EKONOMİ - 03 Mart 2021 Çarşamba 11:54

İki genç mühendisin dünyaya açılan, gurur veren hikayesi

A
A
A
İki genç mühendisin dünyaya açılan, gurur veren hikayesi

Üniversiteden mezun olduktan kısa bir süre sonra 2 ortak şeklinde ailelerinden aldıkları küçük destek ile başladıkları elektrikli motosiklet ve bisiklet üretiminde Dünya markası olmayı başaran mühendislerin hikayesi gurur veriyor.

Üniversiteden mezun olduktan kısa bir süre sonra 2 ortak şeklinde ailelerinden aldıkları küçük destek ile başladıkları elektrikli motosiklet ve bisiklet üretiminde Dünya markası olmayı başaran mühendislerin hikayesi gurur veriyor. Günlük 10 adet üretimden 45 ülkeye ihracat yapabilir hale gelen ve 2’si Türkiye, 1’i ise Çin’de olmak üzere 3 fabrika sahibi olan gençler ülke genelinde 150 bayi ile hizmet veriyor.


2010 yılında İstanbul Teknik Üniversitesinden mezun olan Fatih Bayraktar ve Mustafa İnci isimli mühendis 2 genç, Antalya’da kurdukları perakende dükkanında Çin’den ithal ettikleri 128 motosiklet ile başarı hikayelerine ilk adımı attılar. 2013 yılında ise Düzce Küçük Sanayi Sitesi bölgesinde 750 metrekarelik bir atölyede imalata başlayan mühendisler, 2015 yılında kurdukları dev tesiste üretim faaliyetlerini gerçekleştirmeye devam etti.



İlk zamanlarda günlük motosiklet ve bisiklet üretim adetleri yaklaşık 10 olan firma sahipleri, kurdukları ’Volta Motor’ ile bugün 400’ün üzerinde personel ile yaklaşık 45 ülkeye ihracat yapar duruma geldi. 2’si Türkiye, 1’i ise Çin’de olmak üzere kurdukları 3 fabrikada günlük 1200 civarında yerli elektrikli motosiklet ve bisiklet üretimi yapan firma, elektrikli araçlar arasında Dünya devleri arasına girmeyi başardı. Montaj, satış ve dağıtımı ile bu şekilde entegre bir tesis örneğini olmadığını belirten fabrika sahiplerinden Mustafa İnci, 30’un üzerinde fabrika satış mağazası, 150 civarı bayi ve yaklaşık 400 servis ile birlikte iç pazarda hizmetlerini sürdürdüklerini aktardı. 3 tesiste elektrikli araçların her sınıfını projelendirip, tasarlayıp üretebilir ve tüm dünyaya dağıtabilir hale geldiklerini ifade eden İnci, sektörde ihracatta lider olan Çin ile rekabet edebilecek durumda olduklarını da kaydetti.



Perakende dükkânda ithal ettiğimiz motosiklet ile bu işe başladık


2010 yılında İstanbul Teknik Üniversitesinden mezun olduklarını ve 2 ortak şeklinde bu işe başladıklarını anlatan Mustafa İnci, “Mezuniyetimizden sonra ilk etapta bizim amacımız kendi işimizi yapıp, bir şeyler katmak, bu memlekette imalat olsun, bir yenilik olsun diyerek yola çıktık. Mezun olur olmaz hemen tabi imalat veya üretime başlamak çok kolay değildi. Biraz ticareti ile başladık. Antalya’da perakende bir dükkân kurup, Çin’den motosiklet ithal ederek 128 motosiklet ile ilk olarak bu işe başladık. Yaklaşık 2 sene boyunca bu işi öğrenme aşamamız oldu. Bu işle uğraştıktan sonra yavaş yavaş ne yapmamız gerektiğini öğrenmeye başladık. O süreçte hem Türkiye hem Dünya’da elektrikli araçlar kategorisi daha çok yeniydi. Motosiklet ve bisiklet ile yeni başlamıştı, otomobiller çok fazla konuşulmuyordu. Piyasa şartları gelişmeye başladıkça yaklaşık 2013-2015 yıllarında Düzce’de Küçük Sanayi Sitesinin yanında yaklaşık 750 metrekarelik bir yerde imalata başladık. İşler büyümeye devam etti ve 2015’te şu anda bulunduğumuz tesiste üretim yapmaya başladık” dedi.



400’ün üzerinde personel ile 45 ülkeye ihracat


Mevcutta 400’ün üzerinde personel ile yaklaşık 45 ülkeye ihracat yapabilir duruma geldiklerini ifade eden firma sahibi Mustafa İnci, “İlk zamanlarda yaptığımız üretim adedi günde yaklaşık 10 motosiklet, bisiklet civarındaydı. Daha sonrasında adetler yükselmeye başladı, pazarda oturdu tabii ki. 2015 yılında bulunduğumuz tesise geldik ve ilk etapta 1-2-3’üncü faz şeklinde inşaatlara başlayarak hem imalat kapasitemizi hem de üretim, montaj kapasitemizi artırdık. Mevcutta 400’ün üzerinde personelimiz ile yaklaşık 45 ülkeye ihracat yapar duruma geldik. Şu an Türkiye’de; şase üretimi ile ara mamul üretimi ve ayrıca montaj, satış ve dağıtımıyla bu şekilde entegre bir tesis örneği yok. Buraya malzemeler sıfırdan boru-profil-yassı metal olarak sıfırdan giriyor ve motosiklet, bisiklet olarak banttan çıkıyor. Şu an Düzce tesisimiz dışında 1 adet Gebze’de ihracat için çalıştırdığımız bir tesisimiz ve ayrıca da Çin’de bir fabrika yatırımımız var. Çin’de ki fabrika yatırımımızın amacı özellikle Afrika, Orta Asya ve Uzak Doğu pazarlarında büyümek. Düzce fabrikamız 32 bin metrekare açık, 15 bin metrekare kapalı alana sahip. Büyümelerimizde devam ediyor. Bu tesis ağırlıkla iç pazara çalışıyor. Sektörün cari açığını hızla kapatmak için ithal ikame parçalar da üretiyor. 3 tesisimiz toplamda 71 bin m2 açık alan 27 bin 250 m2 kapalı alana sahip” diye konuştu.



150 bayi, 400 servis ile hizmet ağı


150 civarı bayi ve 400 servis ile iç pazarda hizmet verdiklerini ve kendilerine gelen proje taleplerini değerlendirerek ürün, araç tasarımı haline getirerek müşterilerine sunduklarını söyleyen İnci, “İç pazarda bayilerimiz var, şu anda 30’un üzerinde fabrika satış mağazası, bize bağlı bayimiz var. Onun dışında 150 civarı bayimiz var ve yaklaşık 400 civarı servisimizde iç pazarda hizmet veriyoruz. Proje usulü işler yapıyoruz, ticari müşterilerimiz çok. Şu anda Türkiye’de elektrikli araçlar konusunda; 2 tekerlekli, 3 tekerlekli veya 4 tekerlekli olsun herhangi bir proje talebi olduğunda bu proje talepleri genel olarak bize geliyor ve biz bunları değerlendiriyoruz. Büyük bir Ar-Ge ekibimiz var. Ülkemizde yetişmiş kaliteli mühendis arkadaşlar ile proje haline getiriyoruz, ürün ve araç tasarımı yapıyoruz. Ticari müşterilerimize, ticari kullanımları için bunları sunuyoruz. Sadece elektrikli araçlarda değiliz. Yaklaşık 2-3 sene önce benzinli araçlara da başladık. Özellikle paket servislerde kullanılan motosikletler, onun dışında özellikle ehliyetlerin B sınıfında dönmesinden sonra 50 cc motosiklet sınıflarında da yüklü miktarda üretimlerimiz devam etmekte” şeklinde konuştu.



Günlük bin 200 civarı üretim kapasitesi


Elektrikli araçların her sınıfında çok büyük bir gelecek olduğunu aktaran Mustafa İnci, “Mevcutta günlük bin ile bin 200 civarı üretim kapasitemiz var. Bu modelden modele göre değişiyor. İşin hem teknik hem de ticari tarafındayız, her ikisini birden paralel bir şekilde götürmeye çalışıyoruz. Dünyada bizim grubumuzda ihracatta lider Çin. İç pazarında sıradan fabrikalar 2 milyon adetlerde üretim yapıyor. Bununla ihracatta rekabet etmek çok zor ama biz bunu yüklü miktarda başardık. İhracata başladığımızda sektörün toplam ihracatı 50 bin dolara kadar düşmüştü. Sektör oyuncuları Çin ile rekabetin imkânsız olduğunu düşünüyordu. Sektörde herkesin birer birer ihracat pazarından çıktığını söylüyordu. Böyle bir ortamda kolları sıvayıp büyük zorluklarla uğraşıp ihracata başladık. Şimdi öncülük ettiğimiz ihracat pazarının 100 Milyon dolara yakın bir hacme yaklaşması gurur veriyor. İhracatta fiyatlar, ürün kalitesi olsun Çin ile rekabet edebilecek hale getirdik. Dünya’da genel olarak elektrikli araçların her sınıfında çok büyük bir gelecek var. Avrupa’da dağıtım sektöründe yapılan proje ve bu tarz araçlar bunu çok net bir şekilde gösteriyor. Türkiye’de de çok büyüyen bir pazar var. Pazarın bir araç talebi var. Pandemiden sonra bu daha da fazla arttı” ifadelerini kullandı.



Elektrikli araçları üretip tüm dünyaya dağıtabilir haldeyiz


İşe başlarken ailelerinden aldıkları manevi desteğin öneminden bahseden ve şu anda elektrikli araçların her sınıfını üreterek tüm dünyaya dağıtabilir hale geldiklerini sözlerine ekleyen İnci, “Biz bu işe başlarken ailelerimizin desteği çok önemliydi. Maddi desteğin yanında manevi destek var. Biz maddiden öte de her anlamda manevi destekte aldık, yapabilirsiniz desteğini aldık. Bu bize çok önemli bir yol oldu. Onun dışında maddi olarak aldığımız destek var, tabi maddi olmadan bu işin yapılması mümkün değil. Yani şu an mevcut otomobil fiyatlarını göz önünde bulundurursak birer orta sınıf araç parası almıştık zamanında. Ondan sonra da herhangi bir destek almadan bir şekilde kendi yağımızda kavrularak bu işi devam ettirdik. İyi bir noktaya geldik, şu an 3 tesiste elektrikli araçların her sınıfında projelendirip, tasarlayıp üretebilir ve tüm dünyaya dağıtabilir haldeyiz.” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aydın Başkan Tetik: “Hıdrellez Bayramımız kutlu olsun” Baharın getirdiği bereketin tüm dünyada daim olmasını ve hiçbir ülkenin yoklukla mücadele etmek zorunda kalmamasını dileyen Nazilli Belediye Başkanı Dr. Ertuğrul Tetik, Hıdrellez Bayramı dolayısı ile kutlama mesajı yayımladı. Tetik, mesajında dünyanın döngüsü ve devamlılığı için büyük önem arz eden, baharın sembolü, ekinlerin ve çiçeklerin gelişinin müjdeleyicisi Hıdırellez’in ülkede sevinç ve coşkuyla kutlanmakta olduğunu belirtti. Hızır ile İlyas Peygamber’in yeryüzünde buluştukları inancının da yaşatıldığını hatırlatan Belediye Başkanı Tetik, mesajının devamında “Halk inancına göre, Hızır ile İlyas peygamberler her yıl sadece bir kez Hıdrellezde buluşabiliyorlarmış. Hızır peygamberin karada, darda kalan kişilere yardımda bulunduğuna, onlara kılavuzluk ettiğine, aynı zamanda bolluk ve bereket getirdiğine, İlyas peygamberin de suların koruyucusu olduğuna inanıla gelmiş. Bununla birlikte 5-6 Mayıs tarihi de baharın başlangıcı olarak değerlendirilmiş. Zengin kültürümüzün bir parçası olan bu gün, geçmişle geleceğimiz arasında köprü vazifesi görmüş, kültürümüzü oluşturan örf, adet ve geleneklerimizin nesilden nesile aktarılarak günümüze kadar ulaşmasını sağlamıştır. Bolluk ve bereketin arttığı, bizlere baharı müjdeleyen Hıdırellez Bayramımızı en içten duygular ile kutlarken, tüm dua ve dileklerinizin kabul olmasını dilerim” ifadelerine yer verdi.
Bursa Bursa Büyükşehir Belediyesi’ne gastronomi ödülü Bursa Büyükşehir Belediyesi, şehrin sahip olduğu zengin mutfak kültürünü turizme kazandırmak amacıyla yaptığı çalışmalar dolayısıyla Gastro Bursa Dergisi tarafından ödüle layık görüldü. Osmanlı saray mutfağının doğduğu şehir olan ve günümüz gastronomi lezzetlerinin önemli duraklarından olan Bursa’nın tescilli lezzetlerini dünyaya duyurmak amacıyla önemli çalışmalara imza atan Bursa Büyükşehir Belediyesi, sektörün bileşenlerine desteklerini de sürdürüyor. Gastro Bursa Dergisi tarafından düzenlenen ‘Dergiye Değer Katanlar’ töreninde, Bursa Büyükşehir Belediyesi de ödüle layık görüldü. Şehir yöneticileri, kamu kurumlarının yöneticileri, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, gastronomi turizmi bileşenleri ve sosyal medya fenomenlerinin katıldığı geceye, Büyükşehir Belediyesi adına Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Yıldız katıldı. Genel Sekreter Yardımcısı Yıldız, ödülünü Gastro Bursa Dergisi Genel Yayın Yönetmeni İhsan Önder Uçar’ın elinden aldı. “Marmara’da ilk sıradayız” Bursa’nın, Türkiye’nin köklü tarihini ve kültürel zenginliğini en iyi şekilde temsil eden şehirlerden biri olduğunu söyleyen Mehmet Yıldız, “Şehrimizin lezzetli yemekleri, tarih boyunca yaşanan göçler ve kültürel etkileşimlerle birleşerek benzersiz bir çeşitliliğe dönüşmüştür. Bursa kebabı, İnegöl köfte, Mustafakemalpaşa tatlısı, pideli köfte, cevizli lokum, tahinli pide, cendere baklavası, Bağdat hurma tatlısı ve kestane şekeri Bursa ile anılan lezzetlerden bazıları. Şehrimizde coğrafi işaretle tescil edilmiş 30 farklı kategoride ürün ve yemek bulunması, Bursa’mızın tarım ve gıda alanındaki zenginliğini ve kalitesini de gözler önüne sermektedir. Bir lokmanın içinde binlerce yılın hikâyesi gizlidir. Sahip olduğumuz coğrafi işaret sayısıyla Marmara Bölgesi’nde ilk sırada yer alıyoruz. Şehrin marka değerini yukarılara taşıyan çalışmalarımızı Bursa Büyükşehir Belediyesi olarak devam ettireceğiz. Bursa’yı dünyanın önemli gastronomi merkezlerinden birisi hâline getirmek istiyoruz” dedi. Gastro Bursa Dergisi Genel Yayın Yönetmeni ve Araştırmacı-Yazar İhsan Önder Uçar ise, gastronomi turizmiyle ilgili bütün birleşenleri bir araya getirmek ve Bursa’daki gastronomi turizminin sıkıntılarının konuşulması amacıyla dergiyi kaleme aldıklarını ifade etti. Bursa mutfağının çok zengin olduğunu dile getiren Uçar, dergiyle Bursa gastronomisine ve gastronomi turizmine değer katmak istediklerini belirtti.