SPOR - 22 Şubat 2018 Perşembe 10:47

Basketbol grup müsabakaları sona erdi

A
A
A
Basketbol grup müsabakaları sona erdi

DÜZCE(İHA) – Düzce Okul Sporları Gençler B Basketbol Grup Müsabakalarına ev sahipliği yaptı.

DÜZCE(İHA) – Düzce Okul Sporları Gençler B Basketbol Grup Müsabakalarına ev sahipliği yaptı.


Düzce Spor Salonunda yapılan 4 gün süren ve 14 takımın katıldığı Okul Sporları Gençler B Basketbol Grup Müsabakaları sona erdi.


Kızlarda İstanbul birinci, Ankara ikinci, Zonguldak üçüncü olurken, Erkekler A Grubunda İstanbul, B Grubunda Ankara ve C Grubunda Düzce birinci oldu. Gruplarında birinci olan takımlar çeyrek finallere yükseldi.


Dereceye giren okullara ödüllerini Düzce Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürü Feyzullah Dereci, Spor Şube Müdür Vekili Faruk Çelik ve Basketbol İl Temsilcisi Musa Keskin takdim etti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir 5 yıl sonra, kalbinin normal atışını duydu 5 yıldır kalbinde şiddetli çarpıntı şikayetine sahip 84 yaşındaki Serap Arak, İzmir Ekonomi Üniversitesi Medical Point Hastanesi’nde yapılan 3 boyutlu Ablasyon işlemi ile sağlığına kavuştu. Serap Arak, “Kalbimin sesi artık normale döndü. Kendimi çok iyi hissediyorum” dedi. Kalp ritim bozukluğu ve şiddetli çarpıntı şikayeti olan 84 yaşındaki Serap Arak, İzmir Ekonomi Üniversitesi Medical Point Hastanesi’nde Kardiyoloji Bölümü’nden Doç. Dr. Mustafa Doğduş ve ekibi tarafından yapılan müdahale ile sağlığına kavuştu. Serap Arak’ın, 3 boyutlu haritalama yöntemi ablasyon işlemi ile kalp ritmi düzenlendi ve çarpıntı şikayeti sona erdi. “Yoğun ilaç kullandı” İEÜ Medical Point Hastanesi Kardiyoloji Bölümü’nden Mustafa Doğduş, “Serap hanımın yaklaşık 5 yıldır çarpıntı şikayeti vardı. Çarpıntı şikayetlerinin artması sonucunda, merkezimize başvurdu. 5 yıl önce kendisine kalp ritim bozukluğu tanısı konmuştu. Serap hanımda iki farklı kalp ritim bozukluğu vardı. Bu iki tip bozukluk kalp yetmezliğini tetikleyebilirdi. Yoğun ilaç almak zorunda kaldı. Şikayetleri artmaya başlayınca, 3 boyutlu haritalama yöntemi ile ablasyon işlemi yapmaya karar verdik. Ablasyon işlemi, kateter adını verdiğimiz ince esnek kablo şeklinde malzemeler ile kalp içerisinde aritmiye neden olan hedefin bulunup yakılması işlemidir. Bu işlem sonrası hastamızın kalp ritmi düzeldi, çarpıntı şikayeti sona erdi. Şu an kendisini gayet iyi hissediyor” ifadelerini kullandı. “Kendimi iyi hissediyorum” 5 yılın sonunda kalbinin normal attığını hissettiğini söyleyen Serap Arak da “Şiddetli çarpıntım vardı. Biraz yol yürüsem nefes darlığı yaşıyordum. Sırt üstü yattığım zaman, kalbim çıkacak gibi hissediyordum. 5 yıldır bu şikayetleri yaşıyordum. İşlem sonrası, şimdi kendimi iyi hissediyorum. Kalbimin normal sesini 5 yıl sonunda duydum” dedi.
Samsun Kanola çiçek açtı, tarlalar sarıya boyandı Samsun’da çiçek açan kanola bitkisi, tarlaları sarıya boyadı. Görenleri hayran bırakan kanola tarlaları, kartpostallık görüntüler oluşturdu. Türkiye’nin bitkisel yağ ihtiyacının karşılanmasında önemli rol oynayan yağlık tohumlardan biri olan kanola bitkisinin üretim alanları artırılıyor. 2023 yılında 3 bin dekar alanda ekilen, 2024 yılında 3 bin 500 dekar alanda ekilmesi planlanan kanola, baharla birlikte çiçek açtı. Tarlaları sarıya boyayan kanola, doyumsuz manzaralar oluşturdu. Samsun’un Havza ilçesinde bulunan kanola bahçeleri, yoldan geçen herkesin dikkatini çekiyor. Buradan geçenler durup cep telefonları ile hatıra fotoğrafı çektiriyor. Samsun’da kanola üretimi artıyor Kanola üretimi hakkında bilgi veren İl Tarım ve Orman Müdürü İbrahim Sağlam, “Samsun’da 2022 ve 2023 yıllarında yaklaşık 3 bin dekar alanda 2 bin tona yakın üretim yaptık. 2024 yılında 3 bin 500 dekar alanda üretim yapmayı planlıyoruz. Kanola sadece yağlık tohum bitkisi olarak düşünülmemektir. Kanola, yağın dışında mum, gazete mürekkebi ve ruj gibi sanayinin değişik kollarında da kullanılmaktadır” dedi. “Baharın İlk Arı Çiçekleri” Samsun’da “Baharın İlk Arı Çiçekleri” adı altında bir proje uyguladıklarını anlatan Sağlam, “Bu proje kapsamında yaklaşık 3 bin dekar alanda Tarım ve Orman Bakanlığımız Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğümüzce üretim yaptık. Bu yıl da 3 bin 500 dekar alanda üretim yapacağız. Yağlı tohum bitkilerimizde gerek fark ödemesi desteği gerek mazot gübre desteği daha fazla olmaktadır” diye konuştu. Çiftçilere yönelik desteklerden bahseden İbrahim Sağlam, “2023 üretiminden dolayı çiftçilerimize mazotta dekara 121 TL, gübrede de 21 TL olmak üzere bir desteğimiz oldu. Fark ödemesi desteği kapsamında kilogram başında yaklaşık 100 kuruş desteğimiz oldu. Sertifikalı tohum kullanım desteği olarak dekar başına 40 TL destek verildi. Samsun’da ve Türkiye’de özellikle pamuk gibi yağlık ayçiçeği gibi diğer yer fıstığı, soya gibi yağlı tohumları içerisinde 3’üncü sırada yer almaktadır. 1960 yıllarında Balkanlardan göç eden insanlar buraya getirmiş ve başlamış. Dolayısıyla kanolanın hem yazlık hem de kışlık olarak ekimi yapılmaktadır. Kışlık olarak ekildiğinde hububat alanlarına çok iyi bir münavebe olarak karşımıza çıkmaktadır" şeklinde konuştu.
İstanbul Üniversite- sanayi iş birliğinde önemli adım: ‘Ortak Eğitim Laboratuvarı’ açıldı ‘Üniversite-Sanayi Ortak Laboratuvarları’ kurulması konusunda önemli adımlar atan Doğuş Üniversitesi, Özdisan Elektronik firması ile iş birliği yaptı. Bu kapsamda öğrenciler için ‘Geleceğe Yolculuk-Özdisan & DOÜ Maker Laboratuvarı’ açıldı. Elektronik ve IoT alanında eğitimler verilecek olan laboratuvarda öğrencilerin araştırma ve geliştirme yeteneklerinin artırılması hedefleniyor. Dudullu OSB içerisinde yer alan ve konumu itibariyle Türkiye’de, üniversite-sanayi iş birliğinde yoğun çalışmalar yapan üniversiteler arasında gösterilen Doğuş Üniversitesi yeni bir iş birliğine imza attı. Dudullu OSB Yönetimi ile karşılıklı beklentilerini paylaşarak iş birliği içinde yeni adımlar atmayı devam ettiren Doğuş Üniversitesi’ne Özdisan Elektrik tarafından ‘Geleceğe Yolculuk - Özdisan & DOÜ Maker Laboratuvarı’ kazandırıldı. Öğrencilerin teknolojilere erişimi ve iş hayatına hazırlanmaları için gerekli eğitimleri sağlamayı hedefleyen üniversite; kısa bir süre içerisinde diğer firmalarla ortak üniversite-sanayi laboratuvarlarının kuruluş ve açılışlarını da gerçekleştireceğini duyurdu. Açılışa; Doğuş Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Turgut Özkan, İstanbul Dudullu Organize Sanayi Bölgesi (İDOSB) Yönetim Kurulu Başkanı Murat Önay, Özdisan Elektronik A.Ş. Yöneticisi Mustafa Yurttaş ve DMY Uluslararası Yatırım Yönetim Kurulu Başkanı Davut Yurttaş katıldı. “Konumumuz sayesinde tüm enerjimizi sanayi ile iş birliğine ayırdık” Üniversite olarak çok önemli bir noktada olduklarını belirten Doğuş Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Turgut Özkan, “Türkiye’de çok az sayıda üniversiteye nasip olan bir konumdayız. Sanayi bölgesi içerisinde olan üniversitelerden biri de biziz. Bu nedenle biz de tüm stratejimizi, bütün enerjimizi, organize sanayi bölgesine, sanayiyle iş birliğine ayırdık. Bunu bir misyon haline getirdik. Burada firmalarla çok iyi ilişkiler içerisindeyiz. Organize Sanayi Bölgesi Yönetimi ile çok iyi ilişkiler içerisindeyiz. Onlarla ortak projeler üretiyoruz. İsteyen her öğrencimize staj imkânı sağlıyoruz. Ve daha da önemlisi Özdisan gibi firmaların laboratuvar kurulumuna yaptıkları yardımlar bizi motive ediyor, cesaretlendiriyor” açıklaması yaptı. “Projeleri daha da ileriye taşımayı planlıyoruz” Son derecede mutlu olduklarını ifade eden Prof. Dr. Turgut Özkan, “Diğer firmalarımızın da bu işin içerisine katılması bizi gerçekten cesaretlendiriyor. İnşallah bunun hem bölgemize hem üniversitemize hem de ülkemize önemli katkıları olacağını düşünüyoruz. Gerçekleştirdiğimiz projeleri daha da ileriye taşımayı planlıyoruz” dedi. “Üniversitelerdeki eğitimler genellikle teorik düzeyde kalıyor” Üniversiteye kazandırılan laboratuvar hakkında da bilgilendiren Prof. Dr. Turgut Özkan, “Özellikle üniversitelerdeki eğitimler genellikle teorik düzeyde kalıyor. İş hayatına yönelik eğitimler yeterli olmuyor. Biz bu tür laboratuvarlarla ve üniversite sanayi iş birliğini geliştirerek öğrencilerimizin iş hayatında da karşılaşabilecekleri zorlukları şimdiden görmelerini sağlıyoruz. Kendilerini yetiştirmelerini, geliştirmelerini sağlamaya çalışıyoruz. O açıdan bu tür laboratuvarlar; öğrencilerimizin gerçek hayattaki iş şartlarına uygun bir ortamda faaliyet görme, eğitim alma ve kalitelerini arttırmalarını sağlıyor. Burada kazandıkları deneyimlerin onlar için etkili bir referans oluşturmasını sağlamaya çalışıyoruz” dedi. Üniversiteler arasında çok büyük farklılıklar olmadığına da değinen Prof. Dr. Turgut Özkan sözlerine son olarak şunları ekledi: “Ama burada bulunduğumuz konum, bizi diğer üniversitelerden ayıran çok önemli farklılık. O da sanayide olmamız. Firmalarla gerçek anlamda projeler üretmemiz, onlara eğitimler vermemiz ve bunun bize oluşturduğu ivmeyle de öğrencilerimizle öğretim elemanlarımıza katkılarda bulunmamız bizi motive eden, ileri dönük olarak umutlandıran ve enerjimizi arttıran önemli bir şey.” “Önceden herkes cebine ne gireceğine bakıyordu” DMY Uluslararası Yatırım Yönetim Kurulu Başkanı Davut Yurttaş, “Bugün burada, üniversite ve sanayi iş birliğinin güzel bir örneğini gördük. Yıllardır böyle bir şeyin hayalini kuruyorduk. Bu alanda gelişmiş ileri teknolojilerle öğrenciler, araştırmak istedikleri konuların temel bileşenlerini bulabilecekler. Yani burada; bunun etrafında geliştirecekleri, kendi konularıyla ilgili altyapıyı bulacaklar. Bir dönem üniversitelerimizde sanayiyle iş birliği konusunda çok fazla bir gönüllülük yoktu. Herkes cebine ne gireceğine bakıyordu. Şimdi ise firmalarımız gelişti, ihtiyaçları ise arttı. Özellikle elektronik ve bilgisayar tarafındaki gelişmeler iş birliklerinin artık kaçınılmaz hale getirdi. Bir insanın veya bir grubun her şeye yetmesine imkânı yok. Dolayısıyla işbirliği şart. Bu da bilgi paylaşımından başlıyor. Hem yetişmiş öğretim kadrolarıyla hem çeşitli imkânlarıyla hem de yetiştirdikleri öğrencilerle bilgi paylaşımı anlamında üniversiteler iyi bir kaynaktır” şeklinde konuştu. “Eğitim, staj, iş bulma açısından çok yardımcı oluyorlar” Doğuş Üniversitesi Bilişim Güvenliği Teknolojisi bölümünde birinci sınıf öğrencisi Mustafa Emin Özkarabulut, “Okulumuz için güzel bir laboratuvar oldu. Elektrik elektronik bölümü açısından hem öğrencilerin yararlanabileceği hem hocalarımızla iletişim halinde olup böyle güzel organizasyonlar içinde olmaları çok güzel. Üniversitenin sanayi bölgesinde olması bizim için çok avantajlı. Çünkü hem staj durumunda hem de kendimizi geliştirmek istediğimizde üniversitemizle iletişime geçtiğimiz zaman firmalar ile bizim aramızda bir köprü oluyor. Okulumuz çok rahat bir şekilde firmalarla bir iş birliği içerisinde. Hem eğitim hem staj hem de iş bulma açısından çok yardımcı oluyorlar” dedi. “Laboratuvarda farklı fikirler sunabilmek bizim için avantaj” Yazılım Mühendisliği bölümünde üçüncü sınıf öğrencisi Gamze Çakan ise “Açılan laboratuvar, yapılan bu etkinlik sonucu oluşan iş birlikleri, deneyimlerin aktarılması vs. bizim açımızdan çok etkili bir şey. Çünkü biz de mühendislik öğrencisiyiz. İleride bu tür şeylere atılım göstereceğiz. Laboratuvar dediğimiz şey; o alanın ekip çalışmasına uygun olması, iletişimimizin artması, farklı iddialar, fikirler sunduğumuzda ve o laboratuvarda bunu temsil etme imkânı sunması bizim açımızdan çok faydalı” şeklinde konuştu. “Derslerimizin sadece ders odaklı değil, iş odaklı da olması gerekiyor” Yine Yazılım Mühendisliği bölümünde ikinci sınıf olan İpek Kaplan da şunları söyledi: Bu işbirliğinin çoğu mühendislik öğrencisine çok fazla katkısı olacağını düşünüyorum. Çünkü mühendislik öğrencileri olarak sanayi içerisinde bulunmamız gerektiğini düşünüyorum. Ve bu işbirliği sayesinde sadece mühendislik öğrencilerinin değil, onun yanında farklı bir dalla ilgilenen arkadaşlara da yardımcı olacağını düşünüyorum. Mühendislik öğrencilerinin bu şekilde teknik destek ya da bir laboratuvara çok fazla ihtiyacı var. Çünkü derslerimizin sadece ders odaklı değil, iş odaklı da olması gerekiyor. Bunu görebileceğimiz alanlara da sahip olmamız gerekiyor.”
İstanbul Esenyurt Belediye Başkanı Özer, muhtarlarla buluştu İlçedeki 43 mahalle muhtarıyla kahvaltı programında bir araya gelen Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer, muhtarların talep ve önerilerini dinleyerek, “Birlikte kamusal yararı gözetecek, halkı esas alacak işler yapmalıyız. Çünkü amacımız halka hizmet. Halk olduğu için bizler varız. Bu anlayışla çalışmalıyız” dedi. Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer, 43 mahalle muhtarı ile kahvaltı programında buluştu. Esenyurt Belediyesi Nikah Sarayı’nda gerçekleşen programa CHP Esenyurt İlçe Başkanı Hüseyin Ergin, Esenyurt Muhtarlar Derneği Başkanı Ahmet Kuzğun ve mahalle muhtarları katıldı. Programda yaptığı konuşmada yönetim anlayışında her zaman muhtarları önemseyeceğini söyleyen Başkan Özer, “Muhtarlar yerel yönetimlerin en küçük birimi olmalarına rağmen demokrasinin temel taşıdır. Sizleri her zaman önemsiyoruz. Birlikte kamusal yararı gözetecek, halkı esas alacak işler yapmalıyız. Çünkü amacımız halka hizmet. Halk olduğu için bizler varız. Hepimiz halkın hizmetkarıyız ve bu anlayışla çalışmalıyız” diye konuştu. “Muhtarlar benim en yakın çalışma arkadaşlarım” Muhtarlarla iş birliği içerisinde çalışmanın önemine değinen Başkan Özer şöyle konuştu: “Daima halkın talepleri bizim kişisel çıkarlarımızın ve taleplerimizin önünde olacak. Her birimiz eşit ve özgür olduğumuz takdirde toplum da eşit ve özgür olur. Hep birlikte bu anlayışı yüreğimize ve beynimize kazımamız, birbirimizi bu anlayışla sevmemiz lazım. Ben muhtarlarımızı bu anlayışla seviyorum. Muhtarlar benim en yakın çalışma arkadaşlarım. Onları önemsiyorum çünkü bu kenti önemsiyorum. Muhtarlarımızla el birliği yapacağız, çalışacağız ve bu anlamda çalışmayanları uyararak yanlışları düzelteceğiz. Onun için muhtarların bu konuda bana yardımcı olmalarını istiyorum.” “Esenyurtluluk kimliği oluşturmalıyız” İlçede Esenyurtlu kimliği oluşturmayı hedeflediğini söyleyen Özer, “Sizlerden bir ricam olacak; Görevli olduğunuz mahallelerin demografik yapısı, engelli bireylerin durumu, hasta ve ihtiyaç sahibi bireylerin sayısı gibi konularda bir rapor çıkarabilirsiniz. Böylelikle mahallelerinizi daha yakından tanıma şansımız olur. Çünkü her mahallenin kendine ait bir sosyolojisi, bir ekonomisi, bir kültürel, siyasal ve sosyal yapısı olabilir. Bunları bilmemiz, o mahallelerin ihtiyaçlarını daha kolay giderme hususunda bizlere rehber olacaktır. Bir de mahalleler arasında geçişkenlik sağlayalım. Esenyurt’ta en büyük problemlerimizden biri şu; herkes bir çatıda örgütlenmiş. Halbuki bizim bir Esenyurtlu kimliği oluşturmaya ihtiyacımız var. Bu konuda da nasıl ki siz en küçük yapı birimiyseniz en büyük görevde size düşüyor. Sizin bir kısmınız belki burada doğmamış olabilir. Ama çocuklarınız burada doğdu, onların çocukları da burada doğacak. Artık onlar ben Rizeliyim, Şırnaklıyım demeyecek. Çünkü onlar Esenyurt’ta doğmuşlar ve gözlerini Esenyurt’ta açmışlar. Onlara bir Esenyurtluluk kimliği oluşturmalıyız.” “Bir barış ve kardeşlik şehri oluşturacağız” Esenyurt’u bir barış ve kardeşlik şehrine dönüştürmek istediğini vurgulayan Özer şöyle konuştu: “Bir barış ve kardeşlik şehri oluşturacağız. İhtiyaç sahiplerine el uzatacağız. Bir aşevi projemiz var, onu en kısa sürede hayata geçirerek ihtiyaç sahiplerine sıcak yemek vereceğiz ve kent lokantaları açacağız. Temel düşüncemiz; yoksul dostu bir barış ve kardeşlik şehri oluşturmak. Bunu başarırsak eminim diğer işlerde arkasından gelir. Zaten Esenyurt’ta çok işimiz var. İş insanlarımıza, ilçemizin zenginlerine Esenyurt’a bir okul, bir kreş, bir imalathane ve bir muhtarlık binası yapın diyeceğiz. Bugüne kadar belediye kendini kapatmış, bu işlerin önünü açamamış. Biz bu işlerin önünü açacağız. Ben ilk yaptığım toplantıda iş insanlarımızdan kente destek sözleri aldım. Üç gün önce Ekrem Başkan ile görüştüm. Burada fabrika sahiplerinin katılacağı bir büyük toplantı yaparak Esenyurt’un sorunlarını masaya yatıracağız. Her birimiz, bu sorunların bir ucundan tutacağız, sorunları aşmayı birlikte başaracağız.”