GÜNDEM - 19 Ocak 2025 Pazar 16:14

HAK-İŞ Genel Başkanı Arslan, Diyarbakır anneleri ve DEM’li belediyelerin işten çıkardığı işçilerle görüştü

A
A
A
HAK-İŞ Genel Başkanı Arslan, Diyarbakır anneleri ve DEM’li belediyelerin işten çıkardığı işçilerle görüştü

HAK-İŞ Konfederasyonu ve Hizmet-İŞ Sendikası Genel Başkanı Mahmut Arslan, Diyarbakır’da eylem yapan Diyarbakır anneleri ve DEM’li belediyeler tarafından işten çıkarılan işçilerle görüştü.


Çocuklarının terer örgütü PKK tarafından dağa kaçırıldığını belirterek bin 966 gündür eski HDP İl Başkanlığı binası önünde oturma eylemi yapan aileleri ziyaret eden HAK-İŞ Konfederasyonu ve Hizmet-İŞ Sendikası Genel Başkanı Mahmut Arslan, anne ve babalara karanfil hediye etti. Arslan, bin 966 gündür terör sevicisi partinin önünde evlat nöbeti tutan aileleri ziyarete geldiklerini, onların evlatlarını zorla dağa kaçıran zihniyete karşı verdikleri mücadeleyi her zaman takdirle, teşekkürle andıklarını söyledi. Arslan, devletin ve güvenlik güçlerinin terörle mücadelesini bütün gücüyle sürdürürken, terörle mücadelede dünyada örnek teşkil edecek bir mücadeleyi de Diyarbakır annelerinin gerçekleştirdiğini belirterek, “Buradaki eylem, sıradan bir eylem değildir. 380 aile burada dönüşümlü olarak bu eylemlerini sürdürüyor, 58’i evladına kavuşmuştur. Amacımız, hedefimiz, bütün çocuklarımızın terör örgütünün elinden kurtulup annelerine teslim edilmesidir. Bunun için yapılan mücadeleyi sonuna kadar destekliyoruz” dedi.


Arslan, daha sonra DEM’li belediyeler tarafından işten çıkarılan işçilerle bir araya geldi. 206 gündür ekmekleri için, gelecekleri için işe dönme mücadelesini sürdüren değerli emekçi arkadaşlarını selamladığını ifade eden Arslan, “Mücadeleniz kutlu ve mübarek olsun. Yolumuz açık, geleceğimiz aydınlık olsun. PKK’nın sivil uzantısı olan DEM’in bu anlayışını şiddetle kınıyorum” diye konuştu.


HAK-İŞ Diyarbakır Şube Başkanı Mehmet Aküzüm ise, 832 arkadaşlarının DEM’li belediyeler tarafından işten çıkarılması nedeniyle Mahmut Arslan’ın önderliğinde çadırda eylemlerini sürdürdüklerini kaydetti. Ne kadar uzun sürerse sürsün mücadelelerinden vazgeçmeyeceklerini vurgulayan Aküzüm, “HAK-İŞ Konfederasyonumuz ve Hizmet-İş Sendikamızın Genel Başkanı Mahmut Arslan’ın gücünü ve desteğini her anlamda emekçi arkadaşlarımızın yanında görüyoruz” ifadelerini kullandı.



HAK-İŞ Genel Başkanı Arslan, Diyarbakır anneleri ve DEM’li belediyelerin işten çıkardığı işçilerle görüştü

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana Yaralı pelikanın yürek ısıtan dostluğu Adana’da yaralı halde bulunarak tedavi altına alınan pelikanın, kendisini tedavi eden görevliyle kurduğu bağ görenlerin içini ısıttı. Doğa Koruma ve Milli Parklar 7. Bölge Müdürlüğü’ne bağlı Adana Doğa Koruma ve Milli Parklar Müdürlüğü ekiplerince Yumurtalık ilçesindeki bir lagünde avcı kuşların saldırısıyla yaralanan pelikan bulundu. Koruma altında tutularak tedavisine başlanan pelikanın, bir hafta sonra doğaya salınmasının planlandığı belirtildi. Yaralı pelikanı hem tedavi eden hem de onunla gece gündüz ilgilenip yemeğini yediren görevli Kazım Baykurt, hayvanın avcı kuşların saldırısına uğradığını, göğüs kısmında yara bulunduğunu ifade etti. Baykurt, tedavi sürecinde pelikanla aralarında özel bir dostluk oluştuğunu söyleyerek, "Yemeğini vermem nedeniyle aramızda bir bağ oluştu. Balıkla besliyoruz, akşamları da ilaçlarını veriyorum. Bana karşı hiç saldırgan değil. Hatta sakin ve uyumlu davranıyor" dedi. Pelikanın, kendisine alıştığını belirten Baykurt, hayvanın zaman zaman başkalarına karşı temkinli davrandığını ancak kendine karşı güven duyduğunu, gün geçtikçe aralarındaki bağın daha da güçlendiği dile getirdi. Baykurt, "Bir hafta sonra doğal yaşam alanına bırakacağız. Gitmesine üzülüyorum çünkü aramızda güzel bir dostluk oluştu. Ama ne kadar alışsak da onların yeri doğa. İyileştikten sonra özgürce yaşaması için ait olduğu yere bırakacağız" diye konuştu.
Van Van’da soba başında 83 yıllık çay geleneği Van’ın İpekyolu ilçesindeki Kahvaltıcılar Sokağı’nda yer alan ve yaklaşık 83 yıllık geçmişiyle kentin hafızasında önemli bir yere sahip olan tarihi çay evi, ziyaretçilerine nostaljik bir yolculuk sunuyor. Van’da 1942 yılından bu yana hizmet veren çay evi, özellikle kış aylarında odun sobası etrafında oluşan sıcak atmosferiyle dikkat çekiyor. Sobanın üzerinde demlenen çay ve tarçının kokusu mekânı sararken, geçmişten bugüne taşınan masa, sandalye ve demlikler ise eski günleri hatırlatıyor. Sigara içilmesine izin verilmeyen ve siyasetin konuşulmadığı çay evi, huzurlu ortamıyla her kesimden ziyaretçiyi ağırlıyor. 12 bardak çayı tek seferde servis ediyor Çay evinin dikkat çeken bir diğer özelliği ise çay servisi. Tepside çay sunmayı tercih etmeyen çay evi sahibi Dolayı Usta, yaklaşık 12 bardağı aynı anda eline alarak masalara servis yapıyor. Yılların verdiği alışkanlıkla yapılan bu sunum, mekânın kendine has kültürünü ve ustalığını gözler önüne seriyor. "Bu değerin yok olmasına gönlümüz razı değil" İHA muhbirine konuşan 56 yaşındaki çay evi sahibi Dolayı Öztürk, mekânın Van kültürünü yaşatmak amacıyla korunduğunu belirtti. Kentin en eski çay evi olduğunu ifade eden Öztürk, "Tam 83 yıllık bir geçmişe sahiptir. Biz burada eskiyi canlandırmaya, yaşatmaya çalışıyoruz. Van’ın kültürünü yaşatmak istiyoruz. Büyüklerimizin geçmişte yaşadıklarını, örfünü ve adetlerini kaybetmek istemiyoruz; bu değerin yok olmasına gönlümüz razı değil. Bakıyorsunuz; sobamız eski, sandalyelerimiz eski, demliklerimiz eskidir. Hepsini geçmişe dayanarak kullanıyoruz. Çünkü diyoruz ki, büyüklerimizin örfü, adeti kaybolmasın. Bunları yaşatmaya çalışıyoruz" dedi. "Burada bir bilgi bankası oluşuyor" Bu tür kahvehanelerin dostluklarının çok farklı olduğunu dile getiren Öztürk, "Buraya gelen insanların bilgi ve birikimi çok kıymetlidir. Biz onlara adeta birer ‘kitap’ diyoruz. Çünkü aralarında büyük esnaflar, önemli bürokratlar ve iş insanları var. Hepsi bir araya geldiğinde adeta bir bilgi bankası oluşuyor. Gençler buraya geliyor ve bu insanlardan çok şey alıyor" diye konuştu. Her kesimden vatandaşı çay evinde ağırladıklarını söyleyen Öztürk, sözlerini şöyle sürdürdü: "Sigara yasaklandığı gün biz de kahvemizde yasakladık. Bu çok güzel bir uygulama oldu. Ayrıca burası siyasetin olmadığı bir ortamdır. Herkese açık bir yerdir. Her kesimden insan gelir ve herkes buradan memnun ayrılır. İnsanlar geliyor, eskiyi yad ediyor; sandalyeye, masaya, çaya bakıyor. Zaten bir tezgâh yaklaşık 84 yıl ayakta durmuşsa, bilin ki onun verdiği bir tat, bir emek vardır. Çünkü bu memleketin değerlerine sahip çıkılması gerekiyor. Eğer biz bunları yaşatmaz, sahip çıkmaz ve korumazsak, ileride hepsi yok olur." "Emekli olduktan sonra neredeyse her gün buradayım" 13 yıl önce emekli olduktan sonra hemen her gün bu çay evine geldiğini ifade eden Ferzende Olgun ise "Buraya genellikle esnaflar ve emekli olan insanlar gelir. İnsanlar burada dinlenir, sohbet eder. Biz de sürekli buradayız; gelip burada dinleniyoruz. Ben kendi adıma söyleyeyim; emekli olduktan sonra neredeyse her gün buradayım. 2013 yılında emekli oldum ve o günden bu yana hep buraya geliyorum" dedi. "Çok güzel ve nostaljik bir mekândır" 1980’li yıllardan beri aynı çay evine geldiğini söyleyen Burhan Çap da, "Burası bana hep eskiyi hatırlatıyor. Buraya geldiğimde interneti, teknolojiyi, her şeyi unutuyorum. Eski zamanlar, eski hatıralar, arkadaşlar geliyor aklıma. Öğrencilik yıllarımızda da buraya gelir, hep çay içerdik. Çayı gerçekten çok güzeldir. Burası güzel bir yer, çok güzel ve nostaljik bir mekândır" şeklinde konuştu.