POLİTİKA - 12 Temmuz 2025 Cumartesi 12:06

Kanaat önderleri ve işadamları terör örgütü PKK’nın silah bırakmasını değerlendirdi

A
A
A
Kanaat önderleri ve işadamları terör örgütü PKK’nın silah bırakmasını değerlendirdi

Terör örgütü lideri Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’taki çağrısının ardından kendini feshetme kararı alan terör örgütü PKK’nın, Irak’ın Süleymaniye kentinde düzenlenen törenle silah bırakmasını değerlendiren Diyarbakır’ın kanaat önderleri ve işadamları, bu durumun bölgeye ciddi katkı sağlayacağını söyledi.


Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Vahap Coşkun, terör örgütü PKK’nın silah bırakmayı başlatmasının son derece önemli ve tarihsel bir noktaya işaret ettiğini dile getirdi. Coşkun, "Bu çatışmayı bitirecek ilk adım atılması son derece önemli ve değerli. Ancak bunu bir ilk adım olarak görmek gerekiyor bundan sonra bu sürecin tamamına ermesi, silahların tam anlamıyla bırakılması için hukuki ve siyasi olarak da yapılması gerekenler var. Sürecin tasarımına baktığımızda öncelikle dağdan inişlerin ve silahın tam olarak bırakılması öngörülüyor onun akabinde hukuki ve siyasi birtakım adımlar atılacak, bu bağlamda Türkiye Büyük Millet Meclisi‘nde kurulacak olan komisyonun kritik bir işlevi var çünkü gerek silah bırakmanın tamamlanması, gerek eve dönüşlerin gerçekleşmesi ve gerekse toplumsal entegrasyonu sağlanması için hukuki alanda önemli bir hazırlık gerekiyor. Komisyon muhtemelen bu hazırlıkları yapmak için çalışmalarını sürdürecek ve meclisinin yeni yaşama döneminde buna yönelik çalışmalar hızlandıracak. En önemli adım buydu kritik ve tarihsel bir eşikten geçti Türkiye. Bu seremoni de gösterdiği gibi Türkiye artık geri dönüşsüz bir yola girdi. Çatışmanın olmadığı, silahların konuşmadığı kendi problemlerini demokratik taleplerini siyaset mekanizmasının içerisinde dile getirdiği yeni bir döneme geçirdi, bu Türkiye’deki bütün herkes için son derece faydalı doğru bir dönem olacak" şeklinde konuştu.


Toplumsal Mutabakat Derneği (TMD) Genel Başkanı Mahmut Şimşek, bu tarihi günde ikinci bir dönem yaşandığını 100 yıl sonra Kurtuluş Savaşı’nda birlikte olan halkın yeniden kenetlenmesi için tarihi bir adım atıldığını söyledi. Şimşek, "Bu adamın terör örgütü dediğimiz hareketin kendini fes etmesi, akabinde silah bırakması ve akabinde olabilecekleri çok iyi değerlendirmek lazım yani ’Terörsüz Türkiye’de barışık bir Türkiye’nin nasıl olabileceğini adımlarını atmak lazım bugünden sonra. Önümüzdeki süreci söyleyebilmek için anlatabilmek için biraz sabretmek lazım yani bugün silah bırakıldı her şey bitti olmaz, evli evine köylü köyüne gidemez, peki ne yapılacak. Devlet devletliğini bilecek. Halk olup bitenlerin olup bitenleri anlayabildiği kadar yeni güzellikleri görecek ve onu sahiplenecek yani halkın nabzı sokakta anlaşılmalı, halka bu tarihi günün önemi anlatılmalı. 40 yıldır anneler, babalar, sevgililer ağlıyordu mezar taşlarında. Her perşembe akşamı mezarlığa giden annelerin sayısı hiç olması azalsın. Toplumsal mutabakatı, barışı sağlamak için herkese bir şeyler düşüyor her vatandaş, her siyasetçi, her önder kendine düşen sorumluluğu ve tarihi olayı değerlendirmesi lazım" ifadelerini kullandı.


Güneydoğu Sanayici ve İş İnsanları Derneği (GÜNSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Şahismail Bedirhanoğlu, dün tarihi bir ana tanıklık ettiklerini ve bir dönemin kapandığını aktardı. Bedirhanoğlu, "Özellikle silahın ve şiddetin devreden çıkıyor olması bölgeyi heyecanlandırmıştır. Bölgeyi derinden sarsan hele hele ekonomisini de ciddi bir şekilde tahrip eden bu silahın ve şiddetin devreden çıkıyor olması hepimizi ciddi bir şekilde heyecanlandırmış ve umutlandırmıştır. Bu bakımdan ben önümüzdeki dönemin artık demokratik siyaset döneminin olacağını ve bu konuda hem bölgenin hem de Türkiye’nin ekonomik olarak, refah olarak, demokratikleşme olarak ve siyasal reformlar bakımından büyük ivme kazanacağını düşünüyorum. Bu bakımdan bu gelişmelerin öncelikle bölgemize ve ülkemize hayırlara vesile olmasını diliyorum" dedi.



Kanaat önderleri ve işadamları terör örgütü PKK’nın silah bırakmasını değerlendirdi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla Muğla Büyükşehir’den 13 ilçede çevre temizliği seferberliği Muğla Büyükşehir Belediyesi, çevre bilincini artırmak ve daha temiz bir kent oluşturmak amacıyla 13 ilçede eş zamanlı olarak yürütülecek çevre temizliği seferberliğinin ilk etabını geçtiğimiz haftalarda Ula Göleti’nde başlatmıştı. Seferberliğin ikinci durağı ise Yatağan oldu. Muğla Büyükşehir Belediyesi ve Yatağan Belediyesi koordinasyonunda gerçekleştirilen çevre temizliğine; Yatağan Belediye Başkanı Mesut Günay, Muğla Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanı Hicran Karabıyık ile çok sayıda vatandaş katıldı. Temizlik çalışmalarında süpürge araçları, su tankerleri, çöp taksi araçları ve temizlik personelleri görev aldı. Muğla Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanı Hicran Karabıyık, "Ula’da başlattığımız temizlik seferberliğini bugün Yatağan’da, Yatağan Belediyemizle birlikte sürdürüyoruz. Amacımız Muğla’nın tüm ilçelerinde çevre temizliğini toplumsal bir harekete dönüştürmek ve çevre farkındalığını artırmak. Bugün burada bizimle birlikte olan emekçi arkadaşlarımıza ve çevre duyarlılığı gösteren vatandaşlarımıza teşekkür ediyorum. Bu imkânı sağlayan Muğla Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Ahmet Aras’a ve Yatağan Belediye Başkanımız Sayın Mesut Günay’a teşekkür ederiz" dedi. Başkan Aras "Temiz bir çevre, ortak sorumluluğumuzdur" Kıyı Ege Belediyeler Birliği ve Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, "Muğla’mızın doğasını, sokaklarını ve yaşam alanlarını korumak hepimizin ortak sorumluluğudur. 13 ilçemizi kapsayan çevre temizliği seferberliğimizle yalnızca temizlik çalışması yapmıyor, aynı zamanda çevre bilincini artırmayı hedefliyoruz. Ula’da başlattığımız bu çalışmayı Yatağan’da sürdürerek tüm ilçelerimize yayacağız. Büyükşehir ve ilçe belediyelerimizin iş birliğiyle, vatandaşlarımızın da desteğiyle daha temiz, daha yaşanabilir bir Muğla için çalışmaya devam edeceğiz" dedi.
Karabük KBÜ’de TÜBİTAK 2209 başvuruları 4 yılda 66’dan 755’e çıktı Karabük Üniversitesi’nde (KBÜ) Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) 2209-A ve 2209-B programlarına yapılan başvurular, son dört yılda 11 kat artarak 755’e ulaştı. Karabük Üniversitesi, proje ve araştırma temelli akademik yaklaşım doğrultusunda TÜBİTAK 2209-A ve 2209-B Üniversite Öğrencileri Araştırma Projeleri Destek Programlarına yönelik başvurularda önemli bir artış kaydetti. Verilere göre KBÜ’den 2022 yılında 66 proje başvurusu yapılırken, bu sayı 2023’te 348’e, 2024’te 505’e yükseldi. 2025 yılında ise başvuru sayısı 755’e ulaşarak bugüne kadarki en yüksek seviyeye çıktı. Destek almaya hak kazanan proje sayısı da yıllar itibarıyla artış gösterdi. 2022’de 35 proje desteklenirken, 2023’te kabul edilen proje sayısı 158 oldu. 2024 yılında ise 200 proje TÜBİTAK desteği almaya hak kazandı. 2025 yılına ilişkin değerlendirme süreci devam ediyor. KBÜ Rektörü Prof. Dr. Fatih Kırışık, başvurulardaki artışına dikkat çekerek, "Karabük Üniversitesi’nde araştırma ve proje üretimini stratejik bir öncelik olarak ele alıyoruz. Oluşturduğumuz proje geliştirme ekosistemi, akademik rehberlik faaliyetleri ve kurumsal destek mekanizmaları sayesinde öğrencilerimizin TÜBİTAK programlarına ilgisi her yıl artıyor" ifadelerini kullandı. Kırışık, lisans düzeyinde araştırma odaklı düşünme kültürünün üniversitenin bilimsel üretim kapasitesini güçlendirdiğini belirterek, "Proje temelli akademik yaklaşımımızı önümüzdeki dönemde de kararlılıkla sürdüreceğiz" dedi.
Kastamonu Emekli polis, ahşap hat sanatıyla evini adeta müzeye çevirdi Bomba imha uzmanı olarak görev yaptığı polislik mesleğinden emekli olduktan sonra ahşap hat sanatıyla uğraşmaya başlayan Şaban Meşeoğlu, yaptığı eserleriyle adeta evini müzeye dönüştürdü. Meşeoğlu en büyük hayalinin Kayı sancağını işlediği ahşap tabloyu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hediye etmek olduğunu söyledi. Kastamonu’nun İhsangazi ilçesine bağlı Embiya köyünde yaşayan 73 yaşındaki emekli polis Şaban Meşeoğlu, 1993 yılında emekli olduktan sonra gittiği Hz. Pir Şeyh Şaban-ı Veli Türbesi’nde Arapça "Allah" yazılı levhadan etkilenerek ahşap oyma sanatına yöneldi. Uzun yıllar bomba imha uzmanı olarak görev yapan Meşeoğlu, emekliliğini adeta ahşap oyma sanatına adadı. Hat sanatını ahşaba işleyen ve ahşap oyarak çeşitli kabartmalar yapan Meşeoğlu, yıllar içinde yaptığı eserleriyle evini adeta bir müzeye dönüştürdü. Yaşlılığı sebebiyle sanatına devam edemeyen Meşeoğlu, en büyük hayalinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a, Kayı sancağını işlediği ahşap tabloyu hediye etmek oluğunu söyledi. Türkiye’yi yağtığı SİHA’larla gururlandırdığı için BAYKAR Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Bayraktar’a, kargo ile çift başlı kartal figürü işlemeli tablo gönderdiğini kaydeden Meşeoğlu, tablonun Selçuk Bayraktar’a ulaşıp ulaşmadığını çok merak ettiğini ifade etti. "Evimi müze haline getirdim" Hz. Pir Şeyh Şaban-ı Veli’nin türbesindeki hatların kendisine ilham olduğunu söyleyen Meşeoğlu, "Türbede baktım camekan içerisinde üçgen şeklinde bir yazı var, kufi şeklinde yazıyor. Öğrendim ki kenarlarda Muhammed, ortada Allah yazıyor. Ben, Sezai Karakoç’un şiirleriyle büyüdüm, şiirlerinde, ‘kuşların yuvasına hak yol İslam yazacağız’ der. ’Bu üçgen bizim kültürümüzde yok, sen nereden buldun’ diyenler oldu. Ben, bu yazıyı 5 sene cebimde gezdirdim. En son sanayiye gittim, 7 levha yaptım. Öbür sene 20 levha yaptım. Benim ahşap oymada az çok bir becerim var. Hatta çocukluğumda ortaokula giderken ben bir mezarlık imalathanesinde çalıştım. O arada hilal içerisinde bozkurt resmi yaptım. Evimde 2 odanın duvarlarını oymalarla süsledim. Evimi müze haline getirdim" dedi. İsrail menşeli ürünleri yasakladığı için Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro’ya da ulaşmak istediğini söyleyen Meşeoğlu, "Maduro, bizim İslam ülkelerinin yapamadığını yaptı. Hristiyan bir ülke. Amerika’dan ülkesine gelecek İsrail ürünlerini yasakladı. Filistin’e destek verdi. İslam ülkeleri bunu yapamadı. Ben ona Kastamonu’daki Şeyh Şaban-ı Veli’nin sancağını göndermek istiyorum ama benim kolum kısa. Maduro’ya ulaşmak için bana yardımcı olunursa çok sevinirim" diye konuştu. "İnsanın ruhunu rahatlatıyor" Yaptığı eserlerin büyük bir emek istediğini kaydeden Meşeoğlu, "Bu oymanın zamanı falan olmaz. Bunu gece çalışıyorsun, gündüz çalışıyorsun. Kereste sesini duymak, dinlemek, çizimlerini yapmak çok farklı bir olay. Bu olay öyle göründüğü gibi basit bir olay değil. Aşağı yukarı 15 senedir falan ben bu işlerle uğraşıyorum. Bir eseri meydana getirmek çok büyük bir olaydır. İnsanın ruhunu rahatlatır, bunlara bakmak benim için çok büyük bir olay. Güzeli seviyorum, güzel olan her şeyi seviyorum" şeklinde konuştu. "Kendisi bizlere ahşap oymasını öğretti" İhsangazi ilçesine bağlı Embiya köyünde 2018 yılında imam hatip olarak atanan Yunus Bademli ise Meşeoğlu’nun kendisine ahşap oymayı öğrettiğini belirterek, "O bizim ustamız, bir gün bana kendi atölyesini tanıtmak, yapmış olduğu eserleri göstermek istedi. Şaban amcayla bu şekilde tanışıklığımız başladı. O gün bugün bizim kendisi de acizane bizlere burada bu işi gösterdi, öğretti. Öğrendikten sonra bizim de eserlerimiz oldu. Şaban amcamla da onları Allah razı olsun, kendisinden çok ilham aldık" ifadeleri kullandı. (Vİ-MK-
Ankara Palandöken: "2026 yılına herkes borçsuz girmek istiyor" Son yapılandırma ile devletin yaklaşık 156 milyar TL tahsil ettiğini hatırlatan TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, "Artık 2026 yılına sayılı günler kaldı. Bildiğiniz üzere vatandaşımız, esnafımız, öğrencimiz; herkes borçlu, borçsuz, harçsız 2026 yılına girebilme ümidi taşıyor. Daha önce biliyorsunuz, 2023 yılında böyle bir uygulama yapıldı. Bu yapılandırma kapsamında insanlar borçlarının belirli bir bölümünü, hatta gerçekten çok büyük bir bölümünü yapılandırdı. Yaklaşık 156 lira civarında borç yapılandırıldı" dedi. "Kapsamlı yeniden yapılandırma esnaf için nefes olacak" Esnaf ve sanatkarların yeniden yapılandırma ile 2026’ya borçsuz girmek istediğinin altını çizen Türkiye Esnaf ve Sanatkaları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, "Biz af falan istemiyoruz. Biz diyoruz ki borcumuzu ödeyelim. Ancak mevcut imkânlar, iş yeri kiraları ve borç yükü buna engel oluyor. Bu da bununla sınırlı kalmamalı. Her türlü kredi kurumu borçlarından, köprü geçiş ücretlerine, idari para cezalarına kadar; ana parayı yatıran ya da taksitlendirme talep eden vatandaşımız bu yapılandırmadan yararlanabilmeli. Hem esnaf rahat etsin, hem hükümetimiz geçen seferkinin belki iki katını, iki buçuk katını tahsil edebilsin. Atıl kalan bu paralar da ekonomiye yeniden girmiş olacak. Bu yapılandırma olmazsa olmazdır. 2026 yılına herkes borçsuz girmek istiyor. Yeni bir beyaz sayfa açmak istiyor. Ticaretimizi idame ettirelim istiyoruz. Bankaya gidiyoruz, kredi alamıyoruz. Bir işimiz oluyor, çözmeye gidiyoruz, tapuda çözemiyoruz. İdari para cezalarından tutun, öğrenciyken alınmış kredilerin yapılandırılmasına kadar her şeyin yeniden düzenlenmesini vatandaş da istiyor, esnaf da istiyor. Bu bir haksızlık değil. Bu bir af değil. Sadece borçların ödenebilir hâle gelmesidir" diye konuştu. "Uzun vadeli yapılandırma artık ertelenemez bir ihtiyaçtır" Uzun vadeli yapılandırmanın artık ertelenemez bir ihtiyaç olduğunu vurgulayan Palandöken, "Düşünün, insanlar borcunu ödemek istiyor ama imkânsızlıktan ödeyemiyor. Gayrimenkullerinde haciz var, e-haciz var. Sosyal güvenlik prim borcunu yatıramıyor. Ama böyle bir yapılandırma yapılırsa, en azından devletimiz bu paraların önemli bir bölümünü tahsil edecek. Vatandaş da önümüzdeki dönemde ekonomik düzelmeyle, enflasyonun düşmesiyle birlikte bu yüklerden kurtulmuş olacak. Bu bizim olmazsa olmazımızdır. Biz ısrarla söylüyoruz: Bu bir af değil. Bu bir yapılandırmadır ve yapılandırmanın ruhuna uygundur. Hiç kimsenin mağdur olmayacağı bir sistemdir" şeklinde konuştu.