ASAYİŞ - 25 Temmuz 2025 Cuma 07:34

Diyarbakır’da 4 kişi hayatını kaybettiği yangına ilişkin iddianame hazırlandı

A
A
A
Diyarbakır’da 4 kişi hayatını kaybettiği yangına ilişkin iddianame hazırlandı

Diyarbakır’da aynı aileden 4 kişinin öldüğü yangına ilişkin 3’ü tutuklu 18 zanlı hakkında "bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçundan 22 yıl 6’şar aya kadar hapis cezası istemiyle iddianame hazırlandı.


Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca aralarında tutuklu şüpheliler binanın müteahhidi M.A, yapı denetim firması sahibi B.C. ve şantiye şefi M.S.A. ile 1’i hakkında yakalama kararı bulunan tutuksuz 15 şüpheli için hazırlanan iddianame 2. Ağır Ceza Mahkemesine gönderildi. İddianamede, merkez Kayapınar ilçesi Fırat Mahallesi 566. Sokak’taki 13 katlı apartmanda 5 Haziran’da saat 18.10 sıralarında çıkan yangının ihbar edilmesiyle olay yerine polis ve itfaiye ekiplerinin yönlendirildiği, güvenlik önlemleri alınarak alevlerin söndürülmeye çalışıldığı ve Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca olaya ilişkin hemen soruşturma başlatıldığı kaydedildi. Anne Bircan Çavdar (36) ile çocukları Yunus Emre (12), Elif (10) ve Zeynep’in (4) apartman boşluğu ve yangın merdiveni kapısının önünde olay yerinde vefat ettikleri belirtilen iddianamede, otopsi ve muayene sonucunda ölümün karbonmonoksit zehirlenmesine bağlı olduğunun belirlendiği ifade edildi.


İddianamede, yangında zehirlenerek veya vücutların çeşitli yerlerinden hayati önem arz etmeyecek şekilde yaralanan 16 kişinin şikayetçi ve davacı oldukları kaydedildi. İddianamede, delil dayanağı ve ilk ön rapor doğrultusunda hazırlanan bilirkişi raporuna ilişkin şu ifadeler yer aldı:


"Yangının elektrik tesisatındaki mevzuata aykırılıklar ve yetersizlikler nedeniyle başladığı, yangın güvenliği önlemlerinin alınmadığı belirlenmiştir. Elektrik kablolarının mevzuata uygun olmayan şekilde üst üste istiflendiği, şaft kapaklarının plastik malzemeden yapılması ve yangına dayanıklı olmaması nedeniyle yangının hızla yayıldığı tespit edilmiştir. Ayrıca elektrik ana dağıtım panosunda kaçak akım koruma rölesinin bulunmaması, topraklama eksiklikleri ve sigorta sistemindeki uygunsuzluklar yangının büyümesine zemin hazırlamıştır."


Diyarbakır Bölge Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünce olay yeri inceleme ekipleri tarafından alınan numunelerde inceleme yapıldığı ve rapor hazırlandığı belirtilen iddianamede, bir kundaklama veya yangın çıkarma durumunun dış etkene bağlı olarak birileri tarafından yapılmadığının anlaşıldığı vurgulandı.


İddianamede, aralarında iki elektrik elektronik mühendisi, inşaat mühendisi, makine mühendisi ve elektrik teknisyeninin bulunduğu 5 kişilik bilirkişi heyeti tarafından binada yapılan incelemelerin ardından hazırlanan rapor da yer aldı.


Bilirkişi raporunda, "Binaların Yangından Korunması Yönetmeliği"ne ilişkin bilgiler verilerek, yapıdaki aykırı uygulamalara dikkat çekildi. Raporda, binada içme suyu ve yangın için aynı deponun kullanıldığının tespit edildiği kaydedilerek, "Mevcut kullanılan depo E blok altında planlanmıştır. Depo betonarme olarak planlandığı ve içerisi su dolu olduğu için kapasitesi ölçülememiştir. Yangın ve içme suyu için bir pompa ve hidrofor görülmüştür. Binada yangın dedektörü ve yangın alarm sistemi görülmemiştir" denildi.


Raporun sonuç ve kanaat kısmında, şu ifadeler yer aldı:


"Elektrik tesisatındaki muhtemel kısa devre nedeniyle kablolarda oluşan sıcaklığın şaft kanalında (binanın elektrik tesisatlarının geçtiği dikey boşluk) bulunan kolon kablolarının üst üste ve istiflenmiş şekilde birbirine yakın olması nedeniyle diğer kablolara yayılması, bina elektrik tesisatı koruma ve topraklama elemanlarının yetersiz kalması veya olmaması nedeniyle oluşan sıcaklık şaft kanalında bulunan kabloların yanmasına neden olmuştur. Şaft kanalı genel yapısının ve şaft kapaklarının mevzuata aykırı şekilde imal edilmiş olması, şaft kanalı içerisinde normalde olmaması gereken malzemeler nedeniyle yangının yayılarak ve alevli bir şekilde ilerleyip çatıya kadar ulaştığı değerlendirilmiştir. Binanın genel olarak onaylı projeye uygun şekilde tatbik edilmemiş olması, projeye aykırı imalatların yapılmış olması, bu imalatların yangın yönetmeliğine aykırı olması nedeniyle yangının mevzuatta belirtilen hususlara aykırı şekilde imalatlardan kaynaklandığı görüş ve kanaatine varılmıştır."



İtfaiyenin ön raporu


İddianamede yer alan Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığınca hazırlanan ön raporda ise şu tespitlere yer aldı:


"Binada herhangi bir yangın kompartımanı (Bina içerisinde, üstü ve altı da dahil olmak üzere her yanı en az 60 dakika yangına karşı dayanıklı yapı elemanlarıyla duman ve ısı geçirmez alanlara ayrılmış (hacim) bölüm bulunmamaktadır. Şaft kapaklarının yangına dayanıklı olmayan PVC malzemeden yapıldığı, kapakların ısı ve duman sızdırdığı, çatının taşıyıcı sisteminin yanmaz malzeme olmadığı ve ahşap olduğu, kaplama malzemesinin mimari projede kiremit, mevcutta ise trapez sac olduğu görülmüştür. Yangın güvenlik holünün taban alanının 2,5, kaçış yönündeki boyutunun ise 1,34 metrekare olduğu, yangın güvenlik hollerinin eşyalarla dolu olduğu görülmüştür. Yangın merdiven kapısının ilgili standartlara uygun olmadığı, duman sızdırdığı ve kendinden kapanır olmadığı görülmüştür. Bütün yapılarda aksi belirtilmedikçe en az 2 çıkış tesis edilmesi ve çıkışların korunmuş olması gerekirken bu binada 1 çıkış mevcuttur. Binada 2 merdivenin sokağa müstakil çıkışının olmadığı, yangın merdiveni kapısının merdivenin 3’te 1’inden fazlasını daralttığı görülmüştür. Servis merdiveninin baş kurtarma mesafesinin 206 santimetre olduğu belirlenmiştir. Yangın merdiveninde basamak yüksekliklerinin düzensiz olduğu ve basamak genişliğinin 250 milimetreden az olduğu görülmüştür. Kaçış merdiveni güvenlik holünde elektrik tesisatı ve şaft kapakları görülmektedir. Yangın merdiveninde havalandırma ve basınçlandırma olmadığı görülmüştür."


Yangın merdiveninin bodrum kata inmediğinin belirlendiği ifade edilen raporda, servis merdiveni önünde ise güvenlik holü bulunmadığı, bodrum kattaki kapıların hiçbirinin yangın kapısı olmadığının belirlendiği kaydedildi.


Binadaki kaçış yolu kapısının genişliğinin en az 69,7 santimetre, yüksekliğinin ise 195 santimetre olduğunun görüldüğü aktarılan raporda, şu ifadeler yer aldı:


"Yapı yüksekliği 30,50 metreden fazla ve 51,50 metreden az olan konutlarda, birbirlerine alternatif, her ikisi de korunumlu ve en az birinde yangın güvenlik holü düzenlenmiş ve basınçlandırma uygulanmış 2 kaçış merdiveni yapılması mecburidir. Binada 2 merdivenin korunumlu olmadığı ve merdivenlerin sokağa müstakil çıkışının bulunmadığı görülmektedir. Binadaki kabloların yangına dayanıklı olmadığı ve aynı zamanda çelik boru içerisinden geçirilmediği belirlendi. Asansörlerin yangın uyarısı aldığında kat ve koridor çağrılarını kabul etmemesi gerekir. Binada bu asansör sistemlerinin olmadığı görülmektedir. Elektrik şaftında tüm katlarda açıklıkların yangın durdurucu harç, yastık, panel gibi bir malzemeyle kapatılmadığı görülmektedir. Binada herhangi bir acil durum aydınlatması, yönlendirmesi, algılama ve uyarı sistemi bulunmamaktadır. Binada yangın dolaplarının faal olmadığı ve yönetmelikte belirtilen standartlara uygun olmadığı, aynı zamanda ’itfaiye su alma’ ve ’su verme ağzının’ bulunmadığı görülmektedir. Kazan dairesinin kapısının genel kullanılan merdivenlere doğrudan açıldığı görülmektedir."


İddianamede yer verilen Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliğinin (TMMOB) hazırladığı raporun sonuç kısmında da yangının elektrik tesisatından ve buna olabilecek bir dış müdahaleden veya kablo bacasına dış müdahaleden kaynaklı olup olmadığının tespit edilemediği belirtildi.


İddianamede, şüphelilerin öngörülebilir bir neticeyi (ölüm ve yaralanma ile sonuçlanan bir yangın) engellemek için mesleklerinin ve kanunların kendilerine yüklediği dikkat ve özen yükümlülüğünü ağır şekilde ihlal ettiklerine dikkat çekildi.


Yangının çıkış nedeninin bilirkişi raporlarına göre elektrik tesisatındaki kısa devre arızası olarak tespit edildiği anlatılan iddianamede, şu değerlendirmeler paylaşıldı:


"Yapısal eksiklikler, elektriksel ve mimari olarak inşaatta yapılan hatalar yangının kontrol edilemez hale gelmesine ve felakete dönüşmesine neden olmuştur. Şüphelilerin elektrikten kaynaklı yangın sonrasında bunu kontrol edecek sistemleri binada kullanmayışı, yangının kontrol edilme aşamasına kadar olan zaman diliminde yangına müdahale sistemlerinin bakımsızlığı, yangından kaçmaya dair bölümlerin yönetmeliklere aykırı düzenlenmesi ve açıkça hayati nitelikte birçok hususta aykırılığın söz konusu olması gibi fiiller, basit bir taksirin ötesinde, sonucun gerçekleşebileceğini öngörmelerine rağmen ’bir şey olmaz’ düşüncesiyle hareket ettiklerini gösteren ’bilinçli taksir’ kapsamında değerlendirilmelidir."


İddianamede, soruşturma neticesinde toplanan deliller, olay yeri inceleme raporları ve bilimsel bilirkişi mütalaaları, yangının, yapının projelendirilmesi, inşa edilmesi ve denetlenmesi süreçlerinde yönetmeliklere aykırı malzeme kullanımı ile yangın güvenliği tedbirlerinin eksik veya yetersiz bırakılması sonucunda meydana geldiğini gösterdiği ifade edildi.


İddianamenin sonuç kısmında şunlar yer aldı:


"Binanın şaft boşluklarında ve diğer taşıyıcı olmayan bölümlerinde, yürürlükteki ’Yangından Korunma Yönetmeliği’ hükümlerine aykırı olarak, yangına dayanımı düşük, kolay alev alabilen ve yangın anında zehirli duman yayan malzemelerin kullanıldığı tespit edilmiştir. Ayrıca yangın söndürme sistemlerinin, duman tahliye sistemlerinin ve acil çıkış güzergahlarının standartlara uygun olmadığı veya işlevsiz olduğu belirlenmiştir. İlgili yapıda yangın önlemeyle beraber yangın çıkması sonrası müdahale sistemlerinde bakımsızlık ve donanım yetersizliği tespit edilmiştir. Bu da facianın tekil bir hatadan ziyade, farklı kademelerdeki bir dizi ihmal ve kusurun bir araya gelmesiyle ortaya çıktığını göstermektedir. Neticeyi öngördüğü halde, sırf şansına veya başka etkenlere göre hareket eden şüphelilerin eylemleri noktasında bilinçli şekilde dikkat ve özen yükümlülüklerini ihlal ettikleri anlaşılmıştır. Bu eylemlerin yangının çıkışı ve yayılması sonucunda meydana gelen ölümler ve yaralanmalar açısından ’bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasında neden olma’ halini oluşturduğu anlaşılmıştır. Şüphelilerin yargılamalarının yapılarak eylemlerine uyan sevk maddeleri gereğince cezalandırılmaları kamu adına iddia ve talep olunur."


İddianamede, 5 şüpheli hakkında ise kovuşturmaya yer olmadığına dair ek karar verildi.



İstenilen ceza


İddianamede, tutuklu şüpheliler binanın müteahhidi M.A, yapı denetim firması sahibi B.C. ve şantiye şefi M.S.A. ile hakkında yakalama kararı bulunan yapı denetim firması sahibi S.Y. ile tutuksuz şüpheliler şantiye şefi F.K, elektrik denetçisi mühendisleri H.T, G.Ç.Ç. ve K.Ç. elektrik kontrolörleri S.A, İ.B, S.D. ve Ş.Y. proje uygulama denetçileri R.Ç.A. ve Ö.T. kontrol elemanları H.G, B.Ş. ve N.Ç. site yöneticisi A.K. hakkında "bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçundan 22 yıl 6’şar aya kadar hapis cezası isteniyor.



Diyarbakır’da 4 kişi hayatını kaybettiği yangına ilişkin iddianame hazırlandı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla Seydikemer Gürpınar Camii’nde Cami Çocuk Buluşması gerçekleştirildi Üç ayların başlangıcı ve Regaip Kandili’nin ilk gününde, manevi atmosferini çocuklara aktarmak amacıyla Merkez Gürpınar Camii’nde Cami-Çocuk Buluşması gerçekleştirildi. Hafta sonu düzenlenen programla, çocukların üç ayların manevi iklimini tanıması ve camilerle bağ kurması hedeflendi. Seydikemer Müftülüğü ile Seydikemer Hasan Günay İmam Hatip Ortaokulu öğretmenlerinin "Vakti Kuşanmak Projesi" kapsamında, çocukları camiye alıştırmak ve kültürlerine sahip çıkmalarını sağlamak amacıyla hayata geçirilen programa 482 çocuk katıldı. Programa çocukların yoğun ilgisi damga vurdu. Program; akşam namazının kılınmasıyla başladı. Ardından İlçe Müftüsü Selman Ünal Çolak’ın açılış konuşmasıyla devam etti. Daha sonra öğretmenlerin hazırladığı çeşitli oyunlar oynandı, cami avlusunda ikramlar yapıldı. Program, çocukların büyük bir coşkuyla katıldığı fener alayı etkinliğiyle sona erdi. İlçe Müftülüğü’nden yapılan açıklamada; programa katkı sunan Hasan Günay Ortaokulu öğretmenlerine, TDV Seydikemer Şubesi’ne, uzaktan ve yakından katılım sağlayan velilere, camileri dolduran çocuklara, Seydikemer Belediyesi’ne ve ev sahipliği yapan Merkez Gürpınar Camii İmam-Hatibi Muhammet Yaşar Topçu’ya teşekkür edildi. Açıklamada ayrıca, çocukların camilerle ve manevi değerlerle erken yaşta buluşmasının önemine vurgu yapılarak, benzer etkinliklerin ilerleyen dönemlerde de artırılarak sürdürüleceği ifade edildi.
Van Van’da sigara bırakma polikliniklerinde 800 kişi sigarayı bıraktı Van İl Sağlık Müdürlüğü sağlıklı hayat merkezlerindeki sigara bırakma polikliniklerinde, 2025 yılında yaklaşık 800 kişi sigarayı bıraktı. Kent genelinde hizmet veren 17 sigara bırakma polikliniği aracılığıyla vatandaşlara ücretsiz danışmanlık ve tedavi desteği sunulurken, tütün kullanımının azaltılması ve toplum sağlığının korunması hedefleniyor. Sağlık personelince yürütülen çalışmalar kapsamında, sigarayı bırakmak isteyen bireyler düzenli olarak takip edilerek tedavi süreçleri destekleniyor. Yapılan değerlendirmelerde, 2025 yılı içerisinde sigara bırakma polikliniklerine toplam 2 bin 614 kişinin ayaktan başvurduğu, bu kişilerden bin 800’üne sigara bırakma ilacı başlandığı ve tedaviye uyumu yüksek olan grubun yaklaşık yüzde 40’ının sigarayı tamamen bıraktığı kaydedildi. "Van’ın 13 ilçesinin 11’inde sigara bırakma polikliniğimiz bulunuyor" Konuya ilişkin konuşan İl Sağlık Müdürü Op. Dr. Muhammed Tosun, Sağlık Bakanı Prof. Dr. Kemal Memişoğlu’nun destekleriyle koruyucu sağlık hizmetlerinde önemli bir noktaya gelindiğini belirtti. İl Sağlık Müdürü Tosun, "İnsanları hastalanmadan önce; gerek kronik hastalıklara gerekse akut hastalıklara yakalanmadan önce, koruyucu sağlık hizmetlerimizle bilinçlendiriyor, hastaneye gitmeye gerek kalmadan, hastalık aşamasına gelmeden tedavi imkânları sunuyoruz. Bu hizmetlerden biri de sağlıklı hayat merkezlerimiz ve ilçe sağlık müdürlüklerimiz bünyesinde başlayan, daha sonra sokaktaki her caddeye ve ara sokağa kadar yayılan sigara bırakma timleri ve polikliniklerimizdir. Hâlihazırda 17 noktada sigara bırakma polikliniği hizmeti veriyoruz" dedi. "Yüzde 40’ı sigarayı tamamen bıraktı" Sigara bırakma polikliniklerine sigaraya başlamış, bırakmayı düşünen ya da bu süreçte desteğe ihtiyaç duyan vatandaşların başvurduğunu dile getiren Tosun, "Bunun yanında yerinde sigara bırakma polikliniklerimiz ile sahada aktif görev yapan mobil timlerimiz de bulunuyor. Mobil timlerimiz, dükkân dükkân gezerek sigaranın zararlarını anlatıyor, sigarayı bırakmak isteyenlere yol gösteriyor. Ayrıca sigara bırakma mobil aracımız da şehrin kalabalık noktalarında, meydanlarda ve caddelerde hizmet vererek, sigarayı bırakmak isteyen vatandaşlarımıza hem bilgilendirme yapıyor hem de işlemlerini yerinde gerçekleştiriyor. 2025 yılı içerisinde il genelinde hizmet veren 17 sigara bırakma polikliniğine toplam 2 bin 614 kişi ayaktan başvurdu. Bu vatandaşlarımızdan bin 800’üne sigara bırakma ilacı başlandı. Tedaviye uyumu yüksek olan bu grubun yaklaşık yüzde 40’ı sigarayı tamamen bıraktı. Bu veriler doğrultusunda, ilimizde 2025 yılı içerisinde yaklaşık 800 vatandaşımız sigaraya veda etti" diye konuştu. Vatandaşın daha sağlıklı bir yaşama kavuşması için çalışmalarının devam edeceğini ifade eden Tosun, sigaranın; KOAH, kalp krizi ve benzeri pek çok kronik hastalığın en önemli tetikleyicilerinden biri olduğu düşünüldüğünde, bu başarının toplum sağlığı açısından ne kadar önemli olduğunun bir kez daha ortaya çıktığını kaydetti.
Trabzon Trabzon’da ekolojik köprü tamamlandı Trabzon Büyükşehir Belediyesi ile Karayolları Genel Müdürlüğü iş birliğinde hayata geçirilen, yaya ve bisikletliler için güvenli ulaşım imkanı sunan Ekolojik Köprü tamamlandı. Karadeniz Sahil Yolu üzerinde yer alan proje, yeşil alanlarıyla kent estetiğine ve çevresel sürdürülebilirliğe katkı sağlıyor. Trabzon Büyükşehir Belediyesi ile Karayolları Genel Müdürlüğü iş birliğinde Karadeniz Sahil Yolu’nun Pazarkapı mevkiinde yapımı tamamlanan Ekolojik Köprü, şehre modern ve doğa dostu bir ulaşım aksı kazandırdı. Toplam 250 metre uzunluğa ve Türkiye’deki 11. Ekolojik Köprü olma özelliğine sahip olan ekolojik köprüde 4 metre genişliğinde bisiklet yolu, 2 metre genişliğinde yaya yolu ile 2 metre genişlikte ve toplam 500 metrekarelik yeşil alan bulunuyor. Yoğun araç trafiğinin yer aldığı Karadeniz Sahil Yolu üzerinde yayalar ve bisikletliler için güvenli ve kesintisiz bir geçiş sağlayan proje, aynı zamanda yeşil alan düzenlemeleriyle kent estetiğine ve ekolojik dengeye katkı sunuyor. Yapımı tamamlanan köprüyü inceleyen Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç, Trabzon’un ulaşım altyapısını güçlendirirken çevreye duyarlı çözümleri önceleyen yatırımlara büyük önem verdiklerini vurguladı. Bu çalışmanın, yayalar ve bisiklet kullanıcıları için güvenli bir geçiş sağlamanın yanı sıra Trabzon’un yeşil kimliğine de değer kattığını belirten Başkan Genç, "Karayolları Genel Müdürlüğümüzle tam bir iş birliği içinde hayata geçirdiğimiz ekolojik köprü, Trabzon’un çevreci ulaşım hedeflerinin somut bir örneğidir. Bisiklet ve yaya ulaşımını teşvik eden bu tür projelerle hem vatandaşlarımızın yaşam kalitesini artırıyor hem de doğayla uyumlu, sürdürülebilir bir şehir vizyonunu kararlılıkla sürdürüyoruz. Şehrimizin her noktasında insan odaklı, çevreyle barışık projeleri hayata geçirmeye devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.