ASAYİŞ - 15 Eylül 2024 Pazar 01:10

Narin'in cinayetinde ’bir kısım şahısların hedef saptırma maksatlı suni ihbarları’ kayıtlara geçti

A
A
A

Diyarbakır’da 21 Ağustos’ta kaybolan, 8 Eylül’de cansız bedeni bulunan 8 yaşındaki Narin Güran’ı arama kurtarma çalışmalarının, “Bir kısım şahısların hedef saptırma maksatlı suni ihbarlarıyla ve dikkat dağıtıcı eylemleriyle akamete uğratılmaya çalışıldığı, bunun bir kısmı Güran ailesinin bazı fertleri tarafından yapıldığı” sulh ceza hakimliğinin tutuklama gerekçesinde yer aldı.

Merkez Bağlar ilçesinin Tavşantepe Mahallesi’nde 21 Ağustos’ta kaybolan ve 8 Eylül’de Eğertutmaz Deresi’nde cansız bedeni bulunan Narin Güran’ın öldürülmesine ilişkin Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma sürüyor. Soruşturma kapsamında tutuklama talebiyle nöbetçi sulh ceza hakimliğine sevk edilen ve adli kontrol şartıyla serbest bırakıldıktan sonra savcılığın talebi üzerine yeniden gözaltına alınan R.A. (15), çıkarıldığı nöbetçi sulh ceza hakimliğince tutuklandı.

Narin Güran’ın tutuklu amcası Salim Güran’ın işçisi R.A, savcılıktaki ifadesinde, olay günü sabah 05.00-06.00 gibi uyandığını, o gün sondajın başında uyuduğunu, aşağı tarlanın ardından yukarı tarlanın da suyunu değiştirdiklerini, Salim Güran’ın yukarı tarlaya geldiğini ifade etti. Sondajın başında kahvaltı yaptıklarını, Salim Güran’ın 1 buçuk-2 saat yanlarında kaldığını, Güran’ın saat kaçta yanlarından ayrıldığını hatırlamadığını öne süren R.A, şunları söyledi:

"Babam 13.00 sıralarında diğer tarlalarda çalışan işçileri almaya gitti. Sonra saat 14.00-15.00 sıralarında muhtar (Salim Güran) tekrar yanıma geldi ve babamın nerede olduğunu sordu. Ben de ’İşçileri almaya gitti’ dedim. Yanımda babamı arayıp ’Neredesin?’ diye sordu. Saat kaçta aradığını hatırlamıyorum. Babam da, ’İşçileri dağıtıyordum’ dedi. Bu görüşmeden sonra muhtar yanımda oturdu. Birkaç dakika sonra muhtar tekrardan babamı aradı ve yine ’Neredesin?’ diye sordu. Babam da ’Köyde yemek yiyorum’ dedi. Bu sırada muhtarla çay içiyorduk. 16.00-16.30 sıralarında babam da geldi, bizimle çay içmeye başladı. Babam aşağı tarlaya 16.00-16.30 sıralarında gitti. Ben muhtar ile yukarı tarlada kaldım. Ben bulaşıkları yıkıyordum. 5-10 dakika muhtar burada oturduktan sonra bana ’Ben eve gidip üstümü değiştirip geleceğim.’ dedi.

Muhtar yanımdan ayrılmasından sonra ben de suyu değiştirmeye gittim. Muhtar saatini hatırlamadığım zaman diliminde yanımdan ayrılmıştı. 5-10 dakika içinde ben suyu değiştirene kadar muhtar tekrardan sondajın başına gelmişti. Bir süre sonra babam da aşağı tarla suyunu değiştirip geldi. Akşam yemeğini hazırlayıp yedik. Muhtar hiç yanımızdan gitmedi, hep beraber oturduk. Sadece 5-10 dakikalığına muhtar üzerini değiştirip gelmişti. Muhtar akşam yemeğinden sonra bizimle otururken telefonu çaldı. Telefon görüşmesinde muhtara Narin Güran’ın kaybolduğu bildirildi. Bu şekilde Narin’in kaybolduğunu öğrendik. Salim Güran üstünü değiştirmek dışında saat 14.00’ten sonra yanımdan ayrılmadı. Tarladan da ayrılmadık."

Savcılıkta, tutuklu amca Salim Güran’ın olay günü öğleden sonraya ilişkin "R.A ile kanal bölgesine geldik. Kayınbabama ait çiftliğe gittik, bu çiftlikte pislikler kanala akıtılıyor, bu sebeple fıskiyeler tıkanıyor, M. de oradaydı, çiftlikte bize kazma kürek getirdiler, saati hatırlamıyorum, M. ile birlikte kazdık, hanımı bize çay getirdi, epey burada kaldık, kazma kürek ile hat açtık, çayımızı içtikten sonra R.A. ile tekrardan tarlaya döndük." beyanı hatırlatılarak, "Salim Güran ile sizin ifadeniz arasındaki çelişkiye ilişkin beyanınız nedir?" sorulması üzeri R.A, "Bu çelişkiye ilişkin söyleyecek bir şeyim yoktur" ifadesini kullandı.

Salim Güran ile 21 Ağustos’ta saat 08.33, 15.52, 18.37, 18.51, 18.52, ve 18.54’te yaptığı görüşmelerin içeriğinin sorulması üzerine R.A, hiçbir konuşmayı hatırlamadığını savundu.

Tutuklu amcanın eşinin ifadesinde "Salim ile 14.30’da eve geldiklerini, evde beraber yemek yediklerini, Salim’in bir süre evde dinlendiğini, bir süre sonra evden ayrıldığını" söylediği, Salim Güran’ın da "evden sonra H.G’nin evine gittiğini, sonra sondajın oradaki tarlaya geçtiğini" anlattığı hatırlatılan R.A, "Bu çelişkilere diyecek bir şeyim yoktur" dedi.

R.A’ya savcılıkta, "Cep telefonlarında yapılan imaj çalışmasında Salim ile aralarında yapılan görüşmede Salim’in ’O sondaki köşede bir şeyin düşmüş ha, sana ait bir şey sondaki yamaçta, yamacın köşesi taş’ şeklinde mesajına karşılık sizin ise ’eeee’ diye cevap verdiğiniz, Salim’in de, ’Biri yerde’ şeklinde cevap verdiği, sizin de tekrar, ’tamam henüz bende değil/tamam daha ölmemiş’ diye cevap verdiğiniz bu konuşmaya ilişkin diyecekleriniz nelerdir?" sorusu da yöneltildi. R.A, soruya "Valla ben böyle bir şey hatırlamıyorum" cevabını verdi.

Salim Güran’ın pamuk tarlasındaki kurtlanmayla ilgili M.Ş.G. ile görüştüğünü, tarlaya gittiğini beyan ettiğinin anımsatılması, kendisinin ise tarladan ayrılmadıklarını söylemesiyle ortaya çıkan çelişkinin sorulması üzerine R.A, "Hatırladığım pamuk kurtlanması olayı olay günü gerçekleşmemişti" dedi.

Salim Güran’ın, "R.A’nın kız kardeşlerini tarladan köylerine götürdüğü" yönündeki ifadesine ilişkin soruya karşılık da R.A, "21 Ağustos 2024 tarihinden 1 veya 2 gün önce kız kardeşlerim tarlaya gelmişlerdi. Onları Salim arabası ile köye götürmüştü ancak olay günü kardeşlerim tarlaya gelmemiştir" ifadesini kullandı. R.A, savcılıktaki sorgusunda, soruşturma kapsamında tutuklu olan Nevzat Bahtiyar’ı tanımadığını, o köyde sadece muhtarı tanıdığını söyledi. Nevzat Bahtiyar’ın ifadeleri de sorulan R.A, "Bu hususta diyecek hiçbir şeyim yoktur. Konu ile ilgili bilgim yoktur" cevabını verdi.

"Tüm bu çelişkiler ışığında neden Salim Güran isimli kişiyi korumaya çalıştığına ilişkin soru yöneltilmesi üzerine de R.A, "Ben Salim’i korumuyorum, Salim saat 14.00’ten sonra kıyafet değiştirmek için gitmesi dışında yanımdan ayrılmadı. Beyanım bundan ibarettir. Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum, suçsuzum" savunmasında bulundu. R.A. sevk edildiği nöbetçi sulh ceza hakimliğindeki ifadesinde de savcılıktaki beyanlarını tekrar etti.

Salim Güran’ın olay günü tarlada olduğu saatlerle alakalı beyanlarının dosyadaki hiçbir delille tam olarak örtüşmediği konusunun hatırlatılması üzerine R.A, "Salim Güran belirttiğim saatlerde tarlada benim yanımdaydı, hatırladığım kadarıyla sabah 08.00’den itibaren 1-1 buçuk saat yanımızdaydı, daha sonra yanımızdan ayrıldı, 14.00-14.30 arası geldi, ondan sonra yanımızda Narin’in kaybolduğu haberini alana kadar kaldı, bu sürede bir defa üstünü değiştirmek için yanımızdan ayrıldı" dedi.

"Kimse ifadelerimi ne şekilde vereceğim hususunda bana baskı yapmadı"

Tutuklulardan Birsen Güran’ın 12 Eylül 2024 tarihli beyanlarının hatırlatılması üzerine R.A, "Kimse ifadelerimi ne şekilde vereceğim hususunda bana baskı yapmadı. Beni kimse tehdit etmiyor, Salim Güran’dan korkacağım herhangi bir durum yoktur" şeklinde konuştu.

Hakimliğin, R.A’nın tutuklanma gerekçesinde şunlar yer aldı:

"Suça sürüklenen çocuk R.A’nın üzerine atılı ’Çocuğu Kasten Öldürmek’ suçunu işlediğine dair, 21 Ağustos 2024 günü kaybolan maktul Narin Güran’ı bulmak için gerçekleştirilen arama kurtarma çalışmalarının bir kısım şahısların hedef saptırma maksatlı suni ihbarlarıyla ve dikkat dağıtıcı eylemleriyle akamete uğratılmaya çalışıldığı, buna göre dosyadaki JASAT tutanağına göre, ’Suriyelilerin kaldığı çadıra yakın bir konumda terlik bulunduğu’ iddia edilerek jandarma personelinin bu kısma yönlendirilmeye çalışıldığı, köyde yangın çıkarıldığı, arama kurtarma çalışmaları esnasında olağan dışı elektrik kesintilerinin yaşandığı, iki şahsın bir kız çocuğunu köyün üst tarafına götürdüğü şeklindeki ihbarda bulunulduğu, yanlış ifadelerle güvenlik birimlerinin yanlış yönlendirildiği, bu gibi eylemlerle jandarma personelinin Eğertutmaz Deresi’nden uzaklaştırılmaya çalışıldığı, bu eylemlerin bir kısmının Güran ailesinin bazı üyeleri tarafından yapıldığı, Diyarbakır 4. Sulh Ceza Hakimliği’nin 13 Eylül 2024 tarihli kararıyla bir kısım şüphelilerin tutuklanmasına karar verildiği, R.A’nın şüpheli Salim Güran’ın tarlada olduğu saatlerle alakalı beyanlarının dosyadaki HTS kayıtlarıyla, diğer şüpheli beyanlarıyla ve dahi şüpheli Salim Güran’ın kendi beyanlarıyla çeliştiği, soruşturmanın henüz tamamlanmadığı, taraflar üzerinde baskı kurulma ihtimalinin eldeki dosya bakımından somut olarak varlığı ve dosyadaki diğer tüm belgeler birlikte değerlendirildiğinde, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 5. maddesinde öngörülen geçerli şüphe sebeplerinin, 1982 Anayasası’nın 19. maddesinde belirtilen kuvvetli belirtinin ve CMK’nın 100/1 maddesinde öngörülen kuvvetli suç şüphesini gösterir somut delillerin mevcut olduğu, müsnet suç için kanunda öngörülen cezanın alt ve üst sınırı, müsnet suçun CMK 100/3 maddesinde belirtilen katalog suçlardan oluşu, delilerin tamamen toplanmamış olması, verilmesi beklenen cezaya göre R.A’nın kaçma ihtimalinin kuvvetle muhtemel olduğuna dair kanaat ve tutuklama tedbirinin ölçülü olması, bu safhada adli kontrol uygulamasının yetersiz kalacağı anlaşıldığından R.A’nın CMK 100 ve devamı maddeleri gereğince tutuklanmasına karar verildi."

Rıdvan Kılıç

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ağrı Sevdiğini 60 yıldır bekleyen "Memiş Dayı" Vali Koç’u duygulandırdı Ağrı Valisi Mustafa Koç, Taşlıçay ilçesinde "Memiş Dayı" olarak tanınan 78 yaşındaki Orhan Turan’ı yaşadığı dağ başındaki konteynerde ziyaret etti. Genç yaşlarda başlık parası nedeniyle evlenemediği kadını halen bekleyen ve yarım asrı aşkın süredir yalnız yaşayan Turan, ziyaret sırasında kendi yazdığı şiirini Vali Koç’a okuyarak duygu dolu anlar yaşattı. Taşlıçay ilçesinin sevilen simalarından biri olan Orhan Turan, 60 yıl önce çeşme başında gördüğü bir kadına aşık olduğunu ancak ailesinin talep ettiği başlık parasını karşılayamadığı için evlenemediğini anlattı. Maddi imkansızlıklar nedeniyle sevdiği kadına kavuşamayan Turan, yıllar sonra askere gidip döndüğünde, kadının ailesiyle birlikte başka bir ile göç ettiğini öğrendi. Umudunu yitirmeyen ve Türkiye’nin dört bir yanında sevdiğini arayan Turan, sonuç alamayınca Taşlıçay’a geri dönerek dağ başında inşa ettiği küçük bir barakada yaşamaya başladı. Yıllardır yalnız yaşayan Turan, zaman zaman araç yıkayarak geçimini sağlıyor ve ziyaretçilerine yanık sesiyle türküler söylüyor. İsmini haleh kimseyle paylaşmadığı sevdiği kadının bir gün çıkıp geleceğine inandığını söyleyen Turan, duvarlarını kendi yazdığı şiir ve sözlerle süslediği konteynerinde vefanın, sabrın ve saf sevdanın sembolü haline geldi. "Bir ömür boyu sadakat, sabır ve sevda" Ağrı Valisi Mustafa Koç, Orhan Turan’ı kaldığı yerde ziyaret ederek uzun uzun sohbet etti. Turan’ın yıllara yayılan sevdasını ve hayat hikayesini dinleyen Vali Koç, kendisine okunan şiir karşısında duygusal anlar yaşadı. Ziyaretin ardından değerlendirmede bulunan Vali Koç, "Taşlıçay ilçemizde Memiş Dayı’nın gönül hikayesine tanıklık ettik. 78 yaşındaki Memiş Dayı, ömrünün tam 60 yılını sevdiğini bekleyerek geçirmiş. Dile kolay, bir ömür boyu sadakat, sabır ve sevdayla yoğrulmuş bir hayat. Kendi kaleme aldığı şiirler, duygularının ne kadar derin, sevgisinin ne kadar gerçek olduğunu bizlere bir kez daha gösterdi. Sevdasına sadık kalmış bir yürekten dökülen dizeler hepimizi derinden etkiledi. Sevmek, ancak bu kadar içten, bu kadar güzel anlatılabilirdi" ifadelerini kullandı. "Ben beklemeye devam edeceğim" Ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getiren Orhan Turan ise, "Sayın Valimizin ziyareti beni çok mutlu etti. 60 yıldır bekliyorum. İlk günkü gibi beklemeye de devam edeceğim. Ben, sevdiğimin bir gün geri döneceğine yürekten inanıyorum" dedi. Vali Koç, Memiş Dayı’nın duygularla yoğrulmuş hayat hikâyesini dinledikten sonra kendisine sağlık ve huzur dileyerek ziyareti sonlandırdı.
Manisa Tekvando kulüplerarası minikler turnuvası başladı Yunusemre Belediyesi tarafından geçtiğimiz ay hayatını kaybeden Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek anısına düzenlenen Kulüplerarası Minikler Tekvando Turnuvası başladı. Yuntdağı Ortaköy’de düzenlenen turnuvaya 14 ilden yaklaşık 500 sporcu katıldı. 9-11 yaş grubundaki sporcuların katıldığı organizasyon, Gençlik ve Spor Bakanlığı, Manisa Büyükşehir Belediyesi, Türkiye Tekvando Federasyonu ve Yunusemre Belediyespor iş birliğiyle gerçekleştiriliyor. 20 Temmuz Pazar gününe kadar sürecek turnuvanın açılışına Yunusemre Belediye Başkanı Semih Balaban, Türkiye Tekvando Federasyonu Üyesi Ünal Karadağ, Türkiye Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanı Yılmaz Karaca, CHP Yunusemre İlçe Başkanı Mehmet Arslan, Yunusemre Belediyespor Başkanı Bülent Kanik, Şehzadeler Belediye Başkan Yardımcısı Gökay Budak, siyasi parti ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri ile çok sayıda vatandaş katıldı. Açılış konuşmasında Türkiye Tekvando Federasyonu Üyesi Ünal Karadağ, "Türk sporunu ileri taşımak için hep birlikte çalışıyoruz. Gençlerimize destek olan herkese teşekkür ediyorum" dedi. Yunusemre Belediye Başkanı Semih Balaban ise konuşmasında, sporun sadece futboldan ibaret olmadığını vurgulayarak, "Ferdi Zeyrek başkanımızı anmak için düzenlenen bu turnuvada önemli olan kardeşliği, sosyal çevreyi geliştirmek ve onurlu şekilde spor yapmak. Katılan herkese teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı. Konuşmaların ardından sporcular kortej yürüyüşü yaptı. İlk gün yapılan müsabakalarda dereceye giren sporculara protokol üyeleri tarafından ödülleri verildi. Turnuva, 20 Temmuz Pazar gününe kadar devam edecek.
Bartın Bartın’da uyuşturucu opersyonu: 10 gözaltı Bartın ve İstanbul’da gerçekleştirilen uyuşturucu operasyonunda 10 kişi gözaltına alındı. Rekor düzeyde ekstasy hap ele geçirilen operasyonda gözaltına alınanlardan 8’i çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Bartın Cumhuriyet Başsavcılığı Örgütlü Suçlar, Kaçakçılık, Narkotik ve Ekonomik Suçlar Soruşturma Bürosu koordinesinde Bartın Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından yürütülen çalıbaşlatılan projeli çalışma kapsamında yapılan toplam 53,69 gram Metamfetamin maddesi 12,91 gram Sentetik Kannabinoid (Bonzai) maddesi ele geçirildi. Çalışmalar derinleştiren ekipler, Bartın ve İstanbul’da bulunan 10 adrese eş zamanlı operasyon düzenledi. Bartın İl merkezinde 2, Bartın Kozcağız Beldesinde 6 ve İstanbul Esenlet ilçesinde 1 kişi olmak üzere toplam 10 kişi gözaltına alındı. Rekor seviyede eksatsy ele geçirildi Yapılan ikamet aramalarında ise 4 bin 659 adet ekstasy hap, 4 adet hassas terazi, 3,38 gram sentetik kannabinoid (bonzai), 7 adet 9x19 mm, 9 adeti 7x65 mm olan toplam 16 adet fişek ele geçirildi. Ele geçirilen 4 bin 659 adet ekstasy uyuşturucu hap ise, Bartın tarihinde bir operasyonda ele geçirilmiş en fazla miktardaki ekstasy hap oldu. Gözaltına alınan 10 kişi, Emniyet Müdürlüğü’nündeki işlemleri tamamlanarak önce hastaneye ardından ise Bartın Adliyesi’ne sevk edildi. 8 kişi tutuklandı Savcılığa çıkartılan 10 kişi tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edildi. Şahıslardan 8’i çıkarıldığı mahkemece tutuklanırken 2’si adli kontrol kararı ile serbest bırakıldı.