifesini yerine getirmek için yola koyulanlar burada kendilerine rehberlik edecek Delillerle buluşurlar. Buradan hacca veya ticaret için yola koyulanlara rehberlik yaparlardı. Hem o dönem hem de şimdi çok güzel bir otel olarak kullanılıyor” dedi.



Sülüklü Han


Sülüklü Han ya da Kazancılar Hanı, Sur ilçesinde yer alan tarihî bir handır. 1683’te Hanilioğlu Mahmut Çelebi ve onun kız kardeşi Atike Hatun tarafından inşa edilen han, siyah bazalt taştan yapılmıştır. Sülüklü Han, adını avludaki kuyunun içinden tedavi amaçlı çıkarılan sülüklerden almıştır. Zamanında 3 katlı ve her katında 18 odanın olduğu bir yapı olan hanın zemin katı ahır olarak kullanılmıştır fakat han, günümüzde tek katlıdır ve kafeterya olarak kullanılmaktadır.


Zamanında hanın üst katlarının dinlenme odası, alt katların ise ahır olarak kullanıldığını söyleyen Aksu, “Burası 1683 yılında Hanilioğlu Mahmut Çelebi ve onun kız kardeşi Atike Hatun tarafından yapılmış. Zamanında yine buraya gelen kervanların konaklaması amacıyla yapılmış bir han. Fakat daha sonra burada sülüklerle tedavi yoluna gidilmiş. O dönemde sülüklerle çok büyük tedaviler yapılmış. Bu yüzden sülük tedavileriyle burası Sülüklü Han ismini almış. Şuan yine aynı şekil turizm amaçlı ve kafeterya olarak kullanılan bu han, çok rağbet gören mekanlar arasında” ifadelerinde bulundu.



Hasan Paşa Hanı


Ulu Camii’nin doğu girişinin karşısında yer alan Hasan Paşa Hanı, Gazi Caddesi’nin üzerinde bulunan tarihî bir han. Hanın iki kitabesinden öğrenildiğine göre, Diyarbakır’ın Osmanlılar tarafından alınmasından sonra üçüncü vali olan Sokullu Mehmet Paşa’nın oğlu Vezirzade Hasan Paşa tarafından 1572 ve 1575 yılları arasında yaptırılmıştır.


Kabe’nin ilk ipek örtüsünün Hasan Paşa Hanı’nda yapıldığına dikkat çeken Aksu, “Burası Sokullu Mehmet Paşa’nın oğlu Hasan Paşa tarafından 1572 yılında yapılmıştır. Zamanında burası da kervanların gelip geçtiği ve konakladığı yer olarak bilinmekte. Bu han 3 katlı olarak inşa edilmiştir. En altta hayvanların ahır olarak kullandığı mahzen bulunmakta. Tabi bu mahzen şimdi kitapevi olarak kullanılmakta. Burası zamanında Kabe’nin ipek örtüsünün ilk yapıldığı yer olarak bilinmekte. Çünkü Diyarbakır ipekçilikte Türkiye’de birinci sırada yer alıyor. Ve yine dünyadaki en önemli sanatkarların yetiştiği elmas ve pırlanta işçiliğinin ilk yapıldığı yerlerden biridir” diye konuştu.


Hasan Paşa Hanı’nın 2 külliyesi olduğunu söyleyen Aksu, “Hanın yan tarafında kuyumcular, arka tarafta da marangozlar çarşısı yer alıyor. Kafileler o zaman hem burada kalıp konaklıyordular hem de yanlardaki iş yerlerinden alışverişlerini ve erzaklarını tamamlıyordular. Günümüzde de görüldüğü gibi çok önemli turizm mekanı. İçeride bakırcılar, gümüşçüler, dokumacılar ve Diyarbakır’ın kahvaltı gastronomisiyle ilgili mekanlar bulunmakta” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Trabzon Trabzon’da kaçak hafriyat sahasında heyelan alarmı Trabzon’un Yomra ilçesinde, geçmiş yıllarda kaçak hafriyat döküm sahası olarak kullanıldığı belirtilen alanda meydana gelen heyelan endişeye neden oldu. Yomra ilçesindeki Kaşüstü Mahallesi’nde 1311 Nolu Sokak üzerinde bulunan ve 2015-2019 yılları arasında bölgedeki inşaatların temel kazılarından çıkarılan hafriyatların döküldüğü alanda, yaklaşık 6 yıl sonra toprak kayması yaşandı. Heyelanın meydana geldiği bölgede çok sayıda konutun bulunması nedeniyle risk oluşurken, toprak kayması sonucu bazı sitelere ulaşımı sağlayan yollar ulaşıma kapatıldı. Olayın ardından bölgede güvenlik önlemleri artırılırken, yetkililer tarafından alanda inceleme başlatıldı. Edinilen bilgiye göre, söz konusu alanın geçmişte kaçak döküm sahası olarak kullanıldığı ve durumun daha önce Trabzon Büyükşehir Belediyesi’ne bildirildiği öğrenildi. Kaçak döküm yaptığı tespit edilen firmaya gerekli bildirimlerin yapıldığı, olayla ilgili hukuki sürecin ise devam ettiği belirtildi. Heyelanın ardından bölgede yeni bir risk oluşup oluşmadığının tespit edilmesi amacıyla teknik ekiplerin zemin etüt çalışmaları yapacağı öğrenildi. "Arkasındaki yerleşim yerlerindeki binalara bir zararın gelmeyeceğini düşünüyoruz" Yaşanan heyelan ile ilgili bilgiler veren Yomra Belediye Başkanı Mustafa Bıyık, kaçak döküm sahasına hafriyat döken firma ile ilgili hukuki sürecin devam ettiğini belirterek, "Kaşüstü mahallemizde meydana gelen heyelanlı alan 2015-2019 yılları arasında bölgede yapılan inşaat faaliyetleri döneminde hafriyatlarının döküldüğü bir sahadır. Büyükşehir belediyesine ait bir izinli döküm sahası olmaması vesilesiyle kaçak döküm alanı olarak söylenir. Burada sanırım yüzlerce araçlık bir malzeme var. Bu bölgede vatandaşların kullanmış olduğu yollar var. Aynı zamanda doğal gaz hattının geçtiği, su hatlarının geçmiş olduğu bir alan var. Aynı zamanda şu anda heyelanın olup da aşağıda inmiş olduğu alanda Kaşüstü mahallemizden hastaneye doğru yapılması planlanan yeni hastane yolunun olduğu güzergah var. Heyelanın oluştuğu alanın tahribatının giderilmesini bekliyoruz. Sonrasında da havaların biraz daha ısınmasının ardından alanda nasıl bir çalışma yapılacağını planlayacağız. Hafriyatın üzerine yapılmış olan yollar şu anda trafiğe kapatıldı. İnşallah kurumlarımızla birlikte ilgili çalışmaları yapacağız. Mahalleden bu sorunu ortadan kaldıracağız. Çünkü bu sorun yaklaşık 10 yıldır ilçemizin o bölgede olan ciddi bir sorunudur" ifadelerini kullandı.
Kayseri Başkan Bağlamış: "Yeni yılda da rekabet gücü artan bir Kayseri için çalışmalarımızı kararlılıkla sürdüreceğiz" Kayseri Ticaret Borsası (KTB) Yönetim Kurulu Başkanı Recep Bağlamış, yeni yıl dolayısıyla yazılı bir açıklama yaptı. Kayseri Ticaret Borsası (KTB) Yönetim Kurulu Başkanı Recep Bağlamış, 2025 yılının son gününde yaptığı yazılı açıklamada, yeni yılın hayırlara vesile olmasını diledi. Başkan Bağlamış mesajında şu ifadelere yer verdi; "Yeni bir yıla girerken; 2026 yılının ülkemize, milletimize ve iş dünyamıza sağlık, huzur, bereket ve başarı getirmesini temenni ediyorum. Geride bıraktığımız yıl boyunca Kayseri Ticaret Borsası olarak; üreticilerimizin, tüccarlarımızın ve sanayicilerimizin yanında olmaya, tarım ve hayvancılık sektörümüzün gelişimi için var gücümüzle çalışmaya devam ettik. Şehrimizin ekonomik gücünü daha da ileriye taşıma hedefiyle, birlik ve dayanışma içerisinde önemli adımlar attık. Yeni yılda da sürdürülebilir üretimi destekleyen, katma değeri yüksek ve rekabet gücü artan bir Kayseri için çalışmalarımızı kararlılıkla sürdüreceğiz. İnancımız odur ki; ortak akıl, güçlü iş birliği ve azimle aşamayacağımız hiçbir zorluk yoktur. Bu duygu ve düşüncelerle; başta üreticilerimiz ve üyelerimiz olmak üzere, tüm hemşehrilerimizin ve milletimizin yeni yılını en içten dileklerimle kutluyor, 2026 yılının sağlık, mutluluk ve bol kazanç getirmesini diliyorum."
Ordu Ordulu çiçekçi Karadeniz zekasını konuşturdu: Gül buketini ’karalahana’ ile süslüyor Ordu’da çiçekçilik yapan Mevlüt Kuvan, Karadeniz Bölgesi’nin yöresel ve sevilen tatlarından olan karalahanayı gül buketlerinde kullanıyor. Karadenizli zekasını kullanan çiçekçi, güller ile gönüllere, yemek yapılabilen karalahanalar ile de mideye hitap ettiklerini belirtiyor. Karadeniz Bölgesi’nin en sevilen ve yöresel lezzetlerinden olan karalahana, özellikle kış aylarında sofraların vazgeçilmez lezzetleri arasında yer alıyor. Çorba, dolma, kavurma ve turşu yapımında sıkça kullanılan karalahana, Karadenizli zekasını kullanan çiçekçinin elinde farklı bir boyuta taşındı. Altınordu ilçesinde 25 yıldır çiçekçilik yapan Ekrem Kuvan (42), gül buketlerinde kullanılan ve bir süre sonra çöpe atılan yeşil yapraklı bitkiler yerine bölgede yetişen karalahanayı kullanıyor. Karalahanalar bir yandan buketleri süslerken, bir taraftan da müşteriler tarafından yemek yapımında kullanılabiliyor. Karalahanalı gül buketlerinin bir özelliği ise fiyatının diğer buketlere göre daha uygun olması. "Herke kokina buketi yaparken, biz karalahana yapmak istedik" Çiçekçi Mevlüt Kuvan, Buketlerinde farklı tasarımlar yapmayı sevdiğini belirterek, "Yeni yıl geldi çattı, herkes kokina buketi yaparken, biz de değişiklik yapmak istedik ve Karadenizli olduğumuz için pancar ve gülden buket yapmak istedik. Değişiklik her zaman daha güzel ve alışılmışın önüne geçtik. Bu buketimiz ilgi görüyor, Karadenizli olmamız ayrıcalıklı olduğu için karalahana buketini şuanda insanlara tanıtıyoruz" dedi. "Karalahana çorbası içtiğim esnada bu fikri tasarladım" Bir akşam yemeğinde içtiği karalahana çorbası üzerine bu fikri tasarladığını kaydeden Kuvan, "Ertesi gün geldim ve iş yerimde karalahana buketini yaptım. Müşteriler ilgi gösteriyor. Karalahanamızı günlük alıyoruz ve günlük kullanıyoruz. İnsanlar buketi eve götürdükleri zaman gülleri vazoya, pancarı da çorba ya da dolma yaparak kullanabilirler. Bu sayede çöpe gitmeyecek hepsini kullanabilecekler" diye konuştu. "Bu buket ile evlerde karalahana pişecek" Gülün içerisine yeşil yapraklı bitkiler yerine karalahana kullandıklarını kaydeden Kuvan, "Kış aylarının vazgeçilmez çorbası karalahana. Aynı zamanda 4 mevsim de tüketilebilir. Kar yağdı ve pancarın bulunması gerçekten zor. Bu buket sayesinde evlerde karalahana da pişecek. İnsanlar yeni yılda kokina yerine buketi alabilir. Karalahana olan buketimiz diğer buketlere göre daha da ucuz. Bunların yanında soğan buketi, pırasa, limon ve havuçlu buketimiz de var. Soğan her yemekte kullanılıyor, kış geldi pırasa da oldukça fazla tüketiliyor. Hem buket olarak götürecekler, hem de eşler bunları yemek yapabilecekler" şeklinde konuştu. (SK