KÜLTÜR SANAT - 02 Haziran 2022 Perşembe 18:19

Balkan yemekleri Edirne mutfağına girdi

A
A
A
Balkan yemekleri Edirne mutfağına girdi

Eğitimden sağlığa, bilimden teknolojiye, sanattan kültüre her alanda Balkan çalışmaları yapan Trakya Üniversitesi, yöresel lezzetleri de geleceğe taşıyor.

Eğitimden sağlığa, bilimden teknolojiye, sanattan kültüre her alanda Balkan çalışmaları yapan Trakya Üniversitesi, yöresel lezzetleri de geleceğe taşıyor. Edirne Valisi Hüseyin Kürşat Kırbıyık ve Rektör Prof. Dr. Erhan Tabakoğlu, Balkan Lezzetleri yemeğinde öğrencilerle buluştu.


Türkiye’de Balkan ülkelerinden en fazla öğrenciye ev sahipliği yapan Trakya Üniversitesinde, öğrencilere Balkan mutfağına ait yemekler sunuldu. Balkan ülkelerinden 4 bin 500 öğrencinin öğrenim gördüğü üniversitede Balkan Yerleşkesindeki Bolca Ana Yemekhanesine gelen öğrenciler, büyük bir sürprizle karşılaştı. Yemekte öğrenciler, Elbasan Tava (Arnavutluk), Mişöriz (Arnavutluk) ve Dunavska (Bulgaristan) ve Balkan Çorbası gibi Balkan lezzetlerini tatma fırsatı buldu.


Balkanlar ile birlikte dünyanın dört bir yanından ve ülkemizden Trakya Üniversitesinde öğrenim gören öğrencilerin büyük ilgi gösterdiği yemekte, Vali Hüseyin Kürşat Kırbıyık ve Rektör Prof. Dr. Erhan Tabakoğlu, öğrencilere yemek dağıttı ve ardından uygulamanın ilk yemeğini öğrencilerle birlikte yedi.


Öğrenci odaklı bir politika belirlediklerini ve bu doğrultuda öğrencilere yönelik çeşitli faaliyet ve etkinlikler düzenlediklerini ifade eden Rektör Prof. Dr. Erhan Tabakoğlu, "Öğrencilerimiz, Edirne’ye geldikleri zaman Balkan havasını teneffüs edip Balkan suyunu içiyorlar. Haftada bir gün de olsa Balkan yemeklerinden de yemelerini arzu ettik. Bugün de bu değerli uygulamanın ilk gününü, valimizin de katılımıyla gerçekleştiriyoruz. Üniversitemize gösterdikleri yakın ilgiden dolayı teşekkür ediyorum” dedi.


Yemek sonrası bir konuşma gerçekleştiren Vali Hüseyin Kürşat Kırbıyık, şehrin dinamiklerini tanıma açısından ziyaretlerine devam ettiklerini belirterek “Bugün de şehrimizin gurur kaynaklarından olan Trakya Üniversitemizi ziyaret ettik. Rektörümüzden çalışmalarla ilgili bilgi aldık. Duyduklarımdan ve yapılan çalışmalardan gurur duyduğumu ifade etmek isterim. Hakikaten çok ciddi bir kapasiteye ulaşmış, gerek öğrenci varlığı gerek akademik kadrosunun gücü ve gerekse yaptığı çalışmalarla Trakya Üniversitesi, Türkiye’de önde gelen üniversitelerden biri” dedi.


Eğitim faaliyetlerine büyük önem verdiklerini ve her fırsatta öğrenciler ile bir arada olmaktan her zaman mutluluk duyduklarını belirten Vali Kırbıyık, “Masasını paylaştığımız öğrenci arkadaşlarımızın da fikirlerini aldık. Hakikaten güzel bir çalışma olmuş. Başta Rektörümüz olmak üzere emeği geçen herkesi tebrik ediyorum. 5 binin üzerinde uluslararası öğrenci hakikaten büyük bir varlık. Şehrimize büyük bir güç katıyorlar. Onları bu şehirde ağırlamaktan son derece memnunuz" şeklinde konuştu.


Programa Trakya Üniversitesi Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Osman Nuri Hatipoğlu, Prof. Dr. Murat Türkyılmaz ve Prof. Ahmet Hamdi Zafer de katıldı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara AK Parti İstanbul Milletvekili Ensarioğlu: "Gençler, uyuşturucu peşinde koşuyor, buna bir çare bulmamız lazım" AK Parti İstanbul Milletvekili Mehmet Selim Ensarioğlu, "Gençler uyuşturucu kullanıyor. Hep beraber bunu bitirelim. Büyük tehlike var önümüzde. Ama bu olaya bir çare bulmamız lazım" dedi. AK Parti İstanbul Milletvekili Ensarioğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile görüşmesinin ayrıntılarını anlattı. Ensarioğlu, "Hem geçmiş olsun dileklerimi iletmek için hem de barış sürecinin başlatılmasına verdiği destekten dolayı teşekkür ettim" dedi. Ensarioğlu, "Terörsüz Türkiye" süreci hakkında, "Cumhurbaşkanımız ve Bahçeli’nin çabalarıyla ve desteğiyle bu barış süreci başladı ve bana göre çok iyi gidiyor. Halk rahatladı" dedi. Uyuşturucu konusunda da Bahçeli ile konuştuklarını aktaran Ensarioğlu, "Gençlerin hepsi uyuşturucu peşinde koşuyor demiyorum. Ama iş peşinde koşarken, ekmek kazanmaya çalışırken o tuzaklara düşecektir. Ben çok büyük bir tehlike gördüm. Bahçeli’yle bunu görüştüm. İnsana eğitim vermeliyiz. Gençler eğitim görmeli veya meslek olarak yetişmeli" dedi. Tarım ve Orman Bakanı ve DSİ Genel Müdürü’nü ziyaret ettiğini söyleyen Ensarioğlu, "265 bin hektar arazi sulanıyor. Ilısu Barajı buna göre 2 milyon 200 bin hektar arazi sulanıyor. Herkes bu kısma iyi baksın. Bu iki defa sulanırsa o araziler, yani su gittiği zaman, 2 verim verecek en azından. 4 milyon 500 bin hektar arazi sulanacak. Biz hem o gençlere bir iş imkanı sağlarız. Ben bunu da bir hesapladım. 600 bin civarında iş imkanı doğar orada. Bizim dönemimizde 90’lı yıllarda 22-23 milyon insan köyde üreticiydi. Şu anda toplam köylerde kalan nüfus 4-5 milyon. Ve onun yüzde 90’ı da yaşlı kesimidir. Üreticide kalmadı. Şu anda 10-11 milyon buğday kadar üretilebiliyor. Öbürünü dışarıdan satın alıyoruz. Bunlar hem üretici olsa, hem işsizlik giderilmiş olur, hem özel sektörü o bölgeye çekip yatırım yapabiliriz. Oraya tabii otobanları götürmek lazım, hızlandırmak lazım. 10 yılda olacakla bir yılda yapalım. Çılgın bir parayla bir de yılda yapalım" ifadelerini kullandı. Ensarioğlu şunları kaydetti: "Ülkemizin geleceği için, gençlerimizin geleceği için. Gençlerimiz en büyük sermayemizdir. Bunlar için el atıp, çalışmamız lazım. Önce gençlere ümit verelim. Yani ümitsiz olmasınlar. Sanat okulları yaygınlaştırılsın. Çok kısa sürede ailenin gelirine katkıda bulunuyor. Ve mezun oluyor, diploma alıyor, sertifika alıyor. Yani altı ay daha, dokuz ay. Bunun yanında yatırım okulları da yapılabilir. Yeni yetişenler orada okur. Köye sağlık ocakları, ortaokullar yapmalıyız. Asfalt yapmalıyız. Küçük köyler 3 bin nüfusu bulduğu zaman belediye olmuştu. 10 yıl önce 3 bin 216 belediyemiz vardı. Şimdi bin 700- bin 600 düşürüldü. O küçük yerlerin hepsine belediyeymiş gibi asfaltını yap, ortaokulu yap, sağlık ocağını yap ki hakikaten efendi olsun. Bir de biz bu köylüye yılda iki defa verim alması, sulamayla tamam. Ama enerji indirimi, vergi indirimi, sigorta, işçi sigortası hiç almamalıyız ki cazip hale gelsin. Para kazansın. Köye gitsin para kazansın. Yoksa diyecek beni sen şehirde oturuyorsun beni köye geri mi gönderiyorsun." Leyla Zana’ya yönelik tezahürata ilişkin Ensarioğlu, "Bahçeli çok üzüldü. Dedi ki ’tarihini hatırlamıyorum. Bir tarihte İstanbul’da Beşiktaş’a gittim. Koyu bir Beşiktaşlıyım. Gittim orada böyle benzeri onun gibi tezahürat yapıldı. Oradaki takımlar yani. Takımlar argo konuşmalar. Ya ben rahatsız oldum bir daha da gitmedim’. Bu seneyi aile yılı ilan ettik. Aile dedin, namus dedin, ana dedin, kadındır. Kadının Kürt’ü, Türk’ü yoktur. Evladı olan ana anadır, evladı olan anne anadır. Yani benim için Cumhuriyeti’nin elleri de Diyarbakır’ın elleri de benim anamdır. Ben ellerini öperim. Hangi akıllı aklı, hangi edepli? Evine giderse karının, kızının yüzüne nasıl bakarsın. Kızın sana dese baba sen bir kadına küfür et. O kadın burada değil. O kadın milletvekili değil. Kızına, karına nasıl anlatırsın bunu" diye konuştu.
Diyarbakır DTSO Başkanı Kaya: "Bu mesele sosyolojisi, ekonomisi ve siyaseti olan bir sorundur" Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Kaya, "Doğu Sorunu: Teşhisler ve Tespitler" raporunun 30. yılı dolayısıyla düzenlenen panelde yaptığı açıklamada, "Bu mesele sosyolojisi, ekonomisi ve siyaseti olan bir sorundur" dedi. DTSO ile Diyarbakır Tanıtma Kültür ve Yardımlaşma Vakfı (DİTAV) tarafından, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) öncülüğünde 1995 yılında hazırlanan "Doğu Sorunu: Teşhisler ve Tespitler" raporunun 30. yılı dolayısıyla düzenlenen "30. Yılında Doğu Raporu’ndan Bugüne" başlıklı panelde konuşan Kaya, raporun hazırlandığı dönemin koşullarına dikkati çekti. Kaya, 1990’lı yıllarda Kürt sorununun tamamen bir güvenlik ve terör meselesi olarak ele alındığını hatırlatarak, "Faili meçhullerin yaşandığı, güvenlikçi politikaların hakim olduğu bir dönemde, TOBB’un böyle bir çalışmayı gündemine alması önemli ve cesur bir adımdı" dedi. Raporun, sorunun yalnızca güvenlik başlığı altında ele alınamayacağını ortaya koyduğunu vurgulayan Kaya, "Bu mesele sosyolojisi, ekonomisi ve siyaseti olan bir sorundur. Bu çerçeve oluşturulmadan çözüm mümkün değildir" ifadesini kullandı. Bölgesel kalkınma politikalarına da değinen Kaya, yatırım teşviklerinden Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin yeterince faydalanamadığını belirtti. Kaya, "Bölgesel kalkınma amacıyla uygulanan teşviklerden bölgenin yararlanma oranı yüzde 5’ler düzeyindeyken, Batı illerinde bu oran yüzde 65’lere ulaşıyor" diye konuştu. Eğitim ve temel tüketim harcamalarında da ciddi farklar bulunduğunu ifade eden Kaya, "Batı ile aramızda eğitim harcamalarında 26 kata, gıda harcamalarında ise 22 kata varan farklar var. Bu tablo, güvenlik merkezli bakış açısının bir sonucudur" değerlendirmesinde bulundu. "Diyalog ve müzakere önemlidir" Türkiye’de son dönemde Kürt sorununun çözümüne yönelik bir diyalog sürecinin konuşulduğunu dile getiren Kaya, bu sürecin önemine vurgu yaptı. Kaya, "İsmi ne olursa olsun, bugün diyalog ve müzakerenin konuşuluyor olması önemlidir. Ancak hala farklı bakış açılarına alan açmakta zorlanıyoruz" dedi.