DÜZCE(İHA) – DÜBAM Müdürü Öğretim Görevlisi Dilek Demirezen, sigarayı kafada bitirmek gerektiğini vurgulayarak azaltarak bırakmanın yüzde 3 oranında etkisi olurken, birden bırakmanın ise yüzde 90 oranında etkili olduğunu katılımcılarla paylaştı.
Düzce Üniversitesi Bağımlılıkla Mücadele ve Araştırma Merkezi (DÜBAM), TOBB Düzce Kadın Girişimciler Kurulu ve Yeşilay Düzce Şubesi iş birliği ile Sigara Bağımlılığı ile Mücadelede Bilmedikleriniz başlıklı konferans düzenlendi.
Düzce Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO) Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen etkinliğe Düzce Valisi Dr. Zülkif Dağlı, Düzce Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İdris Şahin, Düzce TSO Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Şahin, TOBB Düzce İl Kadın Girişimciler Kurulu Başkanı Aslıhan Akbal Tüysüz, çeşitli kurum temsilcileri ve davetli misafirler katıldı.
Programın açılış konuşmasını gerçekleştiren TOBB Düzce İl Kadın Girişimciler Kurulu Başkanı Aslıhan Akbal Tüysüz, 80’li yıllarda misafirlere, sigaraların özenle seçilerek ikram edildiğini ve bunun bir prestij göstergesi olduğunu söyleyerek, bugün bunu böylesine kanıksamış bir topluma, sigaranın sağlığımıza verdiği zararların yanında, diğer bağımlılıkların ilk kapısını oluşturduğunu kabul ettirmenin zor olduğunu ifade etti.
“Sigara içiyorum, Ama Sor Neden” başlıklı sunumunu yapmak için kürsüye davet edilen DÜBAM Müdürü Öğretim Görevlisi Dilek Demirezen, Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) 2017 yılına ait verilerine göre ülkemizde nüfusun yüzde 43,6’sının sigara kullandığını söyledi. 2017 Yılında Türkiye’de yapılan 7 farklı araştırmaya göre sigara kulanım oranının yüzde 25-30 civarında olduğunu söyleyen Dilek Demirezen, sigara içenlerin yüzde 70’inden fazlasının sigarayı bırakmak istediklerini, her yıl yüzde 30-50’sinin bırakmayı denediğini; ancak yardım almayanların sadece yüzde 5’nin başarılı olduğunu vurguladı.
Günde bir paket sigara tüketen birinin kalbine 45kg baskı yapmış hissine kapıldığını söyleyen öğretim görevlisi Dilek Demirezen, sigara tüketiminde; içmezsem sinirli olurum, içmezsem büyük tuvalete çıkamam, içmezsem kilo alırım, içmezsem uyuyamam, içmezsem dikkatimi toplayamam, içmezsem en yakın dostumu kaybederim, tek dostum yahu gibi koşullanmaların etkili olduğunu ifade etti.
“Yüzde 90 daha etkili”
Sigarayı kafada bitirmek gerektiğini önemle vurgulaya Demirezen, azaltarak bırakmanın yüzde 3 oranında etkisi olurken, birden bırakmanın ise yüzde 90 oranında etkili olduğunu katılımcılarla paylaştı. Sigara bırakmak için sıkça söylenen “Bir daha asla içmeyeceğim” cümlesinin bir tuzak olduğunu söyleyen konuşmacı, bu söylemin bağımlılara bir yük getirdiğini, bunun yerine daha naif cümleler kullanılması gerektiğini ifade etti. Sigara kullananların çoğunun otomatik olarak belirli zamanlarda ve belirli şeylerle bilinçsizce tükettiğini dile getiren DÜBAM Müdürü Dilek Demirezen, “Kahvenin yanında sigara içilir, toplantı aralarında ya da molalarda sigara içilir, yemekten sonra sigara içilir gibi koşullanmalarla sigaraları farkında olmadan tüketiyorlar” diyerek, kişilerin sigaraya ihtiyaç duymasalar bile alışkanlıkları neticesinde sigara tüketimini artırdıklarını vurguladı.
Sigara içmenin bulaşıcı psikolojik bir hastalık olduğunu söyleyen Dilek Demirezen, “Sigara içmek bulaşıcı bir psikolojik hastalıktır. Kuşaktan kuşağa görerek, duyarak bulaşır. Bu kitlesel bir hatalı programlamadır. Psikolojik bağımlılığın temelinde bu bilinçaltı yanlış kodlamalar yatmaktadır. Bu kodlamaların kaynağı; çevremizdeki sigara içen insanlar, çizgi film kahramanları ve sigara içilen binlerce film sahnesidir” şeklinde konuştu.
Vali Dr. Zülkif Dağlı, konuşmacılara yaptıkları başarılı ve etkiletici sunumları için teşekkür ederek, bağımlılıkla mücadelede işadamlarının desteğine ihtiyaç duyulduğunu ifade etti. Bağımlılıkla mücadelede sigarayı bırakan kişilerin işsiz olması durumunda tekrardan bağımlı olduğu maddeye yöneldiğini söyleyen Dr. Zülkif Dağlı, bağımlı olan kişilerin istihdam edilmesinin önemine değindi. Şehrimizde bağımlı kişilerin istihdam edilmesi konusunda projelerin olduğunu ifade eden Vali Dağlı, bağımlılıktan baskı yoluyla kurtulunamayacağını, bu konuda kişinin kendi kararının önemli olduğunu söyledi.
