ASAYİŞ - 15 Eylül 2024 Pazar 01:10

Narin'in cinayetinde ’bir kısım şahısların hedef saptırma maksatlı suni ihbarları’ kayıtlara geçti

A
A
A

Diyarbakır’da 21 Ağustos’ta kaybolan, 8 Eylül’de cansız bedeni bulunan 8 yaşındaki Narin Güran’ı arama kurtarma çalışmalarının, “Bir kısım şahısların hedef saptırma maksatlı suni ihbarlarıyla ve dikkat dağıtıcı eylemleriyle akamete uğratılmaya çalışıldığı, bunun bir kısmı Güran ailesinin bazı fertleri tarafından yapıldığı” sulh ceza hakimliğinin tutuklama gerekçesinde yer aldı.

Merkez Bağlar ilçesinin Tavşantepe Mahallesi’nde 21 Ağustos’ta kaybolan ve 8 Eylül’de Eğertutmaz Deresi’nde cansız bedeni bulunan Narin Güran’ın öldürülmesine ilişkin Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma sürüyor. Soruşturma kapsamında tutuklama talebiyle nöbetçi sulh ceza hakimliğine sevk edilen ve adli kontrol şartıyla serbest bırakıldıktan sonra savcılığın talebi üzerine yeniden gözaltına alınan R.A. (15), çıkarıldığı nöbetçi sulh ceza hakimliğince tutuklandı.

Narin Güran’ın tutuklu amcası Salim Güran’ın işçisi R.A, savcılıktaki ifadesinde, olay günü sabah 05.00-06.00 gibi uyandığını, o gün sondajın başında uyuduğunu, aşağı tarlanın ardından yukarı tarlanın da suyunu değiştirdiklerini, Salim Güran’ın yukarı tarlaya geldiğini ifade etti. Sondajın başında kahvaltı yaptıklarını, Salim Güran’ın 1 buçuk-2 saat yanlarında kaldığını, Güran’ın saat kaçta yanlarından ayrıldığını hatırlamadığını öne süren R.A, şunları söyledi:

"Babam 13.00 sıralarında diğer tarlalarda çalışan işçileri almaya gitti. Sonra saat 14.00-15.00 sıralarında muhtar (Salim Güran) tekrar yanıma geldi ve babamın nerede olduğunu sordu. Ben de ’İşçileri almaya gitti’ dedim. Yanımda babamı arayıp ’Neredesin?’ diye sordu. Saat kaçta aradığını hatırlamıyorum. Babam da, ’İşçileri dağıtıyordum’ dedi. Bu görüşmeden sonra muhtar yanımda oturdu. Birkaç dakika sonra muhtar tekrardan babamı aradı ve yine ’Neredesin?’ diye sordu. Babam da ’Köyde yemek yiyorum’ dedi. Bu sırada muhtarla çay içiyorduk. 16.00-16.30 sıralarında babam da geldi, bizimle çay içmeye başladı. Babam aşağı tarlaya 16.00-16.30 sıralarında gitti. Ben muhtar ile yukarı tarlada kaldım. Ben bulaşıkları yıkıyordum. 5-10 dakika muhtar burada oturduktan sonra bana ’Ben eve gidip üstümü değiştirip geleceğim.’ dedi.

Muhtar yanımdan ayrılmasından sonra ben de suyu değiştirmeye gittim. Muhtar saatini hatırlamadığım zaman diliminde yanımdan ayrılmıştı. 5-10 dakika içinde ben suyu değiştirene kadar muhtar tekrardan sondajın başına gelmişti. Bir süre sonra babam da aşağı tarla suyunu değiştirip geldi. Akşam yemeğini hazırlayıp yedik. Muhtar hiç yanımızdan gitmedi, hep beraber oturduk. Sadece 5-10 dakikalığına muhtar üzerini değiştirip gelmişti. Muhtar akşam yemeğinden sonra bizimle otururken telefonu çaldı. Telefon görüşmesinde muhtara Narin Güran’ın kaybolduğu bildirildi. Bu şekilde Narin’in kaybolduğunu öğrendik. Salim Güran üstünü değiştirmek dışında saat 14.00’ten sonra yanımdan ayrılmadı. Tarladan da ayrılmadık."

Savcılıkta, tutuklu amca Salim Güran’ın olay günü öğleden sonraya ilişkin "R.A ile kanal bölgesine geldik. Kayınbabama ait çiftliğe gittik, bu çiftlikte pislikler kanala akıtılıyor, bu sebeple fıskiyeler tıkanıyor, M. de oradaydı, çiftlikte bize kazma kürek getirdiler, saati hatırlamıyorum, M. ile birlikte kazdık, hanımı bize çay getirdi, epey burada kaldık, kazma kürek ile hat açtık, çayımızı içtikten sonra R.A. ile tekrardan tarlaya döndük." beyanı hatırlatılarak, "Salim Güran ile sizin ifadeniz arasındaki çelişkiye ilişkin beyanınız nedir?" sorulması üzeri R.A, "Bu çelişkiye ilişkin söyleyecek bir şeyim yoktur" ifadesini kullandı.

Salim Güran ile 21 Ağustos’ta saat 08.33, 15.52, 18.37, 18.51, 18.52, ve 18.54’te yaptığı görüşmelerin içeriğinin sorulması üzerine R.A, hiçbir konuşmayı hatırlamadığını savundu.

Tutuklu amcanın eşinin ifadesinde "Salim ile 14.30’da eve geldiklerini, evde beraber yemek yediklerini, Salim’in bir süre evde dinlendiğini, bir süre sonra evden ayrıldığını" söylediği, Salim Güran’ın da "evden sonra H.G’nin evine gittiğini, sonra sondajın oradaki tarlaya geçtiğini" anlattığı hatırlatılan R.A, "Bu çelişkilere diyecek bir şeyim yoktur" dedi.

R.A’ya savcılıkta, "Cep telefonlarında yapılan imaj çalışmasında Salim ile aralarında yapılan görüşmede Salim’in ’O sondaki köşede bir şeyin düşmüş ha, sana ait bir şey sondaki yamaçta, yamacın köşesi taş’ şeklinde mesajına karşılık sizin ise ’eeee’ diye cevap verdiğiniz, Salim’in de, ’Biri yerde’ şeklinde cevap verdiği, sizin de tekrar, ’tamam henüz bende değil/tamam daha ölmemiş’ diye cevap verdiğiniz bu konuşmaya ilişkin diyecekleriniz nelerdir?" sorusu da yöneltildi. R.A, soruya "Valla ben böyle bir şey hatırlamıyorum" cevabını verdi.

Salim Güran’ın pamuk tarlasındaki kurtlanmayla ilgili M.Ş.G. ile görüştüğünü, tarlaya gittiğini beyan ettiğinin anımsatılması, kendisinin ise tarladan ayrılmadıklarını söylemesiyle ortaya çıkan çelişkinin sorulması üzerine R.A, "Hatırladığım pamuk kurtlanması olayı olay günü gerçekleşmemişti" dedi.

Salim Güran’ın, "R.A’nın kız kardeşlerini tarladan köylerine götürdüğü" yönündeki ifadesine ilişkin soruya karşılık da R.A, "21 Ağustos 2024 tarihinden 1 veya 2 gün önce kız kardeşlerim tarlaya gelmişlerdi. Onları Salim arabası ile köye götürmüştü ancak olay günü kardeşlerim tarlaya gelmemiştir" ifadesini kullandı. R.A, savcılıktaki sorgusunda, soruşturma kapsamında tutuklu olan Nevzat Bahtiyar’ı tanımadığını, o köyde sadece muhtarı tanıdığını söyledi. Nevzat Bahtiyar’ın ifadeleri de sorulan R.A, "Bu hususta diyecek hiçbir şeyim yoktur. Konu ile ilgili bilgim yoktur" cevabını verdi.

"Tüm bu çelişkiler ışığında neden Salim Güran isimli kişiyi korumaya çalıştığına ilişkin soru yöneltilmesi üzerine de R.A, "Ben Salim’i korumuyorum, Salim saat 14.00’ten sonra kıyafet değiştirmek için gitmesi dışında yanımdan ayrılmadı. Beyanım bundan ibarettir. Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum, suçsuzum" savunmasında bulundu. R.A. sevk edildiği nöbetçi sulh ceza hakimliğindeki ifadesinde de savcılıktaki beyanlarını tekrar etti.

Salim Güran’ın olay günü tarlada olduğu saatlerle alakalı beyanlarının dosyadaki hiçbir delille tam olarak örtüşmediği konusunun hatırlatılması üzerine R.A, "Salim Güran belirttiğim saatlerde tarlada benim yanımdaydı, hatırladığım kadarıyla sabah 08.00’den itibaren 1-1 buçuk saat yanımızdaydı, daha sonra yanımızdan ayrıldı, 14.00-14.30 arası geldi, ondan sonra yanımızda Narin’in kaybolduğu haberini alana kadar kaldı, bu sürede bir defa üstünü değiştirmek için yanımızdan ayrıldı" dedi.

"Kimse ifadelerimi ne şekilde vereceğim hususunda bana baskı yapmadı"

Tutuklulardan Birsen Güran’ın 12 Eylül 2024 tarihli beyanlarının hatırlatılması üzerine R.A, "Kimse ifadelerimi ne şekilde vereceğim hususunda bana baskı yapmadı. Beni kimse tehdit etmiyor, Salim Güran’dan korkacağım herhangi bir durum yoktur" şeklinde konuştu.

Hakimliğin, R.A’nın tutuklanma gerekçesinde şunlar yer aldı:

"Suça sürüklenen çocuk R.A’nın üzerine atılı ’Çocuğu Kasten Öldürmek’ suçunu işlediğine dair, 21 Ağustos 2024 günü kaybolan maktul Narin Güran’ı bulmak için gerçekleştirilen arama kurtarma çalışmalarının bir kısım şahısların hedef saptırma maksatlı suni ihbarlarıyla ve dikkat dağıtıcı eylemleriyle akamete uğratılmaya çalışıldığı, buna göre dosyadaki JASAT tutanağına göre, ’Suriyelilerin kaldığı çadıra yakın bir konumda terlik bulunduğu’ iddia edilerek jandarma personelinin bu kısma yönlendirilmeye çalışıldığı, köyde yangın çıkarıldığı, arama kurtarma çalışmaları esnasında olağan dışı elektrik kesintilerinin yaşandığı, iki şahsın bir kız çocuğunu köyün üst tarafına götürdüğü şeklindeki ihbarda bulunulduğu, yanlış ifadelerle güvenlik birimlerinin yanlış yönlendirildiği, bu gibi eylemlerle jandarma personelinin Eğertutmaz Deresi’nden uzaklaştırılmaya çalışıldığı, bu eylemlerin bir kısmının Güran ailesinin bazı üyeleri tarafından yapıldığı, Diyarbakır 4. Sulh Ceza Hakimliği’nin 13 Eylül 2024 tarihli kararıyla bir kısım şüphelilerin tutuklanmasına karar verildiği, R.A’nın şüpheli Salim Güran’ın tarlada olduğu saatlerle alakalı beyanlarının dosyadaki HTS kayıtlarıyla, diğer şüpheli beyanlarıyla ve dahi şüpheli Salim Güran’ın kendi beyanlarıyla çeliştiği, soruşturmanın henüz tamamlanmadığı, taraflar üzerinde baskı kurulma ihtimalinin eldeki dosya bakımından somut olarak varlığı ve dosyadaki diğer tüm belgeler birlikte değerlendirildiğinde, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 5. maddesinde öngörülen geçerli şüphe sebeplerinin, 1982 Anayasası’nın 19. maddesinde belirtilen kuvvetli belirtinin ve CMK’nın 100/1 maddesinde öngörülen kuvvetli suç şüphesini gösterir somut delillerin mevcut olduğu, müsnet suç için kanunda öngörülen cezanın alt ve üst sınırı, müsnet suçun CMK 100/3 maddesinde belirtilen katalog suçlardan oluşu, delilerin tamamen toplanmamış olması, verilmesi beklenen cezaya göre R.A’nın kaçma ihtimalinin kuvvetle muhtemel olduğuna dair kanaat ve tutuklama tedbirinin ölçülü olması, bu safhada adli kontrol uygulamasının yetersiz kalacağı anlaşıldığından R.A’nın CMK 100 ve devamı maddeleri gereğince tutuklanmasına karar verildi."

Rıdvan Kılıç

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Başkan Sengel’den AK Parti sıralarına: "Haydi yürüyün beraber gidelim" Selçuk Belediyesi Meclisi Ekim Ayı Meclis Toplantısı’nın ikinci oturumunda Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Sengel, dilek ve temenniler kısmında SGK borçları konusunda AK Partili meclis üyelerine çağrı yaptı. Başkan Sengel, “Hükümetin sözcülüğünü değil, Selçuk Belediyesinin, vatandaşın savunuculuğunu yapacağız burada. Haydi, sizin temsilciniz, bizim temsilcimiz SGK’ya birlikte gidelim ve diyelim ki; al kardeşim bitti gitti" dedi. Selçuk Belediyesi Meclisi Ekim Ayı Meclis Toplantısı gerçekleştirildi. Toplantıda Selçuk Belediyesinin mali durumu ile ilgili önemli bilgiler paylaşan Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Sengel, "Biz bu teminatları bile vermek durumunda değiliz. O da devlet kurumu, biz de devlet kurumuyuz. AK Partili belediyeler de cami yerini bile kabul ediyorlar. Bizden istemedikleri şey kalmıyor. ‘İnşaat yapmaya hazır mı’, ‘sadece tarım arazisi olması yetmez.’ Yer beğendiremiyoruz. ‘Üzerinde hiçbir şey olmasın’, ‘Üzerinde hemen inşaata gidilsin’. Kime verilecekse ne yapılacaksa çok merak ediyoruz” dedi. “5 milyon turistin girdiği bir yere İller Bankasının payı bu olamaz” Selçuk’un İller Bankasından aldığı payın yetersiz olduğunu savunan Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Sengel, “38 bin nüfusa göre İller Bankası payının belirlenmesini de esefle kınıyorum. Efes Antik Kenti’nin olduğu, 5 milyon turistin girdiği bir yere İller Bankası’nın payı bu olamaz. Bu yetmiyormuş gibi yeni yapılacak olan otoparkın ihale sözleşmesinde ya da şartnamesinde Selçuk Belediyesinin olmaması ve elinden alınması tehdidi ile uğraşırken yine tek gelirimiz olan Meryem Ana ile ilgili sürüncemede durmak da buna dahil” diye konuştu. "’Efes bizimdir’ ortaklaşmanın işidir" AK Parti sıralarına seslenen Başkan Ceritoğlu Sengel, “Herkesi uyarıyorum şimdi. Geçen dönem Efes bizimdir diye başladığımız iş ortaklaşmanın işidir. Hükümetin sözcülüğünü değil, Selçuk Belediyesinin, vatandaşının savunuculuğunu yapacağız burada. Tekrar söylüyorum, eğer ki Meryem Ana otoparkı giderse, Efes Alt Kapı otoparkı değiştiriyorum mevzusuna giderse, yazalım hep beraber Bakanlar Kurulu’na, kapatsınlar Selçuk Belediyesini. İşte o zaman hepiniz rahat edersiniz. Haydi, sizin temsilciniz, bizim temsilcimiz SGK’ya birlikte gidelim ve diyelim ki; al kardeşim bitti gitti. Varsa gücümüz bunlara kullanacağız. Bir arada hareket edip çözdüğümüz birçok problem sebebiyle geçmiş dönemlerde katkısı olanlarla biraz sohbet etmenizi isterim bu memleket için, bu memleketi temsil etmiş olan meclisi için” dedi.
Ankara Dijital dolandırıcılığa karşı alınabilecek basit önlemler mağdur olmayı engelleyebilir Son yıllarda artan siber dolandırıcılık olayları nedeniyle çoğu vatandaş mağdur olurken, gelişen dolandırıcılık yöntemlerine karşı, kişisel bilgilerin ve varlıkların korunması her geçen gün zorlaşabiliyor. Uygulanabilecek birkaç yöntem sayesinde ise sanal ortam daha güvenli hale gelebiliyor. Teknolojinin gelişmesi ve internet kullanımının artmasıyla birlikte ortaya çıkan yeni suç türü siber dolandırıcılık, her geçen gün büyüyen bir tehdit haline gelerek insanların mağdur olmasına neden oluyor. Sosyal medyadaki aldatıcı reklamlara inanmak, kazanç sağlayacak yatırım önerilerinin olduğu internet sitelerine itibar etmek ya da mesajla gelen bir bağlantı adresine girilmesi, mağdurların çoğu kez farkında olmadan dolandırılmasına yol açabiliyor. Son zamanlarda yapay zeka sistemlerinin de aktif bir şekilde kullanıldığı dijital dolandırıcılığa karşı alınacak basit tedbirlerle ise üzücü durumların yaşanmasının önüne geçebilmek mümkün. "Vatandaşa ait tüm kişisel verilerin çalınıp depolanabiliyor" Ankara Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Şubesinde görevli Komiser Volkan Akbudak, dolandırıcıların sıklıkla kullandıkları yöntemlerden bahsederek, "Dijital dolandırıcılıkta mağdur edilmek istenen vatandaşlara yönelik izlenen ve en fazla tercih edilen 2 yöntem var. İlki; kişisel veri hırsızlığı yapmak için kullanılan zararlı yazılımlar. Bu sayede vatandaşa ait tüm kişisel verilerin çalınıp, depolanabiliyor. Farklı amaçlarla kullanıldığı durumlarla da karşılaşabiliyoruz. Bunun dışında, dolandırıcılık maksadıyla oluşturulan ‘Android Paket Kiti’ (APK) adını verdiğimiz uygulamalar üzerinden de kişilerin banka, kredi kartı ya da kripto varlıklarının çalınması olaylarına yoğun şekilde rastlıyoruz" dedi. "Yapay zekayla devlet büyüklerinin ya da kamuda saygınlığı olan kişilerin sesleri taklit edilebiliyor" Dolandırıcıların, yapay zeka yöntemiyle saygın kişilerin seslerini taklit ederek güven ortamı sağlamaya çalıştıklarını dile getiren Akbudak, "Mağdur kişiler, sosyal medya üzerinde gördükleri ve inandırıcılığı artırmak için sayfalara yerleştirilmiş kurum ya da kuruluşların logolarının kullanılması suretiyle, burada yapılan paylaşımlara inanabiliyor. Görüşme sağladıkları şüphelilere ait hesap numaralarına veya dijital cüzdan adreslerine de para transferi yaparak dolandırılabiliyorlar. Bir diğer yöntem ise, son zamanlarda yapay zekayla devlet büyüklerinin ya da kamuda saygınlığı olan kişilerin seslerinin taklit edilmesi. Bu sayede inandırıcılığın artmasından dolayı vatandaşların dolandırıldığını görüyoruz" ifadelerine yer verdi. "Şüpheliler artık fiziki değil, sanal hırsızlık yönelmiş durumda" Artık birçok işlemin dijital yollarla yapıldığı için siber dolandırıcılıkta artış olduğuna değinen Akbudak, "Dijital dolandırıcılığın son yıllarda artmasının sebebi, vatandaşlarımızın bütün birikimlerini, varlıklarını banka hesabında veya kripto cüzdanlarında tuttuklarının bilinmesi. Bu yüzden şüpheliler artık fiziki değil, sanal hırsızlığa yönelmiş durumda" diye konuştu. "Okullarda çeşitli etkinlikler ve seminerler düzenleniyor" Vatandaşların mağdur olmaması için yapılan çalışmalardan bahseden Akbudak, "Siber suçlara karşı, İçişleri Bakanlığının ‘Siberay’ projesi kapsamında, okullarda çeşitli etkinlikler ve seminerler düzenleniyor. Burada, siber zorbalık ve siber saldırılara karşı kendilerini nasıl koruyabilecekleri ve nelere dikkat etmeleri konusunda gençlerimizi bilgilendiriyoruz. Bunun dışında Emniyet Genel Müdürlüğü, İçişleri Bakanlığı ve İl Emniyet Müdürlüklerinin resmi sosyal medya hesapları üzerinden de bu durumlarla ilgili paylaşımlar yapılarak vatandaşların daha bilinçli olması sağlanıyor" ifadelerine yer verdi. "Yatırım vaadi yapan sosyal medya hesaplarına itibar edilmemeli" Mağdur olmamak için alınabilecek bireysel önlemleri dile getiren Akbudak, "Vatandaşlarımızın kaynağını bilmedikleri internet sitelerine kesinlikle itibar etmemeleri gerekiyor. Sosyal medyadan gönderilen ve kaynağı bilinmeyen linklere girmemeleri, bilmedikleri uygulamaları telefonuna yüklememeleri de önlemler arasında sayabilir. Bunun dışında, insanlarımızın yatırım vaadi yapan sosyal medya hesaplarına da inanmamalı ve devletin izin vermiş olduğu, yatırım yapılabilecek kurumları yeteri kadar araştırdıktan sonra bu mecralara girmeli. Yurt dışından arayıp kendisini yatırımcı olarak tanıtan kişilere inanmamalarını da alabilecekleri önlemler arasında sayabiliriz" şeklinde konuştu. "En yakın yere şikayette bulunması gerekiyor" Mağdur olan bir kişinin yapması gerekenleri anlatan Akbudak, “Dolandırıldığı düşünen kişi ilk olarak cep telefonundan sim kartını çıkartmalı ve internet bağlantısını kesmeli. Eğer telefonda zararlı bir yazılım varsa şüpheliler, mağdurun telefonundan uzaktan erişimle işlem yapabilir. Mağdur kişi, müşterisi olduğu bankaya başvurarak bilgilendirme yaptıktan sonra en yakın yere şikayette bulunması gerekiyor“ ifadelerini kullandı. "Yatırım yapıp kazanç sağlamış gibi kendisini tanıtan hiçbir kişiye itibar edilmemeli ve kulak asılmamalı" Özellikle yatırım vaadi yapan sosyal medya hesaplarından uzak durulması gerektiğini söyleyen Akbudak, "Hiçbir kurum, kesinlikle sosyal medya hesabından yatırımı teşvik eden paylaşımlar yapmaz. Sanki o kurumdan yatırım yapıp kazanç sağlamış gibi kendisini tanıtan hiçbir kişiye itibar edilmemeli ve kulak asılmamalı" dedi. "Vatandaşımız detaylı olarak bilgilendiriliyor" Dolandırılma durumlarına yönelik gerçekleştirdikleri çalışmalarla ilgili konuşan Akbudak, şu ifadelere yer verdi: "Dolandırıldığını beyanla ya da savcılık üzerinden yaparak şubemize gelinen bütün durumlarda, öncelikle mağdurla irtibata geçerek hem ifadesinin alınması, hem de konuyla ilgili kendisine bilgi verilerek güvende hissetmesini sağlamaya çalışıyoruz. Bunun dışında vatandaşlar cep telefonuna bir program söylüyorsa, bunun da zararlı bir yazılım olduğu tespit edilirse, şubemizde cihazla ilgili gerekli incelemeleri yapıyoruz. Eğer tedbir alınacaksa vatandaşımız detaylı olarak bilgilendiriliyor. Soruşturmaya ilgiliyse, en hızlı şekilde Cumhuriyet Başsavcılığımızla irtibata geçiyoruz. Banka veya diğer kurumlarla gerekli yazışmaları yapıp, vatandaşın mağduriyetinin giderilmesi ve suçun ortaya çıkarılması için en etkin mücadeleyi veriyoruz."
Ankara Dijital dolandırıcılığa karşı alınabilecek basit önlemler mağdur olmayı engelleyebilir Son yıllarda artan siber dolandırıcılık olayları nedeniyle çoğu vatandaş mağdur olurken, gelişen dolandırıcılık yöntemlerine karşı, kişisel bilgilerin ve varlıkların korunması her geçen gün zorlaşabiliyor. Uygulanabilecek birkaç yöntem sayesinde ise sanal ortam daha güvenli hale gelebiliyor. Teknolojinin gelişmesi ve internet kullanımının artmasıyla birlikte ortaya çıkan yeni suç türü siber dolandırıcılık, her geçen gün büyüyen bir tehdit haline gelerek insanların mağdur olmasına neden oluyor. Sosyal medyadaki aldatıcı reklamlara inanmak, kazanç sağlayacak yatırım önerilerinin olduğu internet sitelerine itibar etmek ya da mesajla gelen bir bağlantı adresine girilmesi, mağdurların çoğu kez farkında olmadan dolandırılmasına yol açabiliyor. Son zamanlarda yapay zeka sistemlerinin de aktif bir şekilde kullanıldığı dijital dolandırıcılığa karşı alınacak basit tedbirlerle ise üzücü durumların yaşanmasının önüne geçebilmek mümkün. “Vatandaşa ait tüm kişisel verilerin çalınıp, depolanabiliyor” Ankara Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Şubesinde görevli Komiser Volkan Akbudak, dolandırıcıların sıklıkla kullandıkları yöntemlerden bahsederek, “Dijital dolandırıcılıkta mağdur edilmek istenen vatandaşlara yönelik izlenen ve en fazla tercih edilen 2 yöntem var. İlki; kişisel veri hırsızlığı yapmak için kullanılan zararlı yazılımlar. Bu sayede vatandaşa ait tüm kişisel verilerin çalınıp, depolanabiliyor. Farklı amaçlarla kullanıldığı durumlarla da karşılaşabiliyoruz. Bunun dışında, dolandırıcılık maksadıyla oluşturulan ‘Android Paket Kiti’ (APK) adını verdiğimiz uygulamalar üzerinden de kişilerin banka, kredi kartı ya da kripto varlıklarının çalınması olaylarına yoğun şekilde rastlıyoruz” dedi. “Yapay zekayla devlet büyüklerinin ya da kamuda saygınlığı olan kişilerin sesleri taklit edilebiliyor” Dolandırıcıların, yapay zeka yöntemiyle saygın kişilerin seslerini taklit ederek güven ortamı sağlamaya çalıştıklarını dile getiren Akbudak, “Mağdur kişiler, sosyal medya üzerinde gördükleri ve inandırıcılığı artırmak için sayfalara yerleştirilmiş kurum ya da kuruluşların logolarının kullanılması suretiyle, burada yapılan paylaşımlara inanabiliyor. Görüşme sağladıkları şüphelilere ait hesap numaralarına veya dijital cüzdan adreslerine de para transferi yaparak dolandırılabiliyorlar. Bir diğer yöntem ise, son zamanlarda yapay zekayla devlet büyüklerinin ya da kamuda saygınlığı olan kişilerin seslerinin taklit edilmesi. Bu sayede inandırıcılığın artmasından dalayı vatandaşların dolandırıldığını görüyoruz” ifadelerine yer verdi. “Şüpheliler artık fiziki değil, sanal hırsızlık yönelmiş durumda” Artık birçok işlemin dijital yollarla yapıldığı için siber dolandırıcılıkta artış olduğuna değinen Akbudak, “Dijital dolandırıcılığın son yıllarda artmasının sebebi, vatandaşlarımızın bütün birikimlerini, varlıklarını banka hesabında veya kripto cüzdanlarında tuttuklarının bilinmesi. Bu yüzden şüpheliler artık fiziki değil, sanal hırsızlığa yönelmiş durumda” diye konuştu. “Okullarda çeşitli etkinlikler ve seminerler düzenleniyor” Vatandaşların mağdur olmaması için yapılan çalışmalardan bahseden Akbudak, “Siber suçlara karşı, İçişleri Bakanlığının ‘Siberay’ projesi kapsamında, okullarda çeşitli etkinlikler ve seminerler düzenleniyor. Burada, siber zorbalık ve siber saldırılara karşı kendilerini nasıl koruyabilecekleri ve nelere dikkat etmeleri konusunda gençlerimizi bilgilendiriyoruz. Bunun dışında Emniyet Genel Müdürlüğü, İçişleri Bakanlığı ve İl Emniyet Müdürlüklerinin resmi sosyal medya hesapları üzerinden de bu durumlarla ilgili paylaşımlar yapılarak vatandaşların daha bilinçli olması sağlanıyor” ifadelerine yer verdi. “Yatırım vaadi yapan sosyal medya hesaplarına itibar edilmemeli” Mağdur olmamak için alınabilecek bireysel önlemleri dile getiren Akbudak, “Vatandaşlarımızın kaynağını bilmedikleri internet sitelerine kesinlikle itibar etmemeleri gerekiyor. Sosyal medyadan gönderilen ve kaynağı bilinmeyen linklere girmemeleri, bilmedikleri uygulamaları telefonuna yüklememeleri de önlemler arasında sayabilir. Bunun dışında, insanlarımızın yatırım vaadi yapan sosyal medya hesaplarına da inanmamalı ve devletin izin vermiş olduğu, yatırım yapılabilecek kurumları yeteri kadar araştırdıktan sonra bu mecralara girmeli. Yurtdışından arayıp kendisini yatırımcı olarak tanıtan kişilere inanmamalarını da alabilecekleri önlemler arasında sayabiliriz” şeklinde konuştu. “En yakın yere şikayette bulunması gerekiyor” Mağdur olan bir kişinin yapması gerekenleri anlatan Akbudak, “Dolandırıldığı düşünen kişi ilk olarak cep telefonundan sim kartını çıkartmalı ve internet bağlantısını kesmeli. Eğer telefonda zararlı bir yazılım varsa şüpheliler, mağdurun telefonundan uzaktan erişimle işlem yapabilir. Mağdur kişi, müşterisi olduğu bankaya başvurarak bilgilendirme yaptıktan sonra en yakın yere şikayette bulunması gerekiyor“ ifadelerini kullandı. “Yatırım yapıp kazanç sağlamış gibi kendisini tanıtan hiçbir kişiye itibar edilmemeli ve kulak asılmamalı” Özellikle yatırım vaadi yapan sosyal medya hesaplarından uzak durulması gerektiğini söyleyen Akbudak, “Hiçbir kurum, kesinlikle sosyal medya hesabından yatırımı teşvik eden paylaşımlar yapmaz. Sanki o kurumdan yatırım yapıp kazanç sağlamış gibi kendisini tanıtan hiçbir kişiye itibar edilmemeli ve kulak asılmamalı” dedi. “Vatandaşımız detaylı olarak bilgilendiriliyor” Dolandırılma durumlarına yönelik gerçekleştirdikleri çalışmalarla ilgili konuşan Akbudak, şu ifadelere yer verdi: “Dolandırıldığını beyanla ya da savcılık üzerinden yaparak şubemize gelinen bütün durumlarda, öncelikle mağdurla irtibata geçerek hem ifadesinin alınması, hem de konuyla ilgili kendisine bilgi verilerek güvende hissetmesini sağlamaya çalışıyoruz. Bunun dışında vatandaşlar cep telefonuna bir program söylüyorsa, bunun da zararlı bir yazlım olduğu tespit edilirse, şubemizde cihazla ilgili gerekli incelemeleri yapıyoruz. Eğer tedbir alınacaksa vatandaşımız detaylı olarak bilgilendiriliyor. Soruşturmaya ilgiliyse, en hızlı şekilde Cumhuriyet Başsavcılığımızla irtibata geçiyoruz. Banka veya diğer kurumlarla gerekli yazışmaları yapıp, vatandaşın mağduriyetinin giderilmesi ve suçun ortaya çıkarılması için en etkin mücadeleyi veriyoruz.” (ALİ-