POLİTİKA - 03 Kasım 2017 Cuma 13:19

Kılıçdaroğlu: "Ayrım yapmadan hizmet edeceksiniz"

A
A
A
Kılıçdaroğlu: "Ayrım yapmadan hizmet edeceksiniz"

Edirne’nin Keşan ilçesinde açılışa katılan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP’li belediye başkanlarına tavsiyede bulunarak, "Ayrım yapmadan hizmet edeceksiniz" dedi.

Edirne’nin Keşan ilçesinde açılışa katılan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP’li belediye başkanlarına tavsiyede bulunarak, "Ayrım yapmadan hizmet edeceksiniz" dedi.


Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Edirne’nin Keşan ilçesinde Çok Amaçlı Pazaryeri Kompleksinin açılışına katıldı. Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan açılışta Keşan Belediyesinin hizmetlerini konu alan film katılımcılara izlettirildi. Keşan Belediye Başkanı Mehmet Özcan, programda yaptığı konuşmada, "Bu mutlu günümüzde Sayın Genel Başkanımızı aramızda görmekten onur duymaktayım. İçerisinde en önemlisi olan 13 senenin ürünlerini paylaştık. Hepsi emek dolu. Bir kenti 0’dan ele aldık. En son doğal gaz çalışmalarımız bitmek üzere. Çalışmalar yüzde 85 oranında. Hava kirliliğinden kurtulacağız. Bu tesisten gurur duyuyorum. Projeye çok önem verdik. Bu projenin hayata geçirilmesinde herkese teşekkür ediyorum. Heyecanım nedeniyle fazla konuşamıyorum. Yaptıklarımız ortada" dedi.



"Ayrım yapmadan hizmet edeceksiniz"


Keşan’da olmaktan gurur duyduğunu söyleyen Kemal Kılıçdaroğlu, "Belediye başkanımız konuşurken biraz heyecanlıyım dedi. Heyecan her zaman güzeldir. Heyecan olmazsa halka hizmet edemezsiniz. Bu açıdan belediye başkanımız heyecanı Keşan heyecanıdır, dostluk heyecanıdır. Kendini kutluyorum. Keşan İstanbul gibi İzmir gibi Edirne gibi büyük bir kent değil. İmkanları da sınırları. Her belediye başkanına söylediğim gibi. Seçileceksiniz güzel. Halk oy verdiği koltuğa oturdunuz. Her kuruşun hesabını millete vereceksiniz. Oy versin vermesin ayrım yapmadan hizmet edeceksiniz. Bu bizim sosyal demokrat anlayışımızdır. İnsanı seviyoruz. Bütün Keşan’ı kucaklayacağız. Belediye başkanımızın felsefesi budur. Bu tüm belediye başkanımız için geçerlidir" şeklinde konuştu.



"Sözümüzün arkasındayız"


Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Hatırlar mısınız seçimlerde asgari ücret net bin 500 TL olmalı demiştik. Bize itiraz etmişlerdi, ’nasıl yapacaksınız parayı nereden bulacaksınız?’ diye sormuşlard. Bugün tüm belediyelerimizde çalışanların asgari ücreti en az bin 500 TL’dir. Türkiye genelinde o yetkiyi alamadık ama yerel yönetimlerde gücümüzün olduğu yerlerde asgari ücreti 1500 lira yaptık. Demek ki hesabı iyi yaparsınız verdiğiniz sözü tutabilirsiniz. Biz verdiğimiz sözü belediyelerde tutuyoruz ama devasa . Türkiye Cumhuriyeti’ni yöneten hükümet bin 500 TL sözünü sözü veremedi, verseydi de yerine getiremezdi. Biz sözümüzün arkasındayız. Adam verdiğimiz söz tutarız."



"Belediyeleri ben seçmem"


Taş ocakları nedeniyle yaşanan şikayetleri bildiğini dile getiren Kemal Kılıçdaroğlu, "Çevreyi katledersiniz insan huzursuz olur. Belediye başkanlarımız bu tür alanlara önem verirler. İstanbul’da olsaydı bu merkezin yerine 35-40 katlı binalar olurdu. Keşan bunu böyle yapmadı. Bu meydanda bayramlar yapılacak, halaylar çekilecek. Meydanlar kentin enerjisini boşalttığı yerlerdir. Keşan’da böyle bir meydana kavuştuğu için belediye başkanımızı teşekkür ediyorum. Belediyeleri ben seçmem, siz seçersiniz. Belediye başkanın arkasında durduğunuz sürece saygı duyarız" diye konuştu.



"Neden istifa ettirelim?"


Kıçıldaroğlu, "Diyorlar ki belediye başkanlarını istifa ettirdik. Niçin? Bilmiyoruz. Geçen bu zat demiş ki ‘Biz ettirdik şimdi sıra CHP’de.’ CHP de istifa ettirsin.’ Neden istifa ettirelim? Hangi gerekçe ile istifa ettireceğiz? İstifa ettirmezlerse İç İşleri Bakanlığını harekete geçireceklermiş. Geçirmezsen adam değilsin. Geçir kardeşim. Bizim belediyelerimizde günün 24 saatinde müfettiş var. İşin özeti çok zor şartlarda görev yapıyor başkanlarımız. Hükümetin baskısı var. Halka hizmet etmekten bizi döndüremezler. Bizim ruhumuz halka hizmetle doludur. Siyaset cebi doldurmak değildir. Siyaset halka adanmışlıktır. Onlar fakirden alıp yandaşa aktarıyorlar. Allah’ın izniyle iktidar olduğumuzda yandaştan alıp halka dağıtacağız" dedi.


Konuşmaların ardından kompleksin açılışı yapıldı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Giresun Pembe kimlikle 38 yıl yaşayan Kumral Bodur’un hayatı film oluyor Giresun’da nüfus memurunun yaptığı hatadan dolayı pembe kimlik verilen ve 38 yıl boyunca erkek olduğunu ispatlamaya çalışan 52 yaşındaki Kumral Bodur’un hayatı beyaz perdeye ilham kaynağı oldu. Yazar Aziz Nesin’in filmlere de konu olan “Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz” romanının ardından, nüfus müdürünün hatası nedeniyle nüfusa kadın olarak kaydedilen Kumral Bodur’un 38 yıl boyunca erkek olduğunu ispatlamaya çalıştığı hayat hikayesi de filme konu oluyor. Filim yapımcılarının kendisini aradığını anlatan Kumral Bodur, “Trajikomik bir film hikayesi için hayatımın bir film senaryosuna ilham kaynağı olmuş. Bununla ilgili filmin yönetmenliğini yapacak olan Abbas Karatekin ve Yapımcısı Ulaş Karadeniz beni aradılar ve projelerinden bahsettiler. Ben de olumlu yaklaştım. Önümüzdeki günlerde Giresun’a gelip senaryo yazımı için detaylı görüşmeler yapacağız” dedi. 15 hakim, 19 savcı değişmiş, kimliği değişmemişti Giresun’un Bulancak ilçesinde yaşayan 52 yaşındaki Kumral Bodur nüfus memurunun yaptığı hatadan dolayı nüfusa kadın olarak yazılmış ve pembe kimlik verilmişti. Ancak yapılan hatanın düzeltilmesi ise tam 38 yıl sürmüş bu süre içerisinde evlenip çocuk sahibi olmasına rağmen ne resmi evlilik yapabilmiş ne de çocuklarını nüfusuna yazdırabilmişti. Çocuklarını kardeşlerinin nüfusuna yazdıran Kumral Bodur, sigortalı bir işe girip çalışamamış ve askerlik görevini de yapamamıştı. 15 hakim, 19 savcının değiştiği hukuk mücadelesi ise tam 38 yıl sürmüştü. Kumral, mahkeme sürecinde yaşadığı psikoloji sorunlar nedeniyle aldığı hapis cezasını da, kadın kimliğiyle, erkek cezaevine girdiğinde ise yanlışlığın fark edilmesi sonucu cezaevinden dışarı çıkartılmıştı.
Amasya Amasyalı öğrenciler okulda ata tohumu ekip fide yetiştirdi Amasya’nın Taşova ilçesinde Emine Bursalı İmam Hatip Ortaokulu öğrencileri ve öğretmenleri okulda ektikleri ata tohumlarından fide yetiştirdi. Çileklerin ve diğer sebzelerin hasadı yapılırken ata tohumu domates fideleri de okul bahçesinde oluşturulan seraya dikildi. "Ata tohumlarını burada yetiştiriyoruz" Fen ve teknoloji laboratuvarında yetiştirilen ata tohumları, ‘Eğitimde Rehberlik ve Destekleme Modeli (ERDEM) Destek 2022 Programı’ çerçevesinde sağlanan 25 bin liralık destekle okul bahçesinde oluşturulan 25 metrekarelik seraya taşınarak öğrencilerin elinde toprakla buluştu. Çok heyecanlandıklarını belirten 7. sınıf öğrencisi Abdullah Ensar Sarıbaş, “Getirdiğimiz ata tohumlarını burada yetiştiriyoruz. Burada çilek, marul, maydanoz gibi bir sürü çeşit bitki bulunuyor” dedi. Arkadaşı Tuğçe Naz Aşık da, “Köyümüz uzak olduğu için git, gel yapamıyoruz. Okulumuzda bunun gibi sera olduğu için tarımdan da yararlanabiliyoruz. Laboratuvarda üretiyoruz. Sonra gelip buraya dikiyoruz” diye konuştu. "Amacımız akademik başarının yanı sıra evlatlarımızı hayata da hazırlamak" Çalışmanın öğrencilerinin gelişimi için fırsat olduğuna işaret eden Fen Bilimleri Öğretmeni Bayram Atalay, “3 sene önce kurulan serada çilek, domates, salatalık, karnabahar, roka yetiştiriyoruz. Çocuklara eğitim, öğretim faaliyetinin haricinde yaparak ve yaşayarak öğrenmeyi de öğretiyoruz” şeklinde konuştu. Amaçlarının akademik başarının yanı sıra evlatlarını hayata da hazırlamak olduğunu vurgulayan Okul Müdürü Ali Buğalı ise, “Son yıllarda küresel ısınmayla beraber gıdaya erişim konusundaki sıkıntıları göz önüne aldığımızda toplumumuzun üreten, kendi kendine yeten bir toplum olması açısından tarım faaliyetlerine yönelip her türlü sebze ve meyveyi yetiştirmeye çalışıyoruz. Onlara da örnek olmaya çalışıyoruz” diye konuştu.
Ankara TESK Genel Başkanı Palandöken: “İş sağlığı ve güvenliği en temel haklardan biridir” İş sağlığı ve güvenliği tedbirlerinin sadece yasal bir zorunluluk değil insanın en temel haklarından biri olduğunu vurgulayan TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Ülkemizde, iş sağlığı ve güvenliği konusunda önemli adımlar atılmakla birlikte hala iyileştirilmesi gereken alanlar bulunmaktadır. İş sağlığı ve güvenliği en temel haklardan biridir” dedi. İş Sağlığı ve Güvenliği Haftası vesilesiyle yazılı bir mesaj yayınlayan Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “ILO verilerine göre 2023 yılında Türkiye, ölümcül olmayan mesleki yaralanmalar bakımından dünyada 11. sırada, ölümlü iş kazası sayısı bakımından ise 15. sırada yer alıyor. İş kazaları üzerine veriler toplayan ve paylaşan İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin (İSİG) verilerine göre 2023 yılında en az bin 929 işçi hayatını kaybetti. Bir ülkede meydana gelen iş kazalarının sayısının azalması, o ülkenin iş sağlığı ve güvenliği açısından ne kadar başarılı olduğunun bir göstergesi olarak kabul edilmektedir. İş sağlığı ve güvenliği yönetiminin uygulanabilirliği ile iş kazalarının önceden engellenmesi oldukça önemlidir. Unutulmamalıdır ki her iş kazası önlenebilir nitelikte bir risktir ve bu konuda alınacak önlemler hayati önem taşır. Herkesin sağlıklı ve güvenli bir çalışma ortamına sahip olması, daha verimli ve mutlu bir işgücü oluşturmaya yardımcı olur” ifadelerini kullandı. İş sağlığı ve güvenliği konusunun seçenek değil zorunluluk olduğunu belirten Palandöken, “Çalışanların daha güvenli bir ortamda çalışmalarını sağlamak, hem işverenlerin hem de çalışanların ortak sorumluluğudur. İşverenlerin ve çalışanların iş sağlığı ve güvenliği konusunda bilinçlenmeleri, uygun ekipmanların kullanımı, risklerin değerlendirilmesi ve önleyici tedbirlerin alınması önemlidir. Sağlıklı çalışma ortamları oluşturarak, çalışanların daha mutlu, daha sağlıklı ve daha verimli olmalarını sağlamak hem işletmelerin hem de toplumun yararınadır. Esnaf ve sanatkarlar için iş sağlığı ve güvenliği konularına uyum sağlamak, yasal sorunlardan kaçınmak ve işletmelerini güvende tutmak açısından hayati öneme sahiptir. İşletmelerin itibarını korumak için düzenli olarak iş sağlığı ve güvenliği önlemleri alınmalı ve çalışanlara gerekli eğitimler verilmelidir. Bu vesile ile 4-10 Mayıs İş Sağlığı ve Güvenliği Haftası’nda tüm işletmelere kazasız bir çalışma hayatı dilerken, bu konuda daha bilinçli, duyarlı ve sorumlu olmamız gerektiğinin altını çiziyorum” dedi.