GENEL - 06 Kasım 2017 Pazartesi 16:24

‘Edirne kırmızısı’ UNESCO’ya göz kırpıyor

A
A
A
‘Edirne kırmızısı’ UNESCO’ya göz kırpıyor

Edirne İl Kültür ve Turizm Müdürü Ahmet Hacıoğlu da uğruna casusluk faaliyetlerinin yapıldığı ’Edirne Kırmızısı’ için UNESCO Dünya Somut Olmayan Kültür Mirası Listesi’ne başvuracaklarını söyledi.

Edirne İl Kültür ve Turizm Müdürü Ahmet Hacıoğlu da uğruna casusluk faaliyetlerinin yapıldığı ’Edirne Kırmızısı’ için UNESCO Dünya Somut Olmayan Kültür Mirası Listesi’ne başvuracaklarını söyledi.


Edirne’de gazeteci Orkun Akman’ın araştırmaları sonucu gün yüzüne çıkardığı ’Edirne Kırmızısı’nı ayrıntılarıyla anlatan ’Mükemmel Edirne Kırmızısı’ isimli kitap Amerika’dan çıktığı yolculuğunun ardından 1 ay sonra Trakya Üniversitesi Kütüphanesi’ne kazandırıldı.


Edirne’nin dünya literatürüne kabul ettirdiği rengi ’Edirne Kırmızısı’nın konu alındığı Fransızca ismiyle ’Adrinople - Le Rouge Magnifique’ yani ’Edirne - Mükemmel Renk’ kitabı T.Ü. Kütüphanesi’ne kazandırıldı.


Trakya Üniversitesi Merkez Kütüphane’de özel bölmedeki yerini alan kitap için gerçekleştirilen törene Rektör Prof.Dr. Erhan Tabakoğlu, Rektör Yardımcısı Prof.Dr. Cem Uzun, Kütüphane Dökümantasyon Daire Başkanı Recep Zogo ve İl Kültür ve Turizm Müdürü Ahmet Hacıoğlu’nun yanısıra çok sayıda akademisyen ve tarihçi katıldı.


Toplantıda konuşan Kütüphane Dökümantasyon Daire Başkanı Recep Zogo, Edirne Kırmızısı’nın bilinen tarihinin 17’inci yüzyıla dayandığını belirterek, “Bu renk Edirne’ye özel bir renk ve o dönemde Avrupalılar bu rengi elde etmek için Edirne’ye ajanlarını yolluyorlar. Sonrasında bu rengi alıp Avrupa’ya götürüyorlar. Biz bu rengin anlatıldığı kitabı almak için çok uğraştık. Özellikle bir kitap olmadan çalışma yapmak çok zor. Kulaktan duyma bilgilerle bu iş olmuyor. Fransa ve İngiltere’de bu kitaba ulaşmaya çalıştık fakat olmadı. En son Amerika’dan kitabımızı getirdik. Yaklaşık 1 ay sürdü bu yolculuk” dedi.



“Edirne Kırmızısı’na üniversite’nin sahip çıkması çok sevindirici”


Konuyu Edirne gündemine taşıyan gazeteci Orkun Akman da konuyu Edirne gündemine taşımanın kendisi için hem zor hem de keyifli olduğunu dile getirerek, “Bu keyfi de bu yılın Mart ayında önce Hudut Gazetesi’nde sonra da kişisel bloğumda ’Paylaşılamayan Renk - Edirne Kırmızısı’ yazı dizisiyle yayınladık. Bundan sonra çok güzel olumlu geri dönüşler aldık. Çünkü literatürde Edirne adının geçtiği bir rengin çokça bilinmediğini gördüm. Bu konuya Edirne’deki kurumlar sahip çıkması çok önemliydi. Aradan geçen zamanda özellikle bilimle büyüyen bir kurumun sahip çıkması kentlilik bilinci açısından da çok sevindirici” ifadelerini kullandı.



“Yeni bir renk geliyor”


Edirne kırmızısının artık bir turistik veya ticari obje olarak değerlendirilmesi gerektiğinin de altını çizen Akman, “Son olarak şunu söylemek istiyorum. Edirne kırmızısını bir şekilde kenara koyduk. Şu an Emel hocamla yeni bir renk üzerinde çalışma ve araştırmamız var. Edirne’yle tarihi geçmişi olan bir şey. Onu şimdilik söylemeyelim, ileride ortaya çıkınca tekrar paylaşırız” şeklinde konuştu.


Rektör Erhan Tabakoğlu ise Edirne Kırmızısı kitabını kütüphaneye koymanın mutluluğunu yaşadıklarını dile getirerek, “Süheyl Ünver’in dediği gibi Her şey biter Edirne bitmez. Her küçük ayrıntısının bir büyük hikayesi vardır. Bunlar gün yüzüne çıkmayı bekliyor işte belki çok önemsemediğimiz çinilerdeki Edirnekari’deki o kırmızı renk bir dönem efsane olmuş, casusluk işlevlerine konu olmuş. 17. Yüzyılda bu rengi bulabilmek için insanlar bir çaba göstermişler. Edirne’ye ait bir kültürü tekrar gün yüzüne çıkartıyoruz. Üniversiteye düşende budur. Bu anlamda gerçekten önemli bir iş yapılmıştır. Bu kırmızıyla artık hediyelik eşyalar, yeni tasarımlar, yeni sanat eserleri belki gün yüzüne çıkacak. Biz var olan değerlerimizi yaşatacağız. Daha da büyütmek için uğraşacağız” ifadelerini kullandı.



‘Edirne kırmızısı’ UNESCO’ya göz kırpıyor


İl Kültür ve Turizm Müdürü Ahmet Hacıoğlu da Edirne Kırmızısı’nın UNESCO “Somut Olmayan Kültür Mirası Listesi”ne girmesi için çalışma yürüttüklerini belirterek, “Edirne Kırmızısı’nın UNESCO’nun “Somut Olmayan Kültür Mirası Listesi”ne girmesi için çalışma yürütüyoruz. 2018’in ilk toplantısında üniversitemiz, belediyemiz, müdürlüğümüz ve bu işe gönül veren kişilerin katkılarıyla bu değerin tanıtımını yapacağız. Yerel, ulusal ve UNESCO bazında Edirne’nin çok önemli değerleri var. Bunu daha da arttırmak istiyoruz. Edirne Kırmızısı’nı da ilk önce il envanterine, ardından ulusal envantere ve nihayetinde UNESCO’ya kadar uzanan bir süreç bizi bekliyor. Bunun için çalışacağız ve inşallah hedeflediğimiz yere varacağız” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Yozgat ’Bebek gibi bakımlarını yapıyorum’ diyen kadın 5 metrekare alanda mantar üretiyor Sorgun Belediyesi’nin malzeme ve tohum desteğiyle istiridye mantarı üretimine başlayan 53 yaşındaki ev kadını Hatice Çetin, evinin geçimini bahçesine kurduğu çadırda ürettiği mantarları satarak sağlıyor. Yozgat’ın Sorgun ilçesi Güzelyurt Mahallesi’nde ikamet eden 53 yaşındaki Hatice Çetin, Balıkesirli bir arkadaşından istiridye mantarı yetiştiriciliğini öğrendi. Evinin bahçesinde mantar yetiştirmeye karar veren Çetin, bu talebini Sorgun Belediye Başkanı Mustafa Erkut Ekinci’ye iletti. Ekinci’den çadır, malzeme ve tohum desteği alan kadın girişimci Çetin, evinin bahçesine kurduğu 5 metrekarelik alanda 4 ay önce istiridye mantarı üretimine başladı. Kompost adı verilen 80 adet mantar üretim torbasıyla işe başlayan Çetin, ilk üretim de 100-150 kilogram arasında mantar elde etmeyi beklediğini söyledi. Bu işi severek yaptığını belirten Çetin, çadır ve tohum desteği verildiği takdirde alanını büyüterek mantar üretimini artırmak istediğini de ifade etti. Mahallesinde “Mantar Ana” olarak bilinen Çetin, bahçesinde ürettiği istiridye mantarıyla komşularının mantar ihtiyacını karşılarken sattığı mantarlardan elde ettiği gelirler ile de aile ekonomisine destek oluyor. “İlk etapta 100 kilogramın üzerinde mantar üretimi bekliyorum” İstiridye mantarı üretimine 4 ay önce başladığını söyleyen Hatice Çetin, “Bir senedir bu işi araştırıyordum, istiridye mantarı yetiştiriciliğine de ilgim de vardı. Sorgun Belediye Başkanımızdan gidip çadır istedim, o da bana çadır ve tohum desteğinde bulundu. Evimin bahçesinde 5 metrekare alanda mantar üretmeye başladım. Destek verildiği takdirde bu alanı büyütmek ve üretimi artırmak istiyorum. Bu işe yeni başladım 4 ay oldu, evimin geçimini buradan sağlamaya çalışacağım. Burada 80 torbaya yakın mantar üretim torbası var, ilk etapta buradan 100 kilogramın üzerinde üretim yapmayı düşünüyorum” dedi. “Mantarların bebek gibi bakımlarını yapıyorum” Mantar üretimini severek ve büyük bir titizlikle yaptığını belirten Çetin, “Mantarın samanlarını dezenfekte ediyoruz, bir gün suyunu süzdürüyoruz. İkinci gün ekimini yapıyoruz. 25 gün kuluçka dönemi oluyor daha sonra hasada başlıyoruz ve aynı poşetten 3-4 kez verim elde ediyoruz. Bu mantarların bebek gibi bakımlarını yapıyorum. Ancak maliyetlerimiz kurtarmıyor, bu işi de imkansızlıklardan dolayı yapıyorum. İşimi severek yapıyorum, evde oturmaktansa bir şeyler üretmeyi seviyorum. Sorgun Belediye Başkanımız Erkut Ekinci’nin destekleriyle kurduk burayı onun sayesinde bu işe başladık, yoksa başlayamazdık. Kendisine de çok teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.
Samsun ’Polen alerjisi’ uyarısı: Sabah ve öğlen saatlerine dikkat Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Aziz Uluışık, polen alerjisinin özellikle bahar aylarında havaların ısınmasıyla ortaya çıkan polenlerin tetiklediği mevsimsel bir alerji türü olduğunu belirterek, “Özellikle sabah erken ve öğlen saatlerinde dışarıya çıkmayalım. Spor ve yürüyüş faaliyetlerinde mümkünse kapalı alanları tercih edelim” dedi. Büyük Anadolu Hastaneleri Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Aziz Uluışık, polen alerjisi ve korunma yolları hakkında bilgi verdi. Uzm. Dr. Uluışık, "Polen alerjisi, özellikle bahar aylarında havaların ısınmasıyla ortaya çıkan polenlerin tetiklediği mevsimsel bir alerji türüdür. Polenler en sık görülen ev dışı alerjenlerdir. Polen alerjisi, vücudun bağışıklık sisteminin polenlere aşırı tepki vermesi sonucu ortaya çıkar. Bu tepki sonucunda kişilerde öksürük, burunda kaşıntı ve akıntı, gözlerde sulanma ve kaşıntı şikayetlerinde artış görülmektedir. Bunun sebebi bu mevsimlerde ağaçlardan, çimenlerden ve yabani otlardan salınan polenlerdir” diye konuştu. Bunlara dikkat Dikkat edilecek hususlarla ilgili bilgi veren Uluışık, “Polenler havada kilometrelerce asılı kalabilirler. Polenlerin en yoğun olduğu saatler sabah erken ve öğle saatleridir. Dışarıda bir aktevite planladığımızda bu saatleri göz önünde bulundurarak planlama yapılmasını öneriyoruz. Özellikle sabah erken saatlerde ve öğlen saatlerinde dışarıya çıkmayalım. Spor ve yürüyüş faaliyetlerinde mümkünse kapalı alanlar tercih edelim. Mutlaka dışarı çıkılması gerekiyorsa çeşitli koruyucu önlemler alınması gerekir. Gözlük kullanılabilir, şapka takılabilir. Uzun kollu ve bacaklı giysiler tercih edilebilir. Eve geldiğimizde üzerimizdeki kıyafetler değiştirilir ve duş alınması önerilir. Polenlerden korunmak için gerekli önlemleri alıp eğer şikayetlerinizde azalma yoksa hekiminize başvurarak anti alerji ilaçları kullanılarak şikayetlerinizi kontrol altına alabilirsiniz" şeklinde konuştu.